Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 43- SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y (YÂNİ YEDİ DEFA GİDİP GELME) BÂBI

3100) Urve (bin Zübeyr) (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir:

Ben (teyzem) Âişe (radıyallahü anhâ) 'ya: Ben (hac veya umre ettiğimde) Safa ile Merve arasında sa'y etmememden dolayı bir günaha gireceğim kanısında değilim, dedim. Âişe (radıyallahü anhâ) (bana cevaben) :

Allah:

"Safâ ile Merve Allah'ın şiarlarından (yani dini alâmetlerden) dir. Kim Ka'be'yi hac eder veya umre ederse, bu iki tepe arasında sa'y etmesinde bir günah yoktur" buyuruyor. Eğer senin dediğin gibi olsaydı: bu iki tepe arasında sa'y etmemesinde bir günah yoktur" şeklinde olacaktı. Bu âyet, Ensâr'dan bir grup hakkında indirildi. Onlar (müslüman olmazdan önce) ihrama girdikleri zaman Menât putuna tapmak niyetiyle ihrama girerlerdi ve (Safa ile Merve tepeleri üstünde dikili başka putlar bulunduğu için) Safa ile Merve arasında sa'y etmeyi kendilerine mubah saymazlardı. (Onlar müslümanlığı kabul edip) sonra Veda haccında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde (Mekke'ye) geldikleri zaman anılan durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e anlattılar. Bunun üzerine Allah mezkûr âyeti indirdi. And olsun ki Safa ile Merve arasında sa'y etmeyen bir kimsenin haccını Allah (Azze ve Celle) tamam saymaz, dedi."

3101) Ümmü Veled-i Şeybe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Safa ile Merve arasında sa'y ederken (yani dere kısmında koşarken) ve: (Bu dere ancak koşarak katedilir), buyururken gördüm."

3102) (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan: Şöyle demiştir :

Eğer ben Safa ile Merve arasında koşarsam şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in koştuğunu gördüm (de öyle koşuyorum) ve eğer (normal) yürürsem (yine) şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (normal) yürüdüğünü gördüm (de öyle yürüyorum). Kaldı ki ben yaşı ilerlemiş bir ihtiyarım."

٤٣ - باب السَّعْىِ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ

٣١٠٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبِي قَالَ، قُلْتُ لِعَائِشَةَ مَا أَرَى عَلَىَّ جُنَاحًا أَنْ لاَ أَطَّوَّفَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ‏.‏ قَالَتْ إِنَّ اللَّهَ يَقُولُ ‏{إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا}‏ وَلَوْ كَانَ كَمَا تَقُولُ لَكَانَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ لاَ يَطَّوَّفَ بِهِمَا ‏.‏ إِنَّمَا أُنْزِلَ هَذَا فِي نَاسٍ مِنَ الأَنْصَارِ كَانُوا إِذَا أَهَلُّوا أَهَلُّوا لِمَنَاةَ فَلاَ يَحِلُّ لَهُمْ أَنْ يَطَّوَّفُوا بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَلَمَّا قَدِمُوا مَعَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي الْحَجِّ ذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَأَنْزَلَهَا اللَّهُ فَلَعَمْرِي مَا أَتَمَّ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ حَجَّ مَنْ لَمْ يَطُفْ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ‏.‏

٣١٠١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا هِشَامٌ الدَّسْتَوَائِيُّ، عَنْ بُدَيْلِ بْنِ مَيْسَرَةَ، عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ، عَنْ أُمِّ وَلَدِ، شَيْبَةَ قَالَتْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَسْعَى بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَهُوَ يَقُولُ ‏( لاَ يُقْطَعُ الأَبْطَحُ إِلاَّ شَدًّا ‏)‏.‏

٣١٠٢ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ، عَنْ كَثِيرِ بْنِ جُمْهَانَ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ إِنْ أَسْعَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَسْعَى وَإِنْ أَمْشِ فَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَمْشِي وَأَنَا شَيْخٌ كَبِيرٌ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 42- HACCIN UMRE'YE ÇEVÎRİLMESİ VEDA HACCINA KATILAN SAHÂBÎLERE MAHSUSTU, DİYENLERE AİT (HADÎSLER)

3098 - “... Bilâl bin el-Haris (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'e) : Yâ Resûlallah! Haccın umre'ye çevirilmesi hükmü (Veda haccı yolculuğuna katılan) bizlere mi mahsustur? yoksa bütün insanlara umumî midir? Bunu bize bildir, dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Bu hüküm umûmî değil, bize (yani Veda haccı yolculuğuna katılanlara) mahsustur,) buyurdu. "

3099 - “... Ebû Zerr(-i Gıfârî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Haccın umre'ye çevirilmesi hükmü Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (beraberinde Veda haccı yolculuğunda bulunan) sahabilerine mahsustu. "

٤٢ - باب مَنْ قَالَ كَانَ فَسْخُ الْحَجِّ لَهُمْ خَاصَّةً

٣٠٩٨ - حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ الدَّرَاوَرْدِيُّ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنِ الْحَارِثِ بْنِ بِلاَلِ بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ فَسْخَ الْحَجِّ فِي الْعُمْرَةِ لَنَا خَاصَّةً أَمْ لِلنَّاسِ عَامَّةً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( بَلْ لَنَا خَاصَّةً ‏)‏.‏

٣٠٩٩ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، قَالَ كَانَتِ الْمُتْعَةُ فِي الْحَجِّ لأَصْحَابِ مُحَمَّدٍ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ خَاصَّةً ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 41- HACC'I FESHETMEK (YÂNİ UMRE'YE ÇEVİRMEK)

3094 - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir:

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde sırf hac niyetiyle ihrama girdik, umreyi hacca katmadık. Sonra Zilhicce ayının dördüncü günü (sabahı) Mekke'ye vardık. Biz Ka'be'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y edince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) haccımızı umre'ye çevirmemizi ve ihramdan çıkıp kadınlarımıza yaklaşabilmemizi emretti. Bunun üzerine biz kendi aramızda : Bizim ile Arefe (günü veya Arafat) arasında ancak beş gün var. Biz kadınlarımızdan bile yararlanmış olarak Arafat'a çıkacağız (Bu ne hâldir?) diye konuştuk (bu duruma hayret ettik). Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ben şüphesiz hepinizden ziyâde hayra düşkün, Allah'a itaatkâr ve doğruyum. Ve (beraberimdeki) kurbanlık olmasaydı (umre’yi yaptıktan sonra) ben muhakkak ihramdan çıkacaktım,) buyurdu. Sonra Surakâ bin Mâlik (radıyallahü anh) (Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) 'e) :

Bu mut'a'mız (yani umre için ettiğimiz tavaf ve sa'y'den sonra ihramdan çıkmak suretiyle yararlanmamız) bu yılımıza mı mahsustur, yoksa ebediyen meşru mudur? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Hayır, (bu yıla mahsus değildir). Bilâkis ilelebed meşrudur,) buyurdu. "

3095 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:

Biz Zilkade ayının bitimine beş gün kala Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde (Medine'den hac yolculuğuna) çıktık. (Hac mevsiminde umre değil) ancak hac edilir sanıyorduk. Nihayet varıp (Mekke'ye) yaklaştığımız zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), beraberinde kurbanlık olmayanların (tavaf ve sa'y'den sonra) ihramdan çıkmalarını emretti. Beraberinde kurbanlık olanlar dışında kalan herkes (tavaf ve sa'y'den sonra) ihramdan çıktı. Kurban bayramı günü olunca bize sığır eti getirildi ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'in, zevceleri yerine kurban kestiği söylendi. "

3096 - “... El-Berâ bin Âzib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Ashâbı başımızda (hac yolculuğuna) çıktılar. Biz (sahâbilerin çoğu) hac niyetiyle ihrama girdik. Sonra Mekke'ye vardığımız zaman Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) :

(Bu haccınızı umre'ye çeviriniz,) buyurdu. Sahâbiler: Yâ Resûlallah! Biz hac niyetiyle ihrama girdik. Haccımızı umre'ye nasıl çevirelim, dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Size emrettiğim şeye bakınız, (onu) yapınız,) buyurdu. Sahâbiler: İhramdan çıkmaya yanaşmadılar. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (bu duruma) hiddetlenip gitti. Sonra Âişe (radıyallahü anhâ)'nın yanına öfkeli olarak girdi. Âişe (radıyallahü anhâ) :

(Yâ Resûlallah)! Kim seni hiddetlendirdi? Allah o kimsenin cezasını versin, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ben bir şeyi emredip de bana uyulmadığı halde nasıl hiddetlenmeyeyim?) diye cevab verdi. "

3097 - “... Esma bint-i Ebî Bekir (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir :

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde ihrâmlı olarak (Hac yolculuğuna) çıktık. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Beraberinde kurbanlık olanlar ihrâmlı kalsınlar ve beraberinde kurbanlık olmayanlar (tavaf ve sa'y'den sonra) ihramdan çıksınlar,) buyurdu. Esma demiştir ki:

Benim beraberimde kurbanlık yoktu. Bu nedenle ben ihramdan çıktım. (Kocam) Zübeyr'in beraberinde kurbanlık vardı, o ihramdan çıkmadı. Sonra ben (ziyaret) elbisemi giyip Zübeyr'in yanına varıp oturdum. Zübeyr:

Yanımdan kalk, benden uzak dur, dedi. Ben de : Senin üstüne atılacağımdan mı korkuyorsun, dedim. "

٤١ - باب فَسْخِ الْحَجِّ

٣٠٩٤ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ أَهْلَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بِالْحَجِّ خَالِصًا لاَ نَخْلِطُهُ بِعُمْرَةٍ فَقَدِمْنَا مَكَّةَ لأَرْبَعِ لَيَالٍ خَلَوْنَ مِنْ ذِي الْحِجَّةِ فَلَمَّا طُفْنَا بِالْبَيْتِ وَسَعَيْنَا بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ نَجْعَلَهَا عُمْرَةً وَأَنْ نَحِلَّ إِلَى النِّسَاءِ ‏.‏ فَقُلْنَا مَا بَيْنَنَا لَيْسَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ عَرَفَةَ إِلاَّ خَمْسٌ فَنَخْرُجُ إِلَيْهَا وَمَذَاكِيرُنَا تَقْطُرُ مَنِيًّا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِنِّي لأَبَرُّكُمْ وَأَصْدَقُكُمْ وَلَوْلاَ الْهَدْىُ لأَحْلَلْتُ ‏)‏.‏ فَقَالَ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكٍ أَمُتْعَتُنَا هَذِهِ لِعَامِنَا هَذَا أَمْ لأَبَدٍ فَقَالَ ‏( لاَ بَلْ لأَبَدِ الأَبَدِ ‏)‏.‏

٣٠٩٥ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَمْرَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لِخَمْسٍ بَقِينَ مِنْ ذِي الْقَعْدَةِ لاَ نُرَى إِلاَّ الْحَجَّ حَتَّى إِذَا قَدِمْنَا وَدَنَوْنَا أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ أَنْ يَحِلَّ فَحَلَّ النَّاسُ كُلُّهُمْ إِلاَّ مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلَمَّا كَانَ يَوْمُ النَّحْرِ دُخِلَ عَلَيْنَا بِلَحْمِ بَقَرٍ فَقِيلَ ذَبَحَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ عَنْ أَزْوَاجِهِ ‏.‏

٣٠٩٦ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ، قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَأَصْحَابُهُ فَأَحْرَمْنَا بِالْحَجِّ فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ ‏( اجْعَلُوا حَجَّكُمْ عُمْرَةً ‏)‏.‏ فَقَالَ النَّاسُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ أَحْرَمْنَا بِالْحَجِّ فَكَيْفَ نَجْعَلُهَا عُمْرَةً قَالَ ‏( انْظُرُوا مَا آمُرُكُمْ بِهِ فَافْعَلُوا ‏)‏.‏ فَرَدُّوا عَلَيْهِ الْقَوْلَ فَغَضِبَ فَانْطَلَقَ حَتَّى دَخَلَ عَلَى عَائِشَةَ غَضْبَانَ فَرَأَتِ الْغَضَبَ فِي وَجْهِهِ فَقَالَتْ مَنْ أَغْضَبَكَ أَغْضَبَهُ اللَّهُ قَالَ ‏( وَمَالِي لاَ أَغْضَبُ وَأَنَا آمُرُ أَمْرًا فَلاَ أُتْبَعُ ‏)‏.‏

٣٠٩٧ - حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ أَبُو بِشْرٍ، حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَنِي مَنْصُورُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أُمِّهِ، صَفِيَّةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ، قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مُحْرِمِينَ فَقَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُقِمْ عَلَى إِحْرَامِهِ وَمَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيَحْلِلْ ‏)‏.‏ قَالَتْ وَلَمْ يَكُنْ مَعِي هَدْىٌ فَأَحْلَلْتُ وَكَانَ مَعَ الزُّبَيْرِ هَدْىٌ فَلَمْ يَحِلَّ فَلَبِسْتُ ثِيَابِي وَجِئْتُ إِلَى الزُّبَيْرِ فَقَالَ قُومِي عَنِّي ‏.‏ فَقُلْتُ أَتَخْشَى أَنْ أَثِبَ عَلَيْكَ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget