Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Muharric
Bk. Tahrîc.
Çıkmak anlamını veren “harece” kök fiilinden tef’il babında mastar olan tahric, hadis ilminde iki manada kullanılmıştır. Birisi rivayet, diğeri hadislerin kaynağını göstermek. Rivayet manasına tahric, tamamen aynı kökten alman ihrâc karşılığı olarak kullanılır ve bir hadisi isnadıyla birlikte bir kitapta nakletmeye denir. Bazı kitaplarda bir hadis verildikten sonra harrecehu fulânun veya ahrecehu fulânun denilmişse bu o hadisin o kimse tarafından kendi isnadıyla rivayet edildiği manasınadır. Bu manada daha çok mağrib alimleri tarafından kullanılmıştır. Tahricin ikinci manası, bir kitaptaki hadisleri teker teker ele alarak herbirinin diğer isnadlarını göstererek sıhhat durumunu belirtmektir. Bu bir bakıma herhangi bir musannifin kitabındaki hadislerin birer birer kaynaklarını göstermek, varsa diğer rivayet tanklarına işaret edip sıhhat durumunu ortaya koymaktır. Hadis alimleri hadis konusunda olsun veya olmasın, meşhur bazı kitapların ihtiva ettiği hadislerin tahricine dair kitaplar yazmışlardır. İmam Gazâlî'nin İhyâ'u Ulûmi'd-Dîn isimli eserinin hadislerini tahric eden el-Irâkî'nin Tahrîcu Ahâdîsi İhya adlı eseri, yine aynı kitaptaki hadislerin tahricine dair Kasım b. Kutluboğa’nın Tuhfetu'1-Ahyâ min Tehârîci Ahâdîsi İhya'sı, ez-Zeylaî’nin el-Hidâye'nin hadislerinin tahricini yaptığı Nasbu'r-Rayesi konunun önemli misalleridir. Bazıları muteber hadis kitaplarından senediyle birlikte hadis nakledilmesine de tahric demişlerdir. Bu manaların hepsine şamil olmak üzere hadis tahric eden alime muharric adı verilir.

Muharref
Sözlükte değiştirmek bir şeyin yerine başkasını getirmek, bir nesnenin yerine diğerim koymak, bir nesneyi bir tarafa eğmek manalarını veren 813 “tahrif, babından ism-i mef’uldür. Kelime olarak verdiği tahrif edilmiş manası ile ilgili olarak hadis ilminde umumiyetle ibareleri değiştirilerek rivayet edilmiş hadislere denir. Burada işaret etmek yerinde olur ki, hadislerde yapılan ibare değişikliği ya bir kelimeyi meydana getiren harflerdeki nokta değişikliği ya da kelimelerinde harf ve yazı değişikliği olmak üzere iki kısımda mütalaa edilebilir. İlkine yani harflerde nokta değişmesine tashîf, kelimelerinde harf, yazı ve şekil değişikliğine ise tahrif adı verilir. İbn Haceri'l-Askalani'ye gelinceye kadar hadis alimleri umumiyetle tashif ile tahrifi ayırmamışlar gerek kelimelerini teşkil eden harflerinde nokta değişikliği, gerekse şekil değişikliği ile meydana gelen hadisleri tashif adıyla anmışlardır. Nitekim İbnu's-Salâh, kitabının 35. bölümünü musahhafa ayırmıştır. Burada verdiği bilgi ve misaller musahhafla olduğu kadar muharrefle de ilgilidir. en-Nevevi de bu konuda ona uymuştur. el-Irâki'nin başlığı da musahhaf ismini taşımaktadır. Verdiği izahlarla misaller ise her ikisini de kapsayacak şekildedir. İbn Haceri'l-Askalânî musahhafı ikiye ayırarak tashifle rivayet edilme sonucu meydana gelen hadise musahhaf; tahrif taşıyana ise muharref adını vermiştir. Onun bu ayırımına göre muharref, asıl metnine göre bir kelimesi şekil değiştirerek rivayet edilmiş olan hadise denir. 814 Tahrif hadisin isnadında olabileceği gibi metninde de olabilir. İsnadda hata daha çok tashif şeklinde olur. Bunlara musahhaf maddesinde misal verilmiştir. Ravinin rivayet hatası yüzünden kelime şeklinin bozulması sonucu muharref sayılan hadislere gelince şu misaller verilebilir. “Zeyd b. Sabitten rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) mescid içinde kamış ya da sazdan namaz kılacağı bir oda çevirdi. “ Buhâri ve Müslim'de bulunan bu hadisi815 İbn Lehi'a isimli bir ravi Musa b. Ukbe'nin Kitabu'l-Meğâzî isimli eserinden rivayet etmiş; ancak ilk kelimesi “ihtecera” yi tahrif yaparak “ihteceme” şeklinde nakletmiştir. Bu durumda haliyle hadisin manası değişmiş, “..kan aldırdı” şekline girmiştir.816 “Kim ramazan orucunu tutar sonra da ramazan orucunun ardından Şevval ayında altı günü oruçlu geçirirse bütün yıl (boyunca) oruç tutmuş gibi olur” Müslim, Tirmizî, Ebû Davud ve İbn Mâce tarafından rivayet edilmiş bulunan bu hadis, Ebubekir es-Sûli adındaki ravi tarafından “sitten” kelimesi “şey'en” şeklinde getirilerek rivayet edilmiştir. 817Hadis, metnindeki bu kelime değişikliği yüzünden muharref haline gelmiştir. “Cabir'den rivayet edildiğine göre Hendek savaşı günü Ubey b. Ka'b kol damarlarından yaralandı. Hz. Peygamber (s.a.) yarasını dağlattı.” Müslim ve İbn Mâce'nin rivayet ettikleri bu hadisdeki “Ubey” kelimesini Gunder adındaki bir ravi “Ebî” şekline getirmiştir. 818 Hadis metinlerinde yapılan tahrif, yukarıda verilen misallerden de anlaşılacağı üzere, manasının geniş ölçüde değişmesine yol açmaktadır. Hadisin isnadındaki bir ismi yanlış okumak alimlerin zamanla doğrusunu gösterdikleri göz önüne alınırsa pek önemli değildir. Fakat metindeki kelimelerin yanlış okunup rivayet edilmesi mananın değişmesine, bazende tersine dönmesine yol açacağı cihetle son derece önemlidir. Son olarak vereceğimiz şu misallerden bunu anlamak bizim için zor olmayacaktır. Bütün hadis kaynaklarının rivayet ettikleri sütre hadisi denilen bir hadis vardır. Bu hadisin metninde esas itibariyle Hz. Peygamber (s.a.) in önüne sütre olarak bir baston dikildiğinden, onun da bu bastona karşı durarak namaz kıldığından söz edilir. Böyle iken Benû Anze Kabilesinden Muhammed İbnu'l-Anezî, metni yanlış anlamış ve “biz şan şeref sahibi bir kabileyiz. Biz Anezedeniz. Hz. Peygamber bize dua etti” demiştir. Onun bu sözleri hadisteki “sallâ ile'Aneze” lafızlarını” Aneze kabilesine selam verdi” şeklinde anladığını göstermektedir. Bu ise tashifden başka bir şey değildir. Meşhur müfessir Yahya b. Sellâm, Sa'id b. Ebi Arûbe tarîkıyla “size fasıkların yurdunu göstereceğim” manasına gelen ayeti açıklarken Katade'nin “Mısır'ı göreceksiniz” tefsirini rivayet eder. Ne var ki bu tefsir Ebu Zur'a'nın hoşuna gitmez. Sa'id'in Katâde'den naklettiği tefsirin gerçekte “mısr” olan kelimesi yerine “masirahum” kelimesini getirerek öylece rivayet eder. 819 Kısacası muharref hadisler hata sonucu yanlış okunarak kelime şeklinin değişmesiyle aslından farklı bir şekilde rivayet edilen hadislerdir. Ravilerinin sû'u'l-hıfzı (kötü ezberlemesi) ve dikkatsizlikleri sonucu karşımıza çıkmaktadır. Dikkatsiz, kötü ezberleyen, fazla hata yapan ravilerin hadislerde meydana getirdikleri yanlışlıklar yerine göre çok basittir. Ancak bu hatalar meşhur Türk şairi Fuzuli'nin deyişiyle söyleyelim, bazen “bir harf düşerek” nadiri “nar” kılacak, bazen de “bir nokta düşmesiyle “göz” ü “kör” edecek kadar mühimdir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget