بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
36- Peygamberin Yasakladığı Kaplar Kesinlikle Haramdır
5661- İbn Ömer ve İbn Abbâs (radıyallahü anhüma) ikisi birden anlatıyorlar: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Kabak, testi, ziftlenmiş kaplar ve ağaç fıçılarda meşrubat bekletmeyi yasak etti) ve Haşr sûresi 7. ayetini okudu:
(…Bu sebeple Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) size ne getirdiyse onu alın ne emrederse onu yapın ve sizi nelerden sakındırırsa ondan elinizi çekin…) (Buhârî, Eşribe: 7)
5662- Yezid’in kızı Esma amcası oğlu Enes’ten naklederek anlatıyor: İbn Abbâs:
(Allah şöyle buyurmadı mı?) dedi. Haşr sûresi 7. ayetini okudu:
(Bu sebeple Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) size ne getirdiyse onu alın ve ne emrederse onu yapın ve sizi nelerden sakındırırsa ondan da elinizi çekin…) Ben de:
(Evet) dedim. İbn Abbâs tekrar (Allah şöyle buyurmadı mı?) diyerek, Ahzâb sûresi 36. ayetini okudu:
(Allah ve elçisi bir konuda hüküm verdikten sonra artık inanmış bir erkek ve kadının kendi işlerinde tercih hakları yoktur.) Ben de:
(Evet) dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs:
(O halde Allah’ın Peygamberi şarap için kullanılan fıçıları, sırlı küpleri, kabakları ve testileri meşrubat bekletmekte kullanmayı yasaklamıştır.) Ben buna şahitlik ederim dedi. (Buhârî, Eşribe: 7; Müslim, Eşribe: 6)
٣٦ - باب ذِكْرِ الدِّلاَلَةِ عَلَى النَّهْىِ لِلْمَوْصُوفِ مِنَ الأَوْعِيَةِ الَّتِي تَقَدَّمَ ذِكْرُهَا كَانَ حَتْمًا لاَزِمًا لاَ عَلَى تَأْدِيبٍ
٥٦٦١ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، قَالَ حَدَّثَنَا مَنْصُورُ بْنُ حَيَّانَ، سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ، يُحَدِّثُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عُمَرَ، وَابْنَ، عَبَّاسٍ أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ نَهَى عَنِ الدُّبَّاءِ وَالْحَنْتَمِ وَالْمُزَفَّتِ وَالنَّقِيرِ ثُمَّ تَلاَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم هَذِهِ الآيَةَ { وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا } .
٥٦٦٢ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدٌ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ، عَنِ ابْنِ عَمٍّ، لَهَا يُقَالُ لَهُ أَنَسٌ قَالَ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَلَمْ يَقُلِ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ { مَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا } قُلْتُ بَلَى . قَالَ أَلَمْ يَقُلِ اللَّهُ { وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلاَ مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ } قُلْتُ بَلَى . قَالَ فَإِنِّي أَشْهَدُ أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنِ النَّقِيرِ وَالْمُقَيَّرِ وَالدُّبَّاءِ وَالْحَنْتَمِ .