Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ? Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) "أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"
Bk. Esbâbu Vurûdi'l-Hadîs. Esbâbu'l-hadîs de denir. Hadislerin söyleniş, bir fiil bildiriyorsa işleniş sebeplerini konu olarak alan ilim dalının adıdır. Kur'ân-ı Kerim için esbabı nüzul ne ise hadisler için esbabu vurüdi'l-hadîs odur. Hadislerin bir kısmı bazı olaylar üzerine, bir kısmı da sorulan sorulara cevap olarak varid olmuştur. Gerek bu olaylar, gerekse sahabilerin çeşitli vesilelerle sordukları sorular, olay üzerine söylenen sözün ya da soruya verilen cevabın sebeb-i vurüdunu teşkil eder. Misal vermek gerekirse şu hadis üzerinde durulabilir: “Birini tıraş ettiğinizde ya saçını tamamen kesin; da da tamamını bırakın.” 237Bu hadisin söyleniş sebebi, Hz. Peygamber (s.a.s)'in saçının bir kısmı kesilmiş, bir kısmı bırakılmış bir çocuk görmesidir. Bu olay üzerine bu sözleri söyleyerek saçın bir kısmını kesip bir kısmını bırakmayı men etmiştir. Sahabilerin “hangi şey efdaldir? Hangi ameli işlersem Cennet'e girerim? Hangi müslüman hayırlıdır? En büyük günah hangisidir?” gibi yüzlerce sorusu da sebebi vurûddur ve Hz. Peygamberin verdiği cevaplarla birlikte hadis metinleri arasında yer almıştır. Hadislerin vürud sebebini bilmek son derece önemlidir; çünkü sebebin bilinmesiyle her şeyden önce mesele aydınlığa kavuşur. Hz. Peygamber'in söylediği sözlerin taşıdığı hükümler umumi midir, hususi midir? Vücuba mı nedbe mi delalet eder? Bu ve öteki önemli hususlar açıklık kazanır. Dolayısiyle hadisten hüküm çıkarmak bir ölçüde kolay hale gelir. Diğer taraftan sebeb-i vürudun bilinmesi hadisin etraflı bir şekilde ve kolayca anlaşılmasını sağlar. Benzer bir meseleye tatbik edilerek hüküm çıkarılmasını kolaylaştırır. Esbabu vurûdi'l-hadîs konusunda Abdullah İbni'l-Huseyn el-Ukberî'nin ve Ebu Hâmid Kûtâh el-Cübârî'nin birer kitabı vardır. 238es-Suyûtî de aynı konuda bir kitap tasnif etmişse de tamamlayamamıştır. 239Bugün için esbâbu'l-hadîs konusunda elde bulunan tek kitap İbn Hamze ed-Dimeşkî'nin el-Beyân ve't-Ta'rîf fî esbâbi Vurûdi'l-Hadîsi'ş-Şerîf isimli eseridir.
Bk. Esbâbu Vurûdi'l-Hadîs. Esbâbu'l-hadîs de denir. Hadislerin söyleniş, bir fiil bildiriyorsa işleniş sebeplerini konu olarak alan ilim dalının adıdır. Kur'ân-ı Kerim için esbabı nüzul ne ise hadisler için esbabu vurüdi'l-hadîs odur. Hadislerin bir kısmı bazı olaylar üzerine, bir kısmı da sorulan sorulara cevap olarak varid olmuştur. Gerek bu olaylar, gerekse sahabilerin çeşitli vesilelerle sordukları sorular, olay üzerine söylenen sözün ya da soruya verilen cevabın sebeb-i vurüdunu teşkil eder. Misal vermek gerekirse şu hadis üzerinde durulabilir: “Birini tıraş ettiğinizde ya saçını tamamen kesin; da da tamamını bırakın.” 237Bu hadisin söyleniş sebebi, Hz. Peygamber (s.a.s)'in saçının bir kısmı kesilmiş, bir kısmı bırakılmış bir çocuk görmesidir. Bu olay üzerine bu sözleri söyleyerek saçın bir kısmını kesip bir kısmını bırakmayı men etmiştir. Sahabilerin “hangi şey efdaldir? Hangi ameli işlersem Cennet'e girerim? Hangi müslüman hayırlıdır? En büyük günah hangisidir?” gibi yüzlerce sorusu da sebebi vurûddur ve Hz. Peygamberin verdiği cevaplarla birlikte hadis metinleri arasında yer almıştır. Hadislerin vürud sebebini bilmek son derece önemlidir; çünkü sebebin bilinmesiyle her şeyden önce mesele aydınlığa kavuşur. Hz. Peygamber'in söylediği sözlerin taşıdığı hükümler umumi midir, hususi midir? Vücuba mı nedbe mi delalet eder? Bu ve öteki önemli hususlar açıklık kazanır. Dolayısiyle hadisten hüküm çıkarmak bir ölçüde kolay hale gelir. Diğer taraftan sebeb-i vürudun bilinmesi hadisin etraflı bir şekilde ve kolayca anlaşılmasını sağlar. Benzer bir meseleye tatbik edilerek hüküm çıkarılmasını kolaylaştırır. Esbabu vurûdi'l-hadîs konusunda Abdullah İbni'l-Huseyn el-Ukberî'nin ve Ebu Hâmid Kûtâh el-Cübârî'nin birer kitabı vardır. 238es-Suyûtî de aynı konuda bir kitap tasnif etmişse de tamamlayamamıştır. 239Bugün için esbâbu'l-hadîs konusunda elde bulunan tek kitap İbn Hamze ed-Dimeşkî'nin el-Beyân ve't-Ta'rîf fî esbâbi Vurûdi'l-Hadîsi'ş-Şerîf isimli eseridir.
Bk. Sirkatu'l-Hadîs. Hadis hırsızlığı manasına gelir. Bir ravinin bir hadisi rivayette tek kalması halinde bir diğer ravinin aynı hadisi o ravinin şeyhinden işiterek rivayet ettiğini iddia etmesine denilmiştir. Bununla birlikte bir ravinin hadisi olarak bilinen bir hadisi aynı tabakadan başka bir raviye isnad ederek rivayete, bir de başkalarında bulunmayan garâ'ib rivayet ediyor görünmek maksadiyle bir hadisi, bilhassa metnindeki kelime veya cümlelerin yerlerini değiştirerek maklûb hale getirmeye de sirkatu'l-hadîs tabir edilmiştir. Anlaşıldığına göre hadiste sirkat, bir ravinin, kendi rivayet etmediği bir hadisi çeşitli şekillerde kendisine mal ederek rivayet etmesinden ibarettir. Sirkatu'l-hadîs fiilini işleyene sarık (hırsız) denilmiştir.