Namazda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Salavat Getirmenin Emredilmesi
49- Namazda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Salevat Getirmenin Emredilmesi
1293- Ebu Mes’ud el Ensarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizler Sa’d b. Ubâde’nin sohbetinde iken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkageldi. Beşir b. Sa’d Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: Ey Allah’ın Rasûlü, Aziz ve Celil olan Allah bizim sana salevat getirmemizi emretti. Bu sebeple Sana nasıl salevat getirelim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) önce sustu. Bizlerde keşke Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e böyle bir soru sormasaydı dedik. Sonra şöyle salevat getirin buyurdu:
(Salli Barik duaları) (Ey Allah’ım! Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, O’nun soy sop ve inanan yakınlarına; İbrahim (aleyhisselâm) ve O’nun soy sopuna yeryüzünde rahmet edip hoş muamele et. Ey Allah’ım, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, O’nun soy sop ve inanan yakınlarına İbrahim (aleyhisselâm)’ın soy sop ve inanan yakınlarını mübarek kılıp yeryüzünde bereketli hayatlar nasib ettiğin gibi mübarek kıl, Sen övülmeye layık ve şanı şerefi yüce olansın. Selâm da bildiğiniz gibidir.) (Müslim, Salat: 18; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 25)
٤٩ - باب الأَمْرِ بِالصَّلاَةِ عَلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم
١٢٩٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نُعَيْمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُجْمِرِ، أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ زَيْدٍ الأَنْصَارِيَّ، - وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ الَّذِي أُرِيَ النِّدَاءَ بِالصَّلاَةِ - أَخْبَرَهُ عَنْ أَبِي مَسْعُودٍ الأَنْصَارِيِّ، أَنَّهُ قَالَ أَتَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي مَجْلِسِ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ فَقَالَ لَهُ بَشِيرُ بْنُ سَعْدٍ أَمَرَنَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ نُصَلِّيَ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَكَيْفَ نُصَلِّي عَلَيْكَ فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حَتَّى تَمَنَّيْنَا أَنَّهُ لَمْ يَسْأَلْهُ ثُمَّ قَالَ ( قُولُوا اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ فِي الْعَالَمِينَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ وَالسَّلاَمُ كَمَا عَلِمْتُمْ ) .