173- RAMAZAN AYI KIYAM (= TERAVİHLE İHYASI)
1387 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
(Kim inanarak ve sırf Allah rızasını dileyerek Ramazan orucunu tutar ve gecesini teravihle (veya başka ibâdetle) ihya ederse, onun geçmiş günahı bağışlanır. )
1388) ..... Ebû Zerr(-ı Gıfarî) (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir Ramazan (ayı boyunca) oruç tuttuk. (Ramazan ayından) yedi gece kalıncaya kadar hiç bir gecesinde bize teravih kıldırmadı (veya) geceyi ihya ettirmedi. (Ay sonundan başına doğru) yedinci gece olunca yaklaşık olarak gecenin üçte birisi geçinceye kadar bize teravih kıldırdı. (Veya gecenin o kısmını ihya ettirdi. ) Sonra o geceyi takip eden (sondan) altıncı gece oldu. (Ama) onda teravih kıldırmadı. Nihayet (sondan) beşinci gece oldu. (Ondan) yaklaşık gecenin yarısı geçinceye kadar bize teravih kıldırdı. Ben:
Yâ Resûlallah ! Bu gecemizin kalan yarısını da ihya etmemizi buyurmanızı temenni ediyoruz, dedim. Buyurdular ki:
(Şüphesiz, imam namazdan dönünceye kadar onunla beraber (yatsı farzını ve) teravihi kılan kimsenin bu ibâdeti bir geceyi (tamamen) ihya etmeye denk olur.)
Sonra o geceyi izleyen (sondan) dördüncü gece oldu da teravih kıldırmadı. Nihayet, onu takip eden (sondan) üçüncü gece oldu. O, (muhterem) eşlerini ve yakınlarını topladı. Cemâat da toplandı. Ebû Zerr (radıyallahü anh) demiştir ki efendimiz o gece, bize kıldırdığı teravihi o kadar uzattı ki biz sahur yemeğini kaçıracağımızdan korktuk. Denilmiş ki: Felah nedir? Ebû Zerr (radıyallahü anh) : Felah, sahur yemeğini yemektir, diye cevap vermiştir. Ebû Zerr (radıyallahü anh) demiştir ki; O geceden sonra efendimiz Ramazan ayının kalan iki gecesinde bize teravih namazından hiç bir şey kıldırmadı. "
1389) ..... En-Nadr bin Şeyban (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:
Ben Abdurrahman (bin Avf’in oğlu Ebû Seleme (radıyallahü anhümâ)'ya rastladım ve:
Ramazan ayı hakkında babandan dinlediğin bir hadisi bana zikret, dedim. Ebû Seleme (radıyallahü anh) : Peki. Babam bana anlattığına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazan ayını anlatarak şöyle buyurmuştur:
((Ramazan ayı) Öyle bir aydır ki Allahü teâlâ, onun orucunu üzerinize farz kıldı. Ben de onun kıyamını gecelerini teravih (veya başka ibâdetle ihya etmeyi) sünnet kıldım. Artık kim inanarak ve sırf Allah rızâsını diliyerek orucunu tutar ve gecelerini teravih (veya başka ibâdet) le ihya ederse, anası kendisini doğurduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur. )
١٧٣ - باب مَا جَاءَ فِي قِيامِ شَهْرِ رَمَضَانَ
١٣٨٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( مَنْ صَامَ رَمَضَانَ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ).
١٣٨٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي الشَّوَارِبِ، حَدَّثَنَا مَسْلَمَةُ بْنُ عَلْقَمَةَ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِي هِنْدٍ، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْجُرَشِيِّ، عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ الْحَضْرَمِيِّ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، قَالَ صُمْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ رَمَضَانَ فَلَمْ يَقُمْ بِنَا شَيْئًا مِنْهُ حَتَّى بَقِيَ سَبْعُ لَيَالٍ فَقَامَ بِنَا لَيْلَةَ السَّابِعَةِ حَتَّى مَضَى نَحْوٌ مِنْ ثُلُثِ اللَّيْلِ ثُمَّ كَانَتِ اللَّيْلَةُ السَّادِسَةُ الَّتِي تَلِيهَا فَلَمْ يَقُمْهَا حَتَّى كَانَتِ الْخَامِسَةُ الَّتِي تَلِيهَا ثُمَّ قَامَ بِنَا حَتَّى مَضَى نَحْوٌ مِنْ شَطْرِ اللَّيْلِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْ نَفَّلْتَنَا بَقِيَّةَ لَيْلَتِنَا هَذِهِ . فَقَالَ ( إِنَّهُ مَنْ قَامَ مَعَ الإِمَامِ حَتَّى يَنْصَرِفَ فَإِنَّهُ يَعْدِلُ قِيَامَ لَيْلَةٍ ). ثُمَّ كَانَتِ الرَّابِعَةُ الَّتِي تَلِيهَا فَلَمْ يَقُمْهَا حَتَّى كَانَتِ الثَّالِثَةُ الَّتِي تَلِيهَا . قَالَ فَجَمَعَ نِسَاءَهُ وَأَهْلَهُ وَاجْتَمَعَ النَّاسُ . قَالَ فَقَامَ بِنَا حَتَّى خَشِينَا أَنْ يَفُوتَنَا الْفَلاَحُ . قِيلَ وَمَا الْفَلاَحُ قَالَ السُّحُورُ . قَالَ ثُمَّ لَمْ يَقُمْ بِنَا شَيْئًا مِنْ بَقِيَّةِ الشَّهْرِ .
١٣٨٩ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى، عَنْ نَصْرِ بْنِ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيِّ، عَنِ النَّضْرِ بْنِ شَيْبَانَ، ح وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، وَالْقَاسِمُ بْنُ الْفَضْلِ الْحُدَّانِيُّ، كِلاَهُمَا عَنِ النَّضْرِ بْنِ شَيْبَانَ، قَالَ لَقِيتُ أَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَقُلْتُ حَدِّثْنِي بِحَدِيثٍ، سَمِعْتَهُ مِنْ، أَبِيكَ يَذْكُرُهُ فِي شَهْرِ رَمَضَانَ . قَالَ نَعَمْ . حَدَّثَنِي أَبِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ذَكَرَ شَهْرَ رَمَضَانَ فَقَالَ ( شَهْرٌ كَتَبَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ صِيَامَهُ وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ فَمَنْ صَامَهُ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمَ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.