Azat Edilen Kölenin Malları
4. Azat Edilen Kölenin Malları
2259. İbn Şihab der ki: Köle azat edilince, malı da kendinin olur. Tatbikat böyledir.
2260. İmâm-ı Mâlik der ki: Köle azat olunca malı da kendisinin olacağı konusunu şu mesele açıklar: Mükatep, Kitabet, lügatta toplamak demektir. Fıkıh dilinde, kölenin efendisine azatbedelini serbest çalışıp ödemek üzere akit yapmak demektir. Mükatep demek, kazanması bakımından hür, kendisi köle olan kişinin adıdır. Anlaşmadaki karşılığı sağlayınca, azat olur. akid yapılınca malı da kendisinin olur. Bunu şart koşmasa bile. Çünkü mükatebe (kitabet) akdi kesinleşince, velâ akdi yerine geçer. Mükateb ile kölenin malları, kendi çocukları gibi değildir. Çocukları hâlâ köle sayılır, diğer malları gibi değildir. Çünkü ittifakla amel edildiğine göre, köle azat olunca malı kendisine tabi olur, çocuğu kendisine tabi olmaz. Aynı şekilde mükâtep, kitabet anlaşması yapılınca malı kendisine tabi olur, çocuğu kendisine tabi olmaz. Yani çocukları azat edilmiş olmaz ya da olmuş sayılmaz.
2261. İmâm-ı Mâlik der ki: Bunu şu mesele açıklar: Köle ve mükâtep iflas edince malları ve ümmü veled cariyeleri ellerinden alınır. Çocukları ellerinden alınmaz. Çünkü çocukları, onların malı değildir.
2262. İmâm-ı Mâlik der ki: Yine bunu açıklayıcı bir mesele de şudur: Köle satılsa, köleyi satın alan köleyle beraber malını da almayı şart koşsa kölenin çocuğu malının içersine girmez.
2263. İmâm-ı Mâlik der ki: Açıklayıcı başka mesele de şudur: Köle birini yaralasa, karşılığında kendisi ve malı alınır, çocuğu alınamaz.
٤ - باب الْقَضَاءِ فِي مَالِ الْعَبْدِ إِذَا عَتَقَ
٢٢٥٩ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ : مَضَتِ السُّنَّةُ أَنَّ الْعَبْدَ إِذَا عَتَقَ تَبِعَهُ مَالُهُ.
٢٢٦٠ - قَالَ مَالِكٌ : وَمِمَّا يُبَيِّنُ ذَلِكَ أَنَّ الْعَبْدَ إِذَا عَتَقَ تَبِعَهُ مَالُهُ : أَنَّ الْمُكَاتَبَ إِذَا كُوتِبَ تَبِعَهُ مَالُهُ، وَإِنْ لَمْ يَشْتَرِطْهُ، وَذَلِكَ أَنَّ عَقْدَ الْكِتَابَةِ هُوَ عَقْدُ الْوَلاَءِ إِذَا تَمَّ ذَلِكَ، وَلَيْسَ مَالُ الْعَبْدِ وَالْمُكَاتَبِ بِمَنْزِلَةِ مَا كَانَ لَهُمَا مِنْ وَلَدٍ، إِنَّمَا أَوْلاَدُهُمَا بِمَنْزِلَةِ رِقَابِهِمَا، لَيْسُوا بِمَنْزِلَةِ أَمْوَالِهِمَا، لأَنَّ السُّنَّةَ الَّتِي لاَ اخْتِلاَفَ فِيهَا، أَنَّ الْعَبْدَ إِذَا عَتَقَ تَبِعَهُ مَالُهُ وَلَمْ يَتْبَعْهُ وَلَدُهُ، وَأَنْ الْمُكَاتَبَ إِذَا كُوتِبَ تَبِعَهُ مَالُهُ، وَلَمْ يَتْبَعْهُ وَلَدُهُ(٢٦٥).
٢٢٦١ - قَالَ مَالِكٌ : وَمِمَّا يُبَيِّنُ ذَلِكَ أَيْضاً : أَنَّ الْعَبْدَ وَالْمُكَاتَبَ إِذَا أَفْلَسَا أُخِذَتْ أَمْوَالُهُمَا وَأُمَّهَاتُ أَوْلاَدِهِمَا، وَلَمْ تُؤْخَذْ أَوْلاَدُهُمَا، لأَنَّهُمْ لَيْسُوا بِأَمْوَالٍ لَهُمَا.
٢٢٦٢ - قَالَ مَالِكٌ : وَمِمَّا يُبَيِّنُ ذَلِكَ أَيْضاً : أَنَّ الْعَبْدَ إِذَا بِيعَ وَاشْتَرَطَ الَّذِي ابْتَاعَهُ مَالَهُ، لَمْ يَدْخُلْ وَلَدُهُ فِي مَالِهِ.
٢٢٦٣ - قَالَ مَالِكٌ : وَمِمَّا يُبَيِّنُ ذَلِكَ أَيْضاً : أَنَّ الْعَبْدَ إِذَا جَرَحَ أُخِذَ هُوَ وَمَالُهُ، وَلَمْ يُؤْخَذْ وَلَدُهُ.