134- DÖRT REK'ATLI NAMAZDA SEHVEN İKİNCİ VEYA ÜÇÜNCÜ REKATTEN SELÂM VEREN HAKKINDAKİ BÂB
1270 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan: Şöyle demiştir :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (öğle veya ikindi namazında) iki rek'atte(n sonra) unutarak selâm verdi. Zülyedeyn denilen bir adam. Efendimize:
— Yâ Resûlallah! Namaz kısaldı mı, yoksa unuttun mu? diye sordu. Efendimiz:
— (Ne namaz kısaldı, ne de ben unuttum. ) buyurdu. Zülyedeyn: Efendimize :
— O halde (arzedeyim) : Sen iki rekat namaz kıldın!, dedi. Efendimiz, (bu kere orada bulunanlara) :
— (Zülyedeynin dediği gibi midir?) diye sordu. (Sahâbiler:)
— Evet diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öne geçerek iki rek'at (daha) kıldırdı. Sonra sehvin iki secdesini etti. "
1271 - “... İbn-i Şîrîn (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir defa) bize öğle ve ikindi namazlarından birisini iki rek'at olarak kıldırıp selâm verdi. Sonra mescidin içinde bulunan ve (hutbe okunurken) dayandığı hurma kütüğüne doğru kalkıp ona dayandı. Cemaatın acele edenleri: Namaz kısaldı dedikleri halde mescidden çıktılar. Cemâatin içinde Ebû Bekir (radıyallahü anh) ile Ömer (radıyallahü anh) de vardı. Bu iki zât. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e birşey söylemekten çekindiler. Cemâat arasında Zûlyedeyn ismi verilen elleri uzun bir adam da bulunuyordu. Bu adam:
— Yâ Resûlallah! Namaz kısaldı mı? Yoksa sen unuttun mu diye sordu. Bunun Üzerine Efendimiz:
— (Namaz kısalmadı, ben de unutmadım) diye cevap buyurdu. Zûlyedeyn (radıyallahü anh) :
— Şüphesiz sen ancak iki rek'at kıldın, dedi. (Bu defa) Efendimiz :
— (Zülyedeyn'in dediği gibi midir?) diye (oradakilere) sordu. (Onlar:)
— Evet, dediler, Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) demiştir ki : Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalktı. İki rek'at daha kıldı, sonra selâm verdi, sonra iki secde etti, sonra selâm verdi. "
1272 - “... İmrân bin el-Husayn (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) ikindi farzının Üç rek'atinde selâm verdi. Sonra kalkıp evine girdikten sonra elleri uzun bir adam olan el-Hırbâk ayağa kalkarak:
Yâ Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem)! namaz kısaldı mı? diye seslendi. Bunun üzerine Efendimiz hiddetli ve izarını sürükleyerek hemen çıkıverdi de (ne olduğunu) sordu. (Durum) anlatılınca, efendimiz, terk etmiş olduğu o rek'atı kıldı. Sonra selâm verdi. Sonra iki secde etti. Sonra selâm verdi. "
١٣٤ - باب فِيمَنْ سَلَّمَ مِنْ ثِنْتَيْنِ أَوْ ثَلاَثٍ سَاهِيًا
١٢٧٠ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَأَبُو كُرَيْبٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ سَهَا فَسَلَّمَ فِي الرَّكْعَتَيْنِ . فَقَالَ لَهُ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ ذُو الْيَدَيْنِ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَقَصُرَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ قَالَ ( مَا قَصُرَتْ وَمَا نَسِيتُ ). قَالَ إِنَّكَ صَلَّيْتَ رَكْعَتَيْنِ . قَالَ ( أَكَمَا يَقُولُ ذُو الْيَدَيْنِ ). قَالُوا نَعَمْ . فَتَقَدَّمَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَىِ السَّهْوِ .
١٢٧١ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنِ ابْنِ عَوْنٍ، عَنِ ابْنِ سِيرِينَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِحْدَى صَلاَتَىِ الْعَشِيِّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ قَامَ إِلَى خَشَبَةٍ كَانَتْ فِي الْمَسْجِدِ يَسْتَنِدُ إِلَيْهَا فَخَرَجَ سَرَعَانُ النَّاسِ يَقُولُونَ قَصُرَتِ الصَّلاَةُ . وَفِي الْقَوْمِ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ فَهَابَاهُ أَنْ يَقُولاَ لَهُ شَيْئًا وَفِي الْقَوْمِ رَجُلٌ طَوِيلُ الْيَدَيْنِ يُسَمَّى ذَا الْيَدَيْنِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَقَصُرَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ فَقَالَ ( لَمْ تَقْصُرْ وَلَمْ أَنْسَ ). قَالَ فَإِنَّمَا صَلَّيْتَ رَكْعَتَيْنِ . فَقَالَ ( أَكَمَا يَقُولُ ذُو الْيَدَيْنِ ). قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَقَامَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ .
١٢٧٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، وَأَحْمَدُ بْنُ ثَابِتٍ الْجَحْدَرِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا خَالِدٌ الْحَذَّاءُ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ، عَنْ أَبِي الْمُهَلَّبِ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ الْحُصَيْنِ، قَالَ سَلَّمَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي ثَلاَثِ رَكَعَاتٍ مِنَ الْعَصْرِ ثُمَّ قَامَ فَدَخَلَ الْحُجْرَةَ فَقَامَ الْخِرْبَاقُ رَجُلٌ بَسِيطُ الْيَدَيْنِ فَنَادَى يَا رَسُولَ اللَّهِ أَقَصُرَتِ الصَّلاَةُ فَخَرَجَ مُغْضَبًا يَجُرُّ إِزَارَهُ فَسَأَلَ فَأُخْبِرَ فَصَلَّى تِلْكَ الرَّكْعَةَ الَّتِي كَانَ تَرَكَ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.