BAŞKASINI YARALAYAN KİŞİ KISAS (MİSİLLEME) OLMASI CEZASI YERİNE FİDYE (TAZMİNAT) VERİR
10- BAŞKASINI YARALAYAN KİŞİ KISAS (MİSİLLEME) OLMASI CEZASI YERİNE FİDYE (TAZMİNAT) VERİR
2740 - “... Âîşe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Cehm bin Huzeyfe (radıyallahü anh)'i zekât tahsildarı olarak (taşraya) gönderdi. Bir adam zekâtı hakkında Ebû Cehm ile münâkaşa ediyor. Bunun üzerine Ebû Cehm onu dövüp başını kırıyor. Sonra adamın yakınları Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek :
— Yâ Resûlallah! Kısas (yani misilleme istiyoruz), dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (onlara) :
— (Size şu kadar (mal verilsin), buyurdu. Adamlar razı olmadılar. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (Ödenecek tazminat mikdarını artırarak) size şu kadar (mal verilsin) buyurdu. Adamlar razı oldular. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (adamlara) :
— (Ben (öğleden sonra) halka hitabede bulunacağım ve sizin razı olduğunuzu onlara bildireceğim, ) buyurdu. Adamlar: Evet, dediler. Buna binâen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (cemaata) bir konuşma yaptı ve (bu arada) :
(Şu Leysîler kısas talebinde bulunmak üzere bana baş vurdular. Ben onlara (kısas yerine) şu kadar (tazminat) teklif ettim, ) buyurdu. (Sonra onlara. dönüp) : Razı oldunuz mu?) dedi. Adamlar;
Hayır, dediler. Bunun üzerine muhacirler onları menetmek istediler. Fakat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) muhacirlerin vazgeçmelerini emretti. Muhacirler de vazgeçtiler. Sonra Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) onları çağırdı ve kendilerine verilecek mal miktarını artırdı. Sonra (onlara) ;
— (Razı oldunuz mu?) buyurdu. Adamlar: Evet, deyince. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (Ben halka konuşma yapacağım ve sizin razı olduğunuzu onlara haber vereceğim, ) buyurdu. Adamlar;
— Peki, dediler. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) halka konuşma yaptı. Sonra (adamlara) :
— (Razı oldunuz mu?) buyurdu. Adamlar da:
— Evet, dediler.
İbn-i Mâceh dedi ki: Ben, Muhammed bin Yahya'dan şu sözleri işittim : Bu hadîsi yalnız Ma'mer rivâyet etti. Kendisinden başka kimselerin bunu rivâyet ettiklerini bilmiyorum. "
١٠ - باب الْجَارِحِ يَفْتَدِي بِالْقَوَدِ
٢٧٤٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَجَّهُ رَجُلٌ فِي صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَشَجَّهُ فَأَتَوُا النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالُوا الْقَوَدَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لَكُمْ كَذَا وَكَذَا ). فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ ( لَكُمْ كَذَا وَكَذَا ). فَرَضُوا فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنِّي خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ ). قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ ( إِنَّ هَؤُلاَءِ اللَّيْثِيِّينِ أَتَوْنِي يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا أَرَضِيتُمْ ). قَالُوا لاَ . فَهَمَّ بِهِمُ الْمُهَاجِرُونَ فَأَمَرَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يَكُفُّوا فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَزَادَهُمْ فَقَالَ ( أَرَضِيتُمْ ). قَالُوا نَعَمْ . قَالَ ( إِنِّي خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ ). قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ قَالَ ( أَرَضِيتُمْ ). قَالُوا نَعَمْ . قَالَ ابْنُ مَاجَهْ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ يَحْيَى يَقُولُ تَفَرَّدَ بِهَذَا مَعْمَرٌ لاَ أَعْلَمُ رَوَاهُ غَيْرُهُ .