Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4- Ramazan Ayında Kılınan Teravih Namazı

1615- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir gece mescidde teravih namazını kıldı, cemaatte O’nunla birlikte kıldı. Ertesi gece kıldığında cemaat daha da çoğalmıştı, üçüncü ve dördüncü gecelerde cemaat bir hayli çoğalmıştı fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) odasından dışarı çıkmadı. Sabahleyin ise şöyle buyurdu:

(Geldiğinizi duydum fakat bu namazın size farz oluvereceğinden korktuğum için çıkmadım.) Bu olay Ramazan ayında olmuştu. (Buhârî, ezan: 80; Müslim, Salatül Müsafirin: 29)

1616- Ebu Zer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Ramazanda oruç tuttuk, ayın sonundan yedi gün kalıncaya kadar bize gece namazı kıldırmadı. Son yedinci gece, gecenin üçte biri süresince bize gece namazı kıldırdı, son altıncı gece yine kıldırmadı, son beşinci gecede gece yarısına kadar namaz kıldırdı. Ben:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bu gecenin diğer yarısında da bize nafile namaz kıldırsanız) dedim. Şöyle buyurdular:

(İmam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılan kimseye Allah; tüm geceyi namazla geçirmiş gibi sevap verir.) Daha sonra ay sonuna üç gün kalıncaya kadar bize namaz kıldırmadı, üçüncü gece tüm aile fertlerini ve hanımlarını da toplayıp bize namaz kıldırmıştı ki namazın uzamasından dolayı felahı kaçıracağımızdan korkmuştuk. (Felah nedir?) diye sordum. (Sahurdur) diye cevap verdi. (Ebû Dâvûd, Salat: 318; Tirmizî, Savm: 81)

1617- Nuaym b. Ziyad ebu Talha (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Numan b. Beşir’in, Hımıs’ta minberde şöyle dediğini duymuştum: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesi gecenin ilk üçte birine kadar gece namazı (teravih) kıldık. Yirmi beşinci gecesi de yine gece yarısına kadar kıldık. Yirmi yedinci gece kıldığımız namazı o derece uzattı ki felahı kaçıracağımızı zannettik. O zamanlarda sahura felah ismi verilirdi. (Tirmizî, Savm: 81; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 173)

٤ - باب قِيَامِ شَهْرِ رَمَضَانَ

١٦١٥ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلَّى فِي الْمَسْجِدِ ذَاتَ لَيْلَةٍ وَصَلَّى بِصَلاَتِهِ نَاسٌ ثُمَّ صَلَّى مِنَ الْقَابِلَةِ وَكَثُرَ النَّاسُ ثُمَّ اجْتَمَعُوا مِنَ اللَّيْلَةِ الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ فَلَمْ يَخْرُجْ إِلَيْهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَلَمَّا أَصْبَحَ قَالَ ‏(‏ قَدْ رَأَيْتُ الَّذِي صَنَعْتُمْ فَلَمْ يَمْنَعْنِي مِنَ الْخُرُوجِ إِلَيْكُمْ إِلاَّ أَنِّي خَشِيتُ أَنْ يُفْرَضَ عَلَيْكُمْ ‏)‏ ‏.‏ وَذَلِكَ فِي رَمَضَانَ ‏.‏

١٦١٦ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفُضَيْلِ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِي هِنْدٍ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، قَالَ صُمْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي رَمَضَانَ فَلَمْ يَقُمْ بِنَا حَتَّى بَقِيَ سَبْعٌ مِنَ الشَّهْرِ فَقَامَ بِنَا حَتَّى ذَهَبَ ثُلُثُ اللَّيْلِ ثُمَّ لَمْ يَقُمْ بِنَا فِي السَّادِسَةِ فَقَامَ بِنَا فِي الْخَامِسَةِ حَتَّى ذَهَبَ شَطْرُ اللَّيْلِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْ نَفَّلْتَنَا بَقِيَّةَ لَيْلَتِنَا هَذِهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ إِنَّهُ مَنْ قَامَ مَعَ الإِمَامِ حَتَّى يَنْصَرِفَ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ قِيَامَ لَيْلَةٍ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ لَمْ يُصَلِّ بِنَا وَلَمْ يَقُمْ حَتَّى بَقِيَ ثَلاَثٌ مِنَ الشَّهْرِ فَقَامَ بِنَا فِي الثَّالِثَةِ وَجَمَعَ أَهْلَهُ وَنِسَاءَهُ حَتَّى تَخَوَّفْنَا أَنْ يَفُوتَنَا الْفَلاَحُ ‏.‏ قُلْتُ وَمَا الْفَلاَحُ قَالَ السُّحُورُ ‏.‏

١٦١٧ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ، قَالَ أَخْبَرَنِي مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، قَالَ حَدَّثَنِي نُعَيْمُ بْنُ زِيَادٍ أَبُو طَلْحَةَ، قَالَ سَمِعْتُ النُّعْمَانَ بْنَ بَشِيرٍ، عَلَى مِنْبَرِ حِمْصَ يَقُولُ قُمْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي شَهْرِ رَمَضَانَ لَيْلَةَ ثَلاَثٍ وَعِشْرِينَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ الأَوَّلِ ثُمَّ قُمْنَا مَعَهُ لَيْلَةَ خَمْسٍ وَعِشْرِينَ إِلَى نِصْفِ اللَّيْلِ ثُمَّ قُمْنَا مَعَهُ لَيْلَةَ سَبْعٍ وَعِشْرِينَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنْ لاَ نُدْرِكَ الْفَلاَحَ وَكَانُوا يُسَمُّونَهُ السُّحُورَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3- Ramazan Orucu Tutanın Günahları Affedilir Mi?

1613- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Kim Ramazan orucunu (ve gecesinde kılınan teravih namazını) inanarak ve sadece Allah rızası için yaparsa geçmiş günahları affedilir.) (Müslim, Salatül Müsafirin: 25; Ebû Dâvûd, Salat: 318)

1614- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Kim Ramazan orucunu ve gecesinde kılınan teravih namazını inanarak ve sadece Allah rızası için yaparsa geçmiş günahları affedilir.) (Müslim, Salatül Müsafirin: 25; Ebû Dâvûd, Salat: 318)

٣ - باب ثَوَابِ مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا

١٦١٣ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ‏)‏ ‏.‏

١٦١٤ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَبُو بَكْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ، قَالَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ، عَنْ مَالِكٍ، قَالَ قَالَ الزُّهْرِيُّ أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، وَحُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2- Gece Namazı (Vitr ve Teheccüd)

1612- Sa’d b. Hişam (radıyallahü anh) anlatıyor: İbn Abbâs’la karşılaştım ve ona Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazını nasıl kıldığını sordum. O da:

(Sana Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazını yeryüzünde en iyi bilen birini haber vereyim mi?) dedi. Ben de:

(Evet) dedim. O da:

(Âişe’dir, git ona sor ve verdiği cevapları bana da bildir) dedi. Ona giderken yolda Hakim b. Eflah’a rastladım, onu da götürmek istedim. Fakat, O:

(Ben gitmem çünkü ben ona şu iki gurup arasında cereyan eden olaylarla ilgili bir şey söylememesini istemiştim fakat dinlemedi) dedi. Bunun üzerine gelmesi için yemin verdim o da benimle geldi. Âişe’nin yanına girince; Âişe, Hakim’e:

(Yanındaki kim?) diye sordu. Ben de:

(Sa’d b. Hişam) dedim. (Hangi Hişam?) dedi. Ben de:

(Amir’in oğlu) deyince; Amir’e rahmet okudu ve:

(Amir ne iyi insandı) dedi. Ben de:

(Ey Mü’minlerin annesi bana, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ahlâkından bahset) dedim. O da:

(Sen, Kur’an okumuyor musun?) dedi. Ben de:

(Evet) dedim. O da:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in ahlâkı Kur’an’dı) dedi. Tam kalkacağım sırada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece kıldığı namazı aklıma geldi ve:

(Ey Mü’minlerin annesi bana Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gece namazından haber ver) dedim. (Müzemmil sûresini okumuyor musun?) dedi. Ben de:

(Evet) dedim. O da şöyle dedi:

(Allah, bu sûrenin başında gece namazını farz kılmıştı bu yüzden Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı bir yıla yakın bu namaza devam etmişlerdi. Bu namaz da ayakları şişerdi. Sonunda Allah, on iki ay geçince bu sûrenin son ayetini indirdi. Böylece farz olan bu teheccüd namazı nafile olmuş oldu. Yine tam kalkacağım sırada, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitri nasıl kıldığı hatırıma geldi ve:

(Ey Mü’minlerin annesi, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vitir namazından bahseder misin?) dedim. O’da şöyle buyurdu:

(Biz, misvak ve abdest suyunu hazırlardık, Allah; O’nun ne zaman kalkmasını isterse o zaman gece namazı için O’nu kaldırırdı. O da dişlerini misvaklar, abdest alır ve hiç oturmaksızın sekiz rekat namaz kılardı. Sekizinci rekatta oturur, Allah’ı zikreder, dua eder ve bize işittirecek derecede sesli selâm verirdi. Sonra oturduğu yerden iki rekat daha kılar selâm verir sonra tek bir rekat daha kılardı. Böylece on bir rekat kılmış olurdu. Evladım! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yaslanıp ta biraz şişmanlayınca yedi rekat vitir kılar sonra oturduğu yerden iki rekat daha kılar ve selâm verirdi. Böylece kıldığı rekat sayısı dokuz olmuş olurdu. Evladım! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir namazı kılmaya başladığında onu devamlı kılmayı severdi. Onun gece namaz kılmasına uyku, hastalık ve ağrı gibi bir şey engel olursa gündüz onun yerine on iki rekat kılardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir gecede Kur’an’ın tamamını okuduğunu, bir geceyi tamamı ile ibadetle geçirdiğini, Ramazan dışında hiçbir ayın tamamını oruçla geçirdiğini bilmem. Ben tekrar İbn Abbâs’a geldim, anlatılanları ona aktardım. O da:

(Doğru söylemiş eğer sizinle birlikte ben de gelseydim ağzına girercesine dikkatlice dinlerdim) dedi. (Müslim, Salatül Müsafirin: 18; Dârimi, Salat: 166)

٢ - باب قِيَامِ اللَّيْلِ

١٦١٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ سَعِيدٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ، عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ، أَنَّهُ لَقِيَ ابْنَ عَبَّاسٍ فَسَأَلَهُ عَنِ الْوَتْرِ، فَقَالَ أَلاَ أُنَبِّئُكَ بِأَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ بِوِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ عَائِشَةُ ائْتِهَا فَسَلْهَا ثُمَّ ارْجِعْ إِلَىَّ فَأَخْبِرْنِي بِرَدِّهَا عَلَيْكَ فَأَتَيْتُ عَلَى حَكِيمِ بْنِ أَفْلَحَ فَاسْتَلْحَقْتُهُ إِلَيْهَا فَقَالَ مَا أَنَا بِقَارِبِهَا إِنِّي نَهَيْتُهَا أَنْ تَقُولَ فِي هَاتَيْنِ الشِّيعَتَيْنِ شَيْئًا فَأَبَتْ فِيهَا إِلاَّ مُضِيًّا ‏.‏ فَأَقْسَمْتُ عَلَيْهِ فَجَاءَ مَعِي فَدَخَلَ عَلَيْهَا فَقَالَتْ لِحَكِيمٍ مَنْ هَذَا مَعَكَ قُلْتُ سَعْدُ بْنُ هِشَامٍ ‏.‏ قَالَتْ مَنْ هِشَامٌ قُلْتُ ابْنُ عَامِرٍ ‏.‏ فَتَرَحَّمَتْ عَلَيْهِ وَقَالَتْ نِعْمَ الْمَرْءُ كَانَ عَامِرًا ‏.‏ قَالَ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْبِئِينِي عَنْ خُلُقِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ قَالَتْ أَلَيْسَ تَقْرَأُ الْقُرْآنَ قَالَ قُلْتُ بَلَى ‏.‏ قَالَتْ فَإِنَّ خُلُقَ نَبِيِّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الْقُرْآنُ ‏.‏ فَهَمَمْتُ أَنْ أَقُومَ فَبَدَا لِي قِيَامُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْبِئِينِي عَنْ قِيَامِ نَبِيِّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ قَالَتْ أَلَيْسَ تَقْرَأُ هَذِهِ السُّورَةَ ‏{‏ يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ ‏}‏ قُلْتُ بَلَى ‏.‏ قَالَتْ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ افْتَرَضَ قِيَامَ اللَّيْلِ فِي أَوَّلِ هَذِهِ السُّورَةِ فَقَامَ نَبِيُّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَصْحَابُهُ حَوْلاً حَتَّى انْتَفَخَتْ أَقْدَامُهُمْ وَأَمْسَكَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ خَاتِمَتَهَا اثْنَىْ عَشَرَ شَهْرًا ثُمَّ أَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ التَّخْفِيفَ فِي آخِرِ هَذِهِ السُّورَةِ فَصَارَ قِيَامُ اللَّيْلِ تَطَوُّعًا بَعْدَ أَنْ كَانَ فَرِيضَةً فَهَمَمْتُ أَنْ أَقُومَ فَبَدَا لِي وِتْرُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْتُ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْبِئِينِي عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏ قَالَتْ كُنَّا نُعِدُّ لَهُ سِوَاكَهُ وَطَهُورَهُ فَيَبْعَثُهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لِمَا شَاءَ أَنْ يَبْعَثَهُ مِنَ اللَّيْلِ فَيَتَسَوَّكُ وَيَتَوَضَّأُ وَيُصَلِّي ثَمَانِيَ رَكَعَاتٍ لاَ يَجْلِسُ فِيهِنَّ إِلاَّ عِنْدَ الثَّامِنَةِ يَجْلِسُ فَيَذْكُرُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَيَدْعُو ثُمَّ يُسَلِّمُ تَسْلِيمًا يُسْمِعُنَا ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ بَعْدَ مَا يُسَلِّمُ ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَةً فَتِلْكَ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً يَا بُنَىَّ فَلَمَّا أَسَنَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَخَذَ اللَّحْمَ أَوْتَرَ بِسَبْعٍ وَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ بَعْدَ مَا سَلَّمَ فَتِلْكَ تِسْعُ رَكَعَاتٍ يَا بُنَىَّ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذَا صَلَّى صَلاَةً أَحَبَّ أَنْ يَدُومَ عَلَيْهَا وَكَانَ إِذَا شَغَلَهُ عَنْ قِيَامِ اللَّيْلِ نَوْمٌ أَوْ مَرَضٌ أَوْ وَجَعٌ صَلَّى مِنَ النَّهَارِ اثْنَتَىْ عَشْرَةَ رَكْعَةً وَلاَ أَعْلَمُ أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَرَأَ الْقُرْآنَ كُلَّهُ فِي لَيْلَةٍ وَلاَ قَامَ لَيْلَةً كَامِلَةً حَتَّى الصَّبَاحِ وَلاَ صَامَ شَهْرًا كَامِلاً غَيْرَ رَمَضَانَ فَأَتَيْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ فَحَدَّثْتُهُ بِحَدِيثِهَا فَقَالَ صَدَقَتْ أَمَا أَنِّي لَوْ كُنْتُ أَدْخُلُ عَلَيْهَا لأَتَيْتُهَا حَتَّى تُشَافِهَنِي مُشَافَهَةً ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ كَذَا وَقَعَ فِي كِتَابِي وَلاَ أَدْرِي مِمَّنِ الْخَطَأُ فِي مَوْضِعِ وِتْرِهِ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget