Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. Diline Sahip Olmak

2841. Bilal b. Haris el-Müzenî şunları Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Bir adam Allah'ın razı olacağı bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Allah kıyamet gününe kadar bu söz sebebiyle ondan razı olduğunu yazar. Bir kimse de, Allah'ın gazabını mucip bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Bu söz sebebiyle, kıyamet gününe kadar Allah o kişiye gazab ettiğini yazar.» Ebu Hureyre'den buna yakını merfu olarak Rivâyet edilir. Bkz. Buhârî, Rıkâk, 81/23; Müslim, Zühd, 53/6, no:49,

2842. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) der ki: Bir kişi bir söz söyler de o sözden dolayı cehennem ateşine düşeceği hatırına gelmez. Bir kimse de bir söz söyler, bu sözden dolayı Allah'ın kendisini cennete koyacağı aklına gelmez. Bu mevkuftur.

Abdurrahman b. Abdillah b. Dinar -babası- Ebu Salih Ebu Hureyre yoluyla merfu olarak Rivâyet edilir: Buhârî, Rıkâk, 81/23.

٢ - باب مَا يُؤْمَرُ بِهِ مِنَ التَّحَفُّظِ فِي الْكَلاَمِ

٢٨٤١ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ بِلاَلِ بْنِ الْحَارِثِ الْمُزَنِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ مِنْ رِضْوَانِ اللَّهِ، مَا كَانَ يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ، يَكْتُبُ اللَّهُ لَهُ بِهَا رِضْوَانَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلَمِةِ مِنْ سَخَطِ اللَّهِ، مَا كَانَ يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ، يَكْتُبُ اللَّهُ لَهُ بِهَا سَخَطَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ )(٦٢٤).

٢٨٤٢ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ أبِي صَالِحٍ السَّمَّانِ، أَنَّهُ أَخْبَرَهُ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ : إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ مَا يُلْقِي لَهَا بَالاً، يَهْوِي بِهَا فِي نَارِ جَهَنَّمَ، وَإِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلَمَةِ مَا يُلْقِي لَهَا بَالاً، يَرْفَعُهُ اللَّهُ بِهَا فِي الْجَنَّةِ(٦٢٥).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Sevilmeyen Sözler

2837. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Bir kimse, müslüman kardeşine: "Ey kâfir" derse ikisinden birisi bu söze duçar olur.» Buhârî, Edeb, 78/13.

2838. Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi:

«Bir kişinin "insanlar kahrolsun" dediğini işittiğinde (bil ki) o kişi onlardan en çabuk helake uğrayanı olur.» Müslim, Bir 45/41, no: 139.

2839. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Sizden hiç kimse: "Zamanın kötülüğü!" demesin. Zira zamana nisbet edilen şeyi yapan Allah'dır.» Buharî, Edeb, 78/101; Müslim, Elfaz, 40/1, no:4.

2840. Yahya b. Said der ki, Meryem oğlu İsa (Hazret-i İsa) yolda bir domuzla karşılaşınca ona:

« Emniyetle git» dedi. İsa'ya:

« Bu sözü domuza mı söylüyorsun? diye sordular. İsa şöyle cevap verdi:

« Ben dilimi kötü söz söylemeye alıştıracağımdan korkuyorum.»

١ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الْكَلاَمِ

٢٨٣٧ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَنْ قَالَ لأَخِيهِ يَا كَافِرُ، فَقَدْ بَاءَ بِهَا أَحَدُهُمَا )(٦٢٠).

٢٨٣٨ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( إِذَا سَمِعْتَ الرَّجُلَ يَقُولُ : هَلَكَ النَّاسُ، فَهُوَ أَهْلَكُهُمْ )(٦٢١).

٢٨٣٩ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ أبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( لاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ : يَا خَيْبَةَ الدَّهْرِ، فَإِنَّ اللَّهَ هُوَ الدَّهْرُ )(٦٢٢).

٢٨٤٠ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، أَنَّ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ لَقِيَ خِنْزِيراً بِالطَّرِيقِ، فَقَالَ لَهُ : انْفُذْ بِسَلاَمٍ. فَقِيلَ لَهُ : تَقُولُ هَذَا لِخِنْزِيرٍ ؟ فَقَالَ عِيسَى: إنِّي أَخَافُ أَنْ أُعَوِّدَ لِسَانِى النُّطْقَ بِالسُّوءِ(٦٢٣).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Bey'at Hakkındaki Rivâyetler

2834. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (Emir ve yasaklarını) duyduğumuza ve (Allah'a, Resulüne ve ulul-emre) itaat edeceğimize dair bey'at ettiğimizde bize:

« Gücünüzün yettiği hususlarda!» diye buyurdu. Buhari, Ahkam, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90.

2835. Rukayka'nın kızı Ümeyme (radıyallahü anh) der ki:

İslam üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bey'at eden kadınlar arasında ben de geldim. Onlar şöyle dediler:

« Ya Resûlallah, Allah'a hiç bir ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, kendi tarafımızdan yapılmış bir iftirada bulunmayacağımıza, iyiliklerde sana karşı gelmeyeceğimize dair sana söz veriyoruz.» Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Gücünüzün yettiği hususlarda!» buyurdu. (1) Buhârî, Ahkâm, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90.

Onlar:

« Allah ve Resulü bize, bizden daha merhametlidir. Ya Resûlallah, gel sana bey'at edelim» dediklerinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Ben kadınlarla tokalaşmam, benim yüz kadına söylediğim söz, bir kadına söylediğim söz gibidir.» buyurdu. Tirmizî, Siyer, 19/37; Nesaî, Bey'at, 19/18.

2836. Abdullah b. Dinar şöyle Rivâyet eder: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) Abdülmelik b. Mervan'a bey'at ettiğini bildiren mektubunda şöyle yazdı:

« Rahman ve rahim olan Allah'ın ismiyle! İmdi, Allah'ın kulu, mü'minlerin emiri Abdülmelik'e:

Sana selâm olsun. Ben senin için kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a hamd ederim. Allah ve Resulünün emirleri üzerine gücüm yettiği kadar seni dinleyip itaat edeceğime söz veriyorum.»

١ - باب مَا جَاءَ فِي الْبَيْعَةِ

٢٨٣٤ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَالَ : كُنَّا إِذَا بَايَعْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ، يَقُولُ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( فِيمَا اسْتَطَعْتُمْ )(٦١٧).

٢٨٣٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ، عَنْ أُمَيْمَةَ بِنْتِ رُقَيْقَةَ، أَنَّهَا قَالَتْ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي نِسْوَةٍ بَايَعْنَهُ عَلَى الإِسْلاَمِ، فَقُلْنَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ نُبَايِعُكَ عَلَى أَنْ لاَ نُشْرِكَ بِاللَّهِ شَيْئاً، وَلاَ نَسْرِقَ، وَلاَ نَزْنِيَ، وَلاَ نَقْتُلَ أَوْلاَدَنَا، وَلاَ نَأْتِيَ بِبُهْتَانٍ نَفْتَرِيهِ بَيْنَ أَيْدِينَا وَأَرْجُلِنَا، وَلاَ نَعْصِيَكَ فِي مَعْرُوفٍ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( فِيمَا اسْتَطَعْتُنَّ وَأَطَقْتُنَّ ). قَالَتْ : فَقُلْنَ : اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَرْحَمُ بِنَا مِنْ أَنْفُسِنَا، هَلُمَّ نُبَايِعْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إنِّي لاَ أُصَافِحُ النِّسَاءَ، إِنَّمَا قَوْلِي لِمِئَةِ امْرَأَةٍ، كَقَوْلِي لاِمْرَأَةٍ وَاحِدَةٍ، أَوْ مِثْلِ قَوْلِي لاِمْرَأَةٍ وَاحِدَةٍ )(٦١٨).

٢٨٣٦ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَتَبَ إِلَى عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مَرْوَانَ يُبَايِعُهُ، فَكَتَبَ إِلَيْهِ : بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. أَمَّا بَعْدُ، لِعَبْدِ اللَّهِ عَبْدِ الْمَلِكِ أَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ، سَلاَمٌ عَلَيْكَ، فَإِنِّى أَحْمَدُ إِلَيْكَ اللَّهَ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، وَأُقِرُّ لَكَ بِالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ، عَلَى سُنَّةِ اللَّهِ وَسُنَّةِ رَسُولِهِ، فِيمَا اسْتَطَعْتُ(٦١٩).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget