Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

  • Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi (2.Sayfada 5 Hadis)
  • Ayakta İçmenin Hükmü (3.Sayfada 6 Hadis)
  • Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler (4.Sayfada 6 Hadis)
  • Haram Ve Helal Olan Kaplar (5.Sayfada 3 Hadis)
  • Haram Ve Helal Olan Şıralar (6.Sayfada 14 Hadis)
  • Her Sarhoş Edici Haramdır (7.Sayfada 6 Hadis)
  • Kapların Ağızlarının Örtülmesi (8.Sayfada 2 Hadis)
  • Kapların Ağzından İçmek (9.Sayfada 3 Hadis)
  • İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler (10.Sayfada 3 Hadis)
  • İçecekler Hakkında İlave Hadisler (11.Sayfada 3 Hadis)
  • İçenlerin Öncelik Sırası (12.Sayfada 3 Hadis)
  • İçerken Nefes Alıp Vermek (13.Sayfada 4 Hadis)
[next]
Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi (5)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez." HadisNo : 2268 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : İbnu Ömer Hadis : Ömer (ra), Resulullah (sav)`ın minberinde şu açıklamayı yaptı: "Emma ba`d, Ey insanlar! Hamr`ın haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki hamr (günümüzde ve çevremizde) beş şeyden yapılmaktadır: Üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan, arpadan. Hamr, aklı örten (her) şeydir." HadisNo : 2269 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : Cabir Hadis : Allah, sarhoş ediciyi içen kimseye tinetul-habal içirmeye ahdetmiştir. "Tinetu`l-Habal nedir?" diye sorulunca: "Cehennemliklerin (vücudlarından, çıkan) terleridir!" diye cevap verdi. HadisNo : 2270 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) hamrla ilgili olarak on kişiye lanet etti: "(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sakilik yapana, (imalathaneden veya depodan, toptancıdan perakendeciye veya müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene." HadisNo : 2271 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Ravi : Ebu Musa Hadis : Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah`ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir. HadisNo : 2272 [next]
Ayakta İçmenin Hükmü (6)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : İbnu Abbas Hadis : Resulullah (sav)`a, zemzemden sundum, ayakta olduğu halde içti. (Bir rivayette: "Resulullah Beytullah`ın yanında iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmiştir. Bir diğer rivayette şu ziyade gelmiştir: "İkrime o gün (Resulullah`ın) deve üzerinde olduğu hususunda yemin etti.") HadisNo : 2241 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : Hadis : Tirmizi ve Nesai`nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) zemzemi ayakta içti." HadisNo : 2242 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : İbnu Ömer Hadis : Biz, Resulullah (sav) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik. HadisNo : 2243 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı. HadisNo : 2244 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu. "Bu daha şiddetle yasaktır!" dedi veya şöyle dedi. "Bu daha şerli, daha kötü!" HadisNo : 2245 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Ayakta İçmenin Hükmü Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun." HadisNo : 2246 [next]
Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler (6)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : İbnu Abbas Hadis : Hamr aynı ile haram edilmiştir, (bu sebeple) azı da haramdır, çoğu da; keza her içkiden hasıl olan sarhoşluk da (haramdır). HadisNo : 2273 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : en-Numan İbnu Beşir Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Üzümden hamr yapılır, hurmadan hamr yapılır, baldan hamr yapılır, buğdaydan hamr yapılır, arpadan hamr yapılır. Ben sizi bütün sarhoş edicilerden yasaklıyorum." HadisNo : 2274 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hamr şu iki ağaçtandır: Hurma ve asma." HadisNo : 2275 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : İbnu Ömer Hadis : Hamr haram edildiği zaman Medine`de mevcut beş çeşit içki arasında üzümden yapılan şarap yoktu. HadisNo : 2276 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, hamrı mevzubahis etmektedir. Muhtemelen onun hakkında bir emir indirecektir. Şu halde, kimin yanında hamr varsa, onu satsın ve ondan istifade etsin." Aradan çok geçmedi. Resulullah (sav) şunu söyledi: "Allah Teala Hazretleri hamrı haram kılmıştır. Öyle ise, bu ayet kendisine ulaşan herkes, yanında hamr olduğu takdirde, onu ne satın alsın, ne satsın, ne de ondan istifade etsin." Bu emirden sonra halk, hamr olarak evinde ne varsa Medine sokaklarına götürüp döktüler. HadisNo : 2277 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Hamrın Tahrimi Ve Yapıldığı Maddeler Ravi : Hasan İbnu Ali Hadis : Hasan İbnu Ali (ra) babasından naklen anlatıyor: "Bedir savaşı ganimetinden hisseme düşen yaşlı bir devem vardı. Resulullah (sav) da humus`dan (o gün) bana yaşlı bir deve daha verdi. Develerim, Ensar`dan bir zatın hücresinde ıhmış dururken (yanlarına) geldim. Bir de ne göreyim, develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri oyulmuş, ciğerleri de sökülmüştü. Bu manzarayı görünce kendimi tutamayıp, ağladım. "Bunu kim yaptı?" diye sordum. "Hamza yaptı. Şu anda, falanca evde, Ensardan birinin içki meclisindedir. Şarkıcı cariye ona şarkı okumuş, şarkısında şunları söylemişti" dediler: "Ey Hamza! Şişman yaşlı develere dikkat et, onlar avluda bağlıdırlar, bıçağı onların sinesine vur, pirzola veya benzerini çabuk yap!" Bu şarkı üzerinde Hamza (ra) fırlayıp, kılıcı kapıp develerin hörgüçlerini kesmiş, karınlarını yarmış, ciğerlerini sökmüş." Hz. Ali (ra) devamla şunları söyledi: "Ben hemen gidip Resulullah (sav)`ın huzuruna çıktım. Yanında Zeyd İbnu Harise vardı. Beni görünce, başımdan geçenleri yüzümden okudu. "Neyin var?" diye sordu. Ben: "Ey Allah`ın Resulü! Bugünkü gibi (dehşetli bir manzara) görmedim. Hamza iki deveme saldırıp hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış. Hemencecik şurada, bir içki meclisinde!" dedim. Bunun üzerine Resulullah (sav) ridasını istedi, getirdiler, giyip yayan gitti. Biz de arkasına düştük. Hamza`nın bulunduğu eve kadar geldi. İzin istedi, buyur ettiler. Girince bir içki meclisiyle karşılaştı. Resulullah (sav) fiilinden dolayı Hamza`yı ayıplamaya başladı. Hamza sarhoştu, gözleri kızarmıştı. Resulullah (sav)`a baktı, sonra nazar edip aşağıdan dizlerine kadar süzdü, tekrar ayağından başlayıp beline kadar süzdü, sonra tekrar bakışlarıyla süzerek yüzüne kadar geldi ve: "Siz benim babamın kölelerinden başka bir şey misiniz?" dedi. Resulullah (sav) onun sarhoş olduğunu anladı. Hemen izinin üstüne geri döndü, çıkıp gitti. Peşinden biz de çıktık. Bu vak`a hamr`ın haram edilmesinden önce idi." HadisNo : 2278 [next]
Haram Ve Helal Olan Kaplar (3)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Kaplar Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav), çömlekte, kabak ve ziftli kaplarda yapılan nebizi(n içilmesini) yasakladı. HadisNo : 2293 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Kaplar Ravi : Hadis : Müslim`in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "(Resulullah) hantemi yasakladı, bu (topraktan mamul her çeşit) küptür. Dübbayı yasakladı. Bu su kabağıdır. Müzeffeti yasakladı, bu ziftlenmiş kaptır. Nakiri yasakladı, bu kabuğu soyulup, içi oyulmuş hurma ağacıdır. Efendimiz, şırayı tuluklarda kurmamızı emretti." HadisNo : 2294 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Kaplar Ravi : Büreyde Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben size kapları yasaklamış, sadece deri kaplardan (nebiz) içmenizi söylemiştim. Artık her kaptan içebilirsiniz, yeter ki, sarhoş edici içmeyin." HadisNo : 2295 [next]
Haram Ve Helal Olan Şıralar (14)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : İbnu Abbas Hadis : Bir rivayette; "Kim Allah`ın haram kıldığını haram kılmaktan hoşlanırsa nebiz`i haram kılsın." dedi. Diğer bir rivayette, Kays İbnu Vehb ona: "Benim bir küpcüğüm var, içerisine şıra koyuyor, şıra kaynayıp durulunca içiyorum" dedi. (İbnu Abbas) cevaben: "Bu söylediğin şey ne zamandan beri içeceğini teşkil etmekte?" diye sordu. Kays: "Yirmi yıldan beri" deyince, İbnu Abbas: "Öyleyse uzun zamandır, damarların su ihtiyacını pislikten gördü" dedi. HadisNo : 2279 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) oruç tutuyordu. Orucunu açacağı vakti kolladım. Kabaktan mamul bir kap içerisinde yaptığım nebizi getirdim. Nebiz kaynayıp kabarıyordu. Resulullah (sav): "Bunu şu duvara çal. Zira artık bu, Allaha ve ahirete inanmayanların içkisidir" buyurdu. HadisNo : 2280 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : İbnu Ömer Hadis : Bir adam, Resulullah (sav)`a içerisinde nebiz bulunan bir kadeh getirdi. Efendimiz bu sırada (Hacerul-Esved) rüknunun yanında idi. Bardağı ona sundu. Efendimiz, ağzına kadar götürdü. Ancak nebizin (keskinleşip ekşiliğinin) şiddetlendiğini gördü ve bardağı sahibine geri çevirdi. (Cemaatten) bir adam: "Bu haram mıdır ey Allah`ın Resulü?" diye sordu. Hz. Peygamber: "Bana adamı çagırın!" dedi. Ondan bardağı tekrar aldı. Sonra su istedi sudan bardağa döküp, tekrar ağzına götürdü (yine keskin bularak alnını buruşturup) kaşlarını çattı. Tekrar yine su istedi ve nebize döktü. Sonra da: "Bu kaplar, size keskinleşir ve kaynamaya başlayacak olursa, içindekinin sertliğini su ile kırın" buyurdu. [İmam Nesai, hadisi tahric ettikten sonra: "Bu hadis meşhur değildir (fukahaca pek bilinmiyor), biz bununla ihticac (edip amel) etmeyiz" demiştir.] HadisNo : 2281 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Aişe Hadis : Biz Resulullah (sav) için sabahleyin tuluk içerisine nebiz kurardık, efendimiz onu akşamleyin içerdi, akşamdan kurardık sabahleyin içerdi." Hz. Aişe devamla der ki: "Biz su kabını, biri sabah, biri akşam olmak üzere günde iki kere yıkardık." HadisNo : 2282 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : İbnu Abbas Hadis : Resulullah (sav) için kuru üzümden şıra kurulanca, o gün, ertesi gün ve daha sonraki gün yani üçüncü günün akşamına kadar onu içer, sonra, kalanının hizmetçilere içirilmesini veya dökülmesini emrederdi. HadisNo : 2283 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) kuru üzümle hurmanın, taze hurma ile hurmanın karıştırılmasını yasakladı ve dedi ki: "Kuru üzümle hurmayı, koruk hurma ile olgun hurmayı karıştırarak birlikte nebiz kurmayın." HadisNo : 2284 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Ebu Katade Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Çağala hurma ile olgun hurmadan beraber nebiz yapmayın. Olgun hurma ile kuru üzümden de beraber nebiz yapmayın. Herbirinden ayrı ayrı nebiz yapın." HadisNo : 2285 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Enes İbnu Malik Hadis : Resulullah (sav) çağala hurma ile olmuş hurmanın karıştırılıp (nebiz yapılmasını) sonra da bunun içilmesini yasakladı. Şarap haram edildiği zaman (Arapların) içeceklerinin tamamını nerdeyse bu teşkil ediyordu. HadisNo : 2286 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Cabir İbnu Zeyd ve İkrime Hadis : Rivayete göre, her ikisi de olgun hurmadan tek başına (da olsa yapılan nebizi) mekruh addediyorlardı ve bu hükmü İbnu Abbas (ra)`tan alıyorlardı. İbnu Abbas: "Nebizin, Abdülkays`a yasaklanan müzza olmasından korkuyorum" derdi. Ben, Katade`ye: "Müzza nedir?" diye sordum da bana "Hantem (sırlı seramik) ve müzeffet (ziftlenmiş) denen kaplarda kurulmuş nebiz" diye cevap verdi. HadisNo : 2287 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Aişe Hadis : Biz, Resulullah (sav) için kuru üzümden nebiz kurardık, içerisine de hurma atardık. HadisNo : 2288 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Aişe Hadis : Ben bir avuç kuru üzüm, bir avuç da hurma alıyor, bunları bir kaba koyuyor, parmaklarımla ovup sonra da (elde edilen şırayı) Resulullah`a içiriyordum. HadisNo : 2289 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Süveyd İbnu Gafle Hadis : Hz. Ömer`in Ebu Musa (ra)`ya yazdığı mektubu okudum, diyordu ki: "Emma ba`d! Bilesin bana deve katranı gibi siyah, sert bir şarap taşıyan bir kervan Şam`dan geldi. Ben onlara bunun kaynatılarak ne kadarının buharlaştırılacağını sordum. Bana üçte ikisi uçuncaya kadar kaynatacaklarını söylediler, yani pis olan üçte ikisi gidiyor. Şöyle ki üçte biri pis kokulu kısım, üçte biri bozuk kısım (geriye kalan üçte bir temiz kısım kalıyor). Sen yanındakilere, emret, bu kalan üçte biri içsinler." HadisNo : 2290 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : Abdullah İbnu Yezid el-Hutami Hadis : Hz. Ömer (ra) bize şunu yazdı: "Emma ba`d: Şarabınızı ondaki şeytanın hissesi gidinceye kadar kaynatın. Zira onda şeytanın iki, sizin de bir hisseniz vardır." HadisNo : 2291 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Haram Ve Helal Olan Şıralar Ravi : İbnu Abbas Hadis : Bir adam kendisine şıradan sual etti. İbnu Abbas: "Taze oldukça iç" dedi. Adam: "Ben onu kaynatıyorum, ancak yine de içimde bir şüphe var" deyince, İbnu Abbas: "Yani sen onu kaynatmadan önce içiyor muydun?" diye sordu. Adam: "Hayır!" dedi. İbnu Abbas: "Ateş, haram olan hiçbirşeyi helal kılmaz!" dedi. HadisNo : 2292 [next]
Her Sarhoş Edici Haramdır (6)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : Aişe Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sarhoşluk veren her içki haramdır." HadisNo : 2262 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : Aişe Hadis : Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah ()`a bal şerbetinden sunulmuştu: "Sarhoşluk veren her içki haramdır!" diye cevap verdi. HadisNo : 2263 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : Aişe Hadis : Ebu Davud`da gelen diğer bir rivayette (Resulullah`a açıklaması şöyledir): "Her sarhoş edici şey haramdır. Bir farak (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır." Tirmizi`de gelen bir diğer rivayette "tek yudumu haramdır" diye gelmiştir. HadisNo : 2264 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : Ebu Musa Hadis : Resulullah`a "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "Yemen`de yapmakta olduğumuz şu iki şarap hakkında bize fetva ver: Bit`; bu baldandır, şiddetleninceye kadar nebiz yapılır. İkincisi mizr`dir, bu mısırdan ve arpadan yapılır, bu da şiddetleninceye kadar nebiz yapılır." Resulullah (sav): "Ben her sarhoşluk veren şeyi yasaklıyorum" buyurdular. HadisNo : 2265 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : İbnu Ömer Hadis : Bir adam Resulullah (sav)`a içeceklerden sormuştu. Efendimiz: "Kaynayan sarhoş edicilerin hepsinden az da olsa çok da olsa kaçın" cevabını verdi. HadisNo : 2266 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Her Sarhoş Edici Haramdır Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As Hadis : Resulullah (sav) hamr`dan, kumardan, davuldan, mısır şarabından yasakladı ve dedi ki: "Her sarhoş edici haramdır." HadisNo : 2267 [next]
Kapların Ağızlarının Örtülmesi (2)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Kapların Ağızlarının Örtülmesi Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kapların ağızlarını örtün, dağarcık (ve tulukların) ağzını bağlayın." (Müslim`in bir rivayetinde şu ziyade var: "Zira yılda bir gece vardır ki onda veba yağar. Şayet ağzı açık kaba veya bağsız dağarcığa rastlarsa bu vebadan ona mutlaka iner." el-Leys dedi ki: "Bizim yanımızdaki acemler bundan kanun-u evvel ayında sakınırlar.") HadisNo : 2257 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Kapların Ağızlarının Örtülmesi Ravi : Hadis : Buhari ve Müslim`de gelen bir rivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) su istedi. Bir adam: "Ya Resulullah sana nebiz (şıra) sunmayalım mı?" diye sordu. Efendimiz, "Evet, sun!" buyurdu." Ravi der ki: "Adam hızla çıktı ve içinde nebiz (şıra) olan bir hardalda geri döndü. Resulullah (sav): "Ağzını kapamadın mı, hatta üzerine gereceğin bir çöple bile olsa?" dedi ve nebizi içti. Müslim`de Ebu Humeyd`den gelen bir rivayette şöyle buyurulmuştur "Biz, geceleyin dağarcıkları bağlamakla emrolunduk. Kapıların da geceleyin örtülmesiyle emrolunduk." HadisNo : 2258 [next]
Kapların Ağzından İçmek (3)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Kapların Ağzından İçmek Ravi : Kebşetu`l-Ensari Hadis : Resulullah (sav) yanıma girmişti. (Duvarda) asılı olan bir kırbanın ağzından ayakta su içti. Ben hemen kırbaya gidip ağzını kestim." (Rezin şu ziyadeyi ilave etmiştir: "... (Kestiğim bu kısmı) su içerken kullanmak üzere hususi bir maşraba yaptım.") HadisNo : 2247 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Kapların Ağzından İçmek Ravi : İsa İbnu Abdillah Hadis : Ensardan bir zat olan İsa İbnu Abdillah, babasından naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) Uhud günü bir su kabı istedi. (Kap gelince): "Kabın ağzını dışa kıvır!" dedi, ben de kıvırdım. Sonra kabın ağzından su içti." HadisNo : 2248 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : Kapların Ağzından İçmek Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) su kaplarının ağzından içmek için ağızlarnın dışa kıvrılmalarını yasakladı. HadisNo : 2249 [next]
İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler (3)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler Ravi : Aişe Hadis : Resulullah (sav)`a es-Sükya kuyularından tatlı su getirilirdi. Kuteybe der ki: "O (es-Sükya) Medine ile Mekke arasında iki günlük mesafe bulunan bir göze idi." HadisNo : 2259 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) Ensar`dan bir zatın bahçesine girdi. Bu sırada adam, bahçeye su çevirmekte idi. Resullulah (sav): Yanınızda şenne (eskimiş tuluk) içerisinde akşamdan kalma suyunuz varsa (ver de içelim), yoksa, akan sudan "ağzımızla içeriz" buyurdu. Adam: "Evet yanımda soğuk su var!" deyip, kulübeye giderek bir bardağa su koydu, sonra da üzerine bir keçiden süt sağdı. Efendimiz ondan içti. HadisNo : 2260 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler Ravi : Enes Hadis : Ümmü Süleym`in bir bardağı vardı. (Bu bardakla ilgili olarak) derdi ki: "Ben bu bardakla Resulullah`a her çeşit meşrubatı sunmuşum: "Su, bal (şerbeti), süt, şıra." HadisNo : 2261 [next]
