Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

İkinci Rekatta Unutarak Selâm Verip Konuşan Kimse Ne Yapar?

İkinci Rekatta Unutarak Selâm Verip Konuşan Kimse Ne Yapar? || Kitabü's Sehv (Namazda Yanılma) || Sünen-i Nesai || Hadis Kütüphanesi

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22- İkinci Rekatta Unutarak Selâm Verip Konuşan Kimse Ne Yapar?

1232- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize ikindi veya öğle (hangisi olduğunu unuttum) namazını kıldırıyordu, iki rekat kıldırdıktan sonra selâm verdi ve mescidin yanı başında olan odunların yanına giderek kızgın bir durumda eliyle onları gösterdi. Mescidin kapısından hızlıca çıkanlar namaz kısaldı dediler. Ebu Bekir ve Ömer de o cemaat arasındaydı. Peygamberle bu konuyu konuşmaktan çekindiler. Cemaat içerisinde ellerinin uzunluğundan dolayı kendisine (zülyedeyn) denilen birisi vardı. O:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Unuttun mu? Yoksa namaz mı kısaltıldı?) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ne unuttum ne de namaz kısaltıldı) buyurduktan sonra cemaate dönerek:

(Zülyedeyn’in dediği doğru mu?) diye sordu. Cemaat:

(Evet) diye cevap verince; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip namazın geri kalan kısmınıda kıldırdı, selâm verdi sonra tekbir aldı, önceki yaptığı secde gibi veya daha uzunca secde etti sonra başını kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdesi gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ikinci secdeden başını kaldırınca tekrar tekbir aldı. (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Dâvûd, Salat: 195)

1233- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, (Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) ikinci rekattan sonra selâm vermişti. Zülyedeyn:

(Ey Allah’ın Rasûlü! namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Zülyedeyn doğru mu söylüyor?) dedi. Cemaat:

(Evet) diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kalkıp iki rekat daha kıldırdı sonra selâm verdi. Sonra tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzun secde yaptı sonra başını secdeden kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ve kalktı.) (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Dâvûd, Salat: 195)

1234- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize ikindi namazını kıldırırken ikinci rekattan sonra selâm verdi. Bunun üzerine Zülyedeyn kalkarak:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(İkisi de olmadı) buyurdu. Zülyedeyn:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Mutlaka birisi oldu) deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cemaate dönerek:

(Zülyedeyn doğru mu söylüyor) diye sordu. Cemaat:

(Evet) dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Namazın geri kalan iki rekatını tamamladı, selâmdan sonra oturduğu yerde iki secde yaptı. (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Dâvûd, Salat: 195)

1235- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını iki rekat kıldırdı ve selâm verdi. Cemaat dediler ki:

(Namaz kısaldı.) Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp iki rekat daha kıldırdı, selâm verip iki secde daha yaptı.) (Ebû Dâvûd, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)

1236- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bize namaz kıldırırken iki rekatta selâm verdi, namazdan ayrılınca Zü’ş Şimaleyn isimli biri yanına vararak:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de:

(Ne unuttum ne de kısaldı) buyurunca; Zü’ş Şimaleyn:

(Evet seni hak din üzere gönderen Allah’a yemin olsun ki namazı kısalttın) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(Züş Şimaleyn, doğru mu söylüyor) dedi. Cemaat:

(Evet) deyince; insanlarla birlikte iki rekat daha namaz kıldı. (Ebû Dâvûd, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)

1237- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) unutarak ikinci rekattan sonra selâm verdi. Zü’ş Şimaleyn isimli birisi:

(Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı? Yoksa unuttun mu?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Zü’ş Şimaleyn doğru mu söylüyor) dedi. Cemaat (Evet) deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp namazını tamamladı. (Ebû Dâvûd, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)

1238- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize öğle veya ikindi namazını kıldırmıştı. İkinci rekatta selâm verip namazdan ayrılmıştı. Zü’ş Şimaleyn b. Amr isimli bir kimse:

(Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Zü’ş Şimaleyn ne diyor?) dedi. Cemaat:

(Ey Allah’ın Peygamberi doğru söylüyor) dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eksik kıldığı rekatları tamamladı. (Ebû Dâvûd, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)

1239-

٢٢ - باب مَا يَفْعَلُ مَنْ سَلَّمَ مِنْ رَكْعَتَيْنِ نَاسِيًا وَتَكَلَّمَ

١٢٣٢ - أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، - وَهُوَ ابْنُ زُرَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ، قَالَ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ صَلَّى بِنَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم إِحْدَى صَلاَتَىِ الْعَشِيِّ ‏.‏ قَالَ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ وَلَكِنِّي نَسِيتُ - قَالَ - فَصَلَّى بِنَا رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ فَانْطَلَقَ إِلَى خَشَبَةٍ مَعْرُوضَةٍ فِي الْمَسْجِدِ فَقَالَ بِيَدِهِ عَلَيْهَا كَأَنَّهُ غَضْبَانُ وَخَرَجَتِ السَّرَعَانُ مِنْ أَبْوَابِ الْمَسْجِدِ فَقَالُوا قُصِرَتِ الصَّلاَةُ وَفِي الْقَوْمِ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ - رضى اللّه عنهما - فَهَابَاهُ أَنْ يُكَلِّمَاهُ وَفِي الْقَوْمِ رَجُلٌ فِي يَدَيْهِ طُولٌ قَالَ كَانَ يُسَمَّى ذَا الْيَدَيْنِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَسِيتَ أَمْ قُصِرَتِ الصَّلاَةُ قَالَ ‏(‏ لَمْ أَنْسَ وَلَمْ تُقْصَرِ الصَّلاَةُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ وَقَالَ ‏(‏ أَكَمَا قَالَ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا نَعَمْ ‏.‏ فَجَاءَ فَصَلَّى الَّذِي كَانَ تَرَكَهُ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ وَكَبَّرَ ثُمَّ سَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ثُمَّ كَبَّرَ ‏.‏

١٢٣٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ، عَنْ مَالِكٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَيُّوبُ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم انْصَرَفَ مِنَ اثْنَتَيْنِ فَقَالَ لَهُ ذُو الْيَدَيْنِ أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ النَّاسُ نَعَمْ ‏.‏ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَصَلَّى اثْنَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ثُمَّ سَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ رَفَعَ ‏.‏

١٢٣٤ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ، عَنْ أَبِي سُفْيَانَ، مَوْلَى ابْنِ أَبِي أَحْمَدَ أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ، يَقُولُ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلاَةَ الْعَصْرِ فَسَلَّمَ فِي رَكْعَتَيْنِ فَقَامَ ذُو الْيَدَيْنِ فَقَالَ أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَمْ نَسِيتَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ كُلُّ ذَلِكَ لَمْ يَكُنْ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ قَدْ كَانَ بَعْضُ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ‏.‏ فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى النَّاسِ فَقَالَ ‏(‏ أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالُوا نَعَمْ ‏.‏ فَأَتَمَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَا بَقِيَ مِنَ الصَّلاَةِ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ بَعْدَ التَّسْلِيمِ ‏.‏

١٢٣٥ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ أَسَدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَلَمَةَ، يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلَّى صَلاَةَ الظُّهْرِ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ فَقَالُوا أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ فَقَامَ وَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ‏.‏

١٢٣٦ - أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَبِي أَنَسٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلَّى يَوْمًا فَسَلَّمَ فِي رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ انْصَرَفَ فَأَدْرَكَهُ ذُو الشِّمَالَيْنِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنُقِصَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ فَقَالَ ‏(‏ لَمْ تُنْقَصِ الصَّلاَةُ وَلَمْ أَنْسَ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ بَلَى وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ ‏.‏ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا نَعَمْ ‏.‏ فَصَلَّى بِالنَّاسِ رَكْعَتَيْنِ ‏.‏

١٢٣٧ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ مُوسَى الْفَرْوِيُّ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو ضَمْرَةَ، عَنْ يُونُسَ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبُو سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ نَسِيَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَلَّمَ فِي سَجْدَتَيْنِ ‏.‏ فَقَالَ لَهُ ذُو الشِّمَالَيْنِ أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا نَعَمْ ‏.‏ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَتَمَّ الصَّلاَةَ ‏.‏

١٢٣٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، وَأَبِي، بَكْرِ بْنِ سُلَيْمَانَ بْنِ أَبِي حَثْمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الظُّهْرَ أَوِ الْعَصْرَ فَسَلَّمَ فِي رَكْعَتَيْنِ وَانْصَرَفَ ‏.‏ فَقَالَ لَهُ ذُو الشِّمَالَيْنِ بْنُ عَمْرٍو أَنُقِصَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا يَقُولُ ذُو الْيَدَيْنِ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالُوا صَدَقَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ ‏.‏ فَأَتَمَّ بِهِمُ الرَّكْعَتَيْنِ اللَّتَيْنِ نَقَصَ ‏.‏

١٢٣٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ صَالِحٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّ أَبَا بَكْرِ بْنَ سُلَيْمَانَ بْنِ أَبِي حَثْمَةَ، أَخْبَرَهُ أَنَّهُ، بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلَّى رَكْعَتَيْنِ فَقَالَ لَهُ ذُو الشِّمَالَيْنِ نَحْوَهُ ‏.‏ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِي هَذَا الْخَبَرَ سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ‏.‏ قَالَ وَأَخْبَرَنِيهِ أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget