Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7- Sarı ve Bulanık Renkli Akıntı

370- Muhammed (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Atıyye şöyle demiştir:

(Biz hayız kanı dışında sarı ve bulanık akıntı diye bir şey bilmezdik.) (Buhârî, Hayz: 21; Dârimi, Tahara: 94)

٧ - باب الصُّفْرَةِ وَالْكُدْرَةِ

٣٧٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ زُرَارَةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا إِسْمَاعِيلُ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ مُحَمَّدٍ، قَالَ قَالَتْ أُمُّ عَطِيَّةَ كُنَّا لاَ نَعُدُّ الصُّفْرَةَ وَالْكُدْرَةَ شَيْئًا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6- Hayız Kanı ve Özür Kanının Özellikleri

364- Fatıma binti ebi Hubeyş (radıyallahü anha)’den özür kanı geliyordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Hayız kanı bilindiği gibi siyahımsı bir kandır, o süre içinde namaz kılmayı bırak. O günler dışında gelen kan özür kanı olup o günlerde abdest alarak namaz kılabilirsin.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

365- Fatıma binti ebi Hubeyş (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, kendisinden özür kanı gelmekteydi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona:

(Hayız kanı bilindiği gibi siyahımsı bir kandır. O kanın geldiği günlerde namazı bırakın. Başka türlü kan gelince ise abdest alarak namazlarınızı kılın.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

366- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Fatıma binti ebi Hubeyş’ten özür kanı gelmekteydi, bu durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sormuştu da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle cevap vermişti:

(O damardan gelen bir kandır hayız kanı değildir. Hayız günlerinde namazı bırak hayız bitince gusledip kanı yıkayın ve namazınızı kılın çünkü o gelen kan hayız kanı olmayıp damardan gelen bir kandır.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Yıkanmayacak mı?) denildi. Cevaben buyurdular ki:

(Onda hiç şüphe yok.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

367- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Fatıma binti ebi Hubeyş, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Devamlı kan geliyor ve hiç temizlenemiyorum) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de:

(O kan damardan gelen bir kandır hayız kanı değildir. Hayız günlerin gelince namazlarını terk et, bitince kanı yıkayıp guslet ve namazlarını kıl) buyurdular. (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

368- Yine Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Fatıma binti ebi Hubeyş, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Temizlenemiyorum, devamlı kan geliyor namazları bırakabilir miyim?) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(O kan damardan gelen bir kandır hayız kanı değildir. Hayzın başladığında namaz kılmayı bırak bittiğinde ise guslet, kanı temizle ve namazını kıl.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

369- Yine Âişe (radıyallahü anha)’dan aktarıldığına göre, Fatıma binti ebi Hubeyş şöyle demiştir:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Ben hiç temizlenemiyorum bu yüzden namazlarımı terk edebilir miyim?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(O damardan gelen bir kandır. Namazlarını bırakma.) Hadisin Ravisi Halid hocama okuduğum hadiste şu ilave vardı:

(O hayız kanı değildir, hayzın başladığında namazı bırak bittiğinde ise yıkan ve kanı temizleyerek namazını kıl.) (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)

٦ - باب الْفَرْقِ بَيْنَ دَمِ الْحَيْضِ وَالاِسْتِحَاضَةِ

٣٦٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو، - وَهُوَ ابْنُ عَلْقَمَةَ بْنِ وَقَّاصٍ - عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ أَبِي حُبَيْشٍ، أَنَّهَا كَانَتْ تُسْتَحَاضُ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِذَا كَانَ دَمُ الْحَيْضِ - فَإِنَّهُ دَمٌ أَسْوَدُ يُعْرَفُ - فَأَمْسِكِي عَنِ الصَّلاَةِ وَإِذَا كَانَ الآخَرُ فَتَوَضَّئِي فَإِنَّمَا هُوَ عِرْقٌ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ هَذَا مِنْ كِتَابِهِ ‏.‏

٣٦٥ - وَأَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، مِنْ حِفْظِهِ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ أَبِي حُبَيْشٍ، كَانَتْ تُسْتَحَاضُ فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّ دَمَ الْحَيْضِ دَمٌ أَسْوَدُ يُعْرَفُ فَإِذَا كَانَ ذَلِكِ فَأَمْسِكِي عَنِ الصَّلاَةِ فَإِذَا كَانَ الآخَرُ فَتَوَضَّئِي وَصَلِّي ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَدْ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ غَيْرُ وَاحِدٍ وَلَمْ يَذْكُرْ أَحَدٌ مِنْهُمْ مَا ذَكَرَ ابْنُ أَبِي عَدِيٍّ وَاللَّهُ تَعَالَى أَعْلَمُ ‏.‏

٣٦٦ - أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، عَنْ حَمَّادٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتِ اسْتُحِيضَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِي حُبَيْشٍ فَسَأَلَتِ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ وَلَيْسَتْ بِالْحِيضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحِيضَةُ فَدَعِي الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ وَتَوَضَّئِي وَصَلِّي فَإِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ وَلَيْسَتْ بِالْحَيْضَةِ ‏)‏ ‏.‏ قِيلَ لَهُ فَالْغُسْلُ قَالَ ‏(‏ وَذَلِكَ لاَ يَشُكُّ فِيهِ أَحَدٌ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَدْ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ ‏(‏ وَتَوَضَّئِي ‏)‏ ‏.‏ غَيْرُ حَمَّادٍ وَاللَّهُ تَعَالَى أَعْلَمُ ‏.‏

٣٦٧ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ أَبِي حُبَيْشٍ، أَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ وَلَيْسَتْ بِالْحِيضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحِيضَةُ فَأَمْسِكِي عَنِ الصَّلاَةِ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ وَصَلِّي ‏)‏ ‏.‏

٣٦٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ قَالَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِي حُبَيْشٍ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم لاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّمَا ذَلِكِ عِرْقٌ وَلَيْسَتْ بِالْحِيضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحِيضَةُ فَدَعِي الصَّلاَةَ وَإِذَا ذَهَبَ قَدْرُهَا فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ وَصَلِّي ‏)‏ ‏.‏

٣٦٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو الأَشْعَثِ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ، قَالَ سَمِعْتُ هِشَامًا، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ بِنْتَ أَبِي حُبَيْشٍ، قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لاَ أَطْهُرُ أَفَأَتْرُكُ الصَّلاَةَ قَالَ ‏(‏ لاَ إِنَّمَا هُوَ عِرْقٌ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ خَالِدٌ وَفِيمَا قَرَأْتُ عَلَيْهِ ‏(‏ وَلَيْسَتْ بِالْحِيضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحِيضَةُ فَدَعِي الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ ثُمَّ صَلِّي ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5- Hayızlı Kimse İki Vakit Namazını Birleştirebilir Mi?

362- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında devamlı kan gelen bir kadına; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi:

(O damardan devamlı akan bir kandır, böylece öğle namazını geciktirip ikindiyle birlikte bir gusül abdestiyle kılmasını, akşam namazını geciktirip yatsıyla beraber yine tek gusül abdestiyle kılmasını, sabah namazı için de tek gusül yaparak kılmasını emretti.) (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)

363- Zeyneb binti cahş (radıyallahü anh) tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Devamlı özür kanı geliyor ne yapmalıyım?) dedim şöyle buyurdular:

(Hayız günlerinde namazlarını terkedip oturursun sonra gusleder öğleyi geciktirip ikindiyle birlikte kılarsın. Sonra tekrar gusleder akşam namazını geciktirip yatsıyla beraber kılarsın. Sabah namazını ise tek bir gusülle kılarsın.) (Tirmizî, Tahara: 96)

٥ - باب جَمْعِ الْمُسْتَحَاضَةِ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ وَغُسْلِهَا إِذَا جَمَعَتْ

٣٦٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ امْرَأَةً، مُسْتَحَاضَةً عَلَى عَهْدِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قِيلَ لَهَا إِنَّهُ عِرْقٌ عَانِدٌ وَأُمِرَتْ أَنْ تُؤَخِّرَ الظُّهْرَ وَتُعَجِّلَ الْعَصْرَ وَتَغْتَسِلَ لَهُمَا غُسْلاً وَاحِدًا وَتُؤَخِّرَ الْمَغْرِبَ وَتُعَجِّلَ الْعِشَاءَ وَتَغْتَسِلَ لَهُمَا غُسْلاً وَاحِدًا وَتَغْتَسِلَ لِصَلاَةِ الصُّبْحِ غُسْلاً وَاحِدًا ‏.‏

٣٦٣ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنِ الْقَاسِمِ، عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ، قَالَتْ قُلْتُ لِلنَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم إِنَّهَا مُسْتَحَاضَةٌ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ تَجْلِسُ أَيَّامَ أَقْرَائِهَا ثُمَّ تَغْتَسِلُ وَتُؤَخِّرُ الظُّهْرَ وَتُعَجِّلُ الْعَصْرَ وَتَغْتَسِلُ وَتُصَلِّي وَتُؤَخِّرُ الْمَغْرِبَ وَتُعَجِّلُ الْعِشَاءَ وَتَغْتَسِلُ وَتُصَلِّيهِمَا جَمِيعًا وَتَغْتَسِلُ لِلْفَجْرِ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget