Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Koyunlar Hakkındaki Rivâyetler

2803. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Küfrün başı doğu taraflarındadır. Büyüklük iddiası ve başkasını küçük görmek deve ve at sahiplerindedir. (Yani çölde yaşayanlardadır.) Vakar ve alçak gönüllülük koyun sahiplerindedir.» Buhârî, Bedu’l-Halk, 59/15; Müslim, İman, 1/21,no:85.

2804. Ebû Said el-Hudri (radıyallahü anh) der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Müslümanın en hayırlı malı, dağ başlarında ve vadilerde arkasında dolaştığı koyunları olacak. O dinine bağlılığı sebebiyle fitnelerden kaçar.» Buhârî, Bed'u’l-Halk, 59/15.

2805. İbn Ömer (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Hiç bir kimse diğerinin davarını izni olmaksızın sağmasın. Sizden biri odasının kendine verilmesini ve deposunun kırılıp yiyeceğinin alınmasını ister mi? Bunun gibi davarlarının memeleri de onların yiyeceklerini depo eder. O halde, hiç bir kimse diğerinin davarını izni olmaksızın sağmasın.» Buhârî, Lukata, 45/8; Müslim, Lukata, 31/2, no:13.

2806. İmâm-ı Mâlike şöyle Rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Koyun gütmemiş hiç bir peygamber yoktur.» buyurdu.

« Sen de mi? Ya Resûlallah!» denilince: « Ben de» buyurdu. Bu duyma (belağ), Abdurrahman b. Avf, Cabir ve Ebu Hureyre'den mevsul olarak gelmiştir: Buhârî, îcare, 37/2

٦ - باب مَا جَاءَ فِي أَمْرِ الْغَنَمِ

٢٨٠٣ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( رَأْسُ الْكُفْرِ نَحْوَ الْمَشْرِقِ، وَالْفَخْرُ وَالْخُيْلاَءُ فِي أَهْلِ الْخَيْلِ وَالإِبِلِ وَالْفَدَّادِينَ أَهْلِ الْوَبَرِ، وَالسَّكِينَةُ فِي أَهْلِ الْغَنَمِ )(٥٨٧).

٢٨٠٤ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أبِي صَعْصَعَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ أَنَّهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( يُوشِكُ أَنْ يَكُونَ خَيْرُ مَالِ الْمُسْلِمِ غَنَماً، يَتْبَعُ بِهَا شَعَفَ الْجِبَالِ وَمَوَاقِعَ الْقَطْرِ، يَفِرُّ بِدِينِهِ مِنَ الْفِتَنِ )(٥٨٨).

٢٨٠٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ: ( لاَ يَحْتَلِبَنَّ أَحَدٌ مَاشِيَةَ أَحَدٍ بِغَيْرِ إِذْنِهِ، أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَنْ تُؤْتَى مَشْرُبَتُهُ، فَتُكْسَرَ خِزَانَتُهُ، فَيُنْتَقَلَ طَعَامُهُ، وَإِنَّمَا تَخْزُنُ لَهُمْ ضُرُوعُ مَوَاشِيهِمْ أَطْعِمَاتِهِمْ، فَلاَ يَحْتَلِبَنَّ أَحَدٌ مَاشِيَةَ أَحَدٍ إِلاَّ بِإِذْنِهِ )(٥٨٩).

٢٨٠٦ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَا مِنْ نَبِيِّ إِلاَّ قَدْ رَعَى غَنَماً ). قِيلَ : وَأَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ : ( وَأَنَا )(٥٩٠).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Köpeklerle İlgili Rivâyetler

2800. Sahabeden Süfyan b. Ebî Züheyr, mescidin kapısında yanındakilere hadis Rivâyet ederek dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittim:

«Bir kimse bahçesini ve hayvanlarını korumayan bir köpek edinirse, bu köpek o kişinin amelinden her gün bir kırat eksiltir.» Saib:

« Bunu sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den mi işittin?» diye sorunca, Süfyan:

« Mescidin Rabbine yemin ederim ki evet.» diye cevap verdi. Buharî, Hars, 41/3; Müslim, Musâkat, 22/10, no:61; Şeybanî, 892.

2801. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Av köpeği veya davar köpeği dışında köpek besleyen kimsenin amelini bu köpek her gün iki kırat eksiltir.» Buhârî, Zebaih, 72/6; Müslim, Musâkat, 22/10, no:50; Şeybanî, 893.

2802. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (başıboş) köpeklerin öldürülmesini emretti. Buhârî, Bed'u’l-Halk, 59/17; Müslim, Musâkat, 22/10, no:43.

٥ - باب مَا جَاءَ فِي أَمْرِ الْكِلاَبِ

٢٨٠٠ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ، أَنَّ السَّائِبَ بْنَ يَزِيدَ أَخْبَرَهُ، أَنَّهُ سَمِعَ سُفْيَانَ بْنَ أبِي زُهَيْرٍ، وَهُوَ رَجُلٌ مِنْ أَزْدِ شَنُوءَةَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، وَهُوَ يُحَدِّثُ نَاساً مَعَهُ عِنْدَ بَابِ الْمَسْجِدِ، فَقَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ : ( مَنِ اقْتَنَى كَلْباً لاَ يُغْنِي عَنْهُ زَرْعاً وَلاَ ضَرْعاً، نَقَصَ مِنْ عَمَلِهِ كُلَّ يَوْمٍ قِيرَاطٌ ). قَالَ : آنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ؟ فَقَالَ : إِي وَرَبِّ هَذَا الْمَسْجِدِ(٥٨٤).

٢٨٠١ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَنِ اقْتَنَى كَلْباً إِلاَّ كَلْباً ضَارِياً، أَوْ كَلْبَ مَاشِيَةٍ، نَقَصَ مِنْ عَمَلِهِ كُلَّ يَوْمٍ قِيرَاطَانِ )(٥٨٥).

٢٨٠٢ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَمَرَ بِقَتْلِ الْكِلاَبِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Keler Yemek

2797. Süleyman b. Yesar der ki: Yanında Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh) ve Halid b. Velid (radıyallahü anh) olduğu halde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Haris'in kızı Meymune'nin evine girdi. Orada beyaz kelerler görünce:

« Bunlar size nereden geldi?» diye sordu. O da:

« Onu bana kardeşim Haris kızı Hüzeyle hediye etti.» diye cevap verince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Abdullah b. Abbas ve Halid b. Velid'e:

«Yiyin!» buyurdu. Bunun üzerine onlar da:

« Sen de yemez misin Ya Resûlallah?» diye sordular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da:

« Bana Allah tarafından bir melek topluluğu geliyor (meşgulüm).» dedi. Meymune (radıyallahü anh):

« Ya Resûlallah sana içmen için yanımızda bulunan sütten verelim mi.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Verin» dedi ve sütü içince şöyle buyurdu: « Bu size nereden geldi?» Meymune:

« Onu bana kız kardeşim Huzeyle hediye etti» diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

« Benden hürriyete kavuşması için izin istediğin cariyen hakkında ne dersin. Onu kız kardeşine ver ve onunla, bakmakla yükümlü olduğun kardeşine sıla-i rahimde bulun. Bu senin için daha hayırlıdır.» Mürseldir. İbn Abdilber der ki: Bukeyr b. el-Eşecc, Süleyman b. Yesar- Meymune yoluyla Rivâyet eder.

2798. Muğire'nin oğlu Halid b. Velid'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber hanımı Meymune (radıyallahü anh)'nin evine girdiğimizde içeriye kızartılmış keler getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona elini uzatınca Meymune'nin evinde bulunan bazı kadınlar, şöyle dediler:

« Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yemek istediği şeyin ne olduğunu ona bildirin.» Bunun üzerine:

« o kelerdir Ya Resûlallah!» denilince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini çekti. Ben de:

« Yoksa bu haram mı Ya Resûlallah?» diye sordum. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Hayır, fakat o benim kavmimin topraklarında bulunmaz, bu yüzden onu canım çekmedi» buyurdu. Halid der ki: Onu önüme çektim ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in gözü önünde yedim. Buharî, Zebâih, 72/33; Müslim, Sayd, 34/7,no: 43. Bkz. Zurkanî, 44, s.193 (1278 basımı)

2799. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) der ki: Bir zat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e seslenerek şöyle sordu:

«  Ya  Resûlüllah! Keler  hakkında  ne  buyurursun?» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de:

« Onu ne yer, ne de haram ederim» buyurdu. Tirmizî, Et’ime, 23/3 (Bu, sahih-Hasen bir hadistir).

٤ - باب مَا جَاءَ فِي أَكْلِ الضَّبِّ

٢٧٩٧ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أبِي صَعْصَعَةَ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، أَنَّهُ قَالَ : دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَيْتَ مَيْمُونَةَ بِنْتِ الْحَارِثِ، فَإِذَا ضِبَابٌ فِيهَا بَيْضٌ، وَمَعَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ وَخَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ فَقَالَ : ( مِنْ أَيْنَ لَكُمْ هَذَا ؟). فَقَالَتْ : أَهْدَتْهُ لِي أُخْتِي هُزَيْلَةُ بِنْتُ الْحَارِثِ. فَقَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ وَخَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ : ( كُلاَ ). فَقَالاَ : أَوَلاَ تَأْكُلُ أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ : ( إنِّي تَحْضُرُنِي مِنَ اللَّهِ حَاضِرَةٌ ). قَالَتْ مَيْمُونَةُ : أَنَسْقِيكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مِنْ لَبَنٍ عِنْدَنَا ؟ فَقَالَ : ( نَعَمْ ). فَلَمَّا شَرِبَ قَالَ : ( مِنْ أَيْنَ لَكُمْ هَذَا ؟ ). فَقَالَتْ: أَهْدَتْهُ لِي أُخْتِي هُزَيْلَةُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( أَرَأَيْتِكِ جَارِيَتَكِ الَّتِي كُنْتِ اسْتَأْمَرْتِينِي فِي عِتْقِهَا، أَعْطِيهَا أُخْتَكِ، وَصِلِي بِهَا رَحِمَكِ، تَرْعَى عَلَيْهَا، فَإِنَّهُ خَيْرٌ لَكِ )(٥٨١).

٢٧٩٨ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أبِي أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ، عَنْ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ الْمُغِيرَةِ : أَنَّهُ دَخَلَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَيْتَ مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم، فَأُتِيَ بِضَبٍّ مَحْنُوذٍ، فَأَهْوَى إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِيَدِهِ. فَقَالَ بَعْضُ النِّسْوَةِ اللاَّتِي فِي بَيْتِ مَيْمُونَةَ : أَخْبِرُوا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِمَا يُرِيدُ أَنْ يَأْكُلَ مِنْهُ. فَقِيلَ : هُوَ ضَبٌّ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَرَفَعَ يَدَهُ فَقُلْتُ : أَحَرَامٌ هُوَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ فَقَالَ : ( لاَ، وَلَكِنَّهُ لَمْ يَكُنْ بِأَرْضِ قَوْمِي فَأَجِدُنِي أَعَافُهُ ). قَالَ خَالِدٌ: فَاجْتَرَرْتُهُ فَأَكَلْتُهُ، وَرَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَنْظُرُ(٥٨٢).

٢٧٩٩ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَجُلاً نَادَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا تَرَى فِي الضَّبِّ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لَسْتُ بِآكِلِهِ، وَلاَ بِمُحَرِّمِهِ )(٥٨٣).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget