Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 38- HAC VE UMRE'Yİ BERABER EDÂ EDEN (YÂNİ HACC-I KIRAN NİYETİYLE İHRAMA GİREN)

3081- ... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Biz (Veda haccı yılı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde Mekke'ye (gitmek üzere Medine'den yola) çıktık. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den:

(Lebbeyke, bir umre'ye ve bir hacc'a niyetlendim,) buyruğunu işittim. "

3082 - “... Enes (bin Mâlik) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre;. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda haccında) :

(Allahım! Bir umre ve bir hac ile emrine amadeyim (dâvetine icabet etmekteyim)) buyurmuştur. "

3083 - “... Es-Subey bin Ma'bed (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben Hıristiyan bir adamdım. Sonra müslüman oldum ve hac ile umre (yani Hacc-i Kıran) niyetiyle ihrama girdim. Sonra Selmân bin Rebia ve Zeyd bin Suhân (radıyallahü anhümâ) Kadisiyye'de benim hac ve umre'nin her ikisi için de Lebbeyk duasını okumakta olduğumu işittiler. Bunun üzerine bu iki zât (bana işaretle) :

Şu adam devesinden daha idraksizdir (yani Hacc-ı îfrâdın daha faziletli olduğu bilincinden mahrumdur), dediler. Onlar bu sözleriyle sanki bana bir dağ yüklediler. (Yani sözleri bana çok ağır geldi). Sonra ben Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh)'in yanına vardım ve olup biteni ona arz ettim. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh) onlara yönelip kınamada bulundu. Sonra bana dönüp: Sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sünnetine hidâyet olundun, sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sünnetine hidâyet olundun (yani yaptığın iş O'nun sünnetine uygundur), dedi.

(Râvî) Hişâm kendi rivâyetinde dedi ki: Şakîk: Ben ve Mesrûk çok kere gidip es-Subey bin Ma'bed'e bu olayı soruyorduk, demiştir.

3084) ..... senediyle de es-Subey bin Ma'bed (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi: Hırıstiyanlık dininden müslümanlığa yeni dönmüştüm. Müslümanlığı kabul edip (sünnet'e uymak için) gayret ve çalışmamda kusur etmedim. Sonra hac ve umre niyetiyle ihrama girdim (Yani Hacc-ı Kırân'a başladım), demiş ve yukarıdaki hadîsin mislini anlatmıştır. "

3085 - “... Ebû Talha (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hac ve umre'yi beraber ifâ etti (yani hacc-ı kırân'ı edâ etti. )

Gerek bu bâbta rivâyet edilen hadisler, gerekse benzeri hadîsler Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in Hacc-ı Kıran ettiğine açıkça delâlet ederler. Bu durum sahâbilerden bir cemaattan rivâyet edilmiştir. İbn-i Ömer, Âişe, Câbir, Ömer bin el-Hattâb, Ali, İmrân bin Husayn ve Süraka bin Mâlik (radıyallahü anhüm) anılan cemaattandır. Bundan önceki bâbta rivâyet edilen hadîslerin zahirine göre ise Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) Hacc-ı İfrâd etmiştir. Hicretten sonra Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in yalnız bir defa hacca gittiği sabittir. Bu da hicretin 10. yılı edilen meşhur Veda haccıdır.

٣٨ - باب مَنْ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ

٣٠٨١ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِلَى مَكَّةَ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ ‏( لَبَّيْكَ عُمْرَةً وَحَجَّةً ‏)‏.‏

٣٠٨٢ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( لَبَّيْكَ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ‏)‏.‏

٣٠٨٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَهِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَبْدَةَ بْنِ أَبِي لُبَابَةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا وَائِلٍ، شَقِيقَ بْنَ سَلَمَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ الصُّبَىَّ بْنَ مَعْبَدٍ، يَقُولُ كُنْتُ رَجُلاً نَصْرَانِيًّا فَأَسْلَمْتُ فَأَهْلَلْتُ بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ فَسَمِعَنِي سَلْمَانُ بْنُ رَبِيعَةَ وَزَيْدُ بْنُ صُوحَانَ وَأَنَا أُهِلُّ بِهِمَا جَمِيعًا بِالْقَادِسِيَّةِ فَقَالاَ لَهَذَا أَضَلُّ مِنْ بَعِيرِهِ فَكَأَنَّمَا حَمَلاَ عَلَىَّ جَبَلاً بِكَلِمَتِهِمَا فَقَدِمْتُ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَأَقْبَلَ عَلَيْهِمَا فَلاَمَهُمَا ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَىَّ فَقَالَ هُدِيتَ لِسُنَّةِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ هُدِيتَ لِسُنَّةِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ قَالَ هِشَامٌ فِي حَدِيثِهِ قَالَ شَقِيقٌ فَكَثِيرًا مَا ذَهَبْتُ أَنَا وَمَسْرُوقٌ نَسْأَلُهُ عَنْهُ ‏.‏

٣٠٨٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَخَالِي يَعْلَى قَالُوا حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنِ الصُّبَىِّ بْنِ مَعْبَدٍ، قَالَ كُنْتُ حَدِيثَ عَهْدٍ بِنَصْرَانِيَّةٍ فَأَسْلَمْتُ فَلَمْ آلُ أَنْ أَجْتَهِدَ، فَأَهْلَلْتُ بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ‏.‏ فَذَكَرَ نَحْوَهُ ‏.‏

٣٠٨٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو طَلْحَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 37- HACC-I İFRÂD (YÂNİ YALNIZ HAC NİYETİYLE ÎHRÂMA GİRMEK) BÂBI

3077) ". . . Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacc-ı ifrâd etmiştir.

3078 - “... Mü'minlerin annesi Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacc-ı ifrad etmiştir. "

3079 - “... Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hacc-i ifrâd etmiştir. "

3080 - “... Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekir, Ömer ve Osman (radıyallahü anhüm) hacc-i ifrâd etmişlerdir. "

٣٧ - باب الإِفْرَادِ بِالْحَجِّ

٣٠٧٧ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، وَأَبُو مُصْعَبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ، حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَفْرَدَ الْحَجَّ ‏.‏

٣٠٧٨ - حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ، حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ، عَنْ أَبِي الأَسْوَدِ، مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ نَوْفَلٍ - وَكَانَ يَتِيمًا فِي حِجْرِ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ - عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَفْرَدَ الْحَجَّ ‏.‏

٣٠٧٩ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ الدَّرَاوَرْدِيُّ، وَحَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَفْرَدَ الْحَجَّ ‏.‏

٣٠٨٠ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعُمَرِيُّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَأَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ أَفْرَدُوا الْحَجَّ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 36- HAYIZ (AYBAŞI ÂDETİ) HÂLİNDEKİ KADIN HAC MENÂSİKİNİ İFÂ EDER YALNIZ (TEMİZLENİNCEYE KADAR) TAVAF EDEMEZ

3076 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Biz (hac mevsiminde) ancak hac yapılabileceği (yani umre yapılamayacağı) inancıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde (Medine'den Mekke yolculuğuna) çıktık. Şerifte veya buraya yakın bir yere vardığımız zaman âdet gördüm. Ben (hac görevimi ifâ edemiyeceğim diye) ağlamakta iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi ve: (Neyin var? Âdet mi gördün?) diye sordu. Ben de: Evet, diye cevab verdim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Bu, Allah'ın Âdem (Aleyhisselâm)'ın kızlarına yazdığı (takdir ettiği) bir şeydir. Bu itibarla sen menâsik (hac görevler) inin hepsini ifâ et. Sâdece Kabe i Muazzama'yı (hayız âdetinden çıkıncaya kadar) tavaf etme,) buyurdu.

Âişe dedi ki: Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zevceleri adına bir sığır kurban etti. "

٣٦ - باب الْحَائِضُ تَقْضِي الْمَنَاسِكَ إِلاَّ الطَّوَافَ

٣٠٧٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لاَ نَرَى إِلاَّ الْحَجَّ فَلَمَّا كُنَّا بِسَرِفَ أَوْ قَرِيبًا مِنْ سَرِفَ حِضْتُ فَدَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَأَنَا أَبْكِي فَقَالَ مَالَكِ أَنَفِسْتِ ‏)‏.‏ قُلْتُ نَعَمْ ‏.‏ قَالَ ‏( إِنَّ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَاقْضِي الْمَنَاسِكَ كُلَّهَا غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِي بِالْبَيْتِ ‏)‏.‏ قَالَتْ وَضَحَّى رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَنْ نِسَائِهِ بِالْبَقَرِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget