Yolculukta Namazları Kısaltmak
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
279- Yolculukta Namazları Kısaltmak
(Bu bölüm Arapça orijinal ismi “Ebvab-üs Sefer (Yolculuk)” bölümleri demektir. Biz burada savaş için yola çıkmak olarak tercüme ettik çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatında savaş dışında bizim bildiğimiz şekilde bir yolculuk -davet ve hicret dışında- yoktur.)
547- Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir, Ömer ve Osman ile yolculuğa çıktım, öğle ve ikindi namazlarını ikişer ikişer olarak kılarlar ne farzdan önce ne farzdan sonra sünnet namaz kılmazlardı.” Abdullah b. Ömer diyor ki: “Farzdan önce ve sonra sünnet kılınması gerekmez eğer fazladan namaz kılınacak olsaydı farzı dörde tamamlardım.” (Muvatta, Kasr-us Salat: 2; Nesâî, Taksirus Salat: 1)
Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ali, İbn Abbâs, Enes, Imrân b. Husayn ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasen garibtir. Bu hadisi böylece Yahya b. Süleym rivâyetinden bilmekteyiz.
Muhammed b. İsmail diyor ki: Bu hadis Ubeydullah b. Ömer’den, Suraka ailesinden bir adamdan ve İbn Ömer’den rivâyet edildi.
Tirmizî: Atıyye el Avfî yoluyla İbn Ömer’den Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yolculukta sünnet kıldığı rivâyet edilmişse de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir, Ömer ve Osman’ın ilk dönemlerinde yolculukta namazları kısalttıkları sahih olarak sabittir.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından pek çok ilim adamı bu hadisle amel etmişlerdir. Âişe (radıyallahü anha)’nın yolculukta tam kıldığı da rivâyet edilmiştir.
Uygulama, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabından gelen rivâyete göredir. Şâfii, Ahmed ve İshâk aynı görüşte olup Şâfii şu ilaveyi yapar: “Yolculukta kısaltma ruhsattır, tam kılınırsa da caiz olur.”
548- Ebû Nadre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Imrân b. Husayn’a yolculuk namazından soruldu o da şöyle dedi: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Hac yaptım, Hac esnasında hep iki rek’at kıldı. Ebû Bekir ile Haccettim iki rek’at kıldı. Ömer ile Haccettim iki rek’at kıldı. Osman’ın halifeliğinin altı ve yedinci senesinde Haccettim; O’da iki rek’at kıldı.” (Nesâî, Taksirus Salat: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
549- Mâlik b. Enes’in şöyle dediği işitilmiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Medîne’de öğleyi dört rek’at, Zülhüleyfe’de ikindiyi iki rek’at olarak kıldık.” (Nesâî, Taksirus Salat: 4)
Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
550- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medîne’den Mekke’ye yola çıktı hiçbir düşman korkusu yokken sadece Alemlerin Rabbinin korkusu varken namazları iki rek’at kıldı.” (Nesâî, Taksirus Salat: 4; Muvatta, Kasrus Salat: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
٢٧٩ - باب مَا جَاءَ فِي التَّقْصِيرِ فِي السَّفَرِ
٥٤٧ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَبْدِ الْحَكَمِ الْوَرَّاقُ الْبَغْدَادِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ سَافَرْتُ مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَبِي بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ فَكَانُوا يُصَلُّونَ الظُّهْرَ وَالْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ رَكْعَتَيْنِ لاَ يُصَلُّونَ قَبْلَهَا وَلاَ بَعْدَهَا . وَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ لَوْ كُنْتُ مُصَلِّيًا قَبْلَهَا أَوْ بَعْدَهَا لأَتْمَمْتُهَا . قَالَ وَفِي الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَعَلِيٍّ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَنَسٍ وَعِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ يَحْيَى بْنِ سُلَيْمٍ مِثْلَ هَذَا . قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَقَدْ رُوِيَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ رَجُلٍ مِنْ آلِ سُرَاقَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رُوِيَ عَنْ عَطِيَّةَ الْعَوْفِيِّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم كَانَ يَتَطَوَّعُ فِي السَّفَرِ قَبْلَ الصَّلاَةِ وَبَعْدَهَا . وَقَدْ صَحَّ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ كَانَ يَقْصُرُ فِي السَّفَرِ وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَعُثْمَانُ صَدْرًا مِنْ خِلاَفَتِهِ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَغَيْرِهِمْ . وَقَدْ رُوِيَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا كَانَتْ تُتِمُّ الصَّلاَةَ فِي السَّفَرِ . وَالْعَمَلُ عَلَى مَا رُوِيَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَأَصْحَابِهِ وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِيِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ إِلاَّ أَنَّ الشَّافِعِيَّ يَقُولُ التَّقْصِيرُ رُخْصَةٌ لَهُ فِي السَّفَرِ فَإِنْ أَتَمَّ الصَّلاَةَ أَجْزَأَ عَنْهُ .
٥٤٨ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ الْقُرَشِيُّ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، قَالَ سُئِلَ عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ عَنْ صَلاَةِ الْمُسَافِرِ، فَقَالَ حَجَجْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ وَحَجَجْتُ مَعَ أَبِي بَكْرٍ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ وَمَعَ عُمَرَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ وَمَعَ عُثْمَانَ سِتَّ سِنِينَ مِنْ خِلاَفَتِهِ أَوْ ثَمَانِيَ سِنِينَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
٥٤٩ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ، وَإِبْرَاهِيمَ بْنِ مَيْسَرَةَ، سَمِعَا أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ، قَالَ صَلَّيْنَا مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم الظُّهْرَ بