Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Yemek Bulunmadığında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ne Yapardı?

Yemek Bulunmadığında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ne Yapardı? || Kitab-üs Sıyam (Oruç Bölümleri) || Sünen-i Nesai || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 67- Yemek Bulunmadığında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ne Yapardı?

2334- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza geldi ve:

(Yanınızda yiyecek bir şeyler var mı?) buyurdu. Ben de:

(Hayır) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Öyleyse ben bugün oruçluyum) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan sonra başka bir gün bana tekrar uğradı, bana hays denilen bir yemek hediye edilmişti, ben de onun bir kısmını Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ayırmıştım çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o yemeği severdi. Âişe şöyle diyor:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bana hays yemeği hediye edilmişti ondan sana birazını saklamıştım) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Getir, çünkü ben oruçlu olarak sabahladım) buyurdu. O yemekten yedi ve şöyle buyurdu:

(Nafile oruç tutan kimse malından bir şeyler çıkaran adam gibidir, dilerse dilediği kadar verir ve sevabını artırır dilerse vermez.) (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2335- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir defasında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evime geldi ve:

(Yiyecek bir şey var mı?) diye sordu. Ben de:

(Hiçbir şey yoktur) dedim. Bu sefer, (Öyleyse ben oruçluyum) dedi. Âişe diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra bir daha geldi, o arada bana hediye olarak hays yemeği getirilmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’a onu getirdim, O da ondan yedi. Ben hayret ettim ve:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Biraz önce geldiğinde oruçluyum dedin şimdi ise yiyorsun) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Evet Ey Âişe, Ramazan ayı dışında oruç tutan kimsenin durumu –tuttuğu oruç Ramazan’ın kazası değilse – aynen malından sadaka olmak üzere bir miktar ayıran kimsenin durumu gibidir. İsterse o ayırdığından hepsini verir isterse elinde tutar.) (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2336- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bazen gelir ve:

(Yanınızda yiyecek bir şey var mı?) diye sorardı. Biz de:

(Hayır yok) derdik. O da:

(Öyle ise ben oruçluyum) derdi. Bir gün gelmişti bana da hays yemeği hediye edilmişti yine:

(Yanında yiyecek bir şeyler var mı?) buyurdu. Biz de:

(Evet) dedik. Hays yemeği hediye edilmişti. Bunun üzerine şöyle buyurdu:

(Fakat ben oruç tutmak için sabahlamıştım) dedi ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2337- Mü’minlerin annesi Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bize geldi ve biz Ona şöyle dedik:

(Bize hays yemeği hediye olarak gönderilmiş Sana da ondan biraz ayırmıştık.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Oruçluyum) dedi. ve onunla iftar ederek orucunu bozdu. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2338- Mü’minlerin annesi Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma oruçlu olduğu halde gelir ve:

(Yanınızda yiyecek bir şeyler var mı?) derdi. Biz de:

(Hayır) deyince, (Öyleyse ben oruçluyum) derdi. Ondan sonra tekrar geldiğinde biz kendisine dedik ki:

(Bize bir yemek hediye edildi.) Bunun üzerine:

(Nedir o) dedi. Ben de:

(Hays yemeğidir) dedim. O da:

(Oruçlu idim) dedi ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2339- Mü’minlerin annesi Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Günlerden bir gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma gelmişti ve:

(Yanınız da yiyecek bir şeyler var mı?) demişti. Biz de:

(Hayır) deyince:

(Öyleyse ben oruçluyum) dedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2340- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün kendisine geldi ve:

(Yanınızda yiyecek bir şeyler var mıdır?) dedi. Ben de:

(Hayır yoktur?) deyince:

(Öyleyse ben oruçluyum) dedi. Bir başka gün yine gelmişti. Âişe şöyle dedi:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bize hays yemeği hediye edilmişti Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de onu getirtti ve:

(Ben oruçlu olarak sabahlamıştım) diyerek ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

2341-

2342- Mü’minlerin annesi Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün geldi:

(Yanında yiyecek bir şeyler var mı?) dedi. Ben de:

(Hayır yoktur) dedim. O zaman:

(Öyleyse ben oruçluyum) dedi. Bir başka sefer tekrar geldi. Ben de:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Bize hays yemeğinden hediye gelmişti) dedim. O da:

(Öyleyse orucu bozayım çünkü ben oruca niyetlenmiştim) buyurdu. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)

٦٧ - باب النِّيَّةِ فِي الصِّيَامِ وَالاِخْتِلاَفِ عَلَى طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى بْنِ طَلْحَةَ فِي خَبَرِ عَائِشَةَ فِيهِ

٢٣٣٤ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ يُوسُفَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى بْنِ طَلْحَةَ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمًا فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ ‏)‏ ‏.‏ فَقُلْتُ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَإِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ مَرَّ بِي بَعْدَ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَقَدْ أُهْدِيَ إِلَىَّ حَيْسٌ فَخَبَأْتُ لَهُ مِنْهُ وَكَانَ يُحِبُّ الْحَيْسَ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهُ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَخَبَأْتُ لَكَ مِنْهُ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ أَدْنِيهِ أَمَا إِنِّي قَدْ أَصْبَحْتُ وَأَنَا صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ فَأَكَلَ مِنْهُ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ إِنَّمَا مَثَلُ صَوْمِ الْمُتَطَوِّعِ مَثَلُ الرَّجُلِ يُخْرِجُ مِنْ مَالِهِ الصَّدَقَةَ فَإِنْ شَاءَ أَمْضَاهَا وَإِنْ شَاءَ حَبَسَهَا ‏)‏ ‏.‏

٢٣٣٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، أَنْبَأَنَا شَرِيكٌ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى بْنِ طَلْحَةَ، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ دَارَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم دَوْرَةً قَالَ ‏(‏ أَعِنْدَكِ شَىْءٌ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ لَيْسَ عِنْدِي شَىْءٌ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَأَنَا صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ ثُمَّ دَارَ عَلَىَّ الثَّانِيَةَ وَقَدْ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَجِئْتُ بِهِ فَأَكَلَ فَعَجِبْتُ مِنْهُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ دَخَلْتَ عَلَىَّ وَأَنْتَ صَائِمٌ ثُمَّ أَكَلْتَ حَيْسًا ‏.‏ قَالَ ‏(‏ نَعَمْ يَا عَائِشَةُ إِنَّمَا مَنْزِلَةُ مَنْ صَامَ فِي غَيْرِ رَمَضَانَ - أَوْ غَيْرِ قَضَاءِ رَمَضَانَ أَوْ فِي التَّطَوُّعِ - بِمَنْزِلَةِ رَجُلٍ أَخْرَجَ صَدَقَةَ مَالِهِ فَجَادَ مِنْهَا بِمَا شَاءَ فَأَمْضَاهُ وَبَخِلَ مِنْهَا بِمَا بَقِيَ فَأَمْسَكَهُ ‏)‏ ‏.‏

٢٣٣٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْهَيْثَمِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْحَنَفِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى، عَنْ مُجَاهِدٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَجِيءُ وَيَقُولُ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ غَدَاءٌ ‏)‏ ‏.‏ فَنَقُولُ لاَ ‏.‏ فَيَقُولُ ‏(‏ إِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ فَأَتَانَا يَوْمًا وَقَدْ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ ‏)‏ ‏.‏ قُلْنَا نَعَمْ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ أَمَا إِنِّي قَدْ أَصْبَحْتُ أُرِيدُ الصَّوْمَ ‏)‏ ‏.‏ فَأَكَلَ خَالَفَهُ قَاسِمُ بْنُ يَزِيدَ ‏.‏

٢٣٣٧ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَرْبٍ، قَالَ حَدَّثَنَا قَاسِمٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، قَالَتْ أَتَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمًا فَقُلْنَا أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ قَدْ جَعَلْنَا لَكَ مِنْهُ نَصِيبًا ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ إِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ فَأَفْطَرَ ‏.‏

٢٣٣٨ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَتْنِي عَائِشَةُ بِنْتُ طَلْحَةَ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَأْتِيهَا وَهُوَ صَائِمٌ فَقَالَ ‏(‏ أَصْبَحَ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ تُطْعِمِينِيهِ ‏)‏ ‏.‏ فَنَقُولُ لاَ ‏.‏ فَيَقُولُ ‏(‏ إِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ جَاءَهَا بَعْدَ ذَلِكَ فَقَالَتْ أُهْدِيَتْ لَنَا هَدِيَّةٌ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ مَا هِيَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ حَيْسٌ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ قَدْ أَصْبَحْتُ صَائِمًا ‏)‏ ‏.‏ فَأَكَلَ ‏.‏

٢٣٣٩ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا وَكِيعٌ، قَالَ حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ يَحْيَى، عَنْ عَمَّتِهِ، عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، قَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ذَاتَ يَوْمٍ فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ ‏)‏ ‏.‏ قُلْنَا لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ فَإِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏

٢٣٤٠ - أَخْبَرَنِي أَبُو بَكْرِ بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مَعْنٍ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ، وَمُجَاهِدٍ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَتَاهَا فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ طَعَامٌ ‏)‏ ‏.‏ فَقُلْتُ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ إِنِّي صَائِمٌ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ جَاءَ يَوْمًا آخَرَ فَقَالَتْ عَائِشَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا قَدْ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ فَدَعَا بِهِ فَقَالَ ‏(‏ أَمَا إِنِّي قَدْ أَصْبَحْتُ صَائِمًا ‏)‏ ‏.‏ فَأَكَلَ ‏.‏

٢٣٤١ - أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ، قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعَافَى بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى، عَنْ مُجَاهِدٍ، وَأُمِّ كُلْثُومٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم دَخَلَ عَلَى عَائِشَةَ فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ طَعَامٌ ‏)‏ ‏.‏ نَحْوَهُ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَقَدْ رَوَاهُ سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنِي رَجُلٌ عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ ‏.‏

٢٣٤٢ - أَخْبَرَنِي صَفْوَانُ بْنُ عَمْرٍو، قَالَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ، عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ، قَالَ حَدَّثَنِي رَجُلٌ، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ طَلْحَةَ، عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ، قَالَتْ جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَوْمًا فَقَالَ ‏(‏ هَلْ عِنْدَكُمْ مِنْ طَعَامٍ ‏)‏ ‏.‏ قُلْتُ لاَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ إِذًا أَصُومَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَتْ وَدَخَلَ عَلَىَّ مَرَّةً أُخْرَى فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ أُهْدِيَ لَنَا حَيْسٌ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ إِذًا أُفْطِرَ الْيَوْمَ وَقَدْ فَرَضْتُ الصَّوْمَ ‏)‏ ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget