بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
1. Şarabın Haram Kılınması
3671- Ömer (b. el-Hattâb) (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunmuştur, dedi ki: Şarabın haram kılınması (ile ilgili âyet) indiği gün şarap beş şeyden (olurdu): Üzümden, kuru hurmadan, baldan, buğdaydan ve arpadan. (Oysa) hamr, aklı örten şeydir. Üç şey vardır ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın bu üç şey hakkında üzerinde karar kılacağımız bir açıklama yapmadan bizden ayrılıp (öbür âleme) gitmemesini ne kadar isterdim: Dede, kelâle, ribâ bölümünden bazısı.
Buharı, tefsir sure (5) 10, eşribe 2, 5; Müslim, tefsir 32, 33; Nesâî', eşribe 20.
3672- Ömer b. Hattâb (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre;
(Hazret-i Ömer), şarabın yasaklanması (ile ilgili âyet) inince, " Ey Allah'ım, şarap hakkında bize şifa verici bir Açıklama getir" diye dua etmiş ve Bakara süresindeki, " Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: Onlarda (insanlar için) büyük günah vardır." Bakara, (2) 219. âyeti nazil olmuş. Bunun üzerine Hazret-i Ömer çağrılarak kendisine (bu âyet-i kerime) okunmuş. (Hazret-i Ömer bu âyeti dinleyince tekrar), " Ey Allah'ım, şarap hakkında bize (sadra) şifa verici bir Açıklama getir" diye dua etmiş, bunun üzerine Nisa süresindeki, " Ey iman edenler, sarhoş iken namaza yaklaşmayın." Nisa, (4) 43. âyeti nazil olmuş. (Bu âyet indikten sonra) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın bir tellâlı namaz kılma vakti gelince, " Sarhoşlar namaza yaklaşmasın" diye yüksek sesle bağırırmiş. (Hazret-i Ömer tekrar çağrılarak) kendisine bu âyet de okunmuş. O yine, " Ey Allah'ım, şarap hakkında bize (sadra) şifa verici bir Açıklama getir" diye dua etmiş. Arkasından Mâide süresindeki şu, " Artık vazgeçenlerden misiniz?" Mâide, (5) 91. âyeti nazil olmuştur. (Hazret-i Ömer sözlerine devam ederek), " Biz de (şaraba ve kumara) son verdik" demiştir.
Tirmizî, tefsir sûre (5) 8, 9; Nesâî, eşribe 1; Ahmed b. Hanbel, I, 53.
3673- Ali b. Ebî Talib (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre;
Ensar'dan bir adam şarabın haram kılınmasından önce (ki günlerde) Hazret-i Ali ile Abdurrahman b. Avf'ı çağırıp onlara (sarhoş edecek şekilde şarap) içirmiş. (O sırada akşam namazı vakti girmiş ve Hazret-i Ali) akşam namazında cemaate imam olmuş. (Namazda) " Kul ya eyyühel-kâfirûn" (sûresin)i okumuş ve sûrede yanılmış. Bunun üzerine " ...Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın" Nisa (4) 43. (âyeti) nazil olmuş.
Tirmizi, tefsir sûre (4) 5.
3674- İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunmuştur, dedi ki:
" Ey insanlar; şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve (üzerine yazılar yazılmış) şans okları..." Mâide, (5) 90. âyet-i kerimesi;
" Ey inananlar; sarhoşken namaza yaklaşmayın..." Nisâ, (4) 43. âyeti ile " Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: O ikisinde büyük günah vardır; (bir takım) faydalar da vardır" Bakara, (2) 219. âyetini neshetmiştir.
3675- Enes (b. Mâlik)'den (radıyallahü anh) rivâyet olunmuştur, dedi ki:
Şarabın (yeni) haram kılındığı sıralarda ben Ebû Talha'nm evinde bir topluluğa içki dağıtıyordum. O gün(lerde) fadîh (denilen içki) den başka bir içkimiz yoktu. Yanımıza bir adam geliverip;
" Muhakkak ki şarap haram kılınmıştır! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın tellalı (da bunu) yüksek sesle ilan etti" dedi. Biz de, (bu adam) Resûlüllah'ın tellâlıdır dedik (ve içki âlemimize son vererek oradan uzaklaştık).
١ - باب فِي تَحْرِيمِ الْخَمْرِ
٣٦٧١ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَنَا أَبُو حَيَّانَ، حَدَّثَنِي الشَّعْبِيُّ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، عَنْ عُمَرَ، قَالَ نَزَلَ تَحْرِيمُ الْخَمْرِ يَوْمَ نَزَلَ وَهِيَ مِنْ خَمْسَةِ أَشْيَاءَ مِنَ الْعِنَبِ وَالتَّمْرِ وَالْعَسَلِ وَالْحِنْطَةِ وَالشَّعِيرِ وَالْخَمْرُ مَا خَامَرَ الْعَقْلَ وَثَلاَثٌ وَدِدْتُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لَمْ يُفَارِقْنَا حَتَّى يَعْهَدَ إِلَيْنَا فِيهِنَّ عَهْدًا نَنْتَهِي إِلَيْهِ الْجَدُّ وَالْكَلاَلَةُ وَأَبْوَابٌ مِنْ أَبْوَابِ الرِّبَا .
٣٦٧٢ - حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مُوسَى الْخُتَّلِيُّ، أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ، - يَعْنِي ابْنَ جَعْفَرٍ - عَنْ إِسْرَائِيلَ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ، قَالَ لَمَّا نَزَلَ تَحْرِيمُ الْخَمْرِ قَالَ عُمَرُ اللَّهُمَّ بَيِّنْ لَنَا فِي الْخَمْرِ بَيَانًا شِفَاءً فَنَزَلَتِ الآيَةُ الَّتِي فِي الْبَقَرَةِ { يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ } الآيَةَ قَالَ فَدُعِيَ عُمَرُ فَقُرِئَتْ عَلَيْهِ قَالَ اللَّهُمَّ بَيِّنْ لَنَا فِي الْخَمْرِ بَيَانًا شِفَاءً فَنَزَلَتِ الآيَةُ الَّتِي فِي النِّسَاءِ { يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَقْرَبُوا الصَّلاَةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَى } فَكَانَ مُنَادِي رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذَا أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ يُنَادِي أَلاَ لاَ يَقْرَبَنَّ الصَّلاَةَ سَكْرَانُ فَدُعِيَ عُمَرُ فَقُرِئَتْ عَلَيْهِ فَقَالَ اللَّهُمَّ بَيِّنْ لَنَا فِي الْخَمْرِ بَيَانًا شِفَاءً فَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ { فَهَلْ أَنْتُمْ مُنْتَهُونَ } قَالَ عُمَرُ انْتَهَيْنَا .
٣٦٧٣ - حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ سُفْيَانَ، حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ السَّائِبِ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، عَلَيْهِ السَّلاَمُ أَنَّ رَجُلاً، مِنَ الأَنْصَارِ دَعَاهُ وَعَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ عَوْفٍ فَسَقَاهُمَا قَبْلَ أَنْ تُحَرَّمَ الْخَمْرُ فَأَمَّهُمْ عَلِيٌّ فِي الْمَغْرِبِ فَقَرَأَ { قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ } فَخَلَطَ فِيهَا فَنَزَلَتْ { لاَ تَقْرَبُوا الصَّلاَةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَى حَتَّى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ } .
٣٦٧٤ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَرْوَزِيُّ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُسَيْنٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِيِّ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ { يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَقْرَبُوا الصَّلاَةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَى } وَ { يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ } نَسَخَتْهُمَا الَّتِي فِي الْمَائِدَةِ { إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنْصَابُ } الآيَةَ .
٣٦٧٥ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ ثَابِتٍ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كُنْتُ سَاقِيَ الْقَوْمِ حَيْثُ حُرِّمَتِ الْخَمْرُ فِي مَنْزِلِ أَبِي طَلْحَةَ وَمَا شَرَابُنَا يَوْمَئِذٍ إِلاَّ الْفَضِيخُ فَدَخَلَ عَلَيْنَا رَجُلٌ فَقَالَ إِنَّ الْخَمْرَ قَدْ حُرِّمَتْ وَنَادَى مُنَادِي رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْنَا هَذَا مُنَادِي رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم .