Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Dilden Korkmak

2847. Atâ b. Yesar, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu Rivâyet etti: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer.» Bunun üzerine bir zat:

« Ya Resûlallah (bunları) bize söyleme» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da sustu. Sonra dönerek, birinci sözünü aynen tekrar etti. Adam yine ona:

« (Onları) bize haber verme Ya Resûlallah» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine sustu. Sonra aynı sözünü tekrarladı. Bunun üzerine adam:

« (Onları) bize haber verme Ya Resûlallah!» dedi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine aynı sözünü tekrarladı. Adam da ilk sözünü söyleme cihetine gidince yanındaki bir zat onu susturdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun üzerine şöyle buyurdu: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer: Dilinin ve cinsî organlarının! Dilinin ve cinsî organlarının!..» Ebu Ömer derki; Malik'ten, bildiğim kadarıyla ihtilafsız mürseldir. Buhârî, Sehl b. Sa'd'den mevsul olarak Rivâyet eder: Rıkak, 81/23.

2848. Zeyd'in babası Eşlem şöyle Rivâyet etti: Ömer b. Hattab, Ebu Bekir dilini çekerken onun yanına girdi ve ona: «Allah seni bağışlasın, yapma!» deyince Ebû Bekir (radıyallahü anh):

« Bu, beni tehlikeye düşürdü» dedi.

٥ - باب مَا جَاءَ فِيمَا يُخَافُ مِنَ اللِّسَانِ.

٢٨٤٧ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَنْ وَقَاهُ اللَّهُ شَرَّ اثْنَيْنِ وَلَجَ الْجَنَّةَ ). فَقَالَ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ لاَ تُخْبِرْنَا. فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، ثُمَّ عَادَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، فَقَالَ مِثْلَ مَقَالَتِهِ الأُولَى فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ : لاَ تُخْبِرْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَسَكَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِثْلَ ذَلِكَ أَيْضاً، فَقَالَ الرَّجُلُ : لاَ تُخْبِرْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِثْلَ ذَلِكَ أَيْضاً، ثُمَّ ذَهَبَ الرَّجُلُ يَقُولُ مِثْلَ مَقَالَتِهِ الأُولَى، فَأَسْكَتَهُ رَجُلٌ إِلَى جَنْبِهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَنْ وَقَاهُ اللَّهُ شَرَّ اثْنَيْنِ وَلَجَ الْجَنَّةَ، مَا بَيْنَ لَحْيَيْهِ وَمَا بَيْنَ رِجْلَيْهِ، مَا بَيْنَ لَحْيَيْهِ وَمَا بَيْنَ رِجْلَيْهِ، مَا بَيْنَ لَحْيَيْهِ وَمَا بَيْنَ رِجْلَيْهِ )(٦٣٠).

٢٨٤٨ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ دَخَلَ عَلَى أبِي بَكْرٍ الصِّدِّيقِ وَهُوَ يَجْبِذُ لِسَانَهُ، فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : مَهْ، غَفَرَ اللَّهُ لَكَ. فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ : إِنَّ هَذَا أَوْرَدَنِي الْمَوَارِدَ(٦٣١).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Gıybet

2846. Mahzum kabilesinden Abdullah b. Hattab'ın oğlu Muttalib derki: Bir zat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

« Gıybet nedir?» diye sorunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Bir kişinin duyduğu zaman hoşlanmayacağı şeyleri anlatmandır.» buyurdu. Adam:

«Ya Resûlallah gerçek olursa da mı?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Asılsız bir şey söylersen bu iftira olur.» buyurdu. Şeybani,956,

٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْغِيْبَةِ

٢٨٤٦ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ صَيَّادٍ، أَنَّ الْمُطَّلِبَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حَنْطَبَ الْمَخْزُومِيَّ أَخْبَرَهُ، أَنَّ رَجُلاً سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَا الْغِيبَةُ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ؟ ( أَنْ تَذْكُرَ مِنَ الْمَرْءِ مَا يَكْرَهُ أَنْ يَسْمَعَ ). قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ كَانَ حَقًّا ؟ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إِذَا قُلْتَ بَاطِلاً، فَذَلِكَ الْبُهْتَانُ )(٦٢٩).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Allah'ı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu

2843. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) der ki: Doğudan iki kişi gelerek hitabede bulundular. Açıklamaları halkın hoşuna gidince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Beyanda sihir vardır» veya «Bazı beyanlar sihirdir» buyurdu. Buhârî, Tıb, 86/51.

2844. İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Meryem oğlu İsa şöyle derdi: Allah'ı anmaksızın çok konuşmayın. Sonra kalbleriniz katılaşır. Katı kalb ise, Allah'dan uzaktır, fakat siz bilemezsiniz. Siz tanrılarmışcasına insanların günahlarına bakmayınız. Kullar gibi kendi günahlarınıza bakınız. Zira insanlar (günahlara) duçar olur ve ondan kurtulabilir. Belâya uğrayanlara acıyın. Afiyetten dolayı da Allah'a hamd edin. Mürseldir. Alâ b. Abdirrahman b. Ya’kub -babası- Ebu Hureyre senediyle mevsuldür; Müslim, Bir, 45/20, no:70.

2845. İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Hazret-i Peygamberin hanımı Aişe (radıyallahü anha) yatsıdan sonra ailesinden bazılarına haber göndererek: «Kâtip meleklere istirahat vermez misiniz?» derdi.

٣ - باب مَا يُكْرَهُ مِنَ الْكَلاَمِ بِغَيْرِ ذِكْرِ اللَّهِ

٢٨٤٣ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّهُ قَالَ: قَدِمَ رَجُلاَنِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَخَطَبَا، فَعَجِبَ النَّاسُ لِبَيَانِهِمَا، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إِنَّ مِنَ الْبَيَانِ لَسِحْراً ). أَوْ قَالَ : ( إِنَّ بَعْضَ الْبَيَانِ لَسِحْرٌ )(٦٠٦).

٢٨٤٤ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ كَانَ يَقُولُ : لاَ تُكْثِرُوا الْكَلاَمَ بِغَيْرِ ذِكْرِ اللَّهِ، فَتَقْسُوَ قُلُوبُكُمْ، فَإِنَّ الْقَلْبَ الْقَاسِيَ بَعِيدٌ مِنَ اللَّهِ وَلَكِنْ لاَ تَعْلَمُونَ، وَلاَ تَنْظُرُوا فِي ذُنُوبِ النَّاسِ كَأَنَّكُمْ أَرْبَابٌ، وَانْظُرُوا فِي ذُنُوبِكُمْ كَأَنَّكُمْ عَبِيدٌ، فَإِنَّمَا النَّاسُ مُبْتَلًى وَمُعَافًى، فَارْحَمُوا أَهْلَ الْبَلاَءِ، وَاحْمَدُوا اللَّهَ عَلَى الْعَافِيَةِ(٦٢٧).

٢٨٤٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكُ، أَنَّهُ بَلَغَهُ : أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَتْ تُرْسِلُ إِلَى بَعْضِ أَهْلِهَا بَعْدَ الْعَتَمَةِ فَتَقُولُ : أَلاَ تُرِيحُونَ الْكُتَّابَ(٦٢٨).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget