63- Bakara Sûresi 184. Ayetinin Tefsiri
2328- Seleme b. Ekva (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
(Sayılı günlerde oruç… Ancak sizden kim hasta veya seyahatte olursa tutamadığı günler sayısı kadar başka günlerde tutar. Oruç tutmaya gücü yetmeyenlere veya zorla güç yetirip de orucu yiyenlerin üzerine fidye vermesi bir yükümlülüktür) ayeti nazil olunca, bizden bazı kimseler oruçlarını bozup fidye veriyorlardı. Daha sonra bir sonraki ayet nazil oldu ve bu uygulamayı değiştirdi. (Ebû Dâvûd, Savm: 1; Müslim, Sıyam: 25)
2329- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, (Orucu tutmaya gücü yetmeyenlere bir yoksul doyurman gereklidir) ayetindeki (Yutîkûnehü) kelimesi oruç kendilerine zor gelen kimseler demektir. (Fidyetü taamu miskîn) demek bir yoksulu doyuracak fidye miktarıdır. (Femen tetavvea hayran) demek fakir ve yoksulu doyurma konusunda fazladan gönlünden koparak iyilik ve ikramı artırırsa demektir. Bu ayet neshedilmiş değildir. (Bu onun için daha hayırlıdır) oruç tutması daha hayırlıdır demektir. Bu ayeti kerimede sadece oruç tutmaya güç yetiremeyenlere ve şifa bulmayan hastalar için ruhsat vardır. (Ebû Dâvûd, Sayım: 1; Müslim, Sıyam: 25)
٦٣ - باب تَأْوِيلِ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ { وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ }
٢٣٢٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ أَنْبَأَنَا بَكْرٌ، - وَهُوَ ابْنُ مُضَرَ - عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ بُكَيْرٍ، عَنْ يَزِيدَ، مَوْلَى سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ، قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ { وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ } كَانَ مَنْ أَرَادَ مِنَّا أَنْ يُفْطِرَ وَيَفْتَدِيَ حَتَّى نَزَلَتِ الآيَةُ الَّتِي بَعْدَهَا فَنَسَخَتْهَا .
٢٣٢٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، قَالَ أَنْبَأَنَا وَرْقَاءُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، فِي قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ { وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ } يُطِيقُونَهُ يُكَلَّفُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ وَاحِدٍ { فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْرًا } طَعَامُ مِسْكِينٍ آخَرَ لَيْسَتْ بِمَنْسُوخَةٍ { فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ وَأَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ } لاَ يُرَخَّصُ فِي هَذَا إِلاَّ لِلَّذِي لاَ يُطِيقُ الصِّيَامَ أَوْ مَرِيضٍ لاَ يُشْفَى .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.