(( اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِي أَطْعَمَنيِ هَذاَ وَ رَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِحَوْلٍ مِنيِّ وَ لاَ قُوَّةٍ.))
180- (2/1) "Benden hiçbir güç ve kuvvet harcamak-sızın bana bu yemeği yediren ve beni onunla rızıklandıran Allah’a hamd olsun."
[Nesâi dışında diğer sünen sahipleri. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/159).]
(( اَلْحَمْدُ ِللهِ حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُباَرَكاً فِيهِ، غَيْرَ [ مَكْفِيٍّ وَلاَ ] مُوَدَّعٍ، وَلاَ مُسْتَغْنىً عَنْهُ رَبَّناَ.))
181- (2/2) "Riyâdan uzak ve bereketi kesilmeyen çok, sonsuz ve terk olunmayan, kendisinden müstağni olunmayarak yapılan hamd, Rabbimiz Allah’adır."
[Buhâri, (6/214); Tirmizi, lafzıyla (5/507).]