117. Bab—Mescidde Uyumak
1450. Bize Sa'id İbnu'l-Muğire rivâyet edip (dedi ki), bize Mu'temir, Davûd b. Ebî Hind'den, (O) Ebû Harb b. Ebi'l-Esved ed-Düelî'den, (O) amcasından, (O da) Ebû Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) ben mescidde uyuyorken Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma geldi ve bana ayağıyla vurup; "Seni burada uyurken mi görüyorum?" buyurdu. Ben de; "Ya Nebiyyallah! Bana gözlerim galip gelmiş, (uyuya kalmışım!)" dedim .
1451. Bize Mûsa b. Halid, Ebû İshak el-Fezârî'den, (O) Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi; (Bir zamanlar) Mescid'de geceliyordum. (O zaman) evli değildim. Derken rüyada gördüm ki, sanki ben, içinde asılı adamlar bulunan bir kuyuya götürülmüşüm de (orada benim için); "onu sağ tarafa götürün!" denilmiş. Sonra ben bu rüyayı Hazret-i Hafsa'ya zikrettim ve "onu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) anlat!" dedim. O da O'na anlatmış. O; "bunu kim görmüş?" buyurmuş. O da; "İbn Ömer (görmüş.)" demiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Ne güzel delikanlı -veya "ne güzel adam!" buyurmuş.-. Keşke gecenin bir kısmında (kalkıp) namaz kılmayı âdet edinse!." (İbn Ömer) dedi ki, ben (o zamanlar) uyuduğumda, sabah oluncaya kadar kalkmazdım. (Nâfı') dedi ki, ondan sonra İbn Ömer gece (kalkıp) namaz kılmayı âdet edindi.
١١٧- باب النَّوْمِ فِى الْمَسْجِدِ
١٤٥٠ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنْ أَبِى حَرْبِ بْنِ أَبِى الأَسْوَدِ الدِّيلِىِّ عَنْ عَمِّهِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ : أَتَانِى نَبِىُّ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- وَأَنَا نَائِمٌ فِى الْمَسْجِدِ فَضَرَبَنِى بِرِجْلِهِ قَالَ :( أَلاَ أَرَاكَ نَائِماً فِيهِ ). قُلْتُ : يَا نَبِىَّ اللَّهِ غَلَبَتْنِى عَيْنِى.
١٤٥١ - أَخْبَرَنَا مُوسَى بْنُ خَالِدٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الْفَزَارِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : كُنْتُ أَبِيتُ فِى الْمَسْجِدِ وَلَمْ يَكُنْ لِى أَهْلٌ ، فَرَأَيْتُ فِى الْمَنَامِ كَأَنَّمَا انْطُلِقَ بِى إِلَى بِئْرٍ فِيهَا رِجَالٌ مُعَلَّقُونَ فَقِيلَ انْطَلِقُوا بِهِ إِلَى ذَاتِ الْيَمِينِ فَذَكَرْتُ الرُّؤْيَا لِحَفْصَةَ فَقُلْتُ : قُصِّيهَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَصَّتْهَا عَلَيْهِ فَقَالَ :( مَنْ رَأَى هَذِهِ؟ ). قَالَتِ : ابْنُ عُمَرَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( نِعْمَ الْفَتَى أَوْ قَالَ نِعْمَ الرَّجُلُ لَوْ كَانَ يُصَلِّى مِنَ اللَّيْلِ ). قَالَ : وَكُنْتُ إِذَا نِمْتُ لَمْ أَقُمْ حَتَّى أُصْبِحَ. قَالَ : فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ يُصَلِّى اللَّيْلَ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.