Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19. Bab—Ramazan Ayında Gündüzün Karısıyla Cinsi Münasebet Yapan Kimse Hakkında

1769. Bize Süleyman b. Davud el-Haşimi rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Sa'd, ez-Zühri'den, (O) Humeyd b. Abdirrahman'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adam gelip; "mahvoldum!" dedi. (Resûl-i Ekrem); "Peki, seni mahveden nedir?" buyurdu. (O adam); "Ramazan ayında (gündüzün) karımla cinsi münasebet yaptım" dedi. (Resûl-i Ekrem); "O halde bir köle âzâd et!" buyurdu. (Adam); "bende (köle) yok" dedi, (Resûl-i Ekrem); "O halde peşpeşe iki ay oruç tut!" buyurdu. (Adam); "gücüm yetmez" dedi. (Resûl-i Ekrem); "Peki, altmış yoksulu doyur!" buyurdu. (Adam); "(Bu kadar yiyeceği) bulamam" dedi. (Ebu Hüreyre, sözüne devamla) dedi ki, derken Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), içinde hurma bulunan bir zenbil getirildi. O zaman (Hazret-i Peygamber); "(O meseleyi) soran nerede? Şunu sadaka olarak ver!" buyurdu. (Adam da; "benim ailemden daha fakire mi (vereceğim), ya Resûlüllah? Vallahi, şu (Medine'nin) iki taşlığı arasında bizden daha fakir olan hiçbir ev ehli yoktur" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yan dişleri görünecek kadar gülerek; "O halde siz (ona daha müstehaksınız)" buyurdu.

1770. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihâb'dan, (O) Humeyd b. Abdirrahman'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, "Bir adam Ramazanda orucunu bozdu..." Sonra O, (yani Ubeydullah veya Malik, yukarıdakinin benzeri olan) Hadisi zikretti.

1771. Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd el-Ensari rivâyet etti ki, Abdurrahman ibnu'l-Kasım O'na haber vermiş ki, Muhammed b. Ca'fer ibnu'z-Zübeyr kendisine haber vermiş ki, O, Hazret-i Âişe'yi, şöyle derken işitmiş: (Birgün) bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) sorup, yandığını (mahvolduğunu) söyledi. (Hazret-i Peygamber) de ona, kendisine ne olduğunu sordu. O, hanımıyla Ramazanda cinsi münasebet yaptığını söyledi. Derken Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), arak denilen ve içinde hurma bulunan bir zenbil getirildi de (Resûlüllah); "Yanıp (mahvolan) kimse nerede?" buyurdu. Adam da ayağa kaltı. O zaman (Hazret-i Peygamber); "Şunu sadaka olarak ver!" buyurdu.

١٩- باب فِى الَّذِى يَقَعُ عَلَى امْرَأَتِهِ فِى شَهْرِ رَمَضَانَ نَهَاراً

١٧٦٩ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْهَاشِمِىُّ أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : أَتَى رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- رَجُلٌ فَقَالَ : هَلَكْتُ. قَالَ :( وَمَا أَهْلَكَكَ؟ ). قَالَ : وَاقَعْتُ امْرَأَتِى فِى شَهْرِ رَمَضَانَ. قَالَ :( فَأَعْتِقْ رَقَبَةً ). قَالَ : لَيْسَ عِنْدِى. قَالَ : ( فَصُمْ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ ). قَالَ : لاَ أَسْتَطِيعُ. قَالَ :( فَأَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِيناً ). قَالَ : لاَ أَجِدُ. قَالَ : فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِعَرَقٍ فِيهِ تَمْرٌ. فَقَالَ :( أَيْنَ السَّائِلُ؟ تَصَدَّقْ بِهَذَا ). فَقَالَ : أَعَلَى أَفْقَرَ مِنْ أَهْلِى يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ فَوَاللَّهِ مَا بَيْنَ لاَبَتَيْهَا أَهْلُ بَيْتٍ أَفْقَرَ مِنَّا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( فَأَنْتُمْ إِذاً ). وَضَحِكَ حَتَّى بَدَتْ أَنْيَابُهُ.

١٧٧٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَجُلاً أَفْطَرَ فِى رَمَضَانَ. فَذَكَرَ الْحَدِيثَ.

١٧٧١ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىُّ أَنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الْقَاسِمِ أَخْبَرَهُ أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ سَمِعَ عَبَّادَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ سَمِعَ عَائِشَةَ تَقُولُ : إِنَّ رَجُلاً سَأَلَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ : إِنَّهُ احْتَرَقَ فَسَأَلَهُ :( مَا لَهُ؟ ). فَقَالَ : أَصَابَ أَهْلَهُ فِى رَمَضَانَ ، فَأُتِىَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِمِكْتَلٍ يُدْعَى الْعَرَقَ فِيهِ تَمْرٌ ، فَقَالَ :( أَيْنَ الْمُحْتَرِقُ؟ ). فَقَامَ الرَّجُلُ. فَقَالَ : ( تَصَدَّقْ بِهَذَا ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18. Bâb—Ramazan Ayındada İken Bile Bile Bir Gün Orucunu Bozan Kimse

1767. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Habib b. Ebi Sabit’den, (O) Ebu'l Mutavvis'ten, (O) babasından, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim, ne (Şer'i) bir müsaade, ne de bir hastalık olmaksızın Ramazan ayından bir gün orucunu bozarsa, artık yıl boyu oruç tutsa da, yılın tamamının orucu onu ödeyemez!"

1768. Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bana Habib b. Ebi Sabit haber verip dedi ki, ben Umâre b. Umeyr'i, Ebu'l-Mutavvis'ten, (O) babasından, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet ederken işittim ki, (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "Kim, Allah'ın kendisine verdiği bir müsaade olmaksızın Ramazanda bir gün orucunu bozarsa, yılın (tamamının) orucu (bile) onu ödeyemez!"

١٨- باب مَنْ أَفْطَرَ يَوْماً مِنْ رَمَضَانَ مُتَعَمِّداً

١٧٦٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ عُمَارَةَ بْنَ عُمَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى الْمُطَوِّسِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- : ( مَنْ أَفْطَرَ يَوْماً مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ رُخْصَةٍ وَلاَ مَرَضٍ فَلَنْ يَقْضِيَهُ صِيَامُ الدَّهْرِ كُلِّهِ وَلَوْ صَامَ الدَّهْرَ ).

١٧٦٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنِى حَبِيبُ بْنُ أَبِى ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ عُمَارَةَ بْنَ عُمَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى الْمُطَوِّسِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ أَفْطَرَ يَوْماً مِنْ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ رُخْصَةٍ رَخَّصَهَا اللَّهُ لَهُ لَمْ يَقْضِ عَنْهُ صِيَامُ الدَّهْرِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17. Bâb—Kişi, Yolculuk Yapmak İsteğiyle Evinden Çıktığında Ne Zaman Orucunu Açar?

1766. Bize Abdullah b. Yezid el-Mukri' rivâyet edip (dedi ki), bize Saîd b. Ebi Eyyub rivâyet edip (dedi ki), bana Yezid b. Ebi Habib rivâyet etti ki, Küleyb b. Zühl, Ubeyd b. Cebr'den (naklen) O'na haber vermiş ki, (Ubeyd) şöyle demiş: Ebu Basra el-Ğıfari ile birlikte Ramazanda el-Fustat'tan bir gemiye bindik. Derken gemi demir aldı. Ardından O'na kahvaltısı getirildi. Sonra O (bana); "yaklaş!" dedi. Ben de; "(Şehrin) evlerini görmüyor musun?" dedim. O zaman Ebu Basra da; "Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Sünnetinden yüz mü çevirdin?" dedi.

١٧- باب مَتَى يُفْطِرُ الرَّجُلُ إِذَا خَرَجَ مِنْ بَيْتِهِ يُرِيدُ سَفَراً؟

١٧٦٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ الْمُقْرِئُ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى أَيُّوبَ حَدَّثَنِى يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَبِيبٍ أَنَّ كُلَيْبَ بْنَ ذُهْلٍ الْحَضْرَمِىَّ أَخْبَرَهُ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ جَبْرٍ قَالَ : رَكِبْتُ مَعَ أَبِى بَصْرَةَ الْغِفَارِىِّ سَفِينَةً مِنَ الْفُسْطَاطِ فِى رَمَضَانَ فَدَفَعَ فَقَرَّبَ غَدَاءَهُ ثُمَّ قَالَ : اقْتَرِبْ. قُلْتُ : أَلَسْتَ تَرَى الْبُيُوتَ؟ فَقَالَ أَبُو بَصْرَةَ : أَرَغِبْتَ عَنْ سُنَّةِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget