Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Mescide Tükürmenin Mekrûhluğu

Mescide Tükürmenin Mekrûhluğu || NAMAZ KİTABI || SÜNEN-İ DARİMİ || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 116. Bab—Mescide Tükürmenin Mekrûhluğu

1446. Bize Hâşim İbnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, Katâde'ye; "Enes'i, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen), "Mescide tükürmek günâhtır" derken işittin mi?" dedim de O, şu karşılığı verdi: "Evet, (işittim. Tükürme'nin) keffâreti ise (tükrüğü, toprağa) gömmektir."

1447. Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Humeyd, Enes'ten (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, kul, namaz kıldığı zaman ancak Rabb'ine niyazda bulunur -veya "Rabb'i, onunla kıble arasındadır"-. Bundan dolayı biriniz tükürdüğü zaman sol tarafına veya ayağının altına tükürsün, yahut şöyle yapsın." -(Hazret-i Peygamber bunu buyururken) elbisesine tükürmüş ve O'nun bir tarafını (diğer) tarafla ovmuştu.

1448. Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir ara Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir konuşma yapıyordu. Derken mescidin kıblesinde sümük (veya tükürük) görüverdi. Bunun üzerine mesciddekilere öfkelendi ve şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Allah'ın (kıblesi), biriniz namazında olduğunda onun (yüzünün) tarafındadır. Binaenaleyh (kıbleye) sakın tükürmesin -veya sakın sümkürmesin!-" buyurdu. (Hazret-i Peygamber) sonra emretti de o (sümük veya tükrüğün) yeri kazıldı -veya "emretti de (sümük ve tükürük kazınıp yeri) bulaştırıldı-. Hammâd dedi ki, (İbn Ömer'in ancak; "(yeri) za'ferânla (bulaştırıldı, yani yerine za'ferân sürüldü.)" dediğini biliyorum.

1449. Bize Süleyman b. Davûd rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Sa'd, ez-Zührî'den, (O da) Humeyd b. Abdirrahman'dan (naklen) rivâyet etti ki, Ebû Sa'id ile Ebû Hureyre O'na haber vermişler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) mescidin duvarında tükürük görmüş. Bunun üzerine bir çakıl alarak onu kazıyıp yok etmiş, sonra da şöyle buyurmuş: "Biriniz tükürdüğünde (veya sümkürdüğünde) ne yüzünü (döndüğü) tarafa, ne de sağ tarafına sakın tükürmesin (veya "sümkürmesin"), sol tarafına veya ayağının altına tükürsün."

١١٦- باب كَرَاهِيَةِ الْبُزَاقِ فِى الْمَسْجِدِ

١٤٤٦ - أَخْبَرَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ قُلْتُ لِقَتَادَةَ أَسَمِعْتَ أَنَساً يَقُولُ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( الْبُزَاقُ فِى الْمَسْجِدِ خَطِيئَةٌ ). قَالَ : نَعَمْ :( وَكَفَّارَتُهَا دَفْنُهَا ).

١٤٤٧ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا صَلَّى فَإِنَّمَا يُنَاجِى رَبَّهُ ، أَوْ رَبُّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْقِبْلَةِ ، فَإِذَا بَزَقَ أَحَدُكُمْ فَلْيَبْزُقْ عَنْ يَسَارِهِ أَوْ تَحْتَ قَدَمِهِ أَوْ يَقُولُ هَكَذَا ). وَبَزَقَ فِى ثَوْبِهِ وَدَلَكَ بَعْضَهُ بِبَعْضٍ.

١٤٤٨ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : بَيْنَا النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَخْطُبُ إِذْ رَأَى نُخَامَةً فِى قِبْلَةِ الْمَسْجِدِ ، فَتَغَيَّظَ عَلَى أَهْلِ الْمَسْجِدِ وَقَالَ :( إِنَّ اللَّهَ قِبَلَ أَحَدِكُمْ إِذَا كَانَ فِى صَلاَتِهِ ، فَلاَ يَبْزُقَنَّ أَوْ قَالَ لاَ يَتَنَخَّمَنَّ ). ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فَحُكَّ مَكَانُهَا وَأَمَرَ بِهَا فَلُطِخَتْ. قَالَ حَمَّادٌ : وَلاَ أَعْلَمُهُ إِلاَّ قَالَ بِزَعْفَرَانٍ.

١٤٤٩ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا سَعِيدٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ أَخْبَرَاهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- رَأَى نُخَامَةً فِى جِدَارِ الْمَسْجِدِ ، فَتَنَاوَلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- حَصَاةً وَحَتَّهَا ثُمَّ قَالَ :( إِذَا تَنَخَّمَ أَحَدُكُمْ فَلاَ يَتَنَخَّمَنَّ قِبَلَ وَجْهِهِ وَلاَ عَنْ يَمِينِهِ ، وَلْيَبْصُقْ عَنْ يَسَارِهِ أَوْ تَحْتَ قَدَمِهِ ).


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget