Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 34. Bâb—Kur'an'ı Güzel Okumaya Çalışmak

3552. Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî rivâyet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Ebi Muleyke, İbn Ebı Nehik'ten, (O da) Sa'd b. Ebi Vakkas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Kur'an'ı güzel okumaya çalışmayan, bizden değildir!" İbn Uyeyne demiş ki: "(Hadisteki 'teğanni yapan' sözü) 'müstağni kalan' manasınadır." Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bazıları (senedde "İbn Ebi Nehîk" yerine) "Ubeydullah b. Ebi Nehîk" derler.

3553. Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Mis'ar, Abdulkerim'den, (O da) Tâvûs'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), "Kur'an için insanların hangisinin sesi ve okuyuşu daha güzeldir?" diye sorulmuş. O da şöyle buyurmuş: "Kendisini Kur'an okurken işittiğinde sana onun Allah'tan korktuğu gösterilen kimse!" Tâvûs sözüne devamla demiş ki: İşte Talk böyle idi.

3554. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ebû Seleme, Ebû Hüreyre'den rivâyet etti ki, O şöyle dermiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni eden/sesini güzelleştiren bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir!" (Ebû Seleme'nin veya Ebû Hüreyre'nin) bir arkadaşı şöyle demiş: "(Hazret-i Peygamber, 'Kur'an ile teğanni yapan' sözüyle), 'onu yüksek sesle okuyan'ı kastetmiştir."

3555. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Ebû Seleme haber verdi ki, Ebû Hüreyre şöyle demiş: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni yapan/sesini güzelleştiren bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir!"

3556. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Ebû Seleme b. Abdirrahman haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Mûsa için -ki O, Kur'an'ı güzel okuyan biri idi- şöyle buyururdu: "Hakikaten buna Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiş!"

3557. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana yine Ebû Seleme rivâyet etti ki, Ömer İbnu'l-Hattab, Ebû Mûsa'yı (Allah onlardan razı olsun!) gördüğünde; "Bize Rabb'imizi hatırlat, Ebû Mûsa!" der, O da O'nun yanında Kur'an okurmuş.

3558. Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim el-Heceri, Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Ben birinizi asla, Bakara Sûresini okumayı bırakıp ayak ayak üstüne atarak birşeyler mırıldanırken bulmayayım! Çünkü şeytan, içinde Bakara Sûresinin okunmakta olduğu evden kaçar. Şüphesiz evlerin en aç sakini de Allah'ın Kitab'ından boş kalan karındır!"

3559. Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Salim b. Abdillah’ın akrabasından biri rivâyet edip şöyle dedi: Seleme el-Beyzak Medine'ye gelmiş ve onlara namaz kıldırmaya başlamıştı. O zaman Salim'e; "gelsen de okuyuşunu bir duysan?" denilmişti. Bunun üzerine O, caminin kapısına geldiğinde onun okuyuşunu duymuş ve (oradan) geri dönüp; "(bu) şarkıdır, (bu) şarkıdır!" demişti.

3560. Bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, (O) İbn Şihâb'dan, (O da) Ebû Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, Ebû Mûsa, Hazret-i Ömer'in yanına gelir, Hazret-i Ömer de O'na; "bize Rabb'imizi hatırlat!" der, O da Onun yanında Kur'an okurmuş.

3561. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed -ki O, İbn Amr'dır-, Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni yapan -yani onu yüksek sesle okuyan- bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir."

3562. Bize Osman b. Ömer, Malik b. Miğvel'den, (O) İbn Büreyde'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Hakikaten Ebû Mûsa'ya Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiştir!"

3563. Bize Yezid b. Hârûn, Muhammed b. Amr'dan, (O) Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün Mescid'den) içeri girmiş ve bir adamın Kur'an okuyuşunu işitmişti de; "Bu kimdir?" buyurmuştu. "Abdullah b. Kays'tır!" cevabı verilmiş, O da şöyle buyurmuştu: "Hakikaten buna Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiştir!"

3564. Bize Ubeydullah, Süfyân'dan, (O) Mansûr'dan, (O) Talha'dan. (O) Abdurrahman b. Avsece'den, (O) el-Bera'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kur'an'ı seslerinizle süsleyin!"

3565. Bize Muhammed b. Bekr rivâyet edip (dedi ki), bize Sadaka b. Ebi İmran, Alkâme b. Mersed'den, (O) Zâzân Ebû Ömer'den, (O da) el-Berâ’ b. Azib'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Kur'an'ı seslerinizle güzelleştirin. Çünkü güzel ses, Kur'an'ın güzelliğini artırır!"

٣٤- باب التَّغَنِّى بِالْقُرْآنِ

٣٥٥٢ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ ابْنِ أَبِى نَهِيكٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَتَغَنَّ بِالْقُرْآنِ ). قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ : يَسْتَغْنِى. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : النَّاسُ يَقُولُونَ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى نَهِيكٍ.

٣٥٥٣ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا مِسْعَرٌ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ عَنْ طَاوُسٍ قَالَ : سُئِلَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- : أَىُّ النَّاسِ أَحْسَنُ صَوْتاً لِلْقُرْآنِ وَأَحْسَنُ قِرَاءَةً؟ قَالَ :( مَنْ إِذَا سَمِعْتَهُ يَقْرَأُ رَأَيْتَ أَنَّهُ يَخْشَى اللَّهَ ). قَالَ طَاوُسٌ : وَكَانَ طَلْقٌ كَذَلِكَ.

٣٥٥٤ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى عُقَيْلٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لَمْ يَأْذَنِ اللَّهُ لِشَىْءٍ مَا أَذِنَ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ ). وَقَالَ صَاحِبٌ لَهُ زَادَ :( يَجْهَرُ بِهِ ).

٣٥٥٥ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ : مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَىْءٍ كَمَا أَذِنَ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ.

٣٥٥٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ يَقُولُ لأَبِى مُوسَى وَكَانَ حَسَنَ الصَّوْتِ بِالْقُرْآنِ :( لَقَدْ أُوتِىَ هَذَا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٥٧ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَيْضاً أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَانَ إِذَا رَأَى أَبَا مُوسَى قَالَ : ذَكِّرْنَا رَبَّنَا يَا أَبَا مُوسَى. فَيَقْرَأُ عِنْدَهُ.

٣٥٥٨ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ الْهَجَرِىُّ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَضَعُ إِحْدَى رِجْلَيْهِ عَلَى الأُخْرَى يَتَغَنَّى وَيَدَعُ أَنْ يَقْرَأَ سُورَةَ الْبَقَرَةِ ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَفِرُّ مِنَ الْبَيْتِ يُقْرَأُ فِيهِ سُورَةُ الْبَقَرَةِ ، وَإِنَّ أَصْفَرَ الْبُيُوتِ الْجَوْفُ يَصْفَرُ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ.

٣٥٥٩ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنِى بَعْضُ آلِ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : قَدِمَ سَلَمَةُ الْبَيْذَقُ الْمَدِينَةَ فَقَامَ يُصَلِّى بِهِمْ ، فَقِيلَ لِسَالِمٍ : لَوْ جِئْتَ فَسَمِعْتَ قِرَاءَتَهُ ، فَلَمَّا كَانَ بِبَابِ الْمَسْجِدِ سَمِعَ قِرَاءَتَهُ رَجَعَ فَقَالَ : غِنَاءٌ غِنَاءٌ.

٣٥٦٠ - حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ : أَنَّ أَبَا مُوسَى كَانَ يَأْتِى عُمَرَ فَيَقُولُ لَهُ عُمَرُ : ذَكِّرْنَا رَبَّنَا. فَيَقْرَأُ عِنْدَهُ.

٣٥٦١ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدٌ - هُوَ ابْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَىْءٍ كَأَذَنِهِ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ يَجْهَرُ بِهِ ).

٣٥٦٢ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ عَنْ مَالِكِ بْنِ مِغْوَلٍ عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لَقَدْ أُوتِىَ أَبُو مُوسَى مِزْمَاراً مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٦٣ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَسَمِعَ قِرَاءَةَ رَجُلٍ فَقَالَ :( مَنْ هَذَا؟ ). قِيلَ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَيْسٍ. قَالَ :( لَقَدْ أُوتِىَ هَذَا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٦٤ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْسَجَةَ عَنِ الْبَرَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( زَيِّنُوا الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ ).

٣٥٦٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ أَبِى عِمْرَانَ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ زَاذَانَ أَبِى عُمَرَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ يَقُولُ :( حَسِّنُوا الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ ، فَإِنَّ الصَّوْتَ الْحَسَنَ يَزِيدُ الْقُرْآنَ حُسْناً ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33. Bâb—Kur’an'ın Baştan Sona Okunup Bitirilmesi (Hatm'i)

3535. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Murri, Eyyûb'dan, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) rivâyet etti ki; O, sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet (ref) ederek şöyle demiş: "Kim Kur'an'a, başından açılıp ("fethedilip" okunmaya) başlanıldığında şahid olursa, sanki Allah yolunda bir fethe şahid olmuş olur! Kim de, (okunup) sonuna varıldığında bitirilişine ("hatm"ine) şahid olursa, sanki bölüştürüldüğünde ganimetlere şahid olmuş olur!"

3536. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Mürri, Katâde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bir adam Medine Mescidi'nde Kur'an okuyordu. İbn Abbas onun üzerine gözetleyici koymuş ve (o, bu adamın) Kur'an'ı hatmetme vakti olduğunu (bildirdiğinde) kalkıp onun yanına geçmişti.

3537. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih, Sabit el-Bunâni'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Enes b. Malik Kur'an'ı hatmetmeye geceleyin yaklaştığında, ondan bir miktarı sabaha ermesi ve ailesini toplayıp Kur'an'ı onlarla birlikte hatmetmesi için geriye bırakırdı.

3538. Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman rivâyet edip (dedi ki), bize Sabit rivâyet edip şöyle dedi: "Enes Kur'an'ı hatmettiğinde çocukları ile ev halkını toplar ve onlara hayır dua ederdi."

3539. Bize Ebu'l-Muğîre rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzaî, Abde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş:

"İnsan Kur'an'ı gündüz hatmettiğinde melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Eğer onu gece bitirirse melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!"

3540. Bize İshak b. İsa, Salih el-Murri'den, (O) Katâde'den, (O da) Zürâre b. Ebi Evfa'dan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem); "hangi amel daha üstündür?" diye sorulmuş. O, "Konan göçen kimsenin (ameli!)" buyurmuş. "Konan göçen kimse, ne demek?" denilmiş. Şöyle buyurmuş: "Kur'an'ın dostu! O, Kur'an'ın başından sonuna, sonundan başına gider; ne zaman (Kur'an'ı hatmeder,) konarsa, (hemen tekrar baştan okumaya başlar,) göçer!"

3541. Bize İbrahim b. Mûsa, Cerir'den, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "İnsan Kur'anı gündüz okuduğunda melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Şayet o, onu gece okursa, melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!" Süleyman (el-A'meş) sözüne şöyle devam etmiş: "Bunun üzerine ben arkadaşlarımızın onu, gündüzün başı ile gecenin başında hatmetmekten hoşlanır olduklarını görmüştüm!"

3542. Bize Muhammed b. Yusuf el-Firyâbî, Süfyân'dan, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) onun, (yani bir önceki haberin) aynısını rivâyet etti. Ancak bu rivâyette Süleyman'ın sözü yoktur.

3543. Bize Ferve b. Ebi'l-Mağra, el-Kasım b. Malik el-Muzani'den, (O) Abdurrahman b. İshak'tan, (O da) Muharib b. Disar'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an-ı Kerim'i ezberinden okursa, bu onun için dünyada ve âhirette dua olur!"

3544. Bize Muhammed b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Abdus selâm, Yezid b. Abdirrahman'dan, (O da) Talha ile Abdurrahman İbnu'l-Esved'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim Kur'an'ı gece veya gündüz okursa, melekler ona geceye kadar dua ederler!" Başka biri, ("melekler ona geceye kadar dua ederler" yerine) "o bağışlanır!" demiş.

3545. Bize Amr b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Kaza'a b. Suveyd, Humeyd el-A'rec'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an okur, sonra dua ederse, duasına dörtbin melek 'âmin, ya Rabb'i, kabul buyur!' der."

3546. Bize Saîd İbnu'r-Rebî' rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana bir elçi gönderilmiş, (ben de çağırıldığım yere gitmiştim." Mücahid, sözünün devamında) şöyle demiş: "(Çağıranlar bana şöyle demişlerdi:) Biz seni çağırdık. Zira biz Kur'an'ı hatmetmek istedik. Bize de ulaştı ki, Kur'an'ın hatmi sırasında dua kabul olunur!" (Mücahid, sözüne devamla) şöyle demiş: "Sonunda onlar, (benim kendilerine öğrettiğim) bazı dualar yapmışlardı!"

3547. Bize Muhammed b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Hârûn, Anbese'den, (O) Leys'ten, (O) Talha b. Musarrif’ten, (O) Mus'ab b. Sa'd'dan, (O da) Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın okunup bitirilmesi gecenin başına rastlarsa, melekler onu (okuyup bitirene) sabaha erinceye kadar dua ederler. Şayat onun okunup bitirilmesi gecenin sonuna rastlarsa, melekler onu (okuyup bitiren) akşama erinceye kadar dua ederler. Bu sebeple bazan birimizin (Kur'an'ı hatmetmesine az bir) şey kalır da, akşamlayıncaya veya sabahlayıncaya kadar onu (okumayı) geciktirir!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bu (haberin) Sa'd'dan (rivâyeti) hasendir.

3548. Bize Mücahid b. Mûsa rivâyet edip (dedi ki), bize Ma'n rivâyet edip (dedi ki), bize Bukeyr b. Mismar'ın erkek kardeşinin oğlu olan İbrahim b. Muhacir b. Mismar rivâyet edip (dedi ki), bana Safvân b. Süleym, Atâ b. Yesâr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın hükümleriyle amel eden hafızlar, Cennet ehlinin sözcüleridir!"

3549. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulmelik, Saîd b. Cübeyr'den haber verdi ki, O, Kuranı her iki gecede bir hatmedermiş!

3550. Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Cerîr, Mutarrif’ten, (O) Ebû İshak'tan, (O) Ebû Bürde'den, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben; "yâ Resûlüllah, Kur'an'ı kaç günde hatmedeyim?" dedim, "Onu bir ayda hatmet!" buyurdu. Ben; "yâ Resûlüllah, gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim, "Onu yirmi günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. O, "Onu onbeş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim. "Onu on günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. "Onu beş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim; "Hayır, (olmaz!)" buyurdu.

3551. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, Abdurrahman b. Ziyâd'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Abdurrahman b. Râfi', Abdullah b. Amr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'an'ı üç günden az zamanda okumamamı emretti!"

٣٣- باب فِى خَتْمِ الْقُرْآنِ

٣٥٣٥ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ رَفَعَهُ قَالَ :( مَنْ شَهِدَ الْقُرْآنَ حِينَ يُفْتَحُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ فَتْحاً فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، وَمَنْ شَهِدَ خَتْمَهُ حِينَ يُخْتَمُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ الْغَنَائِمَ تُقْسَمُ ).

٣٥٣٦ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ : كَانَ رَجُلٌ يَقْرَأُ فِى مَسْجِدِ الْمَدِينَةِ وَكَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ وَضَعَ عَلَيْهِ الرَّصَدَ ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ خَتْمِهِ قَامَ فَتَحَوَّلَ إِلَيْهِ.

٣٥٣٧ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ قَالَ : كَانَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ إِذَا أَشْفَى عَلَى خَتْمِ الْقُرْآنِ بِاللَّيْلِ بَقَّى مِنْهُ شَيْئاً حَتَّى يُصْبِحَ فَيَجْمَعَ أَهْلَهُ فَيَخْتِمَهُ مَعَهُمْ.

٣٥٣٨ - حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ قَالَ : كَانَ أَنَسٌ إِذَا خَتَمَ الْقُرْآنَ جَمَعَ وَلَدَهُ وَأَهَلَ بَيْتِهِ فَدَعَا لَهُمْ.

٣٥٣٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ عَبْدَةَ قَالَ : إِذَا خَتَمَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ بِنَهَارٍ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ فَرَغَ مِنْهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ.

٣٥٤٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ صَالِحٍ الْمُرِّىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ : أَىُّ الْعَمَلِ أَفْضَلُ؟ قَالَ :( الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ ). قِيلَ : وَمَا الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ؟ قَالَ :( صَاحِبُ الْقُرْآنِ يَضْرِبُ مِنْ أَوَّلِ الْقُرْآنِ إِلَى آخِرِهِ ، وَمِنْ آخِرِهِ إِلَى أَوَّلِهِ كُلَّمَا حَلَّ ارْتَحَلَ ).

٣٥٤١ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنْ جَرِيرٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : إِذَا قَرَأَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ قَرَأَهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ سُلَيْمَانُ : فَرَأَيْتُ أَصْحَابَنَا يُعْجِبُهُمْ أَنْ يَخْتِمُوهُ أَوَّلَ النَّهَارِ وَأَوَّلَ اللَّيْلِ .

٣٥٤٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ الْفِرْيَابِىُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ مِثْلَهُ إِلاَّ أَنَّهُ لَيْسَ فِيهِ قَوْلُ سُلَيْمَانَ.

٣٥٤٣ - حَدَّثَنَا فَرْوَةُ بْنُ أَبِى الْمَغْرَاءِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مَالِكٍ الْمُزَنِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِهِ كَانَتْ لَهُ دَعْوَةٌ فِى الدُّنْيَا أَوْ فِى الآخِرَةِ.

٣٥٤٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ طَلْحَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ إِلَى اللَّيْلِ ، وَقَالَ الآخَرُ : غُفِرَ لَهُ.

٣٥٤٥ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا قَزَعَةُ بْنُ سُوَيْدٍ عَنْ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ ثُمَّ دَعَا أَمَّنَ عَلَى دُعَائِهِ أَرْبَعَةُ آلاَفِ مَلَكٍ.

٣٥٤٦ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : بَعَثَ إِلَىَّ قَالَ : إِنَّمَا دَعَوْنَاكَ أَنَّا أَرَدْنَا أَنْ نَخْتِمَ الْقُرْآنَ وَإِنَّهُ بَلَغَنَا أَنَّ الدُّعَاءَ يُسْتَجَابُ عِنْدَ خَتْمِ الْقُرْآنِ قَالَ : فَدَعَوْا بِدَعَوَاتٍ.

٣٥٤٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا هَارُونُ عَنْ عَنْبَسَةَ عَنْ لَيْثٍ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ قَالَ : إِذَا وَافَقَ خَتْمُ الْقُرْآنِ أَوَّلَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ ، وَإِنْ وَافَقَ خَتْمُهُ آخِرَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، فَرُبَّمَا بَقِىَ عَلَى أَحَدِنَا الشَّىْءُ فَيُؤَخِّرُهُ حَتَّى يُمْسِىَ أَوْ يُصْبِحَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : هَذَا حَسَنٌ عَنْ سَعْدٍ.

٣٥٤٨ - حَدَّثَنَا مُجَاهِدُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُهَاجِرِ بْنِ مِسْمَارِ ابْنِ أَخِى بُكَيْرِ بْنِ مِسْمَارٍ حَدَّثَنِى صَفْوَانُ بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ : حَمَلَةُ الْقُرْآنِ عُرَفَاءُ أَهْلِ الْجَنَّةِ.

٣٥٤٩ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ : أَنَّهُ كَانَ يَخْتِمُ الْقُرْآنَ كُلَّ لَيْلَتَيْنِ.

٣٥٥٠ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ فِى كَمْ أَخْتِمُ الْقُرْآنَ؟ قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى شَهْرٍ ). قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَ عَشْرَةَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عَشْرٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( لاَ ) .

٣٥٥١ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ رَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : أَمَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ لاَ أَقْرَأَ الْقُرْآنَ فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 32. Bab—Kıntâr Ne Kadar Olur?

3528. Bize Abdussamed b. Abdulvaris rivâyet edip (dedi ki), bize Ebân el-Attar ile Hammâd b. Seleme, Asım'dan, (O) Ebû Salih'ten, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, on iki bin (ûkiyyedir)."

3529. Bize İshak b. İsa, Ebu'l-Eşheb'den, (O da) Ebû Nadra el-Abdi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, bir öküz derisinin doluusu altındır!"

3530. Bize İshak, Huşeym'den, (O) Ali b. Zeyd'den, (O da) Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, kırkbin (dinardır)."

3531. Bize İshak, Mübarek'ten, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, birinizin diyeti, yani onikibin (dirhemdir)."

3532. Bize İshak, Müslim'den -ki O, ez-Zenci'dir-, (O) İbn Ebi Necih'ten, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr yetmiş bin dinardır."

3533. Bize İshak, Ebû Bekir'den, (O) Ebû Hasîn'den, (O) Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O da) Muaz b. Cebel'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr binikiyüz ûkıyyedir."

3534. Bize Ebu Nuaym Serik'ten, (O) Leys'ten, (O da) Mücahid'den haber vererek dedi ki; "(Kıntâr) yetmişbin miskal(dir)."

٣٢- باب كَمْ يَكُونُ الْقِنْطَارُ؟

٣٥٢٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا أَبَانُ الْعَطَّارُ وَحَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : الْقِنْطَارُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٢٩ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى الأَشْهَبِ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ الْعَبْدِىِّ قَالَ : الْقِنْطَارُ مِلْءُ مَسْكِ ثَوْرٍ ذَهَباً.

٣٥٣٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ هُشَيْمٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَرْبَعُونَ أَلْفاً.

٣٥٣١ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُبَارَكٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : الْقِنْطَارُ دِيَةُ أَحَدِكُمُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٣٢ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُسْلِمٍ - هُوَ الزَّنْجِىُّ - عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ دِينَارٍ.

٣٥٣٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ عَنْ أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَلْفُ أُوقِيَّةٍ وَمِائَتَا أُوقِيَّةٍ.

٣٥٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ مِثْقَالٍ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget