17- SEVAB BAKIMINDAN ŞEHÎDLİK (HÜKMÜNDE) OLMASI UMULAN (ÖLÜM ÇEŞİTLERİ)
2909 - “... Câbir bin Atik (bin Kays) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre :
Kendisi (bir ara) hastalandı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de kendisini hastalığı dolayısıyla ziyaret etti. Bu esnada kendisinin aile ferdlerinden biri:
— Biz onun vefatının Allah yolunda şehid edilmek suretiyle olmasını cidden umuyorduk, dedi. Bu söz üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (O zaman (yani sandığınız gibi şehidlik ancak cihadda öldürülmekten ibaret olunca) ümmetimin şehidleri şüphesiz azdır. Allah yolunda öldürülmek şehîdliktir. Veba hastalığıyla ölen şehîddir, cümu ile (yani hâmile iken) ölen kadın şehîddir ve suda boğulan, ateşte yanarak ölen ve mecnûb (yani zâtü’l-cenb hastalığıyla) ölen kimseler de şehîddirler. ) buyurdu. "
2910 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahâbîlerine) :
— (Şehîd hakkında siz kendi aranızda ne dersiniz?) diye sordu. Onlar:
— (Şehidlik) Allah yolunda öldürülmektir, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :
— (O zaman benim ümmetimin şehîdleri cidden azdır. Kim Allah yolunda (cihadda) katledilirse, o kimse şehîddir. Kim Allah yolunda ölürse o kimse şehîddir. Karın hastalığıyla ölen kimse şehîddir ve veba hastalığıyla ölen kimse şehîddir, ) buyurdu.
2911) ... Süheyl dedi ki: Ubeydullah bin Mıksem, Ebû Salih'ten bana rivâyet etti ve rivâyetinde; "Suda boğulan da şehîddir" ilâvesinde bulundu. "
١٧ - باب مَا يُرْجَى فِيهِ الشَّهَادَةُ
٢٩٠٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ أَبِي الْعُمَيْسِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَابِرِ بْنِ عَتِيكٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَّهُ مَرِضَ فَأَتَاهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَعُودُهُ فَقَالَ قَائِلٌ مِنْ أَهْلِهِ إِنْ كُنَّا لَنَرْجُو أَنْ تَكُونَ وَفَاتُهُ قَتْلَ شَهَادَةٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ شُهَدَاءَ أُمَّتِي إِذًا لَقَلِيلٌ الْقَتْلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ شَهَادَةٌ وَالْمَطْعُونُ شَهَادَةٌ وَالْمَرْأَةُ تَمُوتُ بِجُمْعٍ شَهَادَةٌ - يَعْنِي الْحَامِلَ - وَالْغَرِقُ وَالْحَرِقُ وَالْمَجْنُوبُ - يَعْنِي ذَاتَ الْجَنْبِ - شَهَادَةٌ ).
٢٩١٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي الشَّوَارِبِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ الْمُخْتَارِ، حَدَّثَنَا سُهَيْلٌ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ قَالَ ( مَا تَقُولُونَ فِي الشَّهِيدِ فِيكُمْ ). قَالُوا الْقَتْلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ . قَالَ ( إِنَّ شُهَدَاءَ أُمَّتِي إِذًا لَقَلِيلٌ مَنْ قُتِلَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَمَنْ مَاتَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَهُوَ شَهِيدٌ وَالْمَبْطُونُ شَهِيدٌ وَالْمَطْعُونُ شَهِيدٌ ).
٢٩١١ - قَالَ سُهَيْلٌ وَأَخْبَرَنِي عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مِقْسَمٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، وَزَادَ، فِيهِ ( وَالْغَرِقُ شَهِيدٌ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.