Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Efrâdu'l-Buldân
Beldelerin ferd hadisleri anlamını veren bir tamlama olup yalnızca bir beldede yaşayan ravi veya ravilerin rivayet ettikleri ferd hadislere denilmiştir.
Misal vermek gerekirse, öyle hadisler vardır ki, sadece basralı veya yalnızca samlı ravi veya ravilerce rivayet edildiğinden ferd sayılmıştır. Başka belde ravilerince rivayet edilmeyen böyle birkaç hadis, efrâdu'l-buldân tabiriyle ifade edilmiştir.

Efrâd
“Tek, bir tek” manasına gelen “ferd” in çoğuludur. Sıfatın, nitelediği ismin yerine geçmesi kabilinden el-ehâdîsu'l-efrâd (ferd hadisler) sıfat tamlaması yerine kullanılan bir deyimdir. Gerek mutlak veya nisbi olarak ravisinin rivayette tek kalması, gerekse sadece bir şehirden olanların rivayet etmeleri sebebiyle ferd sayılan hadisleri ifade etmekte kullanılır.
Ferd hadislere dair müstakil kitaplar telif edilmiştir, kısaca efrâd kitapları denilebilecek bu eserlerin en meşhurları ed-Dârekutni’nin Kitâbu'l-Efrâdı ile İbn Şahin künyesiyle tanınmış Ebu Hafs Ömer b. Ahmed'in aynı isimdeki eseridir.

Ef'âlu'r-Resûl
“Efâl” fiilin çoğulu olduğuna göre tamlama Hz. Peygamber (s.a)'in gerek insan, gerekse peygamber olarak işlediği işler manasına gelir.
Hadisler, bir anlamda Sünnetin sözlü ifadeleridir. Bunun yanısıra Sünneti oluşturan üç kısımdan birisi, fi'ilî sünnettir. Öyle olunca Hz. Peygamberin hadislerde yansıyan fiillerinin başta tslâm Hukuku olmak üzere islâmî ilimlerde büyük önemi vardır.
Bununla birlikte onun bütün fiilleri, taşıdığı hükmü belirleyebilmek açısından bazı kısımlara ayrılmıştır. Bunların bir kısmı dinîdir ve İslâm şeri'atinin temelini oluşturur. Bir kısmı ise dinî değildir. Müslümanlar için insanî veya ahlakî değer taşımalarına ve örnek teşkil etmelerine rağmen İslâm şeriatı dahilinde mütalaa edilmemiştir. Bu yüzden konu ihtilaflıdır. Nitekim kimi İslâm alimleri onun her fiilini aynı değerde görürken kimileri dinî mahiyette olanların olmayanlardan ayırdedilmesi gerektiği görüşündedirler. Özetle, Hz. Peygamber (s.a)'in sözlerinin olduğu gibi, fiillerinin müslümanlar için delil ve uyulması gerekli oluşu, Allah Elçisi olmak sıfatıyla birlikte ondan sadır olmak; şeriat hükmü koymak ve uyulması kasdedilmek şartlarına bağlıdır. Bu şartlan taşıyan ibâdet, tâ'at ve benzeri konularla ilgili fiilleri şer'î bir hüküm koyması yanında müslümani bağlayıcı nitelik taşır.
Diğer taraftan, Hz. Peygamber (s.a.s)'in oturma, kalkma, yürüme, yeme, içme gibi fiilleri insanlık gereği olduklarından şeriat değildirler; çünkü bunların kaynağı onun peygamberlik yönü değil, insanlığıdır. Aynı şekilde insanlık tecrübesi sonucu işlediği ticaret, ziraat, askerî birlik teşkili, savaş idaresi, bir hastalığa ilaç tavsiyesi gibi fiilleri de şer'î değillerdir. Bunlar, müslümanlar için örnek oluştursalar bile, dinî hükümlerle ilgileri yoktur.
Hz. Peygamber'in fiilleri içinde kendisine has uygulamalar da vardır. Bunlar da örnek niteliği taşımadıkları sürece şeriat sayılmazlar. Dörtten fazla evlenmesi; her zaman ilgili nassa uygun olarak iki şahidin şahitliğiyle hüküm verdiği halde bir işte yalnız Huzeyme'nin şahitliğiyle yetinmesi gibi olaylar bunun örnekleridir.
Sonuç olarak Hz. Peygamber (s.a.s)'in fiilleri yukarıda nakledilen şartlarla Sünnet içinde mütalaa edilirler. Bu demektir ki, onun peygamber olarak yaptığı işlerden teşri ve müslümanların uyması maksadıyla işlenenler dinî mahiyette addedilirler ve müslümanlar için delil oluştururlar. Müslümanların böyle fiillere uymaları gerekir. Ahlakî mahiyette olanları dinî olmasalar bile güzel ahlak örnekleri verdiklerinden uyulmalarında fazilet vardır. İnsanlık icabı işledikleri ise örnek vasfı yoksa uyulması mecburî değildir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget