Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6- HİÇBİR MİRASÇIYA VASİYYET YOKTUR, BÂBI

2816 - “... Amr bin Hârice (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Kusvâ isimli binek) devesi üzerinde hutbe irâd buyurdu. (Bu esnada) binek devesi geviş getiriyordu ve ağzının köpüğü benim iki omuzumun arasında akıyordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (hutbesinde) buyurdu ki :

(Allah, şüphesiz her mirasçıya mirastan olan nasibini taklim (ve tâyin) buyurdu. Artık hiç bir mirasçıya vasiyyet CÂİZ değildir. Çocuk döşek (sahibin) e aittir. Zina eden (erkeğ)e de mahrumiyet vardır. Kim babasından başka bir kimsenin oğlu olduğunu iddia eder veya kendisini âzadlayanlardan başkasının âzadlısı olduğunu söylerse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti o kimsenin üzerine olsun (veya onun üzerindedir. ) O kimseden ne tevbe ne de fidye (râvi dedi ki: veya Peygamber! ne fidye ne de tevbe buyurdu) kabul olunur.) "

2817 - “... Ebû Ümâme el-Bâhili (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben Veda Haccı yılı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hutbesinde şöyle buyururken işittim :

(Allah her hak sahibine (mirastan) hakkını şüphesiz vermiştir. Artık mirasçıya vasiyyet yoktur. )

2818 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

(Peygamber Veda Haccı yılı hutbe irâd ederken) ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (kusvâ isimli) devesinin (boynunun) altında idim. Devesinin ağzının köpüğü benim üstüme (dökülüp) akıyordu. (Hutbesinde) Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim:

(Allah şüphesiz her hak sahibine (mirastan) hakkını vermiştir. Bilmiş olunuz ki hiç bir vârise vasiyyet yoktur. )

٦ - باب لاَ وَصِيَّةَ لِوَارِثٍ

٢٨١٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ غَنْمٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ خَارِجَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم خَطَبَهُمْ وَهُوَ عَلَى رَاحِلَتِهِ وَإِنَّ رَاحِلَتَهُ لَتَقْصَعُ بِجِرَّتِهَا وَإِنَّ لُغَامَهَا لَيَسِيلُ بَيْنَ كَتِفَىَّ قَالَ ‏( إِنَّ اللَّهَ قَسَمَ لِكُلِّ وَارِثٍ نَصِيبَهُ مِنَ الْمِيرَاثِ فَلاَ يَجُوزُ لِوَارِثٍ وَصِيَّةٌ الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْحَجَرُ وَمَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ أَبِيهِ أَوْ تَوَلَّى غَيْرَ مَوَالِيهِ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَالْمَلاَئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ ‏)‏.‏ أَوْ قَالَ ‏( عَدْلٌ وَلاَ صَرْفٌ ‏)‏.‏

٢٨١٧ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ، حَدَّثَنَا شُرَحْبِيلُ بْنُ مُسْلِمٍ الْخَوْلاَنِيُّ، سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ الْبَاهِلِيَّ، يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ فِي خُطْبَتِهِ عَامَ حِجَّةِ الْوَدَاعِ ‏( إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَعْطَى كُلَّ ذِي حَقٍّ حَقَّهُ فَلاَ وَصِيَّةَ لِوَارِثٍ ‏)‏.‏

٢٨١٨ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ شَابُورَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ يَزِيدَ بْنِ جَابِرٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ، أَنَّهُ حَدَّثَهُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ إِنِّي لَتَحْتَ نَاقَةِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَسِيلُ عَلَىَّ لُعَابُهَا فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ ‏( إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَعْطَى كُلَّ ذِي حَقٍّ حَقَّهُ أَلاَ لاَ وَصِيَّةَ لِوَارِثٍ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5- MALIN ÜÇTE BİRİYLE VASÎYYET ETMEK BÂBI

2812 - “... Amir'in babası Sa'd (bin Ebî Vakkas) (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir :

Ben Mekke'nin fetih yılı (Mekke'de) ölüme yaklaştığım derecede hastalandım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığım dolayısıyla bana uğradı. Ben de :

Ey Allah'ın Resulü şüphesiz benim çok malım var ve bir kızımdan başka mirasçım yoktur. Ben malımın üçte ikisini sadaka olarak vasiyyet edebilir miyim? diye sordum. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Hayır, ) buyurdu. Ben:

Yarısı (vasiyyet olabilir mi)? dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine) ;

(Hayır, ) buyurdu. Ben :

Peki üçte biri (olabilir mi) diye sordum. Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Üçte bir (kâfidir), üçte bir de çoktur. (Çünkü) senin mirasçılarını zengin bırakman, onları halka ellerini açıp dilenecek derecede fakir bırakmadan hayırlıdır, ) buyurdu. "

2813 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Şüphesiz, Allah (hayır) amellerinizi artırmak için mallarınızın üçte birini vefatınız zamanında size tasadduk etti (sadaka - vasiyyet etme yetkisini verdi. )

2814 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Allahü teâlâ buyurdu ki) Ey Âdem oğlu hiç birisi senin (hakkın) olmayan (ve merhametimle sana verdiğim) iki şey var: Seni (günahlardan) temizlemek ve arındırmak için, gırtlağını tuttuğum (canını alacağım) zaman malından sana bir pay (vasiyyet için) verdim ve ecel (ömür) ünün bitiminden sonra kullarımın senin üzerine (kıldıkları) cenaze namazı. )

2815 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :

Halkın (vasiyyetlerini) mallarının üçte birinden dörtte birine indirmelerini arzularım. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ;

(Sülüs (yani malın üçte biri vasiyyet için) büyüktür veya çoktur, ) buyurdu. "

٥ - باب الْوَصِيَّةِ بِالثُّلُثِ

٢٨١٢ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، وَالْحُسَيْنُ بْنُ الْحَسَنِ الْمَرْوَزِيُّ، وَسَهْلٌ، قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ مَرِضْتُ عَامَ الْفَتْحِ حَتَّى أَشْفَيْتُ عَلَى الْمَوْتِ فَعَادَنِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْتُ أَىْ رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي مَالاً كَثِيرًا وَلَيْسَ يَرِثُنِي إِلاَّ ابْنَتِي أَفَأَتَصَدَّقُ بِثُلُثَىْ مَالِي قَالَ ‏( لاَ ‏)‏.‏ قُلْتُ فَالشَّطْرُ قَالَ ‏( لاَ ‏)‏.‏ قُلْتُ فَالثُّلُثُ قَالَ ‏( الثُّلُثُ وَالثُّلُثُ كَثِيرٌ إِنَّكَ أَنْ تَتْرُكَ وَرَثَتَكَ أَغْنِيَاءَ خَيْرٌ مِنْ أَنْ تَتْرُكَهُمْ عَالَةً يَتَكَفَّفُونَ النَّاسَ ‏)‏.‏

٢٨١٣ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( إِنَّ اللَّهَ تَصَدَّقَ عَلَيْكُمْ عِنْدَ وَفَاتِكُمْ بِثُلُثِ أَمْوَالِكُمْ زِيَادَةً لَكُمْ فِي أَعْمَالِكُمْ ‏)‏.‏

٢٨١٤ - حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الْقَطَّانِ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، أَنْبَأَنَا مُبَارَكُ بْنُ حَسَّانَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( يَا ابْنَ آدَمَ اثْنَتَانِ لَمْ تَكُنْ لَكَ وَاحِدَةٌ مِنْهُمَا جَعَلْتُ لَكَ نَصِيبًا مِنْ مَالِكَ حِينَ أَخَذْتُ بِكَظَمِكَ لأُطَهِّرَكَ بِهِ وَأُزَكِّيَكَ وَصَلاَةُ عِبَادِي عَلَيْكَ بَعْدَ انْقِضَاءِ أَجَلِكَ ‏)‏.‏

٢٨١٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ وَدِدْتُ أَنَّ النَّاسَ، غَضُّوا مِنَ الثُّلُثِ إِلَى الرُّبُعِ لأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( الثُّلُثُ كَبِيرٌ - أَوْ كَثِيرٌ - ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4- HAYATTA (İYİ YOLLARDA) MAL HARCAMAYIP ÖLÜM YAKLAŞINCA SAVURGANLIK ETMENİN YASAKLIĞI BÂBI

2810 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek :

— Yâ Resûlallah iyi davranmam hususunda üzerimde en çok hakkı bulunan insanın kim olduğunu bana haber ver, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Evet. Babana and olsun ki (bu husus) muhakkak sana haber verilecektir. (En çok hakkı olan insan) annendir, ) buyurdu. Adam:

(Annemden) sonra (üzerimde en çok hakkı olan kişi) kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Sonra (yine) annendir, ) buyurdu. Adam:

— (Annemden) sonra kim? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Sonra (yine) annen, ) buyurdu. Adam:

— (Annemden) sonra kim? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— (Sonra baban), buyurdu. Adam (bu kere) :

— Malımdan bana haber ver Yâ Resûlallah! Ondan nasıl sadaka vereyim, (en faziletli sadaka nasıl olur)? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Peki, Allah'a yemin ederim sen muhakkak (bundan) haberdar edileceksin. (En faziletli tasadduk), sen sıhhatli, (dünyalığa) ihtiraslı, yaşamaya ümidli ve fakirlikten korkarken sadaka vermendir. Sakın (sadaka vermeyi) geciktirme. Nihayet ruhun (gırtlağa işaretle) şuraya gelince malım falana ve malım fulana (olsun) dersin. Halbuki sen hoşlanmasan bile malın (ölümün dolayısıyla) onlaradır. )

2811 - “... Büsr bin Cahhâş el-Kureşî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir kere) eline (hafifçe) tükürdü. Sonra şehâdet parmağını (tükürük damlası üzerine) bırakıp şöyle buyurdu:

(Allah (Azze ve Celle) buyuruyor ki: (Ey) Âdem oğlu seni şunun misli olan (bir damla menliden yarattığım halde beni nasıl âciz (zan) edersin (de malından sadaka ödemezsin)? Sonra ruhun şuraya (ve Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) boğazına işaret etti) ulaştığı zaman sen: Sadaka veririm, dersin. Halbuki sadaka verme zamanı nerede? (Yani bu fırsatı kaçırdın). )

٤ - باب النَّهْىِ عَنِ الإِمْسَاكِ، فِي الْحَيَاةِ وَالتَّبْذِيرِ عِنْدَ الْمَوْتِ

٢٨١٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ، وَابْنِ، شُبْرُمَةَ عَنْ أَبِي زُرْعَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَبِّئْنِي بِأَحَقِّ النَّاسِ مِنِّي بِحُسْنِ الصُّحْبَةِ فَقَالَ ‏( نَعَمْ وَأَبِيكَ لَتُنَبَّأَنَّ أُمُّكَ ‏)‏.‏ قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ ‏( ثُمَّ أُمُّكَ ‏)‏.‏ قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ ‏( ثُمَّ أُمُّكَ ‏)‏.‏ قَالَ ثُمَّ مَنْ قَالَ ‏( ثُمَّ أَبُوكَ ‏)‏.‏ قَالَ نَبِّئْنِي يَا رَسُولَ اللَّهِ عَنْ مَالِي كَيْفَ أَتَصَدَّقُ فِيهِ قَالَ ‏( نَعَمْ وَاللَّهِ لَتُنَبَّأَنَّ أَنْ تَصَدَّقَ وَأَنْتَ صَحِيحٌ شَحِيحٌ تَأْمُلُ الْعَيْشَ وَتَخَافُ الْفَقْرَ وَلاَ تُمْهِلْ حَتَّى إِذَا بَلَغَتْ نَفْسُكَ هَاهُنَا قُلْتَ مَالِي لِفُلاَنٍ وَمَالِي لِفُلاَنٍ وَهُوَ لَهُمْ وَإِنْ كَرِهْتَ ‏)‏.‏

٢٨١١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا حَرِيزُ بْنُ عُثْمَانَ، حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَيْسَرَةَ، عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ، عَنْ بُسْرِ بْنِ جَحَّاشٍ الْقُرَشِيِّ، قَالَ بَزَقَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي كَفِّهِ ثُمَّ وَضَعَ أَصْبُعَهُ السَّبَّابَةَ وَقَالَ ‏( يَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنَّى تُعْجِزُنِي ابْنَ آدَمَ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ مِثْلِ هَذِهِ فَإِذَا بَلَغَتْ نَفْسُكَ هَذِهِ - وَأَشَارَ إِلَى حَلْقِهِ - قُلْتَ أَتَصَدَّقُ وَأَنَّى أَوَانُ الصَّدَقَةِ ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget