Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 23- Hâkim Suçluyu Huzuruna Getirtebilir

5429- Sehl b. Huneyf (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna zina yapan bir kadın getirildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Kiminle zina ettin) dedi. Kadın:

(Sa’d’ın bahçesindeki oturan felçli adamla) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adam gönderdi. O felçli kimseyi getirip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in önüne koydular, o da suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hurma sapı getirtti ve adama vurdu. Felçli olduğu için acıdı ve cezayı hafif tuttu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٣ - باب تَوْجِيهِ الْحَاكِمِ إِلَى مَنْ أُخْبِرَ أَنَّهُ، زَنَى

٥٤٢٩ - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَحْمَدَ الْكَرْمَانِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الرَّبِيعِ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ أَبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم أُتِيَ بِامْرَأَةٍ قَدْ زَنَتْ فَقَالَ ‏(‏ مِمَّنْ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ مِنَ الْمُقْعَدِ الَّذِي فِي حَائِطِ سَعْدٍ ‏.‏ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ فَأُتِيَ بِهِ مَحْمُولاً فَوُضِعَ بَيْنَ يَدَيْهِ فَاعْتَرَفَ فَدَعَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِإِثْكَالٍ فَضَرَبَهُ وَرَحِمَهُ لِزَمَانَتِهِ وَخَفَّفَ عَنْهُ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22- Kadınlar Mahkemeye Getirilmemeli

5427- Ebu Hüreyre ve Zeyd b. Halid el Cühenî (radıyallahü anhüma) anlatıyorlar: İki adam davalarının halledilmesi için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna geldiler ve onlardan birisi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Allah’ın Kitab’ına göre davamızı hallet) dedi. Bundan daha anlayışlı olan diğeri:

(Ey Allah'ın Rasûlü! İzin ver de konuşayım) diyerek söze başladı:

(Oğlum bu adamın yanında işçi idi bunun karısıyla zina etmiş, bu olay üzerine oğlumun recm edilip öldürülmesi gerektiğini haber verdiler. Ben de bu adama oğlumun fidyesi olarak yüz koyun bir de cariye verdim. Sonra ilim sahibi kimselere sordum, bana oğluma yüz değnek vurulması ve bir yıl da sürgüne gönderilmesini; kadının da recm edilmesi gerektiğini söylediler) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki aranızda Allah’ın Kitab’ıyla hükmedeceğimi: Koyunlar ve cariye sana geri verilecek… oğlun da yüz değnek vurularak cezalandırılıp bir yıl sürgüne gönderilecek, Üneys de o kadının yanına gidecek, suçunu itiraf ederse recm edilmesini emredecek) buyurdu. Kadın suçunu itiraf etti ve recm edildi. (Müslim, Hudud: 5; Tirmizî, Hudud: 8)

5428- Ebu Hureyre, Zeyd b. Halid ve Şibl (radıyallahü anhüm) anlatıyorlar: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik bir adam kalkıp:

(Allah aşkına aramızdaki davayı Allah’ın Kitab’ına göre hallet dedi. Karşı taraf ondan daha anlayışlı biriydi, o da şöyle dedi:

(Doğrudur, Allah’ın Kitab’ıyla aramızda hükmet.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ilk kalkan adama:

(Anlat bakalım) buyurdu. O da şöyle dedi:

(Oğlum bu adamın yanında işçi idi bunun karısıyla zina etmiş ben de oğlumu bundan kurtarmak için yüz koyun ve bir hizmetçi verdim -bu adam oğluna recm gerektiğini haber almış ki o yüzden bu fidyeyi vermiş- daha sonra bilenlere sorduğumda oğluma ceza olarak yüz değnek vurulmasını ve bir yıl sürgün edilmesini söylediler.) Bunu dinleyen Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki aranızda Allah’ın Kitab’ıyla hükmedeceğim. Yüz koyun ve hizmetçi sana geri verilecek oğluna yüz değnek vurulacak ve bir yıl da sürgün edilecek. Ey Üneys kalk o kadına git suçunu itiraf ederse onu recm et.) Üneys’te kadının yanına gitti suçunu itiraf edince kadın recm edildi. (Müslim, Hudud: 5; Tirmizî, Hudud: 8)

٢٢ - باب صَوْنِ النِّسَاءِ عَنْ مَجْلِسِ الْحُكْمِ

٥٤٢٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ، أَنَّهُمَا أَخْبَرَاهُ أَنَّ رَجُلَيْنِ اخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ أَحَدُهُمَا اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ‏.‏ وَقَالَ الآخَرُ وَهُوَ أَفْقَهُهُمَا ‏.‏ أَجَلْ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَائْذَنْ لِي فِي أَنْ أَتَكَلَّمَ ‏.‏ قَالَ إِنَّ ابْنِي كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا فَزَنَى بِامْرَأَتِهِ فَأَخْبَرُونِي أَنَّ عَلَى ابْنِي الرَّجْمَ فَافْتَدَيْتُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَبِجَارِيَةٍ لِي ثُمَّ إِنِّي سَأَلْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ فَأَخْبَرُونِي أَنَّمَا عَلَى ابْنِي جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ وَإِنَّمَا الرَّجْمُ عَلَى امْرَأَتِهِ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ أَمَّا غَنَمُكَ وَجَارِيَتُكَ فَرَدٌّ إِلَيْكَ ‏)‏ ‏.‏ وَجَلَدَ ابْنَهُ مِائَةً وَغَرَّبَهُ عَامًا وَأَمَرَ أُنَيْسًا أَنْ يَأْتِيَ امْرَأَةَ الآخَرِ ‏(‏ فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا ‏)‏ ‏.‏ فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا ‏.‏

٥٤٢٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ، وَشِبْلٍ، قَالُوا كُنَّا عِنْدَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَامَ إِلَيْهِ رَجُلٌ فَقَالَ أَنْشُدُكَ بِاللَّهِ إِلاَّ مَا قَضَيْتَ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ‏.‏ فَقَامَ خَصْمُهُ - وَكَانَ أَفْقَهَ مِنْهُ - فَقَالَ صَدَقَ اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ قُلْ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ إِنَّ ابْنِي كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا فَزَنَى بِامْرَأَتِهِ فَافْتَدَيْتُ مِنْهُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَخَادِمٍ - وَكَأَنَّهُ أُخْبِرَ أَنَّ عَلَى ابْنِهِ الرَّجْمَ فَافْتَدَى مِنْهُ - ثُمَّ سَأَلْتُ رِجَالاً مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ فَأَخْبَرُونِي أَنَّ عَلَى ابْنِي جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ ‏.‏ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ أَمَّا الْمِائَةُ شَاةٍ وَالْخَادِمُ فَرَدٌّ عَلَيْكَ وَعَلَى ابْنِكَ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ اغْدُ يَا أُنَيْسُ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا ‏)‏ ‏.‏ فَغَدَا عَلَيْهَا فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- Hâkime Dilekçe vererek Hakkını Aramak

5426- Abbad b. Şurahbil (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Amcalarımla Medine’ye gelmiştim. Medine bahçelerinden bir bahçeye girerek başaklarından bir miktar ufalayıp aldım. Bahçe sahibi geldi elimdeki torbamı aldı ve beni dövdü. Ben de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna çıkarak onu şikayet ettim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen bir adam gönderdi ve bahçe sahibi getirildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bahçe sahibine:

(Bu adama neden böyle yaptın) dedi. Bahçe sahibi de:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Bahçeme girdi başaklardan bir miktar alıp ufaladı) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Bilmiyorsa cahilse, öğretmen gerekirdi. Aç ise, doyurman gerekliydi. Bunları yapmadığına göre ver adamın torbasını buyurarak bir ölçek veya yarım ölçek buğday vermemi emretti.) (Ebû Dâvûd, Cihad: 93; İbn Mâce, Ticarat: 67)

٢١ - باب الاِسْتِعْدَاءِ

٥٤٢٦ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مَنْصُورِ بْنِ جَعْفَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُبَشِّرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَزِينٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ، عَنْ أَبِي بِشْرٍ، جَعْفَرِ بْنِ إِيَاسٍ عَنْ عَبَّادِ بْنِ شَرَاحِيلَ، قَالَ قَدِمْتُ مَعَ عُمُومَتِي الْمَدِينَةَ فَدَخَلْتُ حَائِطًا مِنْ حِيطَانِهَا فَفَرَكْتُ مِنْ سُنْبُلِهِ فَجَاءَ صَاحِبُ الْحَائِطِ فَأَخَذَ كِسَائِي وَضَرَبَنِي فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَسْتَعْدِي عَلَيْهِ فَأَرْسَلَ إِلَى الرَّجُلِ فَجَاءُوا بِهِ فَقَالَ ‏(‏ مَا حَمَلَكَ عَلَى هَذَا ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهُ دَخَلَ حَائِطِي فَأَخَذَ مِنْ سُنْبُلِهِ فَفَرَكَهُ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا عَلَّمْتَهُ إِذْ كَانَ جَاهِلاً وَلاَ أَطْعَمْتَهُ إِذْ كَانَ جَائِعًا ارْدُدْ عَلَيْهِ كِسَاءَهُ ‏)‏ ‏.‏ وَأَمَرَ لِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِوَسْقٍ أَوْ نِصْفِ وَسْقٍ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget