Namaza, Koşmaksızın Hızlıca Gitmek
58- Namaza, Koşmaksızın Hızlıca Gitmek
870- Ebû Rafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazını kıldıktan sonra Abdül eşhel oğullarının yanına gider akşam namazı vaktine kadar onların yanında sohbet ederdi. Ebû Rafi diyor ki: Bir defa Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), akşam namazına yetişebilmek için süratlice giderken Baki mezarlığına uğradık Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Yazık sana! Yazık sana!) dedi bu laf bana çok ağır geldi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana söylüyor sandım ve geri kalmak istedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Niçin geri kalıyorsun yürü) dedi. Ben de:
(Bir suç işledim herhalde) dedim. (Nedir?) diye sordu. (Bana yazıklar olsun) dedin diye cevap verdim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Hayır sana söylemedim şu kabrin yanından geçtiğimiz kimse var ya onu zekat toplamak için göndermiştim de o zekat malından bir gömlek aşırmıştı, şimdi ona o gömleğe karşılık ateşten bir zırh giydirildi) buyurdu. (Müsned: 25938)
871-
٥٨ - باب الإِسْرَاعِ إِلَى الصَّلاَةِ مِنْ غَيْرِ سَعْىٍ
٨٧٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ سَوَّادِ بْنِ الأَسْوَدِ بْنِ عَمْرٍو، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، عَنْ مَنْبُوذٍ، عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذَا صَلَّى الْعَصْرَ ذَهَبَ إِلَى بَنِي عَبْدِ الأَشْهَلِ فَيَتَحَدَّثُ عِنْدَهُمْ حَتَّى يَنْحَدِرَ لِلْمَغْرِبِ . قَالَ أَبُو رَافِعٍ فَبَيْنَمَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يُسْرِعُ إِلَى الْمَغْرِبِ مَرَرْنَا بِالْبَقِيعِ فَقَالَ ( أُفٍّ لَكَ أُفٍّ لَكَ ) . قَالَ فَكَبُرَ ذَلِكَ فِي ذَرْعِي فَاسْتَأْخَرْتُ وَظَنَنْتُ أَنَّهُ يُرِيدُنِي فَقَالَ ( مَا لَكَ امْشِ ) . فَقُلْتُ أَحْدَثْتُ حَدَثًا . قَالَ ( مَا ذَاكَ ) . قُلْتُ أَفَّفْتَ بِي . قَالَ ( لاَ وَلَكِنْ هَذَا فُلاَنٌ بَعَثْتُهُ سَاعِيًا عَلَى بَنِي فُلاَنٍ فَغَلَّ نَمِرَةً فَدُرِّعَ الآنَ مِثْلَهَا مِنْ نَارٍ ) .
٨٧١ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي مَنْبُوذٌ، - رَجُلٌ مِنْ آلِ أَبِي رَافِعٍ - عَنِ الْفَضْلِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي رَافِعٍ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، نَحْوَهُ .