Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Eczâ'u'l-Hadîs
Bk. Cüz.
Kelime olarak sözlükte parça, bir bütünün parçalarından herbiri manasınadır. Kur'ân-ı Kerim'in otuz bölümünden herbirine cüz denildiği malumdur. Çoğulu eczâ gelir.
Hadis ilminde cüz veya öteki tabiriyle hadis cüzü (çoğulu eczâ-yı hadîsiye) daha ziyade belli bir kişiden gelen hadisleri toplamak maksadiyle tertip edilen çoğu küçük çapta hadis kitalarına denir. Bununla birlikte bir konudaki veya muayyen sayıdaki hadisleri yahut bir hadisin bütün rivayet yollarını bir araya getiren birkaç sahifelik hadis kitapçıklarına da cüz adı verilmiştir. Bunun yanısıra hadis tedvininin ilk zamanlarında hadislerin yazıldığı defterlere de sahîfe veya cüz denilmiştir. 166
Belli bir raviden rivayet edilen hadisleri toplayan cüze misal olarak Süheyl b. Ebî Salih'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği 49 hadis ihtiva eden cüzü167; belli konudaki hadislerin toplandığı cüze misal olarak da Ru'yetullâh konusundaki hadisleri bir araya getiren cüzü vermek mümkündür. 168Bu çeşit cüzler pek çoktur.
Muayyen sayıdaki hadisleri ihtiva eden cüzler içinde en yaygın olanı erba'ûn tabir edilen kırk hadisten meydana gelen cüzlerdir. Bir hadisin bütün tariklardan gelen rivayetlerini bir araya getiren cüzlere misal olarak da İbn Haceri'l-Askalânî'nin “Ümmetimden dininin emirlerine dair kırk hadis öğreneni Allah Kıyamet Gününde fakihler ve alimler zümresinde haşreder” manasına gelen zayıf hadisin bütün tariklardan gelen farklı rivayetlerini bir araya getiren cüz'ü misal verilebilir.

Ecvedu'l-Esânîd
Bk. Esahhu'l-Esânîd.
“İsnadların en sahihi” demektir. Yerine göre aynı manada esbetu'l-esânîd (isnadların en sağlamı); ercahu'l-esânîd (isnadların en çok tercih edilecek olanı): tabirleri de kullanılır. Ahmed b. Hanbel, esahhu'l-esânîdden bahsederken ecve-du'1-esânîd tabirini aynı manada kullanmıştır. 230
Esahhu'1-esânîd, hadislerin ilk kaynaklarına varıncaya kadar ravi isimlerini sıralamaktan ibaret isnadların değerlendirilmesinde kullanılır. Açıklamak gerekirse, bir hadisin sahih kabul edilmesi için, onun adalet özelliğine sahip, zabtı tam raviler tarafından rivayet edilmiş olması, şaz ve illetli olmaktan uzak bulunması gerekir. Bu, bir bakıma isnadın sahih olması demektir. Buna göre bütün ravileri, ravide aranan vasıflar bakımından en yüksek derecede olan isnada esahhu'l-ebânîd tabir edilmiştir.
En sahih isnad telakkisi, ravilerin adalet vasfına, âlimlere ve beldelere göre değişiktir. Meselâ, Ahmed b. Hanbel ve İshâk b. Râhûye'ye göre en sahih isnad, ez-Zuhri - Salim b. Abdillâh - Babası Abdullah b. Ömer - Hz. Ömer isnadıdır. Gayet tabiî olarak bu iki hadis âlimine göre en sahih hadisler, bu isnadla rivayet edilenlerdir. Yahya b. Ma'in, el-A’meş -İbrâhimu'n-Neha'î - Alkame - İbn Mes'ûd isnadını en sahih isnad kabul eder. Buhâri'ye göre en sahih isnad, Mâlik -Nâfi'-İbn Ömer şeklinde en sahih isnad saymışlar ve ona silsiletu'z-zeheb (altın zincir) demişlerdir.
Ulaştığı sahabîye göre esahhu'l-esânîd kabul edilenlere şu isnadlar misal gösterilebilir:
Hz. Ebubekr'e ulaşan en sahih isnad: İsmail b. Ebî (Ebî Halid) Halid - Kays b. Ebi Hazim-Hz. Ebubekr; Hz. Ömer'e ulaşan en sahih isnad, ez-Zuhrî -es-Sâ'ib b. Yezîd - Hz. Ömer; Ebu Hureyre'ye varan en sahih isnad, Ebu'z-Zinâd - el-A'rec -Sa'îdu'bnu'l-Museyyeb -Ebu Hureyre.
Beldelere göre en sahih isnad olarak kabul edilen isnadlardan bir kaçı şunlardır:
Mekkelilerin en sahih isnadı: Sufyân b. Uyeyne - Amr b. Dînâr - Câbir b. Abdillah; Medinelilerin esahhu'l-esânîdi, İsmail b. Ebi Hâkim - Abide b. Sufyân -Ebu Hureyre; Yemenlilerin en sahih saydıkları isnad ise Ma’mer - Hemmâm b. Munebbih - Ebu Hureyre isnadıdır.
Burada işaret etmek gerekir ki, esahhu'l-esânîd kabul edilen isnadlar, sahabîye kadar ulaşan rivayet yolları, isnadı teşkil eden raviler, hadis âlimleri ve beldelere göre itibari olarak değişmektedir. Her hadis âliminin veya belde halkının en sahih kabul ettiği isnad, ya rivayetlerine ya da aralarından yetişen meşhur hadis imamlarına göre diğerinden farklılık göstermektedir.

Eceztuke Ve Li-Evlâdike Ve Li-Akîbike
Bk. İcaze li’l-Ma'dûm.
Henüz hayatta olmayan bir kimseye verilen icazettir. Şeyh, eceztu li-men yûledu 1i-fulânin (falanın doğacak çocuğuna icazet verdim) gibi bir dea sîgası kullanarak ismini andığı kişinin ilerde doğacak çocuğuna hadislerini rivayet etmesi için izin verir. İcazet çeşitleri arasında sayılan bu şekilde bir icazetin caiz olup olmadığında ihtilaf vardır. Nitekim Şafiî âlimlerinden Ebu't-Tayyib et-Taberî ile Ebu'n-Nasr İbnu's-Sabbâğ'a göre hayatta olmayana icazet bâtıldır; zira icazet, mucâzı haber vermek hükmündedir. Henüz hayatta olmayan bir kimseye bir şey haber vermek ise sahih değildir. Bunun gibi hayatta olmayan icazet vermek de sahih olmaz. Hak ve gerçek olan budur. 417 el -Hatîbu'l- Bağdadî de, bütün şeyhlerinin hadis meclislerinde bulunmayan çocuğa yaşını başını sormadan icazet vermeyi caiz gördükleri halde hayatta olmayana icazete cevaz vermediklerini söylemiştir. 418 Buna karşılık ma'dûma icazeti caiz görenler olmuştur. Bunlar cevaza Hanefilerle Mâlikîlerin ma'dûma vasiyeti caiz görmelerine kıyas ederek hükmetmişlerdir. Bundan başka bir de ma'dûmu maluma atfederek icazet vardır, böyle icazette şeyh, eceztu li-fulânin ve li-akîbihî mâ tenâselû (falancaya ve soy sürdürdükleri sürece çocuğuna ve torunlarına icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanır. Şafiî'ler, ma'dûma icazetin bu türünün caiz olduğu görüşündedirler. Ancak, kabul etmek gerekir ki, böyle bir icazet zayıftır.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget