Geceleyin Niyeti Terk Konusunda Ruhsat
73. Geceleyin Niyeti Terk Konusunda Ruhsat
2457- Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; demiştir ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma geldiği zaman!
" Yanınızda yiyecek bîr şey var mı?" der. Biz de " Hayır" dediğimizde,
" (O halde) ben oruçluyum" buyurdu.
Veki (Süfyan'dan fazla olarak) şunları da ilâve etti:
(Hazret-i Âişe devamla şöyle dedi:)
Başka bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim yanımıza geldi:
Ya Resûlallah bize Hays yemeği hediye edildi,, onu senin için sakladık, dedik.
" Getirin" buyurdu.
Hadis, Ebû Dâvûd'a iki ayrı yoldan gelmiştir. Bunlardan birisi: Muhammed b. Kesir, Süfyân, Talha b. Yahya diğeri de Osman b. Ebi Şeybe, Vekî', talha b. Yahya'dır. Bu bölüm birinci kısımdaki zâtların rivâyetinde mevcut değildir.
Talha dedi ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçlu idi, orucunu bozdu.
Buharî, savm 21, 51; Müslim, siyam 169-170; Nesâî, sıyâm 67; Tirmizî, savm 34; İbn Mâce, siyam 26; Ahmed b. Hanbel, III, 188, 248; IV 95; VI, 207.
2458- Ümmü Hânî (radıyallahü anhâ)'dan; nakledildiğine göre;
Mekke fethi günündeydi. Fâtıma gelip Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sol tarafına oturdu. Ümmü Hânî de sağında oturmakta idi.
Hadisin râvisi bizzat Ümmü Hâni'dir. Normal olarak onun " ben sağında idim" demesi gerekirdi. Ama o ya kendinden hikâye ederek böyle söylemiştir, ya da râvi kendi sözünü Ümmü Hânî'nin sözünün yerine koyarak hadisi mânâ olarak nakletmiştir. Bir câriye, içerisinde içecek olan bir kap getirip Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e takdîm etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan içti. Sonra kabı Ümmü Hânî’ye verdi. Ümmü Hânî de içip şöyle dedi: Ya Resûlallah, ben oruçlu idim, orucumu bozdum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem).
" Sen, bir borcunu mu kaza ediyordun?" buyurdu. Ümmü Hânî,
Hayır, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Eğer nafile ise zararı yok"
Dârimî, savm 30, Ahmed b. Hanbel, VI, 424. buyurdu.
٧٣ - باب فِي الرُّخْصَةِ فِي ذَلِكَ
٢٤٥٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، ح وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، جَمِيعًا عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، - رضى اللّه عنها - قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذَا دَخَلَ عَلَىَّ قَالَ ( هَلْ عِنْدَكُمْ طَعَامٌ ) . فَإِذَا قُلْنَا لاَ قَالَ ( إِنِّي صَائِمٌ ) . زَادَ وَكِيعٌ فَدَخَلَ عَلَيْنَا يَوْمًا آخَرَ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَحَبَسْنَاهُ لَكَ . فَقَالَ ( أَدْنِيهِ ) . قَالَ طَلْحَةُ فَأَصْبَحَ صَائِمًا وَأَفْطَرَ
٢٤٥٨ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي زِيَادٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ أُمِّ هَانِئٍ، قَالَتْ لَمَّا كَانَ يَوْمُ الْفَتْحِ فَتْحِ مَكَّةَ جَاءَتْ فَاطِمَةُ فَجَلَسَتْ عَنْ يَسَارِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأُمُّ هَانِئٍ عَنْ يَمِينِهِ قَالَتْ فَجَاءَتِ الْوَلِيدَةُ بِإِنَاءٍ فِيهِ شَرَابٌ فَنَاوَلَتْهُ فَشَرِبَ مِنْهُ ثُمَّ نَاوَلَهُ أُمَّ هَانِئٍ فَشَرِبَتْ مِنْهُ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَقَدْ أَفْطَرْتُ وَكُنْتُ صَائِمَةً . فَقَالَ لَهَا ( أَكُنْتِ تَقْضِينَ شَيْئًا ) . قَالَتْ لاَ . قَالَ ( فَلاَ يَضُرُّكِ إِنْ كَانَ تَطَوُّعًا ) .