İçecekler Hakkında İlave Hadisler (3)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında İlave Hadisler Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) hamr`dan sirke yapmayı yasakladı. HadisNo : 2296 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında İlave Hadisler Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Miraca çıkarıldığım gece bana iki kadeh getirildi, birinde şarap diğerinde de süt vardı. Ben sütü aldım. Melek: "Seni fitrata irşad eden Allah`a hamd olsun. Eğer şarabı alsaydın ümmetin azmıştı" dedi." HadisNo : 2297 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçecekler Hakkında İlave Hadisler Ravi : Aişe Hadis : Resulullah`a "içeceklerin en iyisi hangisi?" diye sorulmuştur. "Soğuk olan tatlı!" diye cevap verdi. HadisNo : 2298 [next]
İçenlerin Öncelik Sırası (3)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçenlerin Öncelik Sırası Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav)`a bir bardak süt getirilmişti. İçerisine su katıldı. Önce kendisi içti. Solunda Ebu Bekir (ra) vardı, sağında da bir bedevi. Sütten artan kısmı bedeviye verdi ve: "(Öncelik hakkı) sağındır, sonra da onun sağı(ndan devam etsin)!" buyurdu." HadisNo : 2254 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçenlerin Öncelik Sırası Ravi : Sehl İbnu Sa`d Hadis : Resulullah (sav)`a bir içecek getirilmişti. Ondan, önce kendisi içti. Sağında bir oğlan, solunda da yaşlılar vardı. Oğlana: "Bardağı şu yaşlılara vermem için bana izin verir misin?" dedi. Oğlan da: "Ey Allah`ın Resulü, Allah`a yemin olsun bana sizden gelecek nasibime başkasını asla tercih edemem!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (sav) bardağı onun eline koyduk. (Rezin şunu ilave etti: "Zikri geçen oğlan el-Fadl İbnu Abbas idi.") HadisNo : 2255 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçenlerin Öncelik Sırası Ravi : İbnu Ebi Evfa ve Ebu Katade Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir cemaate içecek dağıtan, en son içer. (Hadisi Ebu Davud İbnu Ebi Evfa`dan Tirmizi de Ebu Katade `den rivayet etmiştir) HadisNo : 2256 [next]
İçerken Nefes Alıp Vermek (4)
Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçerken Nefes Alıp Vermek Ravi : İbnu Abbas Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Suyu deve gibi bir solukta içmeyin, iki-üç solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken besmele çekin. Bitirince de Allah`a hamdedin." HadisNo : 2250 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçerken Nefes Alıp Vermek Ravi : Enes Hadis : Enes`den Nesai dışındaki imamların rivayetine göre: Resulullah (sav), suyu üç solukta içerdi." (Müslim ve Tirmizi`nin rivayetlerinde şu ziyade var: "Resulullah (üç solukta içer, böyle içmenin) daha doyurucu, (hastalıklara karşı) daha koruyucu ve daha afiyetli olduğunu söylerdi.") HadisNo : 2251 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçerken Nefes Alıp Vermek Ravi : Ebu Katade Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz su içerken su kabına nefes etmesin." HadisNo : 2252 Fasil : İÇECEKLER BÖLÜMÜ Konu : İçerken Nefes Alıp Vermek Ravi : Ebu`l-Müsenna el`Cüheni Hadis : Ebu Said (ra) Mervan`ın yanına girmiştir. Mervan ona: "Resulullah (sav)`ın kaplara solumayı yasakladığını işittin mi?" diye sordu. Ebu Said (ra): "Evet!" dedi ve anlattı: "Adamın birisi: "Ben bir nefeste su içince bir türlü suya kanamıyorum (ne tavsiye edersiniz)?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Kabı ağzından ayır, nefes al (sonra içmeye devam et)!" buyurdu. Adam: "Kapta çer-çöp görürsem?" diye sordu. Efendimiz: "O takdirde suyu dök!" diye emretti. HadisNo : 2253

  • Emir Olmanın Kötülüğü (4)
  • Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri (12)
  • İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu (6)
  • İmam Ve Emirin Vazifeleri (6)
  • İmamlar Kureyş`tendir (5)
  • İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları (4)
  • İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar (5)
[next]
Emir Olmanın Kötülüğü (4)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Emir Olmanın Kötülüğü Ravi : Mikdam İbnu Ma`dikerib Hadis : Resulullah (sav) omuzuma vurdu ve: "Ey Kudeym (Mikdamcık)! Emir, katip, arif olmadan ölürsen kurtuluşa erdin demektir!" dedi. HadisNo : 1721 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Emir Olmanın Kötülüğü Ravi : Ebu Zerr Hadis : "Ey Allah`ın Resulü! "dedim, "beni memur ta`yin etmez misin?" Bu sözüm üzerine, elini omuzuma vurdu ve sonra da: "Ey Ebu Zerr, sen zayıfsın, memurluk ise bir emanettir. (Hakkını veremediğin taktirde) kıyamet günü rüsvaylık ve pişmanlıktır. Ancak kim onu hakederek alır ve onun sebebiyle üzerine düşen vazifeleri eksiksiz eda ederse o hariç" buyurdu. (Ebu Davud`un diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Ey Ebu Zerr, ben seni zayıf görüyorum. Ben kendim için istediğimi senin için de isterim. Sakın iki kişi üzerine amir olma, yetim malına da velilik yapma." Yine Ebu Davud`un bir diğer rivayeti [Haraç 5, (2934)] şöyle: "Resulullah (sav) buyurdu ki: "Ariflik haktır, halka ariflik gereklidir, ancak arifler ateştedir.") HadisNo : 1722 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Emir Olmanın Kötülüğü Ravi : Abdurrahman İbnu Semüre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ey Abdurrahman! Emirlik isteme. Eğer senin talebin üzerine sana emirlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir. Eğer sen talibi olmadan sana emirlik verilirse, o işte yardım görürsün. Bir iş için yemin eder, sonra da aksini yapmakta hayır görürsen, daha hayırlı gördüğün ne ise onu yap, ettiğin yemin için de kefarette bulun." HadisNo : 1723 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Emir Olmanın Kötülüğü Ravi : Ebu Musa Hadis : Yanımda amcamın evlatlarından iki kişi daha olduğu halde Resulullah (sav)`ın huzuruna girdim. Yanımdakilerden biri: "Ey Allah`ın Resulü! Allah`ın sana tevdi ettiği işlerden bazıları üzerine bizi emir tayin et" dedi. Diğeri de aynı talepde bulundu. Resulullah (sav)`ın onlara cevabı şu oldu: "Biz, Allah`a kasem olsun, bu işe, onu taleb eden veya ona hırs gösteren hiç kimseyi tayin etmeyiz!" HadisNo : 1724 [next]
Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri (12)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : İbnu Abbas Hadis : Hz. Ali (ra), Resulullah (sav)`ı rahmet-i Rahman`a kavuşturan hastalığı sırasında yanından dışarı çıktı. (Dışarıda bekleyen) halk: "Ey Ebu`l-Hasan, Resulullah (sav) ne durumda?" diye sodular. "Allah`a hamdolsun iyileşti!" dedi. Hz. Abbas (ra) elinden tuttu. Ve: "Üç gün sonra [Resulullah (sav) ölecek, sen bir başkasına] me`mur olacaksın. Ben, vallahi Resulullah (sav)`ın bu hastalığından (kurtulamayıp) vefat edeceğini görüyorum. Zira ben, Abdulmuttaliboğullarının ölüm sırasında aldığı şekli biliyorum. Gel Resulullah (sav)`a gidip bu "iş" (hilafet) kimde kalacak onu soralım. Bizde kalacaksa (şimdiden) bilmiş oluruz. Bizden başkasına kalacaksa kendisiyle konuşuruz, bizi (ona) tavsiye eder" dedi. Ali (ra): "Eğer, biz onu sorsak bunun üzerine (hilafeti) bize yasaklasa, halk ondan sonra onu asla bize vermez. Vallahi ben böyle bir şey soramam!" dedi. HadisNo : 1735 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Cübeyr İbnu Mut`im Hadis : Bir kadın, Resulullah (sav)`a gelerek bir hususta kendisiyle konuştu. Resulullah (sav), (kendisine) tekrar gelmesini emretti. Bunun üzerine kadın: "Ya seni bulamazsam!" dedi. Kadın ( bu sözüyle) sanki ölümü kasdetmişti, Resulullah (sav): "Eğer beni bulamazsan, Ebu Bekir`e uğra!" diye cevap verdi." HadisNo : 1736 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Aişe Hadis : Resulullah (sav) vefat ettiği zaman, babam Ebu Bekir (ra), (Mescid-i Nebi`den bir mil kadar uzaklıkta olan) Sunh nam mevkide idi -ki Aliye (denen Medine`nin yüksek kısmını ki burası Hazrec`e mensup Beni`l-Harise`nin menzillerinin bulunduğru mevki)yi kasdetmektedir- Hz.Ömer (ra) kalkıp: "Vallahi Resulullah (sav) vefat etmedi. Allah mutlaka onu geri gönderecektir, o da (münafık) kimselerin ellerini ve ayaklarını kesecek..." diyordu. Derken Hz. Ebu Bekir (ra) geldi. Resulullah (sav)`ın yüzünü açtı ve öptü. "Annem babam sana feda olsun. Sağlığında hoştun, ölümünde de hoşsun! Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, Allah sana ebediyyen iki ölüm tattırmayacak!" dedi. Sonra dışarı çıkıp: "(Hz. Ömer`i kasdeterek): "Ey (Peygamber ölmedi diye) yemin eden kişi, ağır ol!" dedi. Hz. Ebu Bekir konuşmaya başlayınca Hz. Ömer (ra) oturdu. Hz. Ebu Bekir Allah`a hamd ü sena ettikten sonra: "Haberiniz olsun! Kim Muhammed`e tapıyor idiyse bilsin ki artık Muhammed ölmüştür. Kim de Allah`a tapıyor idiyse o da bilsin ki Allah hayydır, ölümsüzdür!" dedi ve şu ayeti okudu: "Ey Muhammed, şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler" (Zümer 30). Şu Ayeti de okudu: "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah`a hiçbir zarar vermez. Allah, şürkedenlerin mükafatını verecektir." (Al-i İmran 144). Bu açıklama üzerine halk boğuk boğuk ağlamaya başladı. Ensar (ra), Beni Saide yurdunda, Sa`d İbnu Ubade`nin etrafında toplandı. (Muhacir de oraya geldi. Ensariler): "Bizden bir emir, sizden de bir emir!" dediler. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ebu Ubeyde (ra) de oraya geldiler. Hz. Ömer konuşmaya başladı ise de Hz. Ebu Bekir onu susturdu. Hz. Ömer (bilahere) şöyle diyordu: "Vallahi, ben konuşmayı şu sebeple arzu etmiştim: (Zihnimde) hoşuma giden sözler hazırlamış, Ebu Bekir bunlara ulaşamaz (onun hatırından bunlar geçmeyebilir) diye endişe etmiştim. Ama, yemin olsun, Ebu Bekir öyle bir konuştu ki, vallahi içimde hazırlamış olduğum güzel sözlerin hepsine isabet etti, (benim aklıma gelmeyen daha da güzelini) beliğ şekilde ifade etti. Onun sözleri arasında şu da vardı: "(Ey Ensar) biz (Kureyşli)ler emirleriz, sizler de vezirlersiniz!" Bu söz üzerine Hubab İbnu`l-Münzir ayağa kalktı ve: "Hayır vallahi bunu yapmayız. Bizden bir emir, sizden de bir emir olacak!" dedi. Hz. Ebu Bekir (ra): "Hayır! Olmaz bu. Bizler emirleriz, sizler de vezirlersiniz" dedi. Rezin şunu ilave etti: "Hz. Ebu Bekir devamla şunu söyledi: "Bu "iş (hilafet), şu Kureyş cemaati için meşru tanınacaktır. Onlar, yer itibarıyla Arapların ortasındadır, şerefçe de (eskiden beri) en gözdeleridir. Öyleyse, Ömer`e veya Ebu Ubeydeye biat edin!" Hz. Ömer atılarak: "Bilakis, biz sana biat ediyoruz. Sen bizim efendimizsin, en hayırlımızsın, üstelik Resulullah (sav)`a da en sevgili olanımızsın!" dedi ve Hz. Ebu Bekir (ra)`in elinden tutup ona biat etti. Hz. Ömer (ra)`i müteakip halk da ona biat etti. Bunun üzerine biri: "Sa`d İbnu Ubade`yi katlettiniz!" diye bağırdı. Hz. Ömer (ra) öfkeyle: "Allah onu katletsin!" dedi. Hz. Aişe (ra) devamla der ki: "Bu her iki konuşmada geçen sözleri de Allah faideli kıldı. Nitekim Hz. Ömer`in konuşması halkı korkuttu. Aralarında nifak vardı, onun konuşmasıyla Cenab-ı Hakk nifakı bertaraf etti. Hz. Ebu Bekir (ra) de halkın nazarını Allah`a çevirip, üzerinde oldukları hakkı (islam`ı) öğretti. Oradan şu ayeti okuyarak ayrıldılar. (Mealen): "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah`a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenlerin mükafaatını verecektir" (Al-i İmran 144). [(İbnu Deybe diyor ki:) "Derim ki: "Rezin şunu ilave etti" sözü, et-Tecrid`de ve Tecrid`in aslında mevcuttur. Bu ziyade aynısıyla Sahih-i Buhari`de mevcuttur. Allahu a`lem."] HadisNo : 1737 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : İbnu Abbas Hadis : Ben, Muhacirler`den bir çoğundan Kur`an öğreniyordum. Abdurrahman İbnu Avf, onlardan biri idi. (Ben Mina`da onun menzilinde iken, o da, Hz. Ömer`in son defa yapmış olduğu haccda onun yanında idi. Abdurrahman yanıma dönüşte:) "Bugün Hz. Ömer`in yanına gelen bir adamı keşke sen de görseydin. Dedi ki: "Ey mü`minlerin emiri, bir adam görsen ki sana; "Keşke Ömer ölmüş olsa da falancaya (Bezzarın rivayetinde Talha İbnu Ubeydillah`a) biat etsem. Vallahi Hz. Ebu Bekir (ra)`in biati çabucak oldu bitti" dese ne dersin?" dedi. Hz. Ömer bu söze (daha önce hiç görmediğim kadar) öfkelendi ve: "İnşaallah bu akşam halka hitab edip, (ahd ve müşaverede olmaksızın) idareyi gasbetmek isteyen bu heriflere karşı onları uyaracağım" dedi. Abdurrahman ilaveten dedi ki: "(Bunun üzerine) Hz. Ömer`e: "Ey mü`minlerin emiri," dedim, "böyle bir şey yapma. Zira hacc mevsiminde insanların cühela ve serseri takımı biraraya gelir. Konuşmak üzere halkın içinde doğrulduğun zaman bunlar ola ki, etrafında ekseriyeti teşkil ederler. Korkum şu ki, siz kalkar birşeyler söylersiniz, o cahillerin her biri bir başka şey anlar, esas ifade etmek istediğiniz maksad tamamen kaybolur. Şu halde acele etmeyin, Medine`ye varın. Orası daru`l-hicret ve sünnettir (hicretin yapıldığı, sünnetin yaşandığı mahaldir). Orada fıkıh uleması ve insanların eşrafıyla başbaşa kalır, dilediğinizi rahatça söylersiniz. Alimler sözlerinizi eksiksiz öğrenirler ve maksadınız ne ise onu anlarlar." (Bu sözüm üzerine) Hz. Ömer (ra): "Pekala, vallahi inşaallah Medine`ye vardığımda ilk fırsatta bu toplantıyı aktedeceğim!" dedi. İbnu Abbas (ra) devamla dedi ki: "Zilhicce`nin sonlarında Medine`ye geldik. Cuma günü öğle olur olmaz camiye gitmede acele ettim." Rezin şu ilavede bulundu: "Öğle sıcağında çıktım." Sonra önceki hadisi anlatmaya (İbnu Abbas) devam etti ve dedi ki; "(Camiye gelince) Said İbnu Zeyd İbni Amr İbni Nüfeyl (ra)`i minberin köşesinde oturmuş buldum. Dizim dizine değecek şekilde yanına oturdum. (Sağıma soluma bakmaya) başlamadan Ömer İbnu`l-Hattab (yerinden minbere doğru) çıktı. Onun gelmekte olduğunu görünce yanımdaki Said İbnu Zeyd İbni Amr İbni Küfeyle: "Bu öğle, Ömer, halife olduğu günden beri hiç yapmadığı bir konuşma yapacak" dedim. Zeyd, söylediğimi hoş karşılamadı ve: "Daha önce konuşmadığı şeyi konuşması ne mümkün!" deyip beni reddetti. Hz. Ömer (ra) minbere oturdu. Müezzin ezanını tamamlayınca, doğruldu. Cenab-ı Hakk`a layık olduğu hamd ve senada bulundu. Sonra şunları söyledi: "Emma ba`d. Ben şimdi sizlere, Cenab-ı Hakk`ın söylememi takdir buyuracağı bir konuşma yapacağım. Bilemiyorum, belki de ecelim yakındır, (bu son hutbem olur). Kim bu sözlerimi anlar ve hafızasına alabilirse bineğinin götürdüğü her yerde nakletsin. Kim de anlamış olmaktan korkarsa, hiç kimseye hakkımda yalan söylemesin! Helal etmiyorum. Allah celle şanuhu, Muhammed (sav)`i hakla gönderdi, kendisine kitap indirdi. Allah`ın indirdikleri meyanında recm ayeti de vardı. Biz onu okuduk, anladık ve ezberledik. Resulullah (sav) recm cezası verdi. O`ndan sonra da bizler verdik. Şahsen aradan fazla zaman geçince, bazılarının çıkıp: "Allah`ın kitabında biz recm ayeti bulamıyoruz" diyerek Allah`ın indirmiş olduğu bir farzı terkedip sapıtmalarından korkuyorum. Recm, Allah`ın kitabında muhsan, yani baliğ, akil, sahih bir evlilikle evlenmiş ve gerdek yapmış olduğu halde zina eden kadın ve erkeklere -isbatlayıcı beyyine veya hamilelik, veya itiraf olduğu takdirde" uygulanması gereken bir haktır." Zina haddiyle ilgili babta zikri geçmiş olan İbnu Abbas hadisi (1589 numaralı hadis) gibi zikrettikten sonra dedi ki: "...Ve dahi bana ulaştı ki, birileri şöyle demiş: "Ömer ölünce, (herkesle istişare, biat aramaksızın) falancaya biat edeceğim." Sakın ha! Hiç kimseyi, "Hz. Ebu Bekir`in seçimi de oldu bittiye geldi. (Biz de onun seçilme tarzına uygun olarak birini seçebiliriz)" gibi sözler aldatmasın. Haberiniz olsun, -evet onun seçimi çabuk olmuştur bu doğru- ancak, Allah (umumiyetle çabuk yapılan işlerde bilahere karşılaşılan) şerlerden (bu ümmeti) korumuştur. Sizden hiç kimseye, Hz. Ebu Bekir (ra)`e yapıldığı şekilde (alaka gösterilerek) boyunlar koparcasına nazarlar çevrilip baş uzatılmaz. Öyle ise, Müslümanların istişare ve te`yidi tahakkuk etmeksizin kim bir başkasına biat ederse bilsin ki, ne biat edene, ne de edilene itibar edilmeyecektir. Böyle bir biat akdi, edeni de edileni de ölüme maruz bırakacaktır. (Hz, Ebu Bekir`e yapılan biat böyle kıt düşüncelilerin zannettiği gibi değildir, iç yüzünü anlatayım:) Resulullah (sav)`in ruhunu Cenab-ı Hakk kabzettiği vakit, haberimiz oldu ki, Ensar büyük bir grup halinde bizden ayrı olarak Beni Saide sakifinde toplanmışlar. Ali, Zübeyr ve bunlarla birlikte (Abbas gibi diğer) bazıları bizden ayrılarak (cenazeyle meşgul olmak üzere) geride kaldılar. Muhacirler de Hz. Ebu Bekir (ra)`in etrafında toplandılar. Hz. Ebu Bekir`e: "Ey Ebu Bekir, haydi şu Ensari kardeşlerimizin yanlarına gidelim!" dedim. Onlara (bir an önce yetişmek üzere) yürüdük. Yakınlarına varınca, onlardan iki salih zatla karşılaştık, Kavmin (Sa`d İbnu Ubade`yi halife seçme hususundaki) kararlarını zikrettiler, sonra da: "Ey Muhacirler cemaati nereye gidiyorsunuz?" diye sordular. Biz: "Şu Ensari kardeşlerimize gidiyoruz!" dedik. "Hayır, onlara yaklaşmayın, hükümlerim versinler" dediler. Ben: "Vallahi onlara gideceğiz" dedim ve yürüdük. Onları Beni Saide sakifinde bulduk. Ortalarında üzeri örtülü birisi vardı. "Bu da kim?" dedim. Sa`d İbnu Ubade`dir!" dediler. Ben: "Nesi var?" diye sordum. "Titriyor!" dediler. Biraz oturmuştu ki, hatipleri şehadet getirerek söze başladı. Cenab-ı Hakk`a layık olduğu hamd ve senayı ifade ettikten sonra şu konuşmayı yaptı: "Emma ba`d! Biz Allah`ın ensarı ve İslam`ın ordusuyuz. Siz ey Muhacirler, asıl kavminden kopup gelmiş (içimizde) az bir grupsunuz!" (Anladık ki) bunlar, aslen müstehak olduğumuz fonksiyonumuzdan bizi koparmak, emirlikten uzak tutmak istiyorlardı. Hatip sözlerini tamamlayınca konuşmak arzu ettim. Bu esnada, içimden söyleyecek güzel sözler hazırlamıştım, bunlar hoşuma da gitmişti. Bunları Ebu Bekir (ra)`in huzurunda söylemek istiyordum. Ben bazan onun hiddetini yatıştırıyordum. Konuşmak istediğim sırada Ebu Bekir: "Acele etme!" dedi. Onu öfkelendirmek istemedim (ve konuşmaktan vazgeçtim). Ebu Bekir (ra) konuştu. O aslında benden daha çok hilme sahip , daha vakur idi. Allah`a yeminle söylüyorum, içimde hazırladığım bütün güzel sözleri eksiksiz aynı güzellikte ve hatta daha da güzel bir biçimde bu konuşması esnasında söyledi. Demişti ki: "Hakkınızda söylediğiniz hayır (ve fazilet ne varsa) hepsine layıksınız. Ancak bu (emirlik) işi, Kureyş kabilesine (meşru) tanınır. Onlar, neseb yönüyle de, yurt yönüyle de Arab`ın ortasında yer alır. Ben sizin için şu iki şahıstan birini uygun buldum, bunlardan hangisini isterseniz ona biat edin!" Böyle deyip "benim ve Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah`ın- ellerimizden tuttu. Ebu Bekir, ikimizin arasında oturuyordu. Onun (ikimizi imamlığa teklif eden cümlesinden başka) bütün söyledikleri hoşuma gitti. Vallahi, Ebu Bekir`in bulunduğu bir kavmin başına emir seçilmektense, ortaya çıkarılıp boynunum vurulmasını gerektirecek bir günah işlemek bana daha sevgili gelirdi. Ancak, nefsimin bana ölüm anında hoş gösterdiği şeyi şimdi bulamıyorum. Derken Ensar`ın (Hubab İbnu`l-Münzir adındaki) bir sözcüsü: "Beni (hasta hayvanların kaşınarak rahatladıkları) kaşınma çubukcağızı, yaslandığı dikme ile ayakta duran hurma fidancığı kabul edin (ve fikrimi dinleyin. Diyorum ki): "Sizden bir emir, bizden de bir emir olsun, ey Kureyş cemaati!" dedi. Bunun üzerine her kafadan bir söz çıkmaya başladı, gürültü çoğaldı. Öyle ki ihtilaf çıkacak diye korktum. Hz. Ebu Bekir`e: "Ey Ebu Bekr, uzat elini!" dedim. Elini uzattı, ben ona biat ettim. Muhacirler de biat ettiler. Sonra da Ensar biat etti. Sa`d İbnu Ubade (ra)`nin üzerine atıldık. Derken onlardan biri: "Sa`d İbnu Ubade`yi öldürdünüz!" demez mi? Ben de: "Sa`d İbnu Ubade`yi Allah öldürsün!" dedim. Hz. Ömer (ra) der ki: "Vallahi biz, Hz. Peygamber (sav)`ın defni sırasında, Hz. Ebu Bekir`in seçiminden daha ehemmiyetli bir şey düşünemedik. Biat gerçekleşmeden halkı terketmemiz halinde, oradan ayrılınca, arkamızdan kendilerinden birini halife seçiverecekler diye korktuk. Böyle bir durumda ya bize de razı olmaya olmaya biat edecek veya muhalefet edecek ikisi de fesad olacaktı. Bilesiniz, Müslümanlarla istişare etmeden kim bir başkasına biat ederse, ne biat edene, ne de kendisine biat edilene itibar edilmez, ikisinin de öldürülmesinden korkulur. [Müslim`de hadis muhtasar olarak kaydedilmiştir.] HadisNo : 1738 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Aişe Hadis : Hz. Fatıma ve Hz. Abbas (ra), Hz. Ebu Bekir (ra)`e uğrayıp, Resulullah (sav)`tan kendilerine kalan mirası sordular. Hz. Ebu Bekir (ra) onlara: "Resulullah (sav)`ın: "Bize kimse varis olamaz, bıraktıklarımız hep sadakadır. Ancak Al-i Muhammed bu maldan (ihtiyacı kadarını) yer" dediğini işittim. Allah`a yemin olsun Resulullah (sav)`ın yaptığını gördüğüm bir şeyi terketmem, mutlaka onu yaparım. Ben O`nun emrinden bir şey terkedecek olsam sapıtmaktan korkarım!" dedi. Bunun üzerine Hz. Fatıma, Hz. Ebu Bekir (ra)`e küstü ve altı ay sonra ölünceye kadar onunla konuşmadı. Hz. Ali, onu geceleyin defnetti. Ölümünü Hz. Ebu Bekir (ra)`e haber vermedi. Hz. Ali, Fatıma (ra) sağken halk nazarında ayrı bir makama, izzete sahipti. Hz. Fatıma vefat edince, halkın alakası ondan kesildi. Bir adam Zühri (ra)`ye: Ali, (Hz. Ebu Bekir`e) altı ay biat etmedi mi?" diye sordu. "Hayır, vallahi hayır, Beni Haşim`den hiç kimse geri kalmadı. Ali (ra), insanların nazarlarının kendinden çevrildiğini görünce Hz. Ebu Bekir (ra)`le musalahaya mecbur kaldı. Ona haber salarak: "Yanında kimse olmadan, yalnız olarak bize gel!" dedi. kendisine Hz. Ömer`in gelmesini istemiyordu, çünkü ondaki şiddet ve hiddet halini biliyordu. Hz. Ömer (ra): "Onlara tek başıa gitme!" dedi. Hz. Ebu Bekir (ra): ""Vallahi tek başıma gideceğim. Bana ne yapabilirler ki?" dedi ve Ebu Bekir (ra) onlara gitti. Hz. Ali (ra)`nin yanına girdi. Beni Haşim, yanında toplanmışlar idi. (Hz. Ebu Bekir`i görünce) kalktı. Allah`a hamd-ü senada bulundu. Sonra şunu söyledi: "Emma ba`d! Ey Ebu Bekir, bizim sana biat etmemize mani olan şey senin faziletini inkarımız değildir, sana karşı bir rekabet düşüncemiz de yok. Ancak, biz, bu "iş"te bizim de bir hakkımız olduğuna inanıyorduk. Bize karşı müstebit davrandınız!" Sonra Resulullah (sav)`a olan yakınlığını zikretti. Ali bunları zikrettikçe Hz. Ebu Bekir (ra) ağlamaktan kendini alamıyordu. Hz. Ebu Bekir (ra) şehadet getirdi, Allah Teala`ya hamdetti, senada bulundu. Sonra şunları söyledi: "Emma ba`d! Allah`a kasem olsun, şurası muhakkak ki, Resulullah (sav)`ın akrabaları bana, kendi akrabalarımdan daha yakın, daha sevgili. Ve ben, yeminle söylüyorum, benimle sizin aranızda olan bu mal meselesinde haktan ve hayırdan hiç ayrılmış değilim. Zira, ben Resulullah (sav)`dan şunu işittim: "Bize kimse varis olamaz, bıraktığımız sadakadır. Al-i Muhammedi bu maldan yer." Vallahi ben, Resulullah (sav)`ın yaptığını gördüğüm bir işi terketmem, Allah`ın izniyle mutlaka yaparım" dedi. Hz. Ali (ra): "Biat için öğleden sonra buluşalım" dedi. Ebu Bekir (ra) öğleyi kılınca, cemaate yönelip Hz. Ali (ra)`nin (biati geciktirmedeki) beyan ettiği özürleri halka anlattı. Sonra da Hz. Ali (ra) kalkıp, Hz. Ebu Bekir (ra)`in hakkını tazim buyurdu, faziletlerini, İslam`a sebkat eden hizmetlerini zikretti. Sonra Ebu Bekir (ra)`e yaklaşıp biat etti. Halk, Hz. Ali (ra)`nin etrafını sarıp:"isabet ettin, çok iyi bir davranışta bulundun" diyerek takdir ettiler. Hz, Ali (ra) bu ma`ruf işe döndüğü zaman halk (tekrar) kendisine yakınlık (ve alaka) gösterdi." [Metin Müslim`dendir. Hadis Buhari`de muhtasardır.] HadisNo : 1739 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Kasım İbnu Muhammedi Hadis : Hz. Aişe (ra) bir gün hastalanmış: "Vay başım, (ölüyorum)!" demişti. Hz. Peygamber (sav) (şaka olsun diye): "Keşke bu ben sağken olsa, sana istiğfar eder, dua ediveririm!" dedi. Bunun üzerine Hz. Aişe (ra) birden parladı: "Vay başıma gelen. Vallahi görüyorum ki ölmemi istiyorsun. Ben öleceğim, sen de akşama zevcelerinden biriyle başbaşa kalacakın ha!" dedi. Resulullah (sav) (sözü değiştirerek) dedi ki: "Bilakis ben ölüyorum, vay başım! Ebu Bekir`e ve oğluna birini gönderip (benden sonra hilafet hususunda "ben daha layığım" iddia veya temennisinde bulunacaklara karşı) yerime geçeceği tesbit etmek istemiştim. Sonradan (kendi kendime: "Böyle bir iddiayı Ebu Bekir dışında kim yaparsa) Allah kabul etmez, mü`minler de reddederler" dedim (ve vasiyet yapmaktan vazgeçtim)." HadisNo : 1740 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Aişe Hadis : Hz. Ebu Bekir (ra), ölüm anı yaklaşınca (muhtazar olunca), Hz. Ömer`i çağırttı ve: "Ey Ömer, ben Resulullah (sav)`ın ashabı üzerine seni halife seçiyorum. Mizanı ağır olan, hakka uyması sebebiyle kıyamet günü mizanı ağır basacak ve ağırlık kendine olacak kimsedir. Sadece hakkın girdiği mizanın ağır olması da hak olmuştur. Ey Ömer! Mizanı hafif olan da, batıla uyması sebebiyle, kıyamet günü sevabı az ve hafif olan ve bu hafiflikle teraziye girecek olandır, içerisine sadece batıl giren mizanın hafif olması da haktır." Ayrıca, askerlerin komutanlarına da şunu yazdı: "Başınıza Ömer`i seçtim. Kendim için de, Müslümanlar için de hayrı seçtim." Sonra Ebu Bekir (ra) vefat etti ve geceleyin defnedildi. Bilahere Hz.Ömer (ra), ayağa kalkıp hamd-ü sena ettikten sonra şunları söyledi: "Ey insanlar, ben size, hiç bilmediğiniz bir şeyi kendimden uydurup öğretecek değilim. Ben Ömer`im. Size emir olma hususunda hırsım yok. Ancak vefat eden Ebu Bekir (ra) bunu bana vasiyet etti. Bu işi ona Allah`ın ilham ettiğine inanıyorum, imamlığımı, ona ehil olmayan kimseye bırakmam. Fakat onu, Müslümanlara saygı göstermeye gayret edenlere bırakırım, işte böyleleri, Müslümanlara emir olmaya başkalarından daha çok layıktır." [Muvatta`da bulunamamıştır.] HadisNo : 1741 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Ma`dan İbnu Ebi Talha Hadis : Hz. Ömer (ra), cuma günü hutbe verdi. Önce Resulullah (sav)`ı hatırlattı, sonra Hz. Ebu Bekir (ra)`i andı. Sonra da şunları söyledi: "Ben rüyamda bir horoz gördüm, bana üç gaga vurdu. Bunu, ecelim yaklaştı diye yordum. Bazı kimseler, yerime birini seçmemi söylüyorlar. Allah ne dini, ne hilafetini, ne de Resulü (sav) ile gönderdiği şeyi zayi edecek değildir. Eğer ecelim çabucak gelirse hilafet, Resulullah (sav) ölürken kendilerinden razı bulunduğu şu altı kişinin müşaveresi ile belirlenecektir. Ben biliyorum ki, bazıları bu seçime dil uzatacaklardır. Bunlar benim şu elimle İslama kattığım kimselerdir. Eğer bunu yaparlarsa bilin ki, onlar ancak Allah`ın düşmanlarıdır, kafirlerdir, sapıklardır. Sonra sözüne şöyle devam etti: "Ey Rabbim, seni Ensar`ın ümerasına şahid kılıyorum. (Bilin ki) ben onları, adaletli olsunlar ve halka dinlerini, Peygamberlerinin (sav) sünnetini öğretsinler (zekatı) aralarında taksim etsinler, dini meselelerde müşkilatla