13- MİKAT DENİLEN BELİRLİ SINIRLARIN ÖTESİNDEN (MEKKE'YE) HAC VEYA UMRE NİYETİYLE GİDENLERİN İHRAMA GİRECEKLERİ YERLERİN BEYÂNI BÂBI
3026 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Medine (-i Münevvere) halkı Zü’l-Huleyfe'den, Şam halkı Cuhfe'den ve Necid halkı Karn'den (hac veya umre niyetiyle) ihrama girerler (yani girsinler),) buyurdu. Abdullah (bin Ömer) demiş ki: Bu üç (mîkat) ı ben (bizzat) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in;
(Yemen halkı da Yelemlem'den ihrama girerler (girsinler),) buyurduğu haberi bana ulaştı. "
3027 - “... Câbir (bin Abdillah) (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe okudu. (Hutbede) :
(Medine (i Münevvere) halkının ihrama girecekleri yer Zü’l-Huleyfe'den başlar. Şâm halkının ihrama girecekleri yer, Cuhfe'den başlar. Yemen halkının ihrama girecekleri yer Yelemlem'den başlar. Necid halkının İhrama girecekleri yer Karn'den başlar. Doğu (yani Irak) halkının ihrama girecekleri yer Zât ı Irk'dan başlar, buyurdu. Sonra (mübarek) yüzünü (doğu tarafındaki) ufuka çevirdi ve:
Allahım! Onların (yani doğu halkının) gönüllerini (İslâmiyet'e) yönelt, diye duâ etti.) "
١٣ - باب مَوَاقِيتِ أَهْلِ الآفَاقِ
٣٠٢٦ - حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ، حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( يُهِلُّ أَهْلُ الْمَدِينَةِ مِنْ ذِي الْحُلَيْفَةِ وَأَهْلُ الشَّامِ مِنَ الْجُحْفَةِ وَأَهْلُ نَجْدٍ مِنْ قَرْنٍ ). فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ أَمَّا هَذِهِ الثَّلاَثَةُ فَقَدْ سَمِعْتُهَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَبَلَغَنِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( وَيُهِلُّ أَهْلُ الْيَمَنِ مِنْ يَلَمْلَمَ ).
٣٠٢٧ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَزِيدَ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ( مُهَلُّ أَهْلِ الْمَدِينَةِ مِنْ ذِي الْحُلَيْفَةِ وَمُهَلُّ أَهْلِ الشَّامِ مِنَ الْجُحْفَةِ وَمُهَلُّ أَهْلِ الْيَمَنِ مِنْ يَلَمْلَمَ وَمُهَلُّ أَهْلِ نَجْدٍ مِنْ قَرْنٍ وَمُهَلُّ أَهْلِ الْمَشْرِقِ مِنْ ذَاتِ عِرْقٍ ). ثُمَّ أَقْبَلَ بِوَجْهِهِ لِلأُفُقِ ثُمَّ قَالَ ( اللَّهُمَّ أَقْبِلْ بِقُلُوبِهِمْ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.