Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Hayvan Boğazlanırken Besmele Çekilmesi

1406. Hişam b. Urve babasından naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: « Ya Resûlallah! Bedevilerden bazıları et getiriyor, fakat biz bunları keserken besmele çekip çekmediklerini bilmiyoruz.» dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Allah adını anın, sonra da onları yiyin.» buyurdu. Mürsel oluşunda, Malik’e itiraz edilmemiştir.

İmâm-ı Mâlik'ten: Bu, İslamın ilk yıllarında idi. Şeybanî, 657.

1407. Abdullah b. Ayyaş b. Ebî Rebia el-Mahzumî kölesine bir hayvan kesmesini emretti. Köle, hayvanı kesmek isteyince: « Bismillah! de» dedi. Köle: Seri adaba göre, hayvanın nasıl kesileceği henüz iyi bilinmiyordu. Gaflet ve unutkanlık sebebiyle besmele çekme unutulabiliyordu. Daha sonra hüküm herkes tarafından öğrenildi.

« Dedim.» dedi. O yine: Ya kölenin sözüne inanmamış ya da bizzat kulağıyla işitmek istemiştir.

« Bismillah de, kahrolasıca!» dedi. Köle tekrar: « Dedim» diye tutturdu. Bunun üzerine Abdullah b. Ayyaş: «Vallahi, hiçbir zaman o etten yemem» diye yemin etti.

١ - باب مَا جَاءَ فِي التَّسْمِيَةِ عَلَى الذَّبِيحَةِ.

١٤٠٦ - حَدَّثَنِي يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّهُ قَالَ: سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فَقِيلَ لَهُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ نَاساً مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ يَأْتُونَنَا بِلُحْمَانٍ وَلاَ نَدْرِي هَلْ سَمَّوُا اللَّهَ عَلَيْهَا أَمْ لاَ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( سَمُّوا اللَّهَ عَلَيْهَا، ثُمَّ كُلُوهَا )(٨٣٠).

قَالَ مَالِكٌ : وَذَلِكَ فِي أَوَّلِ الإِسْلاَمِ.

١٤٠٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَيَّاشِ بْنِ أبِي رَبِيعَةَ الْمَخْزُومِيَّ أَمَرَ غُلاَماً لَهُ أَنْ يَذْبَحَ ذَبِيحَةً، فَلَمَّا أَرَادَ أَنْ يَذْبَحَهَا قَالَ لَهُ: سَمِّ اللَّهَ. فَقَالَ لَهُ الْغُلاَمُ : قَدْ سَمَّيْتُ. فَقَالَ لَهُ : سَمِّ اللَّهَ وَيْحَكَ. قَالَ لَهُ : قَدْ سَمَّيْتُ اللَّهَ. فَقَالَ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَيَّاشٍ : وَاللَّهِ لاَ أَطْعَمُهَا أَبَداً.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Anasının Karnındaki Çocuk Adına Kurban Kesilmesi, Kurban Bayramı Günleri

1402. Abdullah b. Ömer'den: Kurban kesme günleri bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleridir.

1403. İmâm-ı Mâlik'ten: Ali b. Ebî Talib'den de bu manada bir haber nakledilmiştir.

1404. Nafi'den: Abdullah b. Ömer anasının karnındaki çocuk için kurban kesmezdi.

1405. İmâm-ı Mâlik'ten: Kurban vacib değil, sünnettir. Buna rağmen gücü yetenin kesmemesini hoş karşılamanı. Hanefi Mezhebine göre, şartlarını taşıyanlara kurban kesmek vaciptir. Hadis için ayrıca bkz. Şeybanî, 632.

٦ - باب الضَّحِيَّةِ عَمَّا فِي بَطْنِ الْمَرْأَةِ وَذِكْرِ أَيَّامِ الأَضْحَى

١٤٠٢ - وَحَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ : الأَضْحَى يَوْمَانِ بَعْدَ يَوْمِ الأَضْحَى.

١٤٠٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أبِي طَالِبٍ مِثْلُ ذَلِكَ.

١٤٠٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ لَمْ يَكُنْ يُضَحِّي عَمَّا فِي بَطْنِ الْمَرْأَةِ.

١٤٠٥ - قَالَ مَالِكٌ : الضَّحِيَّةُ سُنَّةٌ وَلَيْسَتْ بِوَاجِبَةٍ، وَلاَ أُحِبُّ لأَحَدٍ مِمَّنْ قَوِيَ عَلَى ثَمَنِهَا أَنْ يَتْرُكَهَا.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Kurbanda Ortaklık— Sığır Ve Deve Kurbanında Ortakların Sayısı

1398. Cabir b. Abdullah'tan: Hudeybiye anlaşmasının olduğu sene Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yedi kişi adına bir kişi deve, yedi kişi adına da bir sığır kestik. Müslim, Hacc, 15/350. Ayrıca bkz. Şeybanî, 639.

1399. Ebû Eyyüb el-Ensari'den: Biz kurban olarak tek bir koyun keserdik. Kişi bunu hem kendisi hem de ailesi adına kesebilirdi. Fakat sonradan kesilen kurban, insanların birbirlerine karşı övünme vesilesi haline geldi ve öylece devam etti.

1400. İmâm-ı Mâlik'ten; Deve, sığır ve koyun hakkında duyup beğendiğim en güzel söz şudur: Kişi kendisi ve ailesi adına deveyi kurban edebilir. Sahibi olduğu sığır ve koyunu da kendisi ve ailesi adına kesebilir ve onları ortak edebilir. Hanefilere göre koyun ve keçi ancak bir kişi için kurban olur. Sığır ve deve ise ev halkı veya yabancı, bir kişiden, yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Bir grup insan bir araya gelip deve, sığır veya koyun alır da bunlardan birini nüsük (hac için kesilen kurban) veya kurban olarak kesmek isterse, aldıkları bu kurbanların hisselerine düşen para tesbit edilir ve bu para kadar da etten alacağı tesbit edilirse bu mekruhtur. Çünkü işittiğimiz hadise göre: Nasik (nüsük) kurbanda ortaklık olmaz, sadece bir aileye mensup olanlar ortak olabilir. Şeybanî, 638.

1401. İbnü Şihab'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne kendi adına, ne de ailesi adına deveden (veya bir sığırdan) başka birşey kesmemiştir.

İmâm-ı Mâlik der ki: Ravi İbni Şihab'ın «deve mi, yoksa sığır mı?» dediğini bilmiyorum.

٥ - باب الشَّرِكَةِ فِي الضَّحَايَا وَعَنْ كَمْ تُذْبَحُ الْبَقَرَةُ وَالْبَدَنَةُ

١٣٩٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ، عَنْ أبِي الزُّبَيْرِ الْمَكِّيِّ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ قَالَ : نَحَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ الْبَدَنَةَ عَنْ سَبْعَةٍ، وَالْبَقَرَةَ عَنْ سَبْعَةٍ(٨٢٦).

١٣٩٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عُمَارَةَ بْنِ صَيَّادٍ(٨٢٦/١)، أَنَّ عَطَاءَ بْنَ يَسَارٍ أَخْبَرَهُ، أَنَّ أَبَا أَيُّوبَ الأَنْصَارِيَّ أَخْبَرَهُ قَالَ : كُنَّا نُضَحِّي بِالشَّاةِ الْوَاحِدَةِ، يَذْبَحُهَا الرَّجُلُ عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ، ثُمَّ تَبَاهَى النَّاسُ بَعْدُ، فَصَارَتْ مُبَاهَاةً(٨٢٧).

١٤٠٠ - قَالَ مَالِكٌ : وَأَحْسَنُ مَا سَمِعْتُ فِي الْبَدَنَةِ وَالْبَقَرَةِ وَالشَّاةِ الْوَاحِدَةِ، أَنَّ الرَّجُلَ يَنْحَرُ عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ الْبَدَنَةَ، وَيَذْبَحُ الْبَقَرَةَ وَالشَّاةَ الْوَاحِدَةَ، هُوَ يَمْلِكُهَا، وَيَذْبَحُهَا عَنْهُمْ وَيَشْرَكُهُمْ فِيهَا، فَأَمَّا أَنْ يَشْتَرِيَ النَّفَرُ الْبَدَنَةَ، أَوِ الْبَقَرَةَ أَوِ الشَّاةَ، يَشْتَرِكُونَ فِيهَا فِي النُّسُكِ وَالضَّحَايَا، فَيُخْرِجُ كُلُّ إِنْسَانٍ مِنْهُمْ حِصَّةً مِنْ ثَمَنِهَا، وَيَكُونُ لَهُ حِصَّةٌ مِنْ لَحْمِهَا، فَإِنَّ ذَلِكَ يُكْرَهُ، وَإِنَّمَا سَمِعْنَا الْحَدِيثَ أَنَّهُ لاَ يُشْتَرَكُ فِي النُّسُكِ، وَإِنَّمَا يَكُونُ عَنْ أَهْلِ الْبَيْتِ الْوَاحِدِ(٨٢٨).

١٤٠١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّهُ قَالَ : مَا نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَنْهُ وَعَنْ أَهْلِ بَيْتِهِ إِلاَّ بَدَنَةً وَاحِدَةً، أَوْ بَقَرَةً وَاحِدَةً.

قَالَ مَالِكٌ : لاَ أَدْرِى أَيَّتَهُمَا قَالَ ابْنُ شِهَابٍ(٨٢٩).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget