Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

كتاب الحج

233- باب وجوب الحج وفضله
HAC BÖLÜMÜ 
(233)Chapter: The Obligation of Hajj (Pilgrimage) and its Excellence
HAC İLE İLGİLİ ÂYET VE HADİSLER
Âyet
فِيهِ آيَاتٌ بَيِّـنَاتٌ مَّقَامُ إِبْرَاهِيمَ وَمَن دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا وَلِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ الله غَنِيٌّ عَنِ الْعَالَمِينَ  [97]
"Yoluna güç yetirenlerin Kâbe'yi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnîdir."
Âl-i İmrân sûresi (3), 97
Hadisler
 وَعَنِ ابن عُمرَ ، رضي اللَّه عَنْهُمَا ، أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، قَال : بُنِيَ الإسْلامُ عَلَى خَمْسٍ : شَهادَةِ أَنْ لا إله إلا اللَّه وأَنَّ مُحَمَّداً رسولُ اللَّهِ ، وإقَامِ الصَّلاةِ وإِيتَاءِ الزَّكَاةِ، وحَجِّ البيْتِ ، وصَوْمِ رَمَضَانَ » متفقٌ عليهِ .
1274. İbni Ömer raıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak."
Buhârî, Îmân 1, 2; Tefsîru sûre (2), 30; Müslim, Îmân 19-22. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, îmân 13

Ibn 'Umar (May Allah be pleased with them) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) said, "(The superstructure of) Islam is based on five (pillars), testifying the fact that La ilaha illallah wa anna Muhammad-ar-Rasul-ullah [there is no true god except Allah, and Muhammad ((ﷺ)) is the Messenger of Allah], establishing As- Salat (the prayers), paying Zakat (poor due), the pilgrimage to the House [of Allah (Ka'bah)], and the Saum (fasting) during the month of Ramadan."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وعنْ أبي هُرَيْرةَ ، رضي اللَّه عنهُ ، قالَ : خَطَبَنَا رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَقَالَ : «يَا أَيُّهَا النَّاسُ إنَّ اللَّه قَدْ فَرضَ عَلَيْكُمُ الحَجَّ فحُجُّوا » فقَالَ رجُلٌ : أَكُلَّ عَامٍ يا رسولَ اللَّهِ ؟ فَسَكتَ ، حَتَّى قَالَها ثَلاثاً . فَقَال رَسُولُ اللِّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « لَوْ قُلْتُ نَعَمْ لَوجَبت وَلمَا اسـْتَطَعْتُمْ » ثُمَّ قال : « ذَرُوني ما تركْتُكُمْ ، فَإنَّمَا هَلَكَ منْ كانَ قَبْلَكُمْ بكَثْرَةِ سُؤَالهِمْ ، وَاخْتِلافِهِم عَلى أَنْبِيائِهمْ ، فإذا أَمَرْتُكُمْ بِشَيءٍ فَأْتوا مِنْهُ مَا استطَعْتُم ، وَإذا نَهَيتُكُم عَن شَيءٍ فَدعُوهُ » . رواهُ مسلمٌ .
1275. Ebû Hüreyre  radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve:
- "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri:
- Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu.
Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip sustu. Sonra  şöyle buyurdu:
- "Eğer "evet" deseydim, her sene haccetmeniz farz olurdu, siz de onu yerine getiremezdiniz!“  Sonra sözlerine devamla:
- "Ben sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler peygamberlerine çok sual sormaları ve aldıkları cevaplar konusunda ihtilâf etmeleri sebebiyle helâk oldular. Bundan dolayı size, bir şey emrettiğim zaman onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının!" buyurdu.
Müslim, Hac 412; Nesâî, Menâsik 1. Ayrıca bk. Buhârî, İ'tisâm 2
Abu Hurairah (May Allah be pleased with him) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) delivered a Khutbah and said, "O people! Hajj (pilgrimage to the House of Allah) has been made incumbent upon you, so perform Hajj." A man inquired: "O Messenger of Allah, is it prescribed every year?" He (ﷺ) remained silent till the man repeated it thrice. Then he (ﷺ) said, "Had I replied in the affirmative, it would have surely become obligatory, and you would not have been able to fulfill it." Afterwards he said, "Do not ask me so long as I do not impose anything upon you, because those who were before you were destroyed on account of their frequent questioning and their disagreement with their Prophets. So when I order you to do something, do it as far as you can; and when I forbid you from doing anything, eschew it."