karşılaşınca bana bildirsinler diye başlarına tayin ettim." Hz. Ömer (ra)`in bu hutbesinden bir cuma geçmişti ki hançerlendi. Yanına girmek için önce Muhacirler`e, sonra Ensar`a, sonra Medineliler`e, sonra Şamlılar`a, sonra Iraklılar`a sırayla izin verdi. Biz, huzura girenlerin sonuncusu idik. Siyah bir bürde ile yarası sarılmış, üzerinden kanlar akıyor vaziyette gördük. "Bize vasiyette bulun!" dedik. Ona bizden başka vasiyet talebinde bulunan olmadı. "Size dedi, Allah`ın Kitabı`nı vasiyet ediyorum. Zira ona uyduğunuz müddetçe asla sapıtmazsınız. Size Muhacirleri de vasiyet ediyorum. Zira insanlar çoğalırken onlar azalıyor. Size Ensar`ı da vasiyet ediyorum. Zira onlar, imanın sığındığı melcedir. Size bedevileri de vasiyet ediyorum. Zira onlar aslınız, dayanağınızdır." Bir rivayette şöyle denmiştir: "...Zira onlar kardeşlerinizdir, düşmanınızın düşmanıdır. Size zımmileri de vasiyet ediyorum, zira onlar Peygamberimiz (sav)`in zimmeti ve ailenizin rızkıdır. Beni terkedin artık." (Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Ömer (ra) hançerlendiği zaman kendisine: "Birini yerinize seçseniz!" denilmişti. Şu cevabı verdi: "Yani işinizi sağken de, ölmüşken de ben mi sırtımda taşıyayım? Mamafih, birisini seçecek olsam (bu caizdir, zira) benden daha hayırlı olan Ebu Bekir seçmiştir. Seçimi terkedecek olsam (bu da caizdir zira) benden daha hayırlı olan Resulullah (sav) da seçimi terketti. Ben istedim ki, bundaki nasibim başa baş olsun, ne lehime ne de aleyhime." Abdullah İbnu Ömer (ra) dedi ki: "(Ömer`in bu sözü üzerine) anladım ki, yerine kimseyi tayin etmeyecektir." Oradakiler: "Allah hayırlı mükafaatlar versin. Sen şu şu hizmetleri yaptın" dediler. O da: "Uman ve korkan" diye cevap verdi.") HadisNo : 1742 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : İbnu Ömer Hadis : Hz. Hafsa (ra)`nın yanına girdim, saçlarından su damlıyordu. Bana: "Babam, yerine halife tayin etmiyormuş biliyor musun?" dedi. Ben: "Tayin etmesi gerekir" dedim. "Etmiyor!" dedi. Abdullah der ki: "Bu hususta babamla konuşmak üzere yemin ettim, sustum ve sabahleyin eve gittim. Ama babamla konuşmadım. Sanki elimde bir dağ taşıyor gibi sıkıntılı idim. Nihayet dönüp babamın huzuruna girdim. Bana halkın durumundan sordu. Haber verdim. Sonra kendisine: "Halkın birşeyler söylediğini işittim. Onu size söylemeye azmettim. Sizin, yerinize halife tayin etmeyeceğinizi zannediyorlar. Halbuki sizin bir deve çobanınız veya koyun çobanınız olsa, sonra sürüyü bırakarak size gelse, siz mutlaka sürünün zayi olacağını bilirsiniz, insanlara nezaretin daha (ehemmiyetli ve) çetin olduğu da malumunuzdur" dedim. Bu sözlerim ona muvafık geldi ve bir müddet başını (yastığa) koydu. Sonra tekrar bana doğru kaldırarak: "Allah dinini, muhafaza edecektir. Ben yerime halife bırakmamış olsam meşrudur, çünkü Resulullah (sav) da yerine kimseyi bırakmamıştır. Şayet bir halife bırakacak olsam o da meşrudur, çünkü Ebu Bekir bırakmıştır" dedi. İbnu Ömer der ki: "Vallahi babam, Resulullah (sav) ile Hz. Ebu Bekir`i anmaktan başka bir şey yapmadı. Anladım ki, Resulullah (sav)`a hiç kimseyi denk tutmayacak ve yerine de kimseyi halife bırakmayacak" HadisNo : 1743 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Amr İbn Meymun el-Evdi Hadis : Hz. Ömer hançerlendiği sabah ben ayaktaydım. O`nunla -yani Hz. Ömer`le- benim aramda sadece Abdullah İbnu Abbas (ra) vardı, iki saf arasından geçince, arada durup bakmıştı. Bir boşluk gördü ve "Safları düz tütün" dedi. Saflarda herhangi bir boşluk kalmayınca öne geçip tekbir getirerek namaza başladı, ilk rek`atte cemaat toplanıncaya kadar, muhtemelen Yusuf veya Nahi suresini veya bunlara mümasil bir süre okudu. (Rüküye gitmek üzere) tekbir getirmişti ki, hançerlendiği sırada "Köpek beni öldürdü" veya "...yedi" diye bir ses işittim. el-Ilc (mel`unu), iki ağızlı bir bıçak elinde olduğu halde (kapıya doğru) fırladı, sağında solunda kime rastladı ise hançer sapladı. O gün cemaatten tam on üç kişi yaralamıştı. Bunlardan dokuzu derhal öldü. Bir rivayete göre yedi kişi ölmüştür. Bu durumu gören Müslümanlardan biri, herifin üzerine bir bürnus attı. el-Ilc yakalandığını zannederek bıçağı kendisine saplayıp intihar etti. Hz. Ömer (ra), Abdurrahman İbnu Avf (ra)`ı tutup öne geçirdi. Ömer`in arkasındakiler de benim gördüklerimi gördüler. Mescidin yan tarafındakiler, olup biten ne idi anlayamamışlardı. Ancak onlar, "sübhanallah, sübhanallah" diyen Hz. Ömer`in sesini duyuyorlardı. Abdurrahman cemaate namazı kısa bir şekilde kıldırıp tamamlattı. Cemaat namazdan çıkınca Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Ey İbnu Abbas, bak beni kim öldürdü!" dedi. (İbnu Abbas) bir müddet dolaşıp döndü ve: "Muğire İbnu Şu`be`nin kölesi" dedi. Hz. Ömer (ra): "Allah canını alsın. Ben ona iyilik emretmiştim" dedi ve ilave etti: "ölümümü Müslümanlardan birinin eliyle yapmayan Allah`a hamdolsun. Sen ve baban, Medine`de el-Ilc`ların (İranlı kölelerin) çoğalmasını severdiniz." (Bu söz İbnu Abbas (ra)`ya idi) çünkü en çok köle Abbas (ra)`da vardı, İbnu Abbas (ra): "Dilerseniz yapayım -yani isterseniz onların hepsini öldürelim-" dedi. Hz. Ömer (ra): "Hayır, sizin dilinizle konuşmalarından, kıblenize müteveccih namaz kılmalarından, haccmizla haccetmelerinden sonra hayır!" dedi. Sonra evine taşındı. Onunla bizde gittik. Sanki insanlara o güne kadar hiç musibet gelmemişti. Birisi: "Korkarım ölecek!" bir diğeri: "Bir şeyi yok" diyordu. Nebiz (hurma şırası) getirildi, ondan biraz içti. Bu, karnındaki yaradan geri çıktı. Sonra süt getirildi, ondan da içti. O da yarasından geri çıktı, iyice anlaşılmıştı, Ömer (ra) ölecekti. Halk gelip kendisine senada bulunuyordu. Bir genç geldi: "Ey müzminlerin emiri, Allah`ın müjdesiyle sizi müjdeliyorum. Resulullah (sav)`la sohbetiniz var, bildiğiniz gibi İslama geçmiş hizmetleriniz var. Sonra başa geçtiniz ve adaletli oldunuz ve sonunda şehadet!" dedi. Hz. Ömer (büyük bir tevazu ile): "Bütün bunların (günahlarımı karşılayabilmesini, Allah`ın huzurunda) başa baş yeterli olmasını ne kadar isterim" diye cevapladı. Genç geri dönünce, izarının yere değmekte olduğunu gördü. "Onu bana çağırın" dedi (ve gelince): "Ey kardeşimin oğlu, giysini kaldır, öyle yapman giysini daha temiz kılar, Rabbine karşı muttaki ol!" dedi. Sonra bana yönelerek: "Ey Abdullah, araştır bakalım üzerimde ne kadar borç var!" dedi. Hesapladılar, seksen altı bin dirhem kadar borcu olduğu anlaşıldı. "Ömer ailesinin malı yeterse, bunu onların malından ödeyin. Yetmezse Beni Adiyy İbnu Ka`b`ın malından iste. Onlann malı da yetmezse Kureyş`in malından iste. Kureyş`ten başkasına gitme. Bana bedel bu malı öde. Mü`minlerin annesi Aişe (ra)`ye git ve: "Ömer sana selam ediyor", de. Sakın mü`minlerin emiri deme, bugün artık ben mü`minlerin emiri değilim" De ki: "Ömer İbnu`l-Hattab iki arkadaşıyla birlikte gömülmek için senden izin istiyor." Abdullah der ki: "İzin istedim, selam verip girdim. Hz. Aişe (ra) ağlıyordu. "Ömer sana selam ediyor, iki arkadaşının yanında gömülmek için izin istiyor" dedim. Hz. Aişe: "Onu ben kendim için düşünüyordum. Fakat Ömer`i bugün kendime tercih ediyorum" cevabını verdi. Geri dönünce Ömer`e: "İşte Abdullah İbnu Ömer geldi!" denildi. Hz. Ömer (ra): "Ne haber getirdin?" dedi. "İstediğiniz oldu, Hz, Aişe izin verdi" denilince: "Elhamdülillah" dedi, "nazarımda bundan daha mühim bir şey yoktu." Ruhum kabzedilince beni oraya götürün. (Oraya varınca, Aişe`ye tekrar) selam ver ve: "Ömer izin istiyor!" de. Eğer izin verirse beni içeri alın, eğer beni reddederse, beni Müslümanların mezarlığına götürün." O sırada mü`minlerin annesi Hafsa (ra) geldi. Kadınlar onu örtüyorlardı. Onu görünce kalktık. Ömer`in yanına girdi. Yanında bir müddet ağladı. Erkekler de izin istediler. Onlar için, içerde bir yere girdi, içeriden ağlamasını işitiyorduk. "Ey mü`minlerin emiri, dediler, vasiyet et, yerine birini tayin et!" "Ben, dedi bu işe Resulullah (sav)`ın kendilerinden razı olarak öldüğü şu altı kişiden daha layık birini bilmiyorum, -ve isimlerim saydı: Ali, Osman, Zübeyr, Talha, Abdurrahman İbnu Avf ve Sa`d (ra)." devamla dedi ki: "Size Abdullah İbnu Ömer şehadet ediyor. Onun hilafet işiyle hiçbir ilgisi yok, tıpkı kendisine gelen taziye heyeti gibi. Emirlik, şayet Sa`da isabet ederse, mesele yok. Aksi halde, kim emir olursa ondan istifade etsin. Bilesiniz, ben onu aczi veya hıyaneti sebebiyle azletmedim." Ömer şunu da söyledi: "Benden sonra gelecek halifeye Ensar`ı, Muhacirin`i, bedevileri ve taşra halkını vasiyet ediyorum." Ruhu kabzedilince, onu çıkardık. Yayan (Hz. Aişe`ye kadar) geldik. Abdullah selam verip: "Ömer izin istiyor!" dedi. "Alın içeri!" dedi ve derhal içeri alındı, iki arkadaşıyla birlikte oraya kondu. Defin işinden boşalınca, hilafet hey`eti toplandı. Abdurrahman İbnu Avf (ra): "Seçimin asgari ihtilafla yürümesi için) aranızdan üç kişi seçin!" dedi. Zübeyr (ra): "Ben reyimi Ali (ra)`ye verdim" dedi. Talha (ra) da: "Ben reyimi Osman`a verdim" dedi, Sa`d (ra): "Reyimi ben de Abdurrahman İbnu Avf`a verdim" dedi. Abdurrahman (ra) (Hz. Ali ve Hz. Osman`a yönelerek): "Hanginiz bu işten (halife adaylığından) çekilir, böylece, halifemizi belirleme işini ona bırakırız. Allah ve Müslümanlar onun üzerinde murakıbtır. O da kanaatince en iyi olanı araştıracaktır" dedi. Ancak bu iki şeyh (Hz. Ali ve Hz. Osman (ra) sükut ettiler. Bunun üzerine Abdurrahman onlara: "Seçme işini bana bırakır mısınız? Allah en efdalinizi seçmem hususunda benim üzerimde murakıbdır!" dedi. O ikisi de: "Evet!" dediler. İkisinden birinin (Hz.Ali (ra)`nin elinden tuttu ve: "Senin Resulullah (sav)`a, yakınlığın, İslam`da da kıdemin, (önceliğin) var, bunu biliyorsun. Allah da üzerinde murakıbtır. Kasem ediyorum, seni seçecek olsam mutlaka adaletli olursun, Osman`ı seçecek olsam kesinlikle onu dinleyip itaat edersin." Dedi. Sonra diğerine yönelerek, ona da buna benzer sözler söyledi. Her ikisinden de imsak (yani kesin söz) aldıktan sonra: "Ey Osman kaldır elini!" dedi ve ona biat etti. Ali (ra)`de biat etti. Sonra (kapılar açıldı) Medine halkı da gelip Hz. Osman`a biat etti. HadisNo : 1744 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Abdullah İbnu Selam Hadis : Hz. Osman (ra) muhasara edildiği zaman, namaz kıldırma işine Hz. Ebu Hüreyre (ra)`yi tayin etti. Bazan Hz. İbnu Abbas kıldırıyordu. Sonra, Hz. Osman (isyancılara) elçi yollayıp,benden ne istiyorsunuz? diye sordu. Onlar: "Hilafetten ayrılmanı istiyoruz" dediler. O da: "Allah`ın bana giydirdiği bir kaftanı çıkarmam" diyerek reddetti. "Onlar seni öldürecekler!" dediler. O: "Beni öldürdüğünüz takdirde, ebediyyen birbirinizi sevmeyecek, düşmanla elbirlik savaşamayacaksınız. Göre göre ihtilafa düşeceksiniz. Ey kavm, bana karşı çıkardığınız şu ihtilaf sakın ola başınıza, sizden öncekilerin maruz kaldığı belayı dolamasın!" dedi. İhtilalcilerin tazyikleri artınca, cuma gününe oruçlu olarak girdi. Gün biraz ilerleyince uyudu. Uyanınca: "Şu anda rüyamda Resulullah (sav)`ı gördüm. Bana: "Akşam yanımızda iftarını yapacaksın" buyurdu" dedi. O gün öldürüldü. Sonra Hz. Ali (ra) hutbe okumak üzere kalktı. Hamd-ü senadan sonra: "Ey insanlar, dedi, bana yaklaşın, gözlerinizi, kulaklarınızı dört açın. Şahsen ben ve sizler hepimizin fitnenin içine düşmemizden korkuyorum. Fitne sırasında, hepimize gayret gerekecek." Devamla dedi ki: "Allah bu ümmeti iki edeble terbiye etti: Kitap ve Sünnet. Bunların (tatbiki hususunda), sultan nezdinde gevşeklik olamaz. Öyle ise Allah`tan korkun, aranızdaki meseleleri halledin." Hz. Ali (ra) bunları söyleyip minberden indi ve beytü`l-maldan arta kalan servete yönelerek Müslümanlar arasında taksim etti." [Rezin ilavesidir, kaynağı bulunamamıştır.] HadisNo : 1745 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : Hulefa-i Raşidin Ve Onların Seçimleri Ravi : Hasan Basri Hadis : Hasan İbnu Ali, vallahi Hz. Muaviye (ra)`yi dağlar gibi büyük askeri birliklerle karşıladı. Bunun üzerine Amr İbnu`l-As, Hz. Muaviye`ye: "Ben vallahi, öyle askeri birlikler görüyorum ki, bunlar kendileri gibi (sayıca ve keyfiyetçe) akran olan birlikleri öldürmedikçe geri dönmezler" dedi. Muaviye de Amr (ra)`a -ki vallahi Hz. Muaviye bu iki adamın hayırlısıdır- şu cevabı verdi: "Ey Amr, söyle bakalım! Şunlar (bizimkiler) öbürlerini, öbürleri de şunları öldürseler Müslümanların işlerini kim benim adıma yürütecek, kim kadınlarının, yetimlerinin bakımını benim adıma üzerine alacak?" Sulh yapmak için, Kureyş`in Beni Abdişşems boyundan iki kişiyi yani Abdurrahman İbnu Semüre ve Abdullah İbnu Amir`i, Hz. Hasan (ra)`a gönderdi. Bunlara: "Haydi, şu zata gidin, ona (sulh yapmak istediğimizi) söyleyin. (Hilafet arzusundan vazgeçmesini) taleb edin, (buna mukabil ne isterlerse) verin!" dedi. Bunlar Hz. Hasan (ra)`ın yanına gidip, huzuruna çıktılar. (Hz. Muaviye`nin tenbihine uygun olarak) konuştular. (Hilafeti Hz. Muaviye`ye bırakması halinde ne isterse vereceğini) söylediler. Hz. Hasan (ra) onlara: "Bizler Abdulmuttalib`in oğullarıyız. Beytu`l-maldan bir hissemiz var. Bu ümmet (ihtiyaç karşısında mal için) kanını israf etmeye başladı. (Beytu`l-maldan bize ayrılacak hisse nedir?)" dedi. Onlar: "Hz. Muaviye size şunları teklif ediyor, hilafetten vazgeçmenizi taleb ediyor, mukabilinde ne istediğinizi soruyor" dediler. Hz. Hasan (ra): "Sizin bu vaadlerinizi bize kim tekeffül edecek?" dedi. Elçiler: "Sana biz tekeffül ediyor, garanti veriyoruz!" dediler. Hz. Hasan her ne talebte bulundu ise hepsine: "Biz tekeffül ediyoruz!" diyerek teminat verdiler. Böylece Hz. Hasan, Hz. Muaviye (ra) ile sulh yaptı. Hasan Basri demiştir ki: "Ben Ebu Bekir (ra)`i işittim şöyle demişti: "Resulullah (sav)`ı minberde gördüm, yanında Hz.Hasan İbnu Ali vardı. Bazan halka yöneliyor, bazan Hasan`a yöneliyor ve: "Şu oğlum, seyyiddir. Umulur ki, Allah bununla iki muazzam Müslüman orduyu sulha kavuşturacak" diyordu." HadisNo : 1746 [next]
İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu (6)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dinleyin ve itaat edin! Hatta, üstünüze, başı kuru üzüm danesi gibi siyah Habeşli bir köle bile tayin edilmiş olsa, aranızda Kitabullah`ı tatbik ettikçe... (itaatten ayrılmayın)." HadisNo : 1725 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bana itaat etmişse mutlaka Allah`a itaat etmiştir. Kim de bana isyan etmiş ise, mutlaka Allah`a isyan etmiştir. Kim emire itaat ederse mutlaka bana itaat etmiş olur. Kim de emire isyan ederse mutlaka bana isyan etmiş olur." HadisNo : 1726 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslüman kişiye, hoşuna giden veya gitmeyen her hususta itaat etmesi gerekir. Ancak, masiyet (Allah`a isyan) emredilmişse o hariç, eğer masiyet emredilmişse, dinlemek de yok, itaat de yok." HadisNo : 1727 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size emirlerinizin en hayırlıları kimlerdir, en şerirleri kimlerdir haber vereyim mi? Onların en hayırlıları sizlerin sevgisine mazhar olanlar sizleri sevenlerdir; lehlerinde hayırla dua edersiniz, onlar da size hayır dua ederler. Ümeranızın şerirleri de sizin buğzettiklerinizdir, onlar da size buğzederler, siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler." HadisNo : 1728 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim itaatten çıkar, cematten ayrılır (ve bu halde ölürse) cahiliye ölümü ile ölmüş olur. Kim de körü körüne çekilmiş (ummiyye) bir bayrak altında savaşır, asabiyet (ırkçılık) için gadablanır veya asabiyete çağırır veya asabiyete yardım eder, bu esnada da öldürülürse bu ölüm de cahiliye ölümüdür. Kim ümmetimin üzerine gelip iyi olana da, kötü olana da ayırım yapmadan vurur, mü`min olanlarına hürmet tanımaz, ahid sahibine verdiği sözü de yerine getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim." HadisNo : 1729 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu Ravi : Ebu Bekre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah`ın yeryüzündeki sultanını alçaltırsa, Allah da onu alçaltır." HadisNo : 1730 [next]
İmam Ve Emirin Vazifeleri (6)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes`ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes`uldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes`uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes`uldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes`uldür." İbnu Ömer der ki: "Bunları Resulullah (sav)`tan işitmiştim. Zannediyorum ki şöyle de demişti: "Kişi babasının malında çobandır, o da sürüsünden mes`uldür." HadisNo : 1715 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : İbnu Meryem el-Ezdi Hadis : Hz. Muaviye (ra)`nin yanına girmiştim. Bana: "Ey Ebu fülan, seni hangi rüzgar attı?" diyerek (ziyaretimden memnuniyeti izhar etti). Ben de: "Resulullah (sav)`tan işitmiş olduğum şu hadisi, (size hatırlatmayı düşündüm)" dedim: "Allah kime Müslümanların işlerinden birşeyler tevdi eder, o da onların ihtiyaçlarına, isteklerine, darlıklarına perde olur (giderirse), kıyamet gününde Allah da onun ihtiyaç, istek ve darlıklarına perde olur (giderir)." Ravi der ki: "Bunun üzerine Hz. Muaviye (ra) insanların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek üzere bir adam tayin etti." HadisNo : 1716 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Adil olanlar, kıyamet günü, Allah`ın yanında, nurdan minberler üzerine Rahmanın sağ cihetinde olmak üzere yerlerini alırlar. -Allah`ın her iki eli de sağdır- Onlar hükümlerinde, aileleri ile velayeti altında bulunanlar hakkında hep adaleti gözetenlerdir." HadisNo : 1717 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : Hasan el-Basri Hadis : Hasan el-Basri Ma`kıl İbnu Yesar (ra)`dan naklediyor: "Resulullah (sav)`ı işittim, demişti ki: "Allah bir kimseyi başkaları üzerine çoban yapmış, o da idaresi altındakilere hile yapmış olarak ölmüş ise, Allah ona cennetini kesinlikle haram eder." (Müslim`in Hasan Basri`den kaydettiği diğer bir rivayet şöyledir: "Aiz İbnu Amr (ra), Resulullah (sav)`ın Ashab-ı Güzin`inden biri idi. Ubeydillah İbnu Ziyad`ın yanına girdi ve hemen ona: "Ey oğulcuğum, ben Resulullah (sav)`ın: "Çobanların en kötüsü hutame denen merhametsiz deve sürücüsüdür, sakın onlardan olma" dediğini işittim" dedi. Ubeydullah: "Otur, sen muhakkak ki Resulullah (sav)`ın ashabının kepeğindensin" deyince: "Onların kepeği var mıydı? Kepek onlardan sonra ve onların dışındakiler arasında zuhur etti" diye cevap verdi.") HadisNo : 1718 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : Adiyy İbnu Amire el-Kindi Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir işe me`mur tayin ettiğimiz kimse, bizden bir iğne veya ondan daha küçük bir şeyi gizlemiş olsa, bu bir hiyanettir (gulül), kıyamet günü onu getirecektir." Bunun üzerine, Ensar`dan bir zat kalkarak: "Ey Allah`ın Resulü! Vazifeyi benden geri al!" dedi. Hz. Peygamber (sav): "Sana ne oldu?" diye sordu: "Senin (az önce şunu şunu) söylediğini işittim ya!" deyince Hz. Peygamber (sav): "Ben onu şu anda tekrar ediyorum: "Kimi memur tayin edersek az veya çok ne varsa bize getirsin. Ondan kendisine ne verilirse alır, ne yasaklanırsa onu terkeder." HadisNo : 1719 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmam Ve Emirin Vazifeleri Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanların Allah`a en sevgili ve mekan olarak en yakın olanı, adil imamdır. Kıyamet günü, insanların Allah`a en menfuru O`ndan mekan olarak en uzak olanı da zalim sultandır." HadisNo : 1720 [next]
İmamlar Kureyş`tendir (5)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlar Kureyş`tendir Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "İnsanlar hayırda da şerde de Kureyş`e tabidir." HadisNo : 1705 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlar Kureyş`tendir Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar bu işte Kureyş`e tabidirler. Müslümanları Müslüman olanlarına, kafirleri kafir olanlarına tabidirler, insanlar madenler gibidir. Cahiliyede hayırlı olanlar fıkhı öğrenirlerse İslam`da da hayırlıdırlar. Bu işe en çok nefret edenleri insanların en hayırlısı bulacaksın. Onlar (rızaları hilafına) içine düşmedikçe buna talib olmazlar" HadisNo : 1706 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlar Kureyş`tendir Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bu iş (emirlik) insanlardan iki kişi baki kaldıkça Kureyş`te olmaya devam edecektir." HadisNo : 1707 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlar Kureyş`tendir Ravi : Sefine Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Hilafet, ümmetim arasında otuz yıl sürecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir." Said İbnu Cumhan dedi ki: "Sonral ilave etti: "Hz. Ebü Bekir (ra)`in hilafetine Hz. Ömer`in hilafetini, Hz.Osman`ın hilafetine Hz. Ali`nin hilafetini (ra) ekle (parmaklarınla say) bak!" dedi. Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk." Sefine`ye: "Emeviler, hilafetin kendilerinde (devam ettiğini) zannederler denmişti, şu cevabı verdi: "Beni`z-Zerka yalan söylüyor. Onlar krallardır, hem de en kötü krallar." HadisNo : 1708 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlar Kureyş`tendir Ravi : Cabir İbnu Semüre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: Bu din, hepsi Kureyş`ten gelecek olan on iki halifeye kadar aziz ve güçlü olacaktır." Resullullah (sav)`a soruldu: "Sonra ne olacak?" "Sonra herc (fitne ve kargaşa) gelecek!" diye cevap verdi." (Buhari, Müslim ve Tirmizi, hadisin "Kureyşten" kelimesine kadar kısmını, Ebu Davud da tamamını tahric etmiştir.) HadisNo : 1709 [next]
İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları (4)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları Ravi : Aişe Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Allah bir emir için hayır diledi mi ona doğru sözlü bir vezir nasib eder. Bu, ona unutunca hatırlatır, hatırladığı zaman da yardım eder. Allah emire hayır dilemezse, kötü bir vezir musallat eder. Bu vezir, ona unuttuğunu hatırlatmaz, hatırlayınca da yardımcı olmaz." HadisNo : 1731 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Ebu Said ve Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir peygamber gönderdiği veya onun yerine bir halife getirdiği zaman mutlaka onun iki tane de yakını olmuştur: Biri marufu emretmiş ve ona teşvik etmiş, diğeri de şerri emretmiş ve şerre teşvik etmiştir. Masum (yani kötülükten korunmuş) olan, Allah`ın koruduğu kimsedir. HadisNo : 1732 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları Ravi : Kab İbnu Ucre Hadis : Resulullah (sav) bana şunu söyledi: "Ey Ka`b İbnu Ucre, seni, benden sonra gelecek ümeraya karşı Allah`a sığındırırım. Kim onların kapılarına gider ve onları, yalanlarında tasdik eder, zulümlerinde onlara yardımcı olursa, o benden değildir, ben de ondan değilim; ahirette havz-ı kevserin başında yanıma da gelemez. Kim onların kapısına gitmez, yalanlarında onları tasdik etmez, zulümlerinde yardımcı olmazsa o bendendir, ben de ondanım; o kimse havzın başında yanıma gelecektir. Ey Ka`b İbnu Ucre! Namaz burhandır. Oruç sağlam bir kalkandır. Sadaka hataları söndürür, tıpkı suyun ateşi söndürdüğü gibi. Ey Kab İbnu Ucre! Haramla biten bir ete mutlaka ateş gerekir." HadisNo : 1733 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamların Ve Emirlerin Yardımcıları Ravi : Cübeyr İbnu Nüfeyr Hadis : Kesir İbnu Mürre, Amr İbnu`l-Esved ve el-Mikdam (ra) dediler ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Emir, halka karşı suizanna düşerse halkı ifsad eder." HadisNo : 1734 [next]
İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar (5)
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki halifeye birden biat edildi mi, onlardan ikincisini öldürüverin." HadisNo : 1710 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar Ravi : Arface İbnu Şureyh Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Siz bir kişinin etrafında birlik halinde iken, bir başkası gelip, kuvvetinizi kırmak veya cemaatinizi bölmek isterse, onu öldürüverin." HadisNo : 1711 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni İsrail`i peygamberler (as) idare ediyorlardı. Bir peygamber ölünce onun yerine ikinci bir peygamber geçiyordu. Ancak, benden sonra peygamber yok. Ama ardımdan halifeler gelecek ve çok olacaklar. Orada bulunanlar: "(Onlar hakkında) bize ne emredersiniz?" diye sordular. "Önceki biatınıza sadakat gösterin. Onlara haklarını verin. Onlar üzerindeki haklarınızı (eda etmedikleri taktirde, kendilerinden değil) Allah`tan isteyin. Zira Allah Teala, idareleri altındakilerin hukukunu onlardan soracaktır" buyurdu. HadisNo : 1712 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav), İbnu Ümmi Mektum`u, iki defa kendi yerine Medine`de halef bıraktı. HadisNo : 1713 Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM Konu : İmamlığı Ve Emriliği Sahih Olanlar Ravi : Ebu Bekre Hadis : Resulullah (sav)`dan işitmiş olduğum bir kelimenin Cemel Vak`ası sırasında Allah`ın izni ile faydasını gördüm. Şöyle ki bir ara, neredeyse ashab-ı Cemel`e katılarak onların yanında yer alıp savaşmaya karar vermiştim. Hemen, Resulullah (sav)`ın, "İranlıların başına Kisra`nın kızı kraliçe oldu" diye haber geldiği zaman (söylemiş olduğu sözü hatırladım ve onlara katılmaktan vazgeçtim. O zaman Efendimiz: "İşlerini kadına tevdi eden bir kavm felah bulmayacaktır" demiş idi. (Tirmizi`de şu ziyade gelmiştir: "Hz. Aişe Basra`ya geldiği zaman bunu hatırladım. Bu söz sayesinde Allah beni muhafaza etti") HadisNo : 1714

  • Hidane Hakkında (2.Sayfada 3 Hadis)
[next]
Hidane Hakkında (3 Hadis)
Fasil : HİDANE BÖLÜMÜ Konu : Hidane Hakkında Ravi : Amr İbnu Şuayb Hadis : Babası vasıtasıyla dedesinden (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav)`a, bir kadın gelerek: "Bu çocuğa karnım yuva, göğsüm içecek, kucağım da kundak olmuş iken, babası beni boşadı ve onu da benden koparıp almak istiyor!" diye şikayet etti. Hz. Peygamber (sav): "Sen evlenmedikçe, çocuğa ehaksın!" cevabını verdi." HadisNo : 1659 Fasil : HİDANE BÖLÜMÜ Konu : Hidane Hakkında Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Hz. Peygamber (sav) bir oğlan çocuğunu, baba veya annesini seçmede muhayyer bıraktı. Çocuk annesini seçti ve onun elinden tuttu. Annesi de çocuğu alıp götürdü. HadisNo : 1660 Fasil : HİDANE BÖLÜMÜ Konu : Hidane Hakkında Ravi : Ali Hadis : Zeyd İbnu Harise Mekke`ye gitmişti. (Uhud`da şehid düşen) Hz. Hamza`nın kızına uğradı, Cafer (ra): "Kızı yanıma ben alacağım, ona ben ehakkım, o benim amcamın kızıdır ve üstelik yanımda teyzesi var, teyze anne gibidir" dedi. Hz. Ali (ra) de: "Ona ben ehakkım, O amcamın kızıdır. Yanımda Resulullah (sav)`ın kızı Fatıma var. Fatıma ona ehaktır" dedi. Zeyd İbnu Harise (ra) atılarak: "Ona ben ehakkım, o erkek kardeşimin kızıdır, ben onun için yola çıktım ve yanına geldim" dedi. Resulullah (sav), kızı Cafer (ra)`in yanına almasına hükmetti ve: "Muhakkak ki, teyze annedir!" buyurdu. HadisNo : 1661

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget