Cenaze Namazında Tekbir
5. Cenaze Namazında Tekbir
609. Ebû Hüreyre anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Habeş kralı Eshame'nin (Habeş Necaşî’sinin) vefat ettiği gün durumu ashabına bildirdi. Hemen namazgaha giderek saf oldular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dört tekbirle Eshame'nin namazını kıldırdı. Buhârî, Cenaiz, 23/4; Müslim Cenaiz, 11/62.
610. Huneyfin torunu Ebû Umame b. Sehl anlatıyor: Yoksul bir kadın hastalanmıştı, durum hemen Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verildi. Hazret-i Peygamber düşkünleri ziyaret eder, onların hal ve hatırlarını sorardı. Bu sefer:
« Ruhunu teslim edince bana haber verin.» buyurdu. Cenazeyi gece hazırladılar, fakat o saatte Hazret-i Peygamber'i rahatsız etmeyi uygun bulmayarak sabahı beklediler. Sabah olunca, onlar Hazret-i Peygamber'e bildirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bana haber verin demedim mi?» diye çıkışınca ashab:
« Ya Resûlallah! Seni uyandırıp geceleyin cenazeye götürmeyi uygun bulmadık.» diye karşılık verdiler. Bunun üzerine saf yaptılar, dört tekbirle namazı cemaat halinde kıldılar. İbn Abdilber derki: "Bu hadisin mürse) oluşunda, Muvatta'da Malik'e karşı gelinmemiştir."
611. İmâm-ı Mâlik, İbn Hişam'a Cenaze namazının tamamına yetişemeyen kimsenin ne yapması gerektiğini sordu. O da «Yetişemediği kısmı kaza eder.» diye cevap verdi. (11/a) Bu kaza, sadece tekbirler alınarak yapılır; Dualar okunmaz
٥ - باب التَّكْبِيرِ عَلَى الْجَنَائِزِ
٦٠٩ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم نَعَى النَّجَاشِيَّ لِلنَّاسِ، فِي الْيَوْمِ الَّذِي مَاتَ فِيهِ، وَخَرَجَ بِهِمْ إِلَى الْمُصَلَّى، فَصَفَّ بِهِمْ وَكَبَّرَ أَرْبَعَ تَكْبِيرَاتٍ(٣٩٧).
٦١٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ، أَنَّهُ أَخْبَرَهُ : أَنَّ مِسْكِينَةً مَرِضَتْ، فَأُخْبِرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم بِمَرَضِهَا، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يَعُودُ الْمَسَاكِينَ وَيَسْأَلُ عَنْهُمْ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( إِذَا مَاتَتْ فَآذِنُونِي بِهَا ). فَخُرِجَ بِجَنَازَتِهَا لَيْلاً، فَكَرِهُوا أَنْ يُوقِظُوا رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، فَلَمَّا أَصْبَحَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أُخْبِرَ بِالَّذِي كَانَ مِنْ شَأْنِهَا، فَقَالَ : ( أَلَمْ آمُرْكُمْ أَنْ تُؤْذِنُونِي، بِهَا ). فَقَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ كَرِهْنَا أَنْ نُخْرِجَكَ لَيْلاً وَنُوقِظَكَ، فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم حَتَّى صَفَّ بِالنَّاسِ عَلَى قَبْرِهَا، وَكَبَّرَ أَرْبَعَ تَكْبِيرَاتٍ(٣٩٨).
٦١١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ، عَنِ الرَّجُلِ يُدْرِكُ بَعْضَ التَّكْبِيرِ عَلَى الْجَنَازَةِ وَيَفُوتُهُ بَعْضُهُ ؟ فَقَالَ : يَقْضِى مَا فَاتَهُ مِنْ ذَلِكَ.