بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
19. Bâb—Tenzil-Secde Sûresi İle Tebâreke'nin Fazileti
3471. Bize Ebu'l-Muğîre haber verip (dedi ki), bize Abde, Halid b. Ma'dan'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Şu kurtarıcı (Sûreyi) -ki O, Elif Lâm Mim-Tenzü'dir-, okuyun. Çünkü gerçekten bana ulaştı ki, bir adam onu okur, başka hiçbir şey okumazmış. O, günahları da çok olan biriymiş. Nihayet (âhirette hesap günü geldiğinde bu Sûre) kanadını onun üzerine yaymış ve "yâ Rabb'i, onu bağışla! Çünkü o beni çok okurdu!" demiş. Rabb da onun adam hakkındaki şefaatini kabul etmiş ve şöyle buyurmuş: 'Ona her günahına karşılık bir iyilik yazın ve onu bir derece yükseltini"
3472. Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu'z-Zübeyr, Abdullah b. Damra'dan, (O da) Ka'b'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: "Kim Tenzil (Secde) Sûresi ile Tebareke'llezî bi-Yedihi’l-Mülk Sûresini okursa, ona yetmiş iyilik yazılır, ondan bu sebeple yetmiş kötülük düşürülür ve o, bundan dolayı yetmiş derece yükseltilir."
3473. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana Muaviye b. Salih rivâyet etti ki O, Ebû Halid Amir b. Ceşib ile Bahir b. Sa'd'ı rivâyet ederlerken işitmiş ki, Halid b. Ma'dan şöyle demiş: Şüphesiz Elif-Lâm-Mim-Tenzil Sûresi kabirde, (hayattayken kendisini okumuş olan) arkadaşı için; "Allah'ım, eğer ben senin Kitab'ından değilsem beni ondan sil!" diyerek mücalede eder. O, kuş gibi de olup kanadını onun üzerine gerer. Böylece ona şefaat edip onu kabir azabından korur." (Bu haberin) benzeri Tebâreke Sûresi hakkında da vardır. Bu sebeple Halid bunları okumadıkça gecesini geçirmezmiş.
3474. Bize Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Leys'ten, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Elif-Lâm-Mim-Tenzil (Secde) Sûresi ile Tebâreke Sûresini okumadıkça uyumazdı.
3475. Bize Mûsa b. Halid rivâyet edip (dedi ki), bize Mu'temir, Leys'ten, (O da) Tâvûs'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "O ikisi (yani Secde Sûresi ile Mülk Sûresi) Kur'an'daki her Sûreden altmış derece üstün kılındı!"
3476. Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bana Amr b. Mürre rivâyet edip şöyle dedi: Mürre'yi şöyle derken işittim: Kabirdeki bir adama (azab meleği) gelmiş de (adam) kabrinin köşesine gitmiş. (Melek de oraya gitmiş). O zaman Kur'an'dan otuz ayetlik bir Sûre onun için mücadele etmeye koyulmuş (ve onu kurtarmış)!" (Mürre sözünün devamında) demiş ki: Bunun üzerine ben ve Mesrûk baktık da Kur'an'da Tebâreke Sûresi dışında otuz ayetlik bir Sûre bulamadık.
١٩- باب فِى فَضْلِ سُورَةِ { تَنْزِيلُ } السَّجْدَةِ وَ { تَبَارَكَ }
٣٤٧١ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ قَالَ : اقْرَءُوا الْمُنَجِّيَةَ وَهِىَ { الم تَنْزِيلُ } فَإِنَّهُ بَلَغَنِى أَنَّ رَجُلاً كَانَ يَقْرَؤُهَا مَا يَقْرَأُ شَيْئاً غَيْرَهَا وَكَانَ كَثِيرَ الْخَطَايَا فَنَشَرَتْ جَنَاحَهَا عَلَيْهِ وَقَالَتْ : رَبِّ اغْفِرْ لَهُ فَإِنَّهُ كَانَ يُكْثِرُ قِرَاءَتِى. فَشَفَّعَهَا الرَّبُّ فِيهِ وَقَالَ : اكْتُبُوا لَهُ بِكُلِّ خَطِيئَةٍ حَسَنَةً وَارْفَعُوا لَهُ دَرَجَةً.
٣٤٧٢ - حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ ضَمْرَةَ عَنْ كَعْبٍ قَالَ : مَنْ قَرَأَ { تَنْزِيلُ } السَّجْدَةَ وَ { تَبَارَكَ الَّذِى بِيَدِهِ الْمُلْكُ } كُتِبَ لَهُ سَبْعُونَ حَسَنَةً وَحُطَّ عَنْهُ بِهَا سَبْعُونَ سَيِّئَةً وَرُفِعَ لَهُ بِهَا سَبْعُونَ دَرَجَةً.
٣٤٧٣ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا خَالِدٍ : عَامِرَ بْنَ جَشِيبٍ وَبَحِيرَ بْنَ سَعْدٍ يُحَدِّثَانِ أَنَّ خَالِدَ بْنَ مَعْدَانَ قَالَ : إِنَّ { الم تَنْزِيلُ } تُجَادِلُ عَنْ صَاحِبِهَا فِى الْقَبْرِ تَقُولُ : اللَّهُمَّ إِنْ كُنْتُ مِنْ كِتَابِكَ فَشَفِّعْنِى فِيهِ ، وَإِنْ لَمْ أَكُنْ مِنْ كِتَابِكَ فَامْحُنِى عَنْهُ. وَإِنَّهَا تَكُونُ كَالطَّيْرِ تَجْعَلُ جَنَاحَهَا عَلَيْهِ فَيُشْفَعُ لَهُ فَتَمْنَعُهُ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ ، وَفِى { تَبَارَكَ } مِثْلَهُ. فَكَانَ خَالِدٌ لاَ يَبِيتُ حَتَّى يَقْرَأَ بِهِمَا.
٣٤٧٤ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ لَيْثٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : كَانَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- لاَ يَنَامُ حَتَّى يَقْرَأَ { الم تَنْزِيلُ } السَّجْدَةَ وَ { تَبَارَكَ }
٣٤٧٥ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ طَاوُسٍ قَالَ : فُضِّلَتَا عَلَى كُلِّ سُورَةٍ فِى الْقُرْآنِ بِسِتِّينَ حَسَنَةً.
٣٤٧٦ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ مُرَّةَ يَقُولُ : أُتِىَ رَجُلٌ فِى قَبْرِهِ فَأُتِىَ جَانِبُ قَبْرِهِ فَجَعَلَتْ سُورَةٌ مِنَ الْقُرْآنِ ثَلاَثُونَ آيَةً تُجَادِلُ عَنْهُ. حَتَّى قَالَ : فَنَظَرْنَا أَنَا وَمَسْرُوقٌ فَلَمْ نَجِدْ فِى الْقُرْآنِ سُورَةً ثَلاَثِينَ آيَةً إِلاَّ { تَبَارَكَ }.