Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

HUTBE
Hitâbe, nutuk, konuşma, vâz. Cumâ namazlarından evvel, bayram namazlarından sonra hatîbin (imâmın) minber denilen yüksekçe yerde cemâate karşı okuduğu Allahü teâlâya hamd, Resûlullah'a salât ve selâm ve mü'minlere nasihat ve duâdan ibâret bir ibâdet.

İbâdet, emirleri yapmak demektir. Kur'ân-ı kerîmi ve hutbeyi okumak ibâdettir. (Seyyid Abdülhakîm Efendi)

Cumâ ve bayramda hutbeyi kısa okumak sünnettir. (Tahtâvî)

Hutbede dört büyük halîfenin (hazret-i Ebû Bekr, Ömer, Osman, Ali (radıyallahü anhüm) adını yüksek sesle söylemek Ehl-i sünnet olmanın alâmetidir (işâretidir). (Ahmed Fârûkî)

Hutbe okunurken yer değiştirmek, yanındakilere sıkıntı vermek haramdır. (İbn-i Âbidîn)

Hazret-i Ömer'in bir hutbesi şöyledir:

Ey insanlar! Kur'ân-ı kerîmi öğreniniz. O'nunla amel ediniz (emir ve yasaklarına uyunuz). (İbn-i Abdi Rabbih)

Ömer bin Abdülazîz'in ilk hutbesi:

Ey insanlar!İçinizi (kalbinizi) düzeltiniz ki, dışınız da (işleriniz de) düzelsin. Âhiretinizi iyi yapın ki, dünyânız da iyi olsun. (İbn-i Abdi Rabbih)

Kudüs'ün fethinde büyük âlim İbn-i Zekî'nin hutbesi şöyledir:

Ey cemâat!Allahü teâlânın dînine yardım ediniz. Bu yoldaki hizmeti fırsat biliniz. Şunu iyi biliniz ki, işler netîcelerine göre kıymet kazanır. Allahü teâlâ, emirlerine ve yasaklarına uyma husûsunda bize ve size yardım eylesin. Allahü teâlâ size yardım ederse sizi kim yenebilir. Eğer size yardım etmez, yalnız bırakırsa, size yardıma kimin gücü yetebilir? (İbn-i Receb)

HUTAME
Cehennem'in beşinci tabakası.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi ve başkalarını ayıplamayı ve servet biriktirip onu saymayı âdet edinenlere veyl (yazıklar) olsun! O malın kendisini ebedî kılacağını mı zanneder? Hayır! Yemin ederim ki o, Hutame'ye atılır. Hutamenin ne olduğu sana söylendi mi? O, Allahü teâlânın tutuşturulmuş, yandıkça tırmanıp kalblerin tâ üstüne çıkan ateşidir. (Hümeze sûresi: 1-7)

HUŞÛ'
Tevâzû, alçak gönüllülük. Hakk'a boyun eğmek. Korku ve sevgiden meydana gelen edebli bir hal.

Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Îmân edenlerin, Allahü teâlâyı ve Hak'tan ineni (Kur'ân-ı kerîmi) zikr için, kalblerinin huşû' zamânı hâlâ gelmedi mi? Onlar, daha evvel kendilerine kitab verilip de üzerlerinden uzun zaman geçmiş, artık kalbleri kararmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan bir çoğu dinlerinden çıkmış fâsıklardı. (Hadîd sûresi: 16)

Mü'minler herhâlde kurtulacaklardır. Onlar namazlarını huşû ile kılanlardır. (Mü'minûn sûresi: 1,2)

Kalbi meşgûl eden, huşû'u gideren şeyler yanında, meselâ süslü şeyler karşısında, oyun ve çalgı aletleri yanında ve arzû ettiği yemekler karşısında, namaz kılmak mekrûhtur. (İbn-i Âbidîn)

Huzûr ve huşû' ile kılınan iki rek'at namaz, gâfil (Allahü teâlâyı unutmuş) bir kalb ile akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır. (Abdullah ibni Abbâs)

Duânın edeblerinden biri de; duâ ederken, âciz olduğunu ifâde etmek, huzûr ve huşû'içinde Allah'tan korkarak ve kabûlünü umarak istediği şeyde devâm üzere olmaktır. (İmâm-ı Gazâlî)

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget