بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
32- Borçlu Kimse Şehid Düşerse Ne Olur?
3168- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), minberde hutbe verirken bir adam gelerek:
(Allah yolunda sabrederek ecrimi de Allah’tan bekleyerek savaştan kaçmaksızın hep ilerleyerek düşmana karşı savaşırsam. Allah günahlarımı affeder mi?) diye sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Evet) buyurdu. Biraz sustu ve:
(Az önce soru soran nerededir?) buyurdu. O adam:
(Buradayım) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Ne demiştin?) diye sordu. O adam da:
(Allah yolunda sabrederek ecrimi de Allah’tan bekleyerek savaştan kaçmaksızın daima ilerleyerek düşmanla savaşırsam, Allah günahlarımı affeder mi?) demiştim dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Evet fakat kul borcu müstesnadır) buyurdu ve:
(Bunu bana biraz önce Cibril söyledi) dedi. (Müsned: 8021)
3169- Abdullah b. Ebu Katade (radıyallahü anh) babasından nakledip şöyle diyor: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda sabrederek ecrimi de Allah’tan bekleyerek hep ileri atılarak ve savaştan kaçmayarak düşmanla savaşırsam Allah günahlarımı affeder mi?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Evet) buyurdu. Adam dönüp giderken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona emretti ve çağırttı. (Nasıl demiştin diye) sordu. Adam da sorusunu aynen tekrarladı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Evet fakat kul borcu ve hakları bunun dışındadır, diyerek bunu bana Cibril söyledi) buyurdu. (Dârimi, Cihad: 21; Tirmizî, Fedailül Cihad: 11)
3170- Ebu Katade (radıyallahü anh), Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle işittiğini söylemiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabının arasında durup en değerli amel’in Allah yolunda cihad ve iman etmek olduğunu söylemişti. Bir adam kalkarak:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda savaşırken ölsem Allah günahlarımı bağışlar mı?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Evet, Allah yolunda sabrederek mükafatını da sadece Allah’tan bekleyerek ileri atılarak savaştan kaçmaksızın düşmanla savaşırsan Allah tüm günahlarını bağışlar sadece kul borcu ve hakları müstesnadır diyerek bunu bana Cibril söyledi) buyurdu. (Dârimi, Cihad: 21; Tirmizî, Fedailül Cihad: 11)
3171- Abdullah b. Ebu Katade babasından naklediyor ve şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minberde iken bir adam geldi ve:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda kılıcımı çekip sabrederek ve mükafatımı da Allah’tan bekleyerek ön de gidip geri kalmaksızın düşmanla savaşırken öldürülürsem, Allah; tüm günahlarımı affeder mi?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Evet) dedi. Adam, dönüp giderken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu çağırdı ve Cibril bana şimdi haber verdi. (Borcun varsa o müstesnadır) buyurdu. (Dârimi, Cihad: 21; Tirmizî, Fedailül Cihad: 11)
٣٢ - باب مَنْ قَاتَلَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ تَعَالَى وَعَلَيْهِ دَيْنٌ
٣١٦٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَجْلاَنَ، عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ يَخْطُبُ عَلَى الْمِنْبَرِ فَقَالَ أَرَأَيْتَ إِنْ قَاتَلْتُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ صَابِرًا مُحْتَسِبًا مُقْبِلاً غَيْرَ مُدْبِرٍ أَيُكَفِّرُ اللَّهُ عَنِّي سَيِّئَاتِي قَالَ ( نَعَمْ ) . ثُمَّ سَكَتَ سَاعَةً قَالَ ( أَيْنَ السَّائِلُ آنِفًا ) . فَقَالَ الرَّجُلُ هَا أَنَا ذَا . قَالَ ( مَا قُلْتَ ) . قَالَ أَرَأَيْتَ إِنْ قُتِلْتُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ صَابِرًا مُحْتَسِبًا مُقْبِلاً غَيْرَ مُدْبِرٍ أَيُكَفِّرُ اللَّهُ عَنِّي سَيِّئَاتِي قَالَ ( نَعَمْ إِلاَّ الدَّيْنَ سَارَّنِي بِهِ جِبْرِيلُ آنِفًا ) .
٣١٦٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ قُتِلْتُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ صَابِرًا مُحْتَسِبًا مُقْبِلاً غَيْرَ مُدْبِرٍ أَيُكَفِّرُ اللَّهُ عَنِّي خَطَايَاىَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ) . فَلَمَّا وَلَّى الرَّجُلُ نَادَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَوْ أَمَرَ بِهِ فَنُودِيَ لَهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( كَيْفَ قُلْتَ ) . فَأَعَادَ عَلَيْهِ قَوْلَهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ إِلاَّ الدَّيْنَ كَذَلِكَ قَالَ لِي جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ) .
٣١٧٠ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي قَتَادَةَ، أَنَّهُ سَمِعَهُ يُحَدِّثُ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ قَامَ فِيهِمْ فَذَكَرَ لَهُمْ ( أَنَّ الْجِهَادَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالإِيمَانَ بِاللَّهِ أَفْضَلُ الأَعْمَالِ ) . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ قُتِلْتُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَيُكَفِّرُ اللَّهُ عَنِّي خَطَايَاىَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ إِنْ قُتِلْتَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَأَنْتَ صَابِرٌ مُحْتَسِبٌ مُقْبِلٌ غَيْرُ مُدْبِرٍ إِلاَّ الدَّيْنَ فَإِنَّ جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ قَالَ لِي ذَلِكَ ) .
٣١٧١ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلاَءِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ عَمْرٍو، سَمِعَ مُحَمَّدَ بْنَ قَيْسٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ ضَرَبْتُ بِسَيْفِي فِي سَبِيلِ اللَّهِ صَابِرًا مُحْتَسِبًا مُقْبِلاً غَيْرَ مُدْبِرٍ حَتَّى أُقْتَلَ أَيُكَفِّرُ اللَّهُ عَنِّي خَطَايَاىَ قَالَ ( نَعَمْ ) . فَلَمَّا أَدْبَرَ دَعَاهُ فَقَالَ ( هَذَا جِبْرِيلُ يَقُولُ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ عَلَيْكَ دَيْنٌ ) .