10. Katile Kısas Uygulanır
Babın ismi bazı nüshalarda:
" katile kısas taş ile mi yoksa öldürdüğü şeyin misli ile ini uygulanır" şeklindedir.
4529- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: Kafası iki taş arasında ezilmiş bir câriye bulundu. Kendisine:
" Bunu sana kim yaptı? Falan mı, falan mı?" diye soruldu. (Bu) bir Yahûdinin ismi söyleninceye kadar (sürdü), (yahûdinin ismi anılınca) başı ile (evet diye) işaret etti. Yahudi yakalandı ve suçunu itiraf etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yahûdinin başının da taşla ezilmesini emretti.
Buhâri, vesâyâ 5, diyât 7; Müslim, kasâme 15; Tirmizi, diyât 6; İbn Mâce, diyât 24; Nesâî, kasâme 13; Dârimi, diyât 4.
4530- Enes (radıyallahü anh)’den; (şöyle dediği) rivâyet edilmiştir;
Bir Yahudi, ensârdan bir cariyeyi ondaki bir zinetten dolayı öldürdü; sonra bir kuyuya attı. Kadının başını taşla ezmişti. Yahudi yakalandı ve Resûlüllah'a getirildi. Resûlüllah adamın ölünceye kadar taşlanmasını emretti ve ölünceye kadar taşlandı.
Müslim, kasâme 16; Nesaî, Kasâme 13.
Ebû Dâvûd şöyle der:
Bu hadisi, İbn Cûreyc de Eyyûb'dan buna benzer şekilde rivâyet etti.
4531- Enes (radıyallahü anh)’den; (şöyle dediği) rivâyet edilmiştir: Bir Yahudi üzerinde zinet bulunan bir câriye'nin başını taşla ezdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) câriye ölmek üzere iken yanına girdi.
Ona:
" Seni kim öldürdü? Falan mı öldürdü?" diye sordu. Kadın başı ile " hayır" diye işaret etti. Resûlüllah tekrar:
" Falan mı öldürdü?" dedi.
Kadın bu sefer başı ile " evet" diye işaret etti. Bunun üzerine, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve katilin başı iki taş arasında ezildi.
Buhâri, diyât 7; Müslim, kasâme 15; Nesâi, kasâme 13; İbn Mâce, diyât 24.
١٠ - باب يُقَادُ مِنَ الْقَاتِلِ
٤٥٢٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ، أَخْبَرَنَا هَمَّامٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ جَارِيَةً، وُجِدَتْ، قَدْ رُضَّ رَأْسُهَا بَيْنَ حَجَرَيْنِ فَقِيلَ لَهَا مَنْ فَعَلَ بِكِ هَذَا أَفُلاَنٌ أَفُلاَنٌ حَتَّى سُمِّيَ الْيَهُودِيُّ فَأَوْمَتْ بِرَأْسِهَا فَأُخِذَ الْيَهُودِيُّ فَاعْتَرَفَ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ يُرَضَّ رَأْسُهُ بِالْحِجَارَةِ .
٤٥٣٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنْ أَيُّوبَ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ يَهُودِيًّا، قَتَلَ جَارِيَةً مِنَ الأَنْصَارِ عَلَى حُلِيٍّ لَهَا ثُمَّ أَلْقَاهَا فِي قَلِيبٍ وَرَضَخَ رَأْسَهَا بِالْحِجَارَةِ فَأُخِذَ فَأُتِيَ بِهِ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَمَرَ بِهِ أَنْ يُرْجَمَ حَتَّى يَمُوتَ فَرُجِمَ حَتَّى مَاتَ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ أَيُّوبَ نَحْوَهُ .
٤٥٣١ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ هِشَامِ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَسٍ أَنَّ جَارِيَةً، كَانَ عَلَيْهَا أَوْضَاحٌ لَهَا فَرَضَخَ رَأْسَهَا يَهُودِيٌّ بِحَجَرٍ فَدَخَلَ عَلَيْهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَبِهَا رَمَقٌ فَقَالَ لَهَا ( مَنْ قَتَلَكِ فُلاَنٌ قَتَلَكِ ) . فَقَالَتْ لاَ . بِرَأْسِهَا . قَالَ ( مَنْ قَتَلَكِ فُلاَنٌ قَتَلَكِ ) . قَالَتْ لاَ . بِرَأْسِهَا . قَالَ ( فُلاَنٌ قَتَلَكِ ) . قَالَتْ نَعَمْ . بِرَأْسِهَا فَأَمَرَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُتِلَ بَيْنَ حَجَرَيْنِ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.