Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Hasen Ü-Gayrîhî
Hasen hadisin kısımlarından biri olan hasen li-gayrihî İbnu's-Salâh'a göre İsnadında ehliyeti tahakkuk etmemiş mestur ravi bulunan ancak bu mestur ravi gaflet sahibi, rivayetlerinde fazlaca hata yapan kimse olmadığı gibi, hadiste kasden yalan söylemek veya başka sebep yüzünden fiskla itham edilmeyen bir kimse olan hadistir. Böyle bir hadis başka vecihlerden rivayet edilmekle kuvvet kazanır. Şaz ve münker olmaktan kurtularak hasen li-gayrihî adını alır. 364 İbnu's-Salâh’ın bu tarifi, hasen li-gayrihiyi esas itibariyle ravisinin zayıflığı yüzünden zayıf mertebesine düşen, ancak başka tariklardan rivayet edilmekle kuvvet kazanıp hasen derecesine çıkan hadis olarak almaktadır. Buna göre hadiste yalan söylemeyen, gaflet sahibi olmayan, rivayetlerinde aşın şekilde hata yapmayan zayıf bir ravinin rivayet ettiği zayıf hadis, gerek lafzan, gerekse manasiyle başka tariktan rivayet edildiği takdirde zayıf olmaktan çıkar; hasen derecesine yükselir. Ancak buna kendiliğinden değil, başka yönden rivayet edilme desteğiyle hasen olduğundan hasen li-gayrihî denir. Bazı âlimler, zayıf hadisi destekleyen rivayetin o zayıf hadisi rivayet eden ravinin şeyhinden veya onun şeyhlerinden birinden aynı lafızla yahut aynı manayı veren değişik lafızlarla rivayet edilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bununla birlikte zayıflık sebebine irsal, tedlîs ve cehaleti de ekleyenler vardır. Netice itibariyle ravisinin kusuru, irsal veya tedlis yapması yahutta cehalet gibi sebeplerle zayıf addedilen bir hadis başka tanklardan lafzen veya na'nen rivayet edildiğinde hasen li-zâtihi olur demek daha şümullü bir tariftir. Meselâ, Ebu Sa'di'l-Hudrî demiştir ki: Yanımızda bir yetimin (emaneti bir miktar) şarap vardı. (İçkiyi yasaklayan) Ma'ide Sûresi (nin 90. ayeti) nazil olunca Hz. Peygamber (s.a.s)'e (bu şarabı ne yapacağımı) sordum ve “Yetim malı” dedim. Hz. Peygamber (s.a.s) “Olsun, dökün” dedi.”365 Bu hadisi Mücalid tarikinden rivayet eden Tirmizî sonunda hadise hasen hükmünü vermiştir. Ravisi Mücalid zayıf bir ravidir. Bazı alimler onu rivayette yanılmak ve çok hata yapmakla cerh etmişlerdir. Ne var ki, aynı hadis. Enes ve başka sahabilerin rivayetleri olan birkaç değişik vecihten de varid olmuştur. Şu hale göre zayıf ravinin rivayeti iken başka tanklardan rivayetle destek kazanarak hasen li-gayrihî mertebesine yükselmiştir. Yine Tirmizî, Huşeym tarikiyle şu hadisi rivayet etmiştir. “... Hz. Peygamber (s.a) “Müslümanlara Cuma günü yıkanmaları haktır. Herbir müslüman (Cuma günü) ailesinin güzel kokusundan sürünsün. Eğer bulamazsa onun için güzel koku sudur.” buyurmuştur.” 366 İsnadında inkıta olması dolayısiyle zayıf sayılan bir hadis, aynı şekilde başka vecihten rivayet edilerek desteklenirse yine hasen li-gayrihi itibar edilir. Bunun misalini de Tirmizî'nin şu hadisi teşkil eder: “... Hz. Peygamber (s.a.s) Abbas hakkında Hz. Ömer'e “bir kimsenin amcası, babası gibidir” buyurdu. Hz. Ömer daha Önce Hz. Peygamber (s.a.s)'e Hz. Abbasin zekâtı konusunu açmıştı.”367 Tirmizî'nin hasen-sahih dediği bu hadis, ravisi Ebu'l-Buhturî (Sa'id b. Fîrûz)'un Hz. Ali'den rivayetinin olmaması sebebiyle munkatı'dır ve zayıftır. Aynı konuda Bureyde ve başka sahabîlerden rivayet edilen şahit hadisler vardır. Bu yüzden bu hadis hasen li-gayrihî sayılmıştır. Bununla birlikte bir hadisin ravisi, çok hata yapmak, yalancılık ithamına maruz kalmak, yahutta herhangi bir sebepten dolayı fışkı zahir olmak yüzünden ta'n edilerek zayıf duruma düşerse rivayeti ne kadar benzeri rivayetlerle desteklenirse desteklensin, zayıf olarak kalır. Bunun misalini de şu hadis teşkil eder: “... Ümmetimin dini işlerine dair kırk hadis belleyeni Allah, Kıyamet günü fakihler ve âlimler zümresinde haşreder.”368 Kırk hadis mecmu'alarının derlenmesinde başlıca amil olduğu şüphesiz olan bu hadis birçok sahabîden rivayet edilmiştir, dolayısiyle bir hayli tariki vardır. Ancak bu tankların hiçbiri kadih illetten kurtulmamıştır. Bu yüzden de zayıf olarak kalmıştır.

Hasen Li-Zâtihî
Hasen li-aynihî de denir. Hasen hadisin kısımlarından biridir. İbnu's-Salâh'a göre emanet ve sıdkla meşhur olmakla birlikte hıfz ve itkan yönünden daha aşağı mertebede olduklarından sahih hadis ricali mertebesine çıkamayan, ancak tek başlarına rivayet ettikleri hadisler münker addedilen ravilerden üstün olan ravilerin rivayet ettikleri şaz, münker ve mu'allel olmayan hadislerdir. 369 İbn Haceri’l-Askalânî'ye göre ise hasen li-zâtihî hadis, adaletli olmakla birlikte zabtı hafif yani az olan ravinin muttasıl senedle rivayet ettiği şaz ve illetten ari olan hadistir. 370 İbn Hacer'in bu tarifi, hasen li-zâtihî hadisi sahihten farklı yönüyle almaktadır, nitekim tarifte “sahih haberin şartlarından yalnızca “zabt” şartı hafif olur yani azalırsa bu habere hasen li-zâtihî denir denilerek sıhhat şartlarından zabtın hafif olması halinde hadisin sahihlikten düşeceği ve hasen li-zâtihî olacağı söylenmiştir. Şu hale göre hasen li-zâtihi ile sahih arasındaki fark yalnızca ilkinin ravisinin zabt vasfının azlığıdır. Bu manada hasen li-zâtihiye şu hadis misal verilebilir: “... Hz. Peygamber (s.a.s) “Ümmetime zorluk vereceğini bilmeseydim her namazda misvak kullanmalarını emrederdim” buyurmuştur.” 371 Hadisin ravilerinden Muhammed b. Amr b. Alkame sadâkatle meşhur olmakla beraber itkan sahibi değildir. Hatta bazı cerh ve ta'dil alimleri tarafından sû'ul-hıfz (kötü ezberleme) yüzünden tenkit edilmiş ve zayıf sayılmıştır. Ravisi Muhammed b. Amr'ın zabtının az oluşu yüzünden bu tariktan gelen rivayet hasen li-zâtîhî addedilmiştir. Hasen li-zâtihî hadis, başka tariklarla rivayet edilerek kuvvet kazanması halinde sahih li-gayrihî derecesine yükselir.

Hasen Li-Aynihî
Bk. Hasen li-Zâtihî.
Hasen li-aynihî de denir. Hasen hadisin kısımlarından biridir. İbnu's-Salâh'a göre emanet ve sıdkla meşhur olmakla birlikte hıfz ve itkan yönünden daha aşağı mertebede olduklarından sahih hadis ricali mertebesine çıkamayan, ancak tek başlarına rivayet ettikleri hadisler münker addedilen ravilerden üstün olan ravilerin rivayet ettikleri şaz, münker ve mu'allel olmayan hadislerdir. 369 İbn Haceri’l-Askalânî'ye göre ise hasen li-zâtihî hadis, adaletli olmakla birlikte zabtı hafif yani az olan ravinin muttasıl senedle rivayet ettiği şaz ve illetten ari olan hadistir. 370 İbn Hacer'in bu tarifi, hasen li-zâtihî hadisi sahihten farklı yönüyle almaktadır, nitekim tarifte “sahih haberin şartlarından yalnızca “zabt” şartı hafif olur yani azalırsa bu habere hasen li-zâtihî denir denilerek sıhhat şartlarından zabtın hafif olması halinde hadisin sahihlikten düşeceği ve hasen li-zâtihî olacağı söylenmiştir. Şu hale göre hasen li-zâtihi ile sahih arasındaki fark yalnızca ilkinin ravisinin zabt vasfının azlığıdır. Bu manada hasen li-zâtihiye şu hadis misal verilebilir: “... Hz. Peygamber (s.a.s) “Ümmetime zorluk vereceğini bilmeseydim her namazda misvak kullanmalarını emrederdim” buyurmuştur.” 371 Hadisin ravilerinden Muhammed b. Amr b. Alkame sadâkatle meşhur olmakla beraber itkan sahibi değildir. Hatta bazı cerh ve ta'dil alimleri tarafından sû'ul-hıfz (kötü ezberleme) yüzünden tenkit edilmiş ve zayıf sayılmıştır. Ravisi Muhammed b. Amr'ın zabtının az oluşu yüzünden bu tariktan gelen rivayet hasen li-zâtîhî addedilmiştir. Hasen li-zâtihî hadis, başka tariklarla rivayet edilerek kuvvet kazanması halinde sahih li-gayrihî derecesine yükselir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget