Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19- Müslüman Olup Hicret ve Cihad Edenin Durumu

3146- Fedale b. Ubeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Örneğiniz ve önderiniz benim. Bana iman edip, Müslüman olup hicret ederseniz Cennetin kıyılarından ve ortasından bir ev verileceğine kefilim. ve yine ben, bana inanıp benim yolumda giden ve cihad edene de yine Cennetin kıyılarından ve ortasından ve Cennetin en üst derecesinden bir köşk verileceğine kefilim. Kim böyle bir iş yaparsa elde etmedik bir hayır bırakmamış, kaçınmadık bir şer de bırakmamış sayılır. Nerede ölürse ölsün fark etmez.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

3147- Sebre b. Ebu Fakih (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Şeytan, ademoğlunun her yerde önüne oturur, Müslüman olma yolunda yine önüne oturur, engeller çıkarmaya ve Allah yolundan saptırmaya çalışır ve yeni Müslüman olan birine şöyle der:

(Sen Müslüman oldun, babanın ve atalarının dinini terk ettin ha!) O kimse şeytanı dinlemez ona isyan eder ve Müslüman olarak kalmış olur. Şeytan hicret eden kimsenin de yolunu keser, önüne oturur ve şöyle der:

(Kendi vatanını ve yurdunu terk edip nasıl hicret edersin? Hicret etmek dizginlerinden bağlanmış at gibidir ve çok sıkıntılıdır) der. O kimse de ona isyan edip onu dinlemez ve hicretini yapmış olur. Sonra şeytan, cihad yolu üzerine oturur ve şöyle der:

(Cihad yorgunluk demektir, hem kendini yorarsın hem de malını kaybedersin, savaşacak ve öldürüleceksin. Karın başkasına nikahlanacak, malların taksim edilecek…) O kimse de şeytanın bu sözlerine kulak vermez ve isyan ederse o da cihadını yapmış olur.) Daha sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim bunları böylece yaparsa, o kimseyi Cennete koymak Allah üzerine bir borçtur. Savaşta öldürülse de, boğularak ölse de, hayvanın sırtından düşüp ölse de Allah o kimseyi mutlaka Cennetine koyacaktır.) (Müsned: 15392)

١٩ - باب مَا لِمَنْ أَسْلَمَ وَهَاجَرَ وَجَاهَدَ

٣١٤٦ - قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ وَهْبٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو هَانِئٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مَالِكٍ الْجَنْبِيِّ، أَنَّهُ سَمِعَ فَضَالَةَ بْنَ عُبَيْدٍ، يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ أَنَا زَعِيمٌ - وَالزَّعِيمُ الْحَمِيلُ - لِمَنْ آمَنَ بِي وَأَسْلَمَ وَهَاجَرَ بِبَيْتٍ فِي رَبَضِ الْجَنَّةِ وَبِبَيْتٍ فِي وَسَطِ الْجَنَّةِ وَأَنَا زَعِيمٌ لِمَنْ آمَنَ بِي وَأَسْلَمَ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِبَيْتٍ فِي رَبَضِ الْجَنَّةِ وَبِبَيْتٍ فِي وَسَطِ الْجَنَّةِ وَبِبَيْتٍ فِي أَعْلَى غُرَفِ الْجَنَّةِ مَنْ فَعَلَ ذَلِكَ فَلَمْ يَدَعْ لِلْخَيْرِ مَطْلَبًا وَلاَ مِنَ الشَّرِّ مَهْرَبًا يَمُوتُ حَيْثُ شَاءَ أَنْ يَمُوتَ ‏)‏ ‏.‏

٣١٤٧ - أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَعْقُوبَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ، هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَقِيلٍ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَقِيلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ الْمُسَيَّبِ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ سَبْرَةَ بْنِ أَبِي فَاكِهٍ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ إِنَّ الشَّيْطَانَ قَعَدَ لاِبْنِ آدَمَ بِأَطْرُقِهِ فَقَعَدَ لَهُ بِطَرِيقِ الإِسْلاَمِ فَقَالَ تُسْلِمُ وَتَذَرُ دِينَكَ وَدِينَ آبَائِكَ وَآبَاءِ أَبِيكَ فَعَصَاهُ فَأَسْلَمَ ثُمَّ قَعَدَ لَهُ بِطَرِيقِ الْهِجْرَةِ فَقَالَ تُهَاجِرُ وَتَدَعُ أَرْضَكَ وَسَمَاءَكَ وَإِنَّمَا مَثَلُ الْمُهَاجِرِ كَمَثَلِ الْفَرَسِ فِي الطِّوَلِ فَعَصَاهُ فَهَاجَرَ ثُمَّ قَعَدَ لَهُ بِطَرِيقِ الْجِهَادِ فَقَالَ تُجَاهِدُ فَهُوَ جَهْدُ النَّفْسِ وَالْمَالِ فَتُقَاتِلُ فَتُقْتَلُ فَتُنْكَحُ الْمَرْأَةُ وَيُقْسَمُ الْمَالُ فَعَصَاهُ فَجَاهَدَ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ فَمَنْ فَعَلَ ذَلِكَ كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ يُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ وَمَنْ قُتِلَ كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ يُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ وَإِنْ غَرِقَ كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ يُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ أَوْ وَقَصَتْهُ دَابَّتُهُ كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ يُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18- Allah (Azze ve Celle) Yolunda Cihad Eden Mücahidin Derecesi

3144- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Ey Ebu Said! Kim Rab olarak Allah’tan razı olur, din olarak ta İslâm’ı seçerse, Peygamber olarak ta Muhammed’i kabul ederse; Cennet ona vacib olur.) Ravi diyor ki: Ebu Said buna çok hayret etti ve:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Söylediğini bana tekrar söyler misin?) Dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) söylediğini tekrarladı ve şöyle devam etti:

(Bir başka şey daha vardır ki onu yapanın derecesi Cennette yüz kat artar, her derecenin arası da gökle yer arası gibidir.) Ebu Said:

(Ey Allah’ın Rasûlü! O nedir?) deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah yolunda cihaddır. Allah yolunda cihaddır.) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salat: 36; Müslim, İmara: 31)

3145- Ebu’d Derda (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim namazını doğru dürüst ve devamlı kılarsa ve zekatını da verip Allah’a hiçbir kimseyi ve hiçbir şeyi ortak koşmadan ölürse, hicret etmeyip doğduğu yerde ölse bile Allah onu bağışlar.) Bunun üzerine biz:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bunu biz insanlara haber versek de sevinseler olmaz mı) dedik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti:

(Cennette yüz derece vardır ki her bir derecenin arası yerle gök arası kadardır. Allah bu yerleri kendi yolunda gayret gösterip çabalayan mücahidler için hazırlamıştır. Mü’minlere zorluk vermeyeceğini bilsem ve onlar için savaş malzemesi bulabilsem ve benim katıldığım savaşa katılmayınca üzülmeyeceklerini bir bilsem şüphesiz her müfrezeye mutlaka katılır ve Allah yolunda ölüp dirilmeyi sonra tekrar ölmeyi isterdim.) (Buhârî, Cihad ve Siyer: 18)

١٨ - باب دَرَجَةِ الْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٣١٤٤ - قَالَ الْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ وَهْبٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو هَانِئٍ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِيِّ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ يَا أَبَا سَعِيدٍ مَنْ رَضِيَ بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالإِسْلاَمِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ نَبِيًّا وَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ فَعَجِبَ لَهَا أَبُو سَعِيدٍ قَالَ أَعِدْهَا عَلَىَّ يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ فَفَعَلَ ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ وَأُخْرَى يُرْفَعُ بِهَا الْعَبْدُ مِائَةَ دَرَجَةٍ فِي الْجَنَّةِ مَا بَيْنَ كُلِّ دَرَجَتَيْنِ كَمَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ وَمَا هِيَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ‏(‏ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ‏)‏ ‏.‏

٣١٤٥ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ بَكَّارِ بْنِ بِلاَلٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى بْنِ الْقَاسِمِ بْنِ سُمَيْعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ وَاقِدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي بُسْرُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِيِّ، عَنْ أَبِي الدَّرْدَاءِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ أَقَامَ الصَّلاَةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَمَاتَ لاَ يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ يَغْفِرَ لَهُ هَاجَرَ أَوْ مَاتَ فِي مَوْلِدِهِ ‏)‏ ‏.‏ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ نُخْبِرُ بِهَا النَّاسَ فَيَسْتَبْشِرُوا بِهَا فَقَالَ ‏(‏ إِنَّ لِلْجَنَّةِ مِائَةَ دَرَجَةٍ بَيْنَ كُلِّ دَرَجَتَيْنِ كَمَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ أَعَدَّهَا اللَّهُ لِلْمُجَاهِدِينَ فِي سَبِيلِهِ وَلَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ وَلاَ أَجِدُ مَا أَحْمِلُهُمْ عَلَيْهِ وَلاَ تَطِيبُ أَنْفُسُهُمْ أَنْ يَتَخَلَّفُوا بَعْدِي مَا قَعَدْتُ خَلْفَ سَرِيَّةٍ وَلَوَدِدْتُ أَنِّي أُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا ثُمَّ أُقْتَلُ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17- Cihada Denk Olan Amel Hangisidir?

3141- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

(Cihada denk olabilecek bir işi bana söyler misin?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Ona denk bir kulluk bulamıyorum ama gücün yeter mi şuna: Mücahid savaş için çıktığında cihaddan dönünceye kadar mescide girip hiç usanıp bıkmaksızın ve bırakmaksızın namaz kılmaya ve hiç iftar etmeksizin oruç tutmaya… O adam: Buna kimin gücü yeter ki) dedi. (İbn Mâce, Cihad: 1; Muvatta', Cihad: 1)

3142- Ebu Zer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Hangi amel daha hayırlıdır?) Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:

(Allah’a iman ve O’nun yolunda her türlü çabayı göstermektir.) (Buhârî, Itk: 2; Müslim, İman: 36)

3143- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Hangi amel daha değerlidir?) Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’a imandır) buyurdu. Adam:

(Sonra hangisi?) Deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Allah’ın dini yolunda her türlü gayreti göstermektir) buyurdu. Adam:

(Daha sonra hangisidir) deyince, (Allah tarafından kabul gören hacdır) buyurdu. (Müslim, İman: 36; Tirmizî, Cihad: 21)

١٧ - باب مَا يَعْدِلُ الْجِهَادَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٣١٤١ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جُحَادَةَ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو حُصَيْنٍ، أَنَّ ذَكْوَانَ، حَدَّثَهُ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ حَدَّثَهُ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ دُلَّنِي عَلَى عَمَلٍ يَعْدِلُ الْجِهَادَ قَالَ ‏(‏ لاَ أَجِدُهُ هَلْ تَسْتَطِيعُ إِذَا خَرَجَ الْمُجَاهِدُ تَدْخُلُ مَسْجِدًا فَتَقُومُ لاَ تَفْتُرُ وَتَصُومُ لاَ تُفْطِرُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ مَنْ يَسْتَطِيعُ ذَلِكَ

٣١٤٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ، عَنْ شُعَيْبٍ، عَنِ اللَّيْثِ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي جَعْفَرٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ، عَنْ أَبِي مُرَاوِحٍ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، أَنَّهُ سَأَلَ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَىُّ الْعَمَلِ خَيْرٌ قَالَ ‏(‏ إِيمَانٌ بِاللَّهِ وَجِهَادٌ فِي سَبِيلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏

٣١٤٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنِ ابْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ سَأَلَ رَجُلٌ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَىُّ الأَعْمَالِ أَفْضَلُ قَالَ ‏(‏ إِيمَانٌ بِاللَّهِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ ثُمَّ مَاذَا قَالَ ‏(‏ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ ثُمَّ مَاذَا قَالَ ‏(‏ حَجٌّ مَبْرُورٌ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget