HAC VE UMRE'Yİ BERABER EDÂ EDEN (YÂNİ HACC-I KIRAN NİYETİYLE İHRAMA GİREN)
38- HAC VE UMRE'Yİ BERABER EDÂ EDEN (YÂNİ HACC-I KIRAN NİYETİYLE İHRAMA GİREN)
3081- ... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:
Biz (Veda haccı yılı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde Mekke'ye (gitmek üzere Medine'den yola) çıktık. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den:
(Lebbeyke, bir umre'ye ve bir hacc'a niyetlendim,) buyruğunu işittim. "
3082 - “... Enes (bin Mâlik) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre;. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda haccında) :
(Allahım! Bir umre ve bir hac ile emrine amadeyim (dâvetine icabet etmekteyim)) buyurmuştur. "
3083 - “... Es-Subey bin Ma'bed (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Ben Hıristiyan bir adamdım. Sonra müslüman oldum ve hac ile umre (yani Hacc-i Kıran) niyetiyle ihrama girdim. Sonra Selmân bin Rebia ve Zeyd bin Suhân (radıyallahü anhümâ) Kadisiyye'de benim hac ve umre'nin her ikisi için de Lebbeyk duasını okumakta olduğumu işittiler. Bunun üzerine bu iki zât (bana işaretle) :
Şu adam devesinden daha idraksizdir (yani Hacc-ı îfrâdın daha faziletli olduğu bilincinden mahrumdur), dediler. Onlar bu sözleriyle sanki bana bir dağ yüklediler. (Yani sözleri bana çok ağır geldi). Sonra ben Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh)'in yanına vardım ve olup biteni ona arz ettim. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh) onlara yönelip kınamada bulundu. Sonra bana dönüp: Sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sünnetine hidâyet olundun, sen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sünnetine hidâyet olundun (yani yaptığın iş O'nun sünnetine uygundur), dedi.
(Râvî) Hişâm kendi rivâyetinde dedi ki: Şakîk: Ben ve Mesrûk çok kere gidip es-Subey bin Ma'bed'e bu olayı soruyorduk, demiştir.
3084) ..... senediyle de es-Subey bin Ma'bed (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi: Hırıstiyanlık dininden müslümanlığa yeni dönmüştüm. Müslümanlığı kabul edip (sünnet'e uymak için) gayret ve çalışmamda kusur etmedim. Sonra hac ve umre niyetiyle ihrama girdim (Yani Hacc-ı Kırân'a başladım), demiş ve yukarıdaki hadîsin mislini anlatmıştır. "
3085 - “... Ebû Talha (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hac ve umre'yi beraber ifâ etti (yani hacc-ı kırân'ı edâ etti. )
Gerek bu bâbta rivâyet edilen hadisler, gerekse benzeri hadîsler Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in Hacc-ı Kıran ettiğine açıkça delâlet ederler. Bu durum sahâbilerden bir cemaattan rivâyet edilmiştir. İbn-i Ömer, Âişe, Câbir, Ömer bin el-Hattâb, Ali, İmrân bin Husayn ve Süraka bin Mâlik (radıyallahü anhüm) anılan cemaattandır. Bundan önceki bâbta rivâyet edilen hadîslerin zahirine göre ise Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) Hacc-ı İfrâd etmiştir. Hicretten sonra Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in yalnız bir defa hacca gittiği sabittir. Bu da hicretin 10. yılı edilen meşhur Veda haccıdır.
٣٨ - باب مَنْ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ
٣٠٨١ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِلَى مَكَّةَ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ ( لَبَّيْكَ عُمْرَةً وَحَجَّةً ).
٣٠٨٢ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( لَبَّيْكَ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ ).
٣٠٨٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَهِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ عَبْدَةَ بْنِ أَبِي لُبَابَةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا وَائِلٍ، شَقِيقَ بْنَ سَلَمَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ الصُّبَىَّ بْنَ مَعْبَدٍ، يَقُولُ كُنْتُ رَجُلاً نَصْرَانِيًّا فَأَسْلَمْتُ فَأَهْلَلْتُ بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ فَسَمِعَنِي سَلْمَانُ بْنُ رَبِيعَةَ وَزَيْدُ بْنُ صُوحَانَ وَأَنَا أُهِلُّ بِهِمَا جَمِيعًا بِالْقَادِسِيَّةِ فَقَالاَ لَهَذَا أَضَلُّ مِنْ بَعِيرِهِ فَكَأَنَّمَا حَمَلاَ عَلَىَّ جَبَلاً بِكَلِمَتِهِمَا فَقَدِمْتُ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَأَقْبَلَ عَلَيْهِمَا فَلاَمَهُمَا ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَىَّ فَقَالَ هُدِيتَ لِسُنَّةِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ هُدِيتَ لِسُنَّةِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ . قَالَ هِشَامٌ فِي حَدِيثِهِ قَالَ شَقِيقٌ فَكَثِيرًا مَا ذَهَبْتُ أَنَا وَمَسْرُوقٌ نَسْأَلُهُ عَنْهُ .
٣٠٨٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَخَالِي يَعْلَى قَالُوا حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ شَقِيقٍ، عَنِ الصُّبَىِّ بْنِ مَعْبَدٍ، قَالَ كُنْتُ حَدِيثَ عَهْدٍ بِنَصْرَانِيَّةٍ فَأَسْلَمْتُ فَلَمْ آلُ أَنْ أَجْتَهِدَ، فَأَهْلَلْتُ بِالْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ . فَذَكَرَ نَحْوَهُ .
٣٠٨٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ سَعْدٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو طَلْحَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ .