Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Semûd kavmi, küfür ve fesâd üzerinde iken, Sâlih (aleyhisselâm) dünyâyı teşrîf etti. Sâlih (aleyhisselâm), Semûd'un orta halli bir âilesine mensup idi. Fakat neseb (soy) îtibâriyle kavminin en şereflisi idi. Babası Ubeyd (başka bir rivâyette Kânûh) muhterem bir zât idi. Bir gün puthâne önünden geçerken kendinde tuhaf bir hâl hissetti. Evine gelip uyuduğu zaman, gaipten bâzı sesler duydu. “Hak geldi bâtıl yıkıldı, Allahü teâlânın kulu ve peygamberi Sâlih (aleyhisselâm) dünyâya gelecektir Allahü teâlâ onunla insanlara kurtuluş yolunu bildirir” dendi. Ubeyd bundan korktu. Başına bâzı şeyler geleceğini anladı. Başka bir gün puthâne önünden geçerken putlardan sesler gelip; “Senin nesebinde Allahü teâlânın dünyâya getirip peygamberlik vereceği bir zât var” dendi ve o anda alnındaki nûr ile bütün yeryüzü aydınlanarak kuvvetli bir rüzgâr esti. Bütün putlar yüz üstü düşüp, büyük putun başındaki taç yuvarlandı. Bu hâdise üzerine Ubeyd, kavminin kendisine zarar vermesinden korkup kaçmaya başladı. O esnâda bir melek kendisini tutup sür’atle uzaklaştırdı ve ağaçları bol bir vâdiye getirdi. Uzun zaman orada kaldı. Bir gün hanımı da oraya getirildi ve bir müddet beraberce yaşadılar. Ubeyd'in vefâtından sonra hâmile olan hanımı, yine melek vâsıtasıyla eski evine götürüldü.
Sâlih (aleyhisselâm) Muharrem ayının bir Cumâ gecesinde dünyâyı teşrîf edince, kara, deniz ve sahrâlarda ilâhî bir ses onun doğumunu müjdeledi. Doğum gecesinde, rahmet melekleri yeryüzüne indi. Ağaçlar ve hayvanlar, Sâlih'in (aleyhisselâm) doğumu sebebiyle Allahü teâlâya şükür secdesi ettiler. Semûd'un putları da yüzüstü devrildiler. Puthaneye bakan Dârit bin Amr derhal gidip hâdiseyi haber verdi. Reisleri Cenda ve ileri gelenler kalkıp puthâneye gittiler. Putlarının ne hâle geldiğini görünce daha da şaşırdılar. Hep birlikte büyük putu kaldırarak başına tâcını yeniden koydular. Cenda, puta saygı ile yaklaşarak; “Bu hâl nedir?” dedi. O esnâda mel’ûn şeytan putun içine girip; “Ey Semûd kavmi! Şu an sizi Hûd'un (aleyhisselâm) dînine dâvet edecek birisi doğdu. Fakat ondan dolayı size bir zarar yoktur” dedi. Bunun üzerine Semûd kavmi ileri gelenleri dağılıp gittiler.
Semûdlular büyük bir bayram gecesinde eğlenirken bütün ağaçlar Allahü teâlânın izniyle dile gelerek; “Ey Semûd kavmi! Niçin ibret alan kimseler değilsiniz. Allahü teâlâ size senede iki defâ ağaçlarınızda meyveler veriyor. Siz ise; hâlâ çeşit çeşit ve bol bol nîmetler gönderen Allahü teâlâya değil de putlarınıza ibâdet ediyorsunuz” dedi. Bunu duyan Semûd kavmi öfkelendi ve bu hâl içinde meyve ağaçlarını kestiler. Ancak bu defâ ehlî hayvanlar dile gelerek aynı sözleri söylediler. Semûdlular hayvanları da kesmeye başladılar. Sonra dağlardan vahşî hayvanlar dile gelip seslendiler; “Ey Semûdlular! Size yazıklar olsun. Niçin ağaçları kesiyor, neden o hayvanları öldürüyorsunuz? Onlar doğru söylediler” deyince, Semûdlular silâhlarına sarılıp vahşî hayvanların peşine düştüler. Hayvanlar hem kaçıyor hem de; “Bizim ilâhımız ve mevlâmız sonsuz kuvvet ve kudret sâhibi Allahü teâlâdır. Yâ Rabbî! Semûd kavmi senin verdiğin bol nîmetlere şükretmediler. Nimetleri vereni inkâr edip senden başka kendi elleriyle yaptıkları putlara taptılar. Yeryüzüne zulüm ve fesâdı yaydılar. Yâ Rabbî! Sen mutlak adâlet sâhibisin. Hâkimsin. Sen yeryüzünü kulun ve peygamberin Sâlih (aleyhisselâm) ile ıslâh eyle. Yâ Rabbî! Onunla fesâdı kaldır” diye seslendiler. Semûd kavminin insanları bu sözleri işitince; “Bunlar putlarımıza karşı geliyorlar” diye söylendiler.

Semûd, Arab-ı bâideden yâni tamâmen helâk ve yok olmuş ve helâk edilişleri dillere destan olarak kalmış meşhûr bir kavimdendir. Kur’an-ı kerîmde çeşitli sûrelerde îmân etmedikleri, bunun netîcesinde helâk oldukları beyân buyurulmaktadır.
Hûd aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği Âd kavmi, âsî olup, şiddetli rüzgârla helâk edilince, îmân ettikleri için bu azâbdan kurtulan mü’minler, kendilerine yeni yurtlar bulmak için çeşitli bölgelere dağıldılar. Bu büyük felâketten kurtulanlardan birisi de, Nûh'un (aleyhisselâm) oğlu Sâm'ın neslinden gelen Semûd idi. Semûd ve beraberindekiler, Şam ile Hicaz arasında bulunan Hicr mevkîinde yerleştiler. Semûd'un torunları bu beldeden ayrılıp, Âd kavminin helâk edildiği yerlere göç ettiler. Kâdî, Hâzin ve Nîmetullah efendilerin beyânlarına göre; “Âd kavminin helâkinden sonra Semûd kavmi onlara halef oldu. Onların yurtlarına yerleşip imar ettiler.” Burada çoğalan Semûd'un torunları önce bir kabîle, sonra da büyük bir kavim (topluluk) oldular. Dedeleri Semûd'a nispetle Semûd kavmi denildiği gibi, az su demek olan Semed'den dolayı Semûd denildiği de rivâyet edilmektedir. Kur'ân-ı kerîmde “Eshâb-ül Hicr” şeklinde zikredilen bu kavim, Âd kavminin devamı olması ve onun yerini alması sebebiyle Âd-ı sânî (ikinci Âd) diye de anıldı.
İbn-i İshak dedi ki; “Allahü teâlâ Âd kavmini şiddetli rüzgârla helâk edince, onların memleketlerini yurt edinen Semûd kavmi dağlarda kayaları oyup evler yaptılar. Allahü teâlâ onlara çok mal verdi.” Semûd kavmi on kabîle olup, her bölük, kadınlar ve çocuklar hariç ikibin kişiden fazla idi. Sonraları daha da çoğalıp nüfusları kendilerinden önce yaşayan Âd kavmi kadar oldu. Bu kavim tıpkı Âd kavmi gibi taşları yontup, dağları oyarak kayalara, tepelere saraylar yapıp, ovalara köşkler kurup, bağlar, bahçeler meydana getirdiler. Ömürleri uzun, dünyâ için çok çalışan bu kavmin insanları taş oymacılığında pek ileri gittiler. Bu husûsta Ebû Sa’îd İstahrî; “Semûd kavminin Vâdi-ül Kurâ havalisindeki kayalara oydukları meskenler ince ve san’atlı, evleri de tam teşkilatlı idi” demektedir.
Allahü teâlâ, Âd kavmi gibi bunlara da bol nîmetler ve çok uzun ömür verdi. Meskenlerinde her türlü nîmetler içinde yüzüp, üçyüz sene ile bin sene arasında ömür sürdüler. Önceleri bu nîmetlere şükrederlerken, sonraları unutup terk ederek, zevk ve sefâya düştüler. Üstelik kabîle reisleri başta olmak üzere zulüm ve haksızlığa dayalı çeteler kurup, karışıklıklar çıkardılar. İnsanları ifsâd ettiler ve putlara tapmaya başladılar.
Kavmin içinde îmân sâhibi olup, daha önce gönderilen Hûd'a (aleyhisselâm) inananlar, Semûdlulara, Allahü teâlânın Âd kavmini isyânları sebebiyle nasıl helâk ettiğini anlattılar. Reisleri olan Halcan'ın yaptıklarını ve Hûd'un (aleyhisselâm) onlara olan nasîhatlerini hatırlattılar. Çok kere bunu dinleyen Semûdlular; “Âd kavmi kendilerine sağlam binâlar yapmadıkları için helâk oldular. Zirâ onlar evlerini ve çadırlarını kumlar üzerine kurduklarından, esen rüzgâr evlerini ve kendilerini aldı götürdü. Biz ise dağlarda kayaları oyup, sağlam, kapıları demirden olan evler yapıyoruz. Rüzgâr onları yıkamaz ve bizlere de zarar veremez. Biz kendi ilâhlarımıza (putlarımıza) sımsıkı bağlıyız. Onlara her zaman hizmet eder, kurbanlar keseriz” dediler. Önceleri evleri dağlarda kayalarda değildi. Sonraları kayaları oyarak oraları yurt edindiler.
Kavmin reisi Cenda bin Amr idi. Semûdlular bir gün toplanıp reisleri Cenda’ya geldiler ve; “Biz kendimiz için ibâdet edeceğimiz ilâhlar yapmak istiyoruz, öyle ki onun bir benzerini Âd kavmi görmemiştir. Nûh'un (aleyhisselâm) kavmi de görmedi. Bu husûsta fikrinizi almaya geldik” deyince; Cenda onlara izin verip san’atları olan kaya oymacılığı işinde çalışmalarını söyledi. Semûdlular Kesîb adındaki dağa çıkıp büyük bir kayayı yonttular. Ona; göz, sığır göğsü gibi bir göğüs, at ayağı gibi ayaklar yapıp altın ve gümüş ile kapladılar. Başına da altından yapılmış bir taç koydular. Ayrıca çeşitli mücevherlerle donatıp karşısına geçerek secdeye kapandılar.
Ona, kurbanlar adayıp kestiler. Sonra reislerine gidip onu hazırladıklarını söylediler ve tapınmak için gelmesini ricâ ettiler. Reisleri Cenda bin Amr da onların dâvetini kabûl ederek büyük küçük herkesin reisleriyle beraber ilâhlarının yanında toplanmaları îlân edildi. Çok süslü bir binekle putun önüne gelen Cenda, atından inip secdeye kapandı. O zaman beraberindekiler de yerlere kapandılar. Daha sonra Cenda bu put için; büyük bir binânın inşâ edilerek altın ve gümüşlerle süslenmesini, yerlerin ipeklerle döşenmesini, bir de putlar koymak ve kandiller yakmak için puthâne çevresinde çok sayıda evlerin yapılmasını tembih etti. O zaman aralarında bulunan Rabab bin Sakrilâhir isimli birisi; “Ey reisim! Bu ilâhlara hizmet edecek eşrâftan kimseler lâzımdır” deyince, Cenda onu tasdik etti ve; “Semûd kavminden neseb, şeref ve her bakımdan üstün kimseleri puthânemizin hizmetine tâyin ettim” dedi. Böylece, oraya hizmetçiler ve çok miktarda altın tahsisi yapıldı ve Semûdlular puthânelere sâhip oldular. Ved, Ced, Hed, Şems, Menâf, Menât, Lât ve başka isimlerle andıkları putlarına uzun seneler taptılar. Yıllar uzadıkça uzadı ve sürüp gitti. Öyle ki küçükler ihtiyârladı. Semûd kavmi de küfür ve fesatta alabildiğince ileri gitti. Aynı zamanda mal, mülk ve servetler içinde yüzdüler. Hayvanları vâdileri doldurdu. Ağaçlar senede iki defâ meyve verdi. Her türlü dünyâ nîmetlerine gark oldular. Ahlâksızlık ve zinâ çok yayıldı, öyle ki kadın erkeği zinâya dâvet ederdi. Emâneti korumak kalmadığı gibi, yalan, haksızlık, adam öldürme gibi günah işlemede âdetâ birbirleriyle yarıştılar.
Semûdlular, Allahü teâlânın ikrâm ve ihsân ettiği bu nîmetleri ve bolluğu putlarından bilip, günden güne küfürlerinde azdılar.

Semûd kavmine gönderilen peygamber. Nesebi; Sâlih bin Ubeyd bin Âsif bin Mâşıh bin Ubeyd bin Hâzir bin Semûd bin Âbir bin İrem bin Sâm bin Nûh'dur (aleyhisselâm). Hazret-i Âdem'in ondokuzuncu kuşaktan torunudur. Meşhûr kavle göre genç yaşında, Nûh'un (aleyhisselâm) şeriatını (dînini) kuvvetlendirmek için peygamber olarak gönderildi. İkiyüz sene ömür sürdüğü kaynaklarda geçmekte ise de bu hususta başka rivâyetler de vardır. Kabr-i şerîfi Mekke-i mükerreme de Dâr-ün-Nedve'de yâhut Rükn ile Makâm arasındadır. Bu durum “Fevâyih-i Mıskiyye” adlı eserde yer alan bir hadîs-i şerîfte; “Nûh, Hûd, Sâlih, Şuayb'ın (aleyhimüsselâm) kabirleri, Mekke'de Zemzem ile Makâm arasındadır” diye zikredilmiştir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget