Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 45. Bir Müslümanın Ayıbını Örtmek

4891- Ukbe b. Âmir'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(şöyle) buyurmuştur:

(Bir müslümana ait) herhangi bir kusuru görüp de onu saklayan kimse diri diri mezara gömülen bir kız çocuğunu (o) mezardan çıkararak hayata kavuşturan kimse gibidir."

4892- Ukbe b. Âmir'in katibi Dühayn dedi ki:

" Bizim şarap içen bir takım komşularımız vardı. Ben (birgün) kendilerini (şarap içmekten) men'ettim de vazgeçmediler. Bunun üzerine Ukbe'ye varıp:

" Ben şarap içen bu komşularımızı (şarap içmekten) nehyettiğim halde vazgeçiremedim. Ben de onlar(ı bu işten vazgeçirmesi) için polis çağıracağım" dedim. (Ukbe de bana:)

Onları bırak, cevabını verdi. Sonra Ukbe'ye bir daha varıp:

Gerçekten komşularımız şarap içmekten vazgeçmeye yanaşmıyorlar. Ben de kendilerini vazgeçirmesi) için polis çağıracağım, dedim.

Yazık sana onları bırak! Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı şöyle buyururken) işittim; dedi ve (bir önceki) Müslim (b. İbrahim) hadisinin manasını rivâyet etti.

Ebû Dâvud der ki: Haşim İbn el-Kasım bu hadise ilaveten Leys'den (şu sözleri de) rivâyet etti. (Ukbe sözlerini şöyle tamamladı: Bunu böyle) yapma; (fakat) önce onlara (yumuşaklıkla) Öğüt ver. (Eğer vazgeçmezlerse o zaman) kendilerini tehdid et.

٤٥ - بَاب فِي الْسَّتْر عَلَى الْمُسْلِم

٤٨٩١ - حَدَّثَنَا مُسْلِم بْن إِبْرَاهِيْم، ثَنَا عَبْد الْلَّه بْن الْمُبَارَك، عَن إِبْرَاهِيْم بْن نَشِيْط، عَن كَعْب بْن عَلْقَمَة، عَن أَبِي الْهَيْثَم، عَن عُقْبَة بْن عَامِر،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (مَن رَأَى عَوْرَة فَسَتَرَهَا كَان كَمَن أَحْيَا مُوءَّدة).

٤٨٩٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن يَحْيَى، ثَنَا ابْن أَبِي مَرْيَم، أَخْبَرَنَا الْلَّيْث قَال: حَدَّثَنِي إِبْرَاهِيْم بْن نَشِيْط، عَن كَعْب بْن عَلْقَمَة أَنَّه سَمِع أَبَا الْهَيْثَم يَذْكُر أَنَّه سَمِع دْخِيْنا كَاتِب عُقْبَة بْن عَامِر قَال:

كَان لَنَا جِيْرَان يَشْرَبُوْن الْخَمْر فَنَهَيْتُهُم فَلَم يَنْتَهُوْا، فَقُلْت لِعُقْبَة بْن عَامِر: إِن جِيْرَانَنَا هَؤُلَاء يَشْرَبُوْن الْخَمْر، وَإِنِّي نَهَيْتُهُم فَلَم يَنْتَهُوْا، فَأَنَا دَاع لَهُم الْشُّرَط فَقَال: دَعْهُم، ثُم رَجَعَت إِلَى عُقْبَة مَرَّة أُخْرَى فَقُلْت: إِن جِيْرَانَنَا قَد أَبَوْا أَن يَنْتَهُوْا عَن شُرْب الْخَمْر، وَأَنَا دَاع لَهُم الْشُّرَط، قَال: وَيْحَك! دَعْهُم فَإِنِّي سَمِعْت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم فَذَكَر مَعْنَى حَدِيْث مُسْلِم.

قَال أَبُو دَاوُد: قَال هَاشِم بْن الْقَاسِم، عَن لَيْث فِي هَذَا الْحَدِيْث قَال: لَا تَفْعَل وَلَكِن عِظْهُم وَتَهَدَّدْهُم.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 44. Tecessüs (Gizli Kusurları Araştırma) Haramdır

4888- Hazret-i Muaviye'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Eğer sen insanların gizli kusurlarını araştıracak olursan onları (n ahlâkını) bozmuş olursun" yahutta " neredeyse bozacak duruma gelirsin" buyurmuştur.

Ebû'd-Derdâ dedi ki:

" Bu, Muaviye'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittiği (ve gereğince amel ettiği için kendisinden) yararlandığı bir sözdür."

4889- el-Mikdam b. Ma'dikerib ile Ebû Umame'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Bir devlet yetkilisi, halka su-i zan ile muamele yapmaya kalkışacak olursa onları yoldan çıkarmış olur."

4890- Zeyd b. Vehb'den (rivâyet edildiğine göre); Hazret-i İbn Mes'ud'a (bir adam) getirilmiş de:

Bu adamın sakalından şarap damlıyor, denmiş. Hazret-i Abdullah (b. Mes'ud da):

Biz (gizli) kusur araştırmaktan nehyedildik, fakat bize bir suç açıkça görünecek olursa onu cezalandırırız, cevabını vermiş.

٤٤ - بَاب فِي الْنَّهْي عَن الْتَّجَسُّس

٤٨٨٨ - حَدَّثَنَا عِيْسَى بْن مُحَمَّد الْرَّمْلِي وَابْن عَوْف، وَهَذَا لَفْظُه قَالَا: ثَنَا الْفِرْيَابِي، عَن سُفْيَان، عَن ثَوْر، عَن رَاشِد بْن سَعْد، عَن مُعَاوِيَة قَال:

سُمِعَت رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم يَقُوْل: (إِنَّك إِن اتَّبَعْت عَوْرَات الْنَّاس أَفْسَدْتَهُم أَو كِدْت أَن تُفْسِدَهُم) فَقَال أَبُو الْدَّرْدَاء: كَلِمَة سَمِعَهَا مُعَاوِيَة مِن رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم نَفَعَه الْلَّه تَعَالَى بِهَا.

٤٨٨٩ - حَدَّثَنَا سَعِيْد بْن عَمْرو الْحَضْرَمِي، ثَنَا إِسْمَاعِيْل بْن عَيَّاش، ثَنَا ضَمْضَم بْن زُرْعَة، عَن شُرَيْح بْن عُبَيْد، عَن جُبَيْر بْن نُفَيْر وَكَثِيْر بْن مُرَّة وَعَمْرِو بْن الْأَسْوَد وَالْمِقْدَام بْن مَعْد يَكَرِب وَأَبِي أُمَامَة،

عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم قَال: (إِن الْأَمِيْر إِذَا ابْتَغَى الرِّيَبَة فِي الْنَّاس أَفْسَدَهُم).

٤٨٩٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْن أَبِي شَيْبَة، ثَنَا أَبُو مُعَاوِيَة، عَن الْأَعْمَش، عَن زَيْد بْن وَهْب قَال:

أَتَى ابْن مَسْعُوْد فَقِيْل [لَه]: هَذَا فُلَان تَقْطُر لِحْيَتُه خَمْرَا، فَقَال عَبْد الْلَّه: إِنَّا قَد نُهِيْنَا عَن الْتَّجَسُّس وَلَكِن إِن يَظْهَر لَنَا شَىْء نَّأْخُذ بِه.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 43. Gıybetini Yapan Kimselere Hakkını Helal Eden Kimseler Hakkında Gelen Hadisler

4886- Katâde'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Sizin herbiriniz Ebû Daygam yahut (Ebû) Damdam gibi olmaktan aciz midir? (Burada ravi Muhammed) b. Ubeyd (söz konusu zatın isminin Ebû Daygam mı, yoksa Ebû Damdam mı olduğunda) şüphe etti. (Hadisin kalan kısmını da şöyle rivâyet etti: Bu zat) her sabah şöyle dua ederdi:

" Ey Allah'ım, ben (dilleriyle) şerefimi (düşüren) kullarına hakkımı bağışladım."

4887- Abdurrahman b. Aclân'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Sizin herbiriniz, Ebû Damdam gibi olmaktan âciz midir?"

demiş de (orada bulunan sahabiler):

Ebû Damdam kimdir? diye sormuşlar (Rasûlu Ekrem efendimiz de bir önceki hadisin) manasını ifade eden şu cevabı vermiştir:

" Sizden önceki (kavim)ler içerisinde bulunan bir kimsedir. (O her sabah: Ey Allahım), ben bana küfreden kimselere şerefimi (lekeleyen bu küfürlerinden dolayı üzerlerine geçen hakkımı) bağışladım" (diye dua ederdi.)

Ebû Dâvud der ki: Bu hadisi mana olarak Haşim İbn el-Kasim da Muhammed İbn Abdullah el Ammî'den, o Sabit'den o da Enes yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmiştir. Hammâd' in rivâyeti ise daha sahihtir.

٤٣ - بَاب مَا جَاء فِي الْرَّجُل يُحَلِّل الْرِّجْل قَد اغْتَابَه

٤٨٨٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّد بْن عُبَيْد، ثَنَا ابْن ثَوْر، عَن مَعْمَر، عَن قَتَادَة قَال:

أَيَعْجِز أَحَدُكُم أَن يَكُوْن مِثْل أَبِي ضَيْغَم، أَو ضَمْضَم، شَك ابْن عُبَيْد كَان إِذَا أَصْبَح قَال: الْلَّهُم إِنِّي قَد تَصَدَّقْت بِعِرْضِي عَلَى عِبَادِك.

٤٨٨٧ - حَدَّثَنَا مُوْسَى بْن إِسْمَاعِيْل، ثَنَا حَمَّاد، عَن ثَابِت، عَن عَبْد الْرَّحْمَن بْن عَجْلَان، قَال:

قَال رَسُوْل الْلَّه صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم: (أَيَعْجِز أَحَدُكُم أَن يَكُوْن مِثْل أَبِي ضَمْضَم؟) قَالُوْا: وَمَن أَبُو ضَمْضَم؟ قَال: (رَجُل فِيْمَن كَان قَبْلَكُم) بِمَعْنَاه قَال: (عِرْضِي لِمَن شَتَمَنِي).

قَال أَبُو دَاوُد: رَوَاه هَاشِم بْن الْقَاسِم قَال: عَن مُحَمَّد بْن عَبْد الْلَّه الْعَمِّي، عَن ثَابِت قَال: ثَنَا أَنَس عَن الْنَّبِي صَلَّى الْلَّه عَلَيْه وَسَلَّم بِمَعْنَاه.

قَال أَبُو دَاوُد: وَحَدِيْث حَمَّاد أَصَح.



H A D İ S
K Ü T Ü P / H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget