40- ALLAH'A İSYAN HUSUSUNDA (HİÇBİR YARATIĞA) İTAAT ETMEK YOKTUR, BÂBI
2973 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den şöyle demiştir:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Alkama bin Mücezziz (radıyallahü anh)'ı bir müfrezenin başında (savaşa) gönderdi. Ben de o müfrezede idim. Kumandan savaşın başına vardığı veya yolculuk ettiği sıralarda askerlerden bir grub (ayrı gitmek için) kumandandan izin istedi. Kumandan da onlara izin vererek başlarına Abdullah bin Huzâfe bin Kays es-Sehmî (radıyallahü anh)'ı kumandan tâyin etti. Ben de bu kumandanla beraber savaşa gidenler arasında idim. Abdullah bin Huzafe (beraberindeki grub ile) yolun bir yerinde (konaklamış) olduğu sırada mücâhidler ısınmak veya üzerinde bir yemek yapmak için muazzam bir ateş yaktılar. (Kumandanımız) Abdullah — Kendisinde şaka etme huyu vardı —:
(Ey asker)! Sizin üzerinizde benim emirlerimi dinlemek ve bana itâat etmek hakkı yok mu? diye sordu. Mücâhidler:
— Evet (var), dediler. Kumandan:
— Şu halde ben size neyi emredersem behemehal yapacaksınız (değil mi?) dedi. Mücâhidler:
— Evet, dediler. Kumandan :
— Şu halde ben size şu (alev alev yanan) ateşe atılmanızı emrediyorum, dedi. Bunun üzerine mücâhidlerin bâzısı ayağa kalkarak ateşe atılmaya hazırlandılar. Kumandan bunların kendilerini cidden ateşe atacakları kanâatına varınca (onlara) :
Kendinizi tutunuz (yani ateşe atılmayınız). Çünkü ben sizlerle şaka ettim, dedi.
Ebû Saîd-i Hudrî demiştir ki: Sonra biz (savaştan dönüp Medine'ye) gelince mücâhidler bu durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattılar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
— (Onlar (yani başınızdakiler) den kim size Allah'a isyan etmeyi emrederse sakın (o hususta) o kimseye itâat etmeyiniz.) "
2974 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur :
(Müslüman kişinin bir günah işlemekle emrolunması durumu dışında hoşlandığı veya hoşlanmadığı hususlarda (müslüman âmirlerinin emirlerine) itâat etmesi vâcibtir. Bir günah işlemekle emrolunduğu zaman (hiçbir âmiri) dinlemek ve itâat etmek yoktur.) "
2975 - “... Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) :
(Benden sonra sünneti (yani yolumu) söndüren, bid'at ile amel eden ve namazları vakitlerinden geciktiren bir takım adamlar sizlerin işlerinizi tedvir edecekler (yani başınıza geçecekler) dir,) buyurdu. Bunun üzerine ben:
Ya Resûlüllah eğer ben onların zamanına ulaşırsam nasıl yapayım? diye sordum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bana) :
(Yâ İbn-i Abdi Üm! Sen bana nasıl yapacağını soruyorsun? Allah'a isyan eden kimseye itâat etmek yoktur,) buyurdu. "
٤٠ - باب لاَ طَاعَةَ فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ
٢٩٧٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو، عَنْ عُمَرَ بْنِ الْحَكَمِ بْنِ ثَوْبَانَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَعَثَ عَلْقَمَةَ بْنَ مُجَزِّزٍ عَلَى بَعْثٍ وَأَنَا فِيهِمْ فَلَمَّا انْتَهَى إِلَى رَأْسِ غَزَاتِهِ أَوْ كَانَ بِبَعْضِ الطَّرِيقِ اسْتَأْذَنَتْهُ طَائِفَةٌ مِنَ الْجَيْشِ فَأَذِنَ لَهُمْ وَأَمَّرَ عَلَيْهِمْ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ حُذَافَةَ بْنِ قَيْسٍ السَّهْمِيَّ فَكُنْتُ فِيمَنْ غَزَا مَعَهُ فَلَمَّا كَانَ بِبَعْضِ الطَّرِيقِ أَوْقَدَ الْقَوْمُ نَارًا لِيَصْطَلُوا أَوْ لِيَصْنَعُوا عَلَيْهَا صَنِيعًا فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ - وَكَانَتْ فِيهِ دُعَابَةٌ - أَلَيْسَ لِي عَلَيْكُمُ السَّمْعُ وَالطَّاعَةُ قَالُوا بَلَى . قَالَ فَمَا أَنَا بِآمِرِكُمْ بِشَىْءٍ إِلاَّ صَنَعْتُمُوهُ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّي أَعْزِمُ عَلَيْكُمْ إِلاَّ تَوَاثَبْتُمْ فِي هَذِهِ النَّارِ . فَقَامَ نَاسٌ فَتَحَجَّزُوا فَلَمَّا ظَنَّ أَنَّهُمْ وَاثِبُونَ قَالَ أَمْسِكُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ فَإِنَّمَا كُنْتُ أَمْزَحُ مَعَكُمْ . فَلَمَّا قَدِمْنَا ذَكَرُوا ذَلِكَ لِلنَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَنْ أَمَرَكُمْ مِنْهُمْ بِمَعْصِيَةِ اللَّهِ فَلاَ تُطِيعُوهُ ).
٢٩٧٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، وَسُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَجَاءٍ الْمَكِّيُّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( عَلَى الْمَرْءِ الْمُسْلِمِ الطَّاعَةُ فِيمَا أَحَبَّ أَوْ كَرِهَ إِلاَّ أَنْ يُؤْمَرَ بِمَعْصِيَةٍ فَمَنْ أُمِرَ بِمَعْصِيَةٍ فَلاَ سَمْعَ وَلاَ طَاعَةَ ).
٢٩٧٥ - حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ، ح وَحَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( سَيَلِي أُمُورَكُمْ بَعْدِي رِجَالٌ يُطْفِئُونَ السُّنَّةَ وَيَعْمَلُونَ بِالْبِدْعَةِ وَيُؤَخِّرُونَ الصَّلاَةَ عَنْ مَوَاقِيتِهَا ( فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ أَدْرَكْتُهُمْ كَيْفَ أَفْعَلُ قَالَ ( تَسْأَلُنِي يَا ابْنَ أُمِّ عَبْدٍ كَيْفَ تَفْعَلُ لاَ طَاعَةَ لِمَنْ عَصَى اللَّهَ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.