Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Tebliğ
“Ulaşmak” manasına “belağa” kök fiilinin tef’il ölçüsünde maştan olan tebliğ, umumiyetle Hz. Peygamber (s.a.s)'in Allah'tan kullarına ulaştırdığı emirler, nehiyler ve sair hususlar hakkında kulllanılan tabirdir. Sahabîlerin Allah Resulü'nden öğrendiklerini kendilerine yetişen tabi'în nesile aktarmaları da bir anlamda tebliğdir. Hadis usulünde tebliğ, hadis meclislerinde mustemlî denilen görevlinin şeyhin sözlerini ona uzak olup da işitmesi mümkün olmayanlara duyurmak için tekrarlamasına denir. Büyük alimlerin çok kalabalık olan hadis meclislerinde şeyhin bulunduğu yere uzak düşenlerin onun sesini işitmeleri zordur. Bu durum karşısında bir tedbir olarak tebliğe başvurulmuştur. Şeyhin sözünü işitmeyenlerin müstemli tarafından tekrarlanan, bir diğer ifadeyle tebliğ edilen hadislerin müstemliden duyulduğu halde şeyhe nisbet edilerek rivayet edilmelerinin caiz olup olmadığında az da olsa ihtilaf vardır. Bazı muhaddisler, mesela Buhari Şeyhi Ebu Nu'aym el-Fadl b. Dukeyn, bir harf, bir isim bile olsa kulağıyla işitmeyip arkadaşlarından sorarak öğrendiği tek-tük kelimeleri şeyhinden değil arkadaşlarından rivayet edermiş. İbn Huzeyme ise daha ayrı bir yol tutarak şeyhten değil müstemlînin tebliğinden işittiği lafızları belirtmek üzere isnadında bazen ihtiyaten ahberanâ fulünün bi-teblîği fulânin özel eda lafzını kullanmış ve müstemliden işittiği kısmı böylece açıklamıştır. 

Tebe'u't-Tâbi'în
Bk. Etbâ'ut-Tâbi'in.
Tebe'u't-Tâbi'în veya kısaca el-etbâ' da denir. Hepsi de manaca birdir ve tabi'ilerden so a gelenler, tabi'ine tabi olanlar, tabi'ini takip edenler demektir.
Etbâ'u't-tâbi'în, kısaca tâbi'îlerle görüşüp onlardan hadis rivayet edenler olarak tanınırlar. Hadis Tarihinde Hz. Peygamber (s.a.s)'in hadislerini nakleden üçüncü nesil olarak bilinirler.
Çoğu ya bir sahabî torunu ya da tâbi'î çocuğu olan etbâ'u't-tâbi'îni oluşturan nesil, tamamen tâbi'îlerin talebesidir. onlardan sahabenin ilmini devşirmiş ve herbiri bulunduğu bölgenin parmakla gösterilen alimi olmuştur. Devirleri Hadis İlminin geleceği bakımından en önemli devri sayılır; çünkü bu devirde bir yandan hadisler yazılı metinlere intikal etmiş, bir yandan hadis rivayeti ilminin temelleri atılmıştır. Rivayet bu temeller üzerinde en mükemmel kaidelere bağlanmıştır. Tâbi'îler devrinde tedvin edilen hadislerin muntazam bir şekilde tasnifi Etbâ'u't-Tâbi'în devrinde de devam etmiştir. Bu çalışmaların sonucu olarak Ma’mer b. Râşid'in el-Câmî'i, İmâm Mâlik'in el-Muvatta'ı gibi ilk hadis eserleri ortaya çıkmıştır. Etbâ'u't-Tâbi'în devrinde tasnif edilen eserlerin daha so aki çalışmalara esas teşkil ettiği düşünülürse bu neslin Hadis İlmine hizmetleri daha iyi anlaşılır.
Etbâ'u't-Tâbi'în arasında pek çok değerli hadis âlimi yetişmiştir. Mâlik b. enes, Abdurrahmânb. Amr el-Evzâ'î, Sufyân b. Sa'id es-Sevrî, Şu'be İbnu'l-Haccâc, İbn Cureyc ve bunların talebelerinden Yahya b. Sa'îd el-Kattân ve Abdullah İbnu'l-Mubârek içlerinde en tanınmış olanlardır.

Taz'îf
Bir kimseyi za'fa nisbet etmek, onun zayıf olduğunu söylemek manasına gelir. Hadis Usulünde hadis ravisinin herhangi bir kusuru yüzünden zayıf olduğuna hükmetmeye denilmiştir. Umumiyetle bu manada kullanılmakla birlikte zayıf olduğuna hükmedilen ravinin hadisinin zayıf görülmesine denildiği de olmuştur.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget