TEYEMMÜM SEBEBİ (HAKKINDA) GELEN HADÎSLER BÂBI
90- TEYEMMÜM SEBEBİ (HAKKINDA) GELEN HADÎSLER BÂBI
608 - “... Ammâr bin Yâsir (radıyallahü anhümâ)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seferlerinin birinde Âişe (radıyallahü anhâ)’nin gerdanlığı düştü. Gerdanlığı aramak için Âişe (radıyallahü anhâ), gecikti. (Herkes bulunması için bekledi. ) Bunun üzerine Ebû Bekir (radıyallahü anh), Âişe (radıyallahü anhâ)'nin yanına vararak halkın beklemesine sebep olduğu için ona şiddetle öfkelendi. Biraz sonra Allah (Azze ve Celle) teyemmüm ruhsatını (bir âyetle) indirdi. Ammâr (radıyallahü anh) dedi ki, Biz o gün (teyemmüm ederken toprakla) omuzlarımıza kadar mesnettik. Ammâr (radıyallahü anh) dedi ki: Bundan sonra Ebû Bekir (radıyallahü anh) Âişe (radıyallahü anhâ)'nin yanına vararak : Ben senin bu kadar mübarek olduğunu bilemedim, dedi. "
609 - “... Ammâr bin Yâsir (radıyallahü anhümâ)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Biz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber omuzlarımıza kadar teyemmüm ettik.
610) (radıyallahü anh)’den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir :
(Yer (yüzü), benim için mescid ve taharet sebebi kılındı.)
611) . Âişe (radıyallahü anhâ), (kız kardeşi) Esma (radıyallahü anhâ)'den emaneten bir gerdanlık almış idi. (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yapılan bir yolculuk esnasında) bu gerdanlık kaybolmuş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Üseyd bin Hudayr (radıyallahü anh)'ın başkanlığında) bir kaç kişiyi gerdanlığı aramaya gönderdi. Gidenler, namaz vakti olunca su bulamadıkları için abdestsiz olarak namazlarını kılmışlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına (dönüp) gelince hallerini O'na arzettiler. Bunun üzerine teyemmüm âyeti nazil oldu. Üseyd bin Hudayr (radıyallahü anh), Âişe (radıyallahü anhâ)'ya: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın. Vallahi senin başına ne gelmiş ise mutlaka Allah senin için onda bir çıkar yol ihsan kılmış ve o işte müslümanlar için bir bereket kılmıştır. "
٩٠ - باب مَا جَاءَ فِي التَّيَمُّمِ
٦٠٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ، أَنَّهُ قَالَ سَقَطَ عِقْدُ عَائِشَةَ فَتَخَلَّفَتْ لاِلْتِمَاسِهِ فَانْطَلَقَ أَبُو بَكْرٍ إِلَى عَائِشَةَ فَتَغَيَّظَ عَلَيْهَا فِي حَبْسِهَا النَّاسَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ الرُّخْصَةَ فِي التَّيَمُّمِ . قَالَ فَمَسَحْنَا يَوْمَئِذٍ إِلَى الْمَنَاكِبِ . قَالَ فَانْطَلَقَ أَبُو بَكْرٍ إِلَى عَائِشَةَ فَقَالَ مَا عَلِمْتُ إِنَّكِ لَمُبَارَكَةٌ .
٦٠٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِي عُمَرَ الْعَدَنِيُّ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَمْرٍو، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ، قَالَ تَيَمَّمْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِلَى الْمَنَاكِبِ .
٦١٠ - حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِي حَازِمٍ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْهَرَوِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ، جَمِيعًا عَنِ الْعَلاَءِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( جُعِلَتْ لِيَ الأَرْضُ مَسْجِدًا وَطَهُورًا ).
٦١١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا اسْتَعَارَتْ مِنْ أَسْمَاءَ قِلاَدَةً فَهَلَكَتْ فَأَرْسَلَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أُنَاسًا فِي طَلَبِهَا فَأَدْرَكَتْهُمُ الصَّلاَةُ فَصَلَّوْا بِغَيْرِ وُضُوءٍ فَلَمَّا أَتَوُا النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ شَكَوْا ذَلِكَ إِلَيْهِ فَنَزَلَتْ آيَةُ التَّيَمُّمِ فَقَالَ أُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ جَزَاكِ اللَّهُ خَيْرًا فَوَاللَّهِ مَا نَزَلَ بِكِ أَمْرٌ قَطُّ إِلاَّ جَعَلَ اللَّهُ لَكِ مِنْهُ مَخْرَجًا وَجَعَلَ لِلْمُسْلِمِينَ فِيهِ بَرَكَةً .