[Muslim].
[next]
 وَعنْهُ قال : سُئِلَ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أَيُّ العَمَلِ أَفضَلُ ؟ قال : « إيمانٌ بِاللَّهِ ورَسُولِهِ» قيل : ثُمَّ ماذَا ؟ قال : « الجِهَادُ في سَبِيلِ اللَّهِ » قيل : ثمَّ ماذَا ؟ قَال : « حَجٌ مَبرُورٌ » متفقٌ عليهِ .
 المَبرُورُ هُوَ الَّذِي لا يَرْتَكِبُ صَاحِبُهُ فِيهِ معْصِية .
1276. Yine Ebû Hüreyre  radıyallahu anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e:
-  En üstün amel hangisidir? diye soruldu.
- "Allah ve Resulün’e iman etmektir" buyurdu.
- Sonra hangisidir? denildi.
- "Allah yolunda cihad etmektir" buyurdu.
-  Sonra hangisidir? denildi.
- "Makbul olan hacdır" buyurdu.
Buhârî, Îmân 18, Hac 4, 34, 102, Umre 1, Sayd 26, Cihâd 1, Tevhîd 47; Müslim, İman 135, Hac 204, 437. Ayrıca bk. Tirmizî, Fedâilü'l-cihâd 22, Hac 88; Nesâî, Hac 4, 5, 6, Cihâd 17; İbni Mâce, Menâsik 3
Abu Hurairah (May Allah be pleased with him) reported:
The Prophet (ﷺ) was asked: "Which deed is the best?" He (ﷺ) replied, "Faith in Allah and His Messenger." Then he was asked: "What is next?" He replied, "Jihad (holy fighting) in the Cause of Allah." Then he was asked, "What is after that?" He (ﷺ) replied, "Hajj Mabrur (an accepted pilgrimage)."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وَعَنْهُ قالَ : سَمِعْتُ رسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقولُ : « منْ حجَّ فَلَم يرْفُثْ ، وَلَم يفْسُقْ ، رجَع كَيَومِ ولَدتْهُ أُمُّهُ » . متفقٌ عليه .
1277. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh dedi ki, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:
"Kötü söz söylemeden ve  büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner."
Buhârî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 2; Nesâî, Hac 4; İbni Mâce, Menâsik 3
Abu Hurairah (May Allah be pleased with him) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) said, "Whoever performs Hajj (pilgrimage) and does not have sexual relations (with his wife), nor commits sin, nor disputes unjustly (during Hajj), then he returns from Hajj as pure and free from sins as on the day on which his mother gave birth to him."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وعَنْهُ أَنَّ رسولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، قالَ : « العُمْرَة إلى العُمْرِة كَفَّارةٌ لما بيْنهُما ، والحجُّ المَبرُورُ لَيس لهُ جزَاءٌ إلاَّ الجَنَّةَ » . متفقٌ عليهِ .
1278. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Umre ibadeti, daha sonraki bir umreye kadar işlenecek günahlara kefârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise, ancak cennettir."
Buhârî, Umre 1; Müslim, Hac 437. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 88; Nesâî, Menâsik 3, 5, 77; İbni Mâce, Menâsik 3
Abu Hurairah (May Allah be pleased with him) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) said, "(The performance of) 'Umrah is an expiation for the sins committed between it and the previous 'Umrah; and the reward of Hajj Mabrur (i.e., one accepted) is nothing but Jannah."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وَعَنْ عَائِشَةَ ، رضي الله عَنْهَا ، قَالَتْ : قُلْتُ يا رَسُولَ اللَّه ، نَرى الجِهَادَ أَفضَلَ العملِ ، أفَلا نُجاهِدُ ؟ فَقَالَ : « لكِنْ أَفضَلُ الجِهَادِ : حَجٌّ مبرُورٌ » رواهُ البخاريُّ .
1279. Âişe  radıyallahu anhâ  şöyle dedi:
- Ey Allah'ın Resulü! En üstün amel olarak cihadı görüyoruz. Biz hanımlar cihad etmeyelim mi? dedim. Peygamber aleyhisselâm:
- "Fakat (sizin için) cihadın en üstünü, hacc-ı mebrûrdur" buyurdu.
Buhârî, Hac 4, Sayd 26, Cihâd 1
'Aishah (May Allah be pleased with her) reported:
I said: "O Messenger of Allah! We consider Jihad as the best deed, should we not then go for Jihad?" The Messenger of Allah (ﷺ) said, "The best Jihad for you women is Hajj Mabrur (i.e., one accepted by Allah)."

[Al-Bukhari].
[next]
 وَعَنْهَا أنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، قَالَ : « ما مِنْ يَوْمٍ أَكثَرَ مِنْ أنْ يعْتِقَ اللَّه فِيهِ عبْداً مِنَ النَّارِ مِنْ يَوْمِ عَرَفَةَ » . رواهُ مسلمٌ .
1280. Yine Âişe radıyallahu anha'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah'ın, cehennemden en çok kul âzat ettiği gün, arefe günüdür."
Müslim, Hac 436. Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 194; İbni Mâce, Menâsik 56
'Aishah (May Allah be pleased with her) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) said, "There is no day on which Allah sets free more slaves from Hell than He does on the Day of 'Arafah."

[Muslim].
[next]
 وعنِ ابنِ عباسٍ ، رضي اللَّه عنهُما ، أنَّ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « عُمرَةٌ في رمَضَانَ تَعدِلُ عَمْرَةً أَوْ حَجَّةً مَعِي » متفقٌ عليهِ .
1281. Abdullah İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut  da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar."
Buhârî, Umre 4; Müslim, Hac 221. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 55; Ebû Dâvûd, Menâsik 89; Nesâî, Sıyâm 6; İbni Mâce, Menâsik 45
Ibn 'Abbas (May Allah be pleased with them) reported:
The Prophet (ﷺ) said, "(The performance of) 'Umrah during Ramadan is equal to Hajj (pilgrimage)." Or said, "Equal to the performance of Hajj with me."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وَعَنْهُ أنَّ امرَأَةً قالَتْ : يا رَسُولَ اللَّهِ ، إنَّ فَريضَةَ اللَّهِ على عِبَادِهِ في الحجِّ ، أَدْرَكتْ أبي شَيخاً كَبِيراً ، لا يَثبُتُ عَلى الرَّاحِلَةِ أَفَأْحُجُّ عَنهُ ؟ قال : « نعم » . متفقٌ عليهِ.
1282. Yine İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre bir kadın:
- Ey Allah'ın Resulü! Hac farîzası hakkındaki Allah'ın emri, babamın hayvan üzerinde duramayacak kadar yaşlı olduğu bir döneme denk geldi. Onun yerine ben haccedebilir miyim? dedi. Hz. Peygamber:
- "Evet, haccedebilirsin" buyurdu.
Buhârî, Hac 1, Cihâd 154, 162, 192, Edeb 68; Müslim, Hac 407, Fedâilü's-sahâbe 135, 137. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 25; Nesâî, Hac, 22, 23, Kudât 9, 10
Ibn 'Abbas (May Allah be pleased with them) reported:
A woman came to the Messenger of Allah (ﷺ) and said, "Allah's obligation upon His slaves has become obligatory on my father in his old age. My father is very old and incapable of riding. May I perform Hajj on his behalf?" He (ﷺ) said, "Yes."

[Al-Bukhari and Muslim].
[next]
 وعن لقًيطِ بنِ عامرٍ ، رضي اللَّه عنهُ ، أَنَّهُ أَتى النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فَقَال : إنَّ أبي شَيخٌ كَبيرٌ لا يستَطِيعٌ الحجَّ ، وَلا العُمرَةَ ، وَلا الظَعَنَ ، قال : « حُجَّ عَنْ أَبِيكَ واعْتمِرْ».
رواهُ أَبو داودَ ، والترمذيُّ وقال : حديثٌ حسنٌ صحيح .
1283. Lakît İbni Âmir  radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre  kendisi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip:
- Babam çok yaşlıdır. Ne hac, ne  umre yapabilir, ne de sefere çıkabilir. (Ne emir buyurursunuz?) dedi. Hz. Peygamber de:
- "O halde babanın yerine sen haccet ve umre yap!"  buyurdu.
Ebû Dâvûd, Menâsik 25; Tirmizî, Hac 87. Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 2, 10; İbni Mâce, Menâsik 10
Lakît İbni Âmir
 Lakît İbni Âmir ile 1246 numaralı hadisin râvisi Lakît İbni Sabire'nin aynı kişi olma ihtimali oldukça kuvvetlidir. Bilgi için oraya bakılmalıdır.
Allah ondan razı olsun.
Laqit bin 'Amir (May Allah be pleased with him) reported:
I came to the Prophet (ﷺ) and said: "My father is a very old man and does not have strength to perform Hajj (pilgrimage) or 'Umrah or to undertake the journey." The Prophet (ﷺ) said, "Perform Hajj and 'Umrah on behalf of your father."

[Abu Dawud and At- Tirmidhi].
[next]
 وعَنِ السائبِ بنِ يزيدَ ، رضي اللَّه عنهُ ، قال : حُجَّ بي مَعَ رسولِ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، في حَجةِ الوَداعِ ، وأَنَا ابنُ سَبعِ سِنِينَ . رواه البخاريُّ .
1284. Sâib İbni Yezîd radıyallahu anh şöyle dedi: Ben yedi yaşımda iken, Vedâ haccında Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in maiyyetinde bana da haccettirdiler.
Buhârî, Sayd 25
As-Sai'b bin Yazid (May Allah be pleased with him) reported:
I was seven years old when I was taken to perform Hajj (pilgrimage). This was during the time the Messenger of Allah (ﷺ) performed the Hajjat-ul-Wada' (Farewell Pilgrimage).

[Al- Bukhari].
[next]
 وَعنِ ابنِ عبَّاسٍ ، رضي اللَّه عَنْهُمَا ، أَنَّ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، لَقِيَ رَكْباً بِالرَّوْحَاءِ ، فَقَالَ : « منِ القَوْمُ ؟ » قَالُوا : المسلِمُونَ . قَالُوا : منْ أَنتَ ؟ قَالَ : « رسولُ اللَّهِ » فَرَفَعَتِ امْرَأَةٌ صَبِياً فَقَالتْ ألهَذا حجٌّ ؟ قَالَ : « نَعَمْ ولكِ أَجرٌ » رواهُ مُسلمٌ .
1285. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ravhâ denilen yerde bir grupla karşılaştı:
- "Siz kimlersiniz?" diye sordu. Onlar:
- Biz müslümanlarız, peki sen kimsin? dediler. Hz. Peygamber:
- "Ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu.  Bunun üzerine içlerinden bir kadın, (kucağındaki) küçük bir çoçuğu Peygamber'e doğru havaya kaldırarak:
- Bunun için de hac var mı? diye sordu. Resûl-i Ekrem:
- "Evet, ona hac, sana da sevap vardır" buyurdu.
Müslim, Hac 409, 410, 411. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 8; Tirmizî, Hac 83; Nesâî, Hac 10; İbni Mâce, Menâsik 11
Ibn 'Abbas (May Allah be pleased with them) reported:
The Prophet (ﷺ) came across a caravan at Ar-Rauha' and asked who the people in the caravan were. They replied that they were Muslims. They asked: "Who are you?" He (ﷺ) said, "I am the Messenger of Allah." Then a woman lifted up a boy to him and asked: "Would this child be credited with having performed the Hajj (pilgrimage)?" Whereupon he (ﷺ) said, "Yes, and you will have a reward."

[Muslim].
[next]
 وَعَنْ أ نسٍ ، رضي اللَّه عنهُ ، أنَّ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم حَجَّ على رَحْلٍ ، وَكَانتْ زامِلتَهُ . رواه البخاريُّ .
1286. Enes radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, erzak ve eşyâsı da aynı deve üzerinde olduğu halde deve ile hacca gitmiştir.
Buhârî, Hac 3. Ayrıca bk. İbni Mâce, Menâsik 4
Anas (May Allah be pleased with him) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) performed the pilgrimage on an unsaddled camel which also carried his provisions (i.e., his Zamilah).

[Al- Bukhari].
[next]
 وَعَنِ ابنِ عبَّاسٍ ، رضي اللَّه عَنْهُمَا ، قَالَ : كَانَت عُكاظُ وَمِجَنَّةُ ، وَذو المجَازِ أَسْواقاً في الجَاهِلِيَّةِ ، فَتَأَثَّمُوا أن يَتَّجرُوا في الموَاسِمِ ، فَنَزَلتْ : { لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أن تَبْتَغُوا فَضلاً مِن رَبِّكُم } [البقرة : 198 ]في مَوَاسِم الحَجِّ . رواهُ البخاريُّ.
1287. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ukâz, Mecinne (Micenne) ve Zülmecâz İslâm öncesi dönemde meşhur panayır yerleri idi. Bu sebeple İslâm döneminde (bazı müslümanlar) bu pazarlarda alış - veriş yapmayı günah sandılar. Bunun üzerine hac mevsiminde "Alış - veriş yaparak Rabbinizin fazl ve kereminden istifade etmenizde sizin için bir günah yoktur" âyeti indi.
Buhârî, Hac 150, Büyû 1, Tefsîru sûre (2), 24
Ibn 'Abbas (May Allah be pleased with them) reported:
Ukaz, Mijannah and Dhul-Majaz were markets during the pre-Islamic period. The Companions disliked trading there till the following Ayat of the Noble Qur'an were revealed: "There is no sin on you if you seek the Bounty of your Rubb (during pilgrimage by trading)..." (2:198)

[Al- Bukhari].

كتاب الاعتكاف

232- باب فضل الاعتكاف
İTİKÂF BÖLÜMÜ 
(232)Chapter: I'tikaf (Seclusion in the Mosque) in the Month of Ramadan
Hadisler
 عنِ ابنِ عُمَرَ رَضِي اللَّه عَنْهُما ، قالَ : كانَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَعتَكِفُ العَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ . متفقٌ عليه .
1271. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ramazanın son on gününde i'tikâfa çekilirdi.
Buhârî, İ'tikâf 1, 6; Müslim, İ'tikâf 1-4. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 77, 78; Tirmizî, Savm 71; İbni Mâce, Sıyâm 58
Ibn `Umar (May Allah be pleased with them) reported:
The Messenger of Allah (ﷺ) used to observe I`tikaf in the last ten days of Ramadan.



[Al-Bukhari and Muslim].

[next]
 وعنْ عائشةَ رَضِيَ اللَّه عنْها ، أَنَّ النَّبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم كانَ يَعْتَكِفُ العَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضانَ ، حَتَّى تَوَفَّاهُ اللَّه تعالى ، ثُمَّ اعْتَكَفَ أَزواجُهُ مِنْ بعْدِهِ . متفقٌ عليه .
1272. Âişe  radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, vefat edinceye kadar ramazanın son on gününde itikâfa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler.
Buhârî, İ'tikâf 1; Müslim, İ'tikâf 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 77
'Aishah (May Allah be pleased with her) reported:
The Prophet (ﷺ) used to engage himself in I'tikaf (seclusion for prayers) in the mosque during the last ten nights of Ramadan till he passed away; thereafter, his wives followed this practice after him.

[Al- Bukhari and Muslim].
[next]
 وعَنْ أبي هُريرةَ ، رضي اللَّه عنهُ ، قالَ : كانَ النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَعْتَكِفُ في كُلِّ رَمَضَانَ عَشَرةَ أيَّامٍ ، فَلَمًا كَانَ العَامُ الَّذِي قُبًضَ فِيهِ اعْتَكَفَ عِشرِينَ يَوْماً . رواه البخاريُّ.
1273. Ebû Hüreyre radıyallahu anh dedi ki, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem her ramazan on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği senenin ramazanında yirmi gün itikâfa girdi.
Buhârî, İ'tikâf 17. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 78; İbni Mâce, Sıyâm 58
Abu Hurairah (May Allah be pleased with him) reported:
The Prophet (ﷺ) used to observe I'tikaf every year (during Ramadan) for ten days; in the year in which he passed away, he observed I'tikaf for twenty days.

[Al-Bukhari].

231- باب فضل مَنْ فَطَّر صَائماً
وفضل الصائم الذي يؤكل عنده ، ودعاء الأكل للمأكول عنده
ORUÇLUYU İFTAR ETTİRMEK 
(231)Chapter: The Merit of Providing something to the Person Observing Saum (Fasting) for breaking the Fast
BİR ORUÇLUYU İFTAR ETTİRMENİN VE KENDİSİ ORUÇLUYKEN
YANINDA YEMEK YENEN KİMSENİN FAZİLETİ, YİYENİN YEDİRENE DUA ETMESİNİN SEVABI
Hadisler
 عنْ زَيدِ بنِ خالدٍ الجُهَنيِّ رَضيَ اللَّه عَنْهُ عَن النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : « مَنْ فَطَّرَ صَائماً، كانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لا يَنْقُصُ مِنْ أجْر الصَّائمِ شيءٍ » .
 رواه الترمذي وقالَ : حديثٌ حسنٌ صحيحٌ .
1268. Zeyd İbni Hâlid el-Cühenî  radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun  sevabından da hiçbir şey eksilmez."
Tirmizî, Savm 82. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 44; İbni Mâce, Sıyâm 45
Zaid bin Khalid Al-Juhani (May Allah be pleased with him) reported:
The Prophet (ﷺ) said, "He who provides a fasting person something with which to break his fast, will earn the same reward as the one who was observing the fast, without diminishing in any way the reward of the latter."

[At-Tirmidhi].
[next]
 وعَنْ أُمِّ عمَارَةَ الأَنْصارِيَّةِ رَضِيَ اللَّه عَنْها ، أَنَّ النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم دخَلَ عَلَيْها ، فقدَّمَتْ إِلَيْهِ طَعَاماً ، فَقالَ : « كُلِي » فَقالَت : إِنِّي صائمةٌ ، فقالَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إِنَّ الصَّائمَ تُصلِّي عَلَيْهِ المَلائِكَةُ إِذا أُكِلَ عِنْدَهُ حتَّى يَفْرَغُوا » وَرُبَّما قال : « حَتَّى يَشْبَعُوا » رواهُ الترمذيُّ وقال : حديثٌ حسنٌ .
1269. Ümmü Umâre el-Ensâriyye  radıyallahu anhâ'dan nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem   bir gün Ümmü Umâre'nin evini teşrif etti. O da  hemen Resûl-i Ekrem'e yemek ikram etti. Hz. Peygamber:
- "Buyur, sen de ye!" teklifinde bulundu. Ümmü Umâre:
- Ben oruçluyum, dedi.  Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Oruçlu bir kimsenin yanında yemek yiyenler yemeği bitirinceye  kadar melekler o oruçluya dua ederler."
Hz. Peygamber bazan da "Yemek yiyenler doyuncaya kadar..." derdi.
Tirmizî, Savm 66. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 46
Umm 'Umarah Al-Ansariyah (May Allah be pleased with her) reported:
Once the Prophet (ﷺ) visited us and I served him some food. He (ﷺ) asked me to eat. I replied that I was observing (optional) fast. He (ﷺ) said, "When people eat by a person observing fast, the angels keep asking Allah's forgiveness for that person until they have had their fill."

[At-Tirmidhi].
[next]
 وعَنْ أَنسٍ رَضيَ اللَّه عنهُ ، أَنَّ النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم جَاءَ إِلى سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ رَضي اللَّه عنهُ ، فَجَاءَ بِخُبْزٍ وَزَيْتٍ ، فَأَكَلَ ، ثُمَّ قالَ النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « أَفْطَرَ عِندكُمْ الصَّائمونَ ، وأَكَلَ طَعَامَكُمْ الأَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ المَلائِكَةُ » .   رواهُ أبو داود بإِسنادٍ صحيحٍ .
1270. Enes radıyallahu anh'den nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün Sa'd İbni Ubâde'nin yanına geldi. Sa'd derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Resûlullah'a ikram etti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:
"Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi  iyiler yesin, melekler de duacınız olsun."
Ebû Dâvûd, Et'ime 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 45
Anas (May Allah be pleased with him) reported:
The Prophet (ﷺ) came to visit Sa'd bin 'Ubadah (May Allah be pleased with him) who presented bread and olive oil to him. The Prophet (ﷺ) ate it and said, "The observers of fast have broken their fast with you (this is the literal translation, but the meaning is: 'May Allah reward you for providing a fasting people with food to break their fast'); the pious people have eat your food and the angels invoked blessings on you."

[Abu Dawud].

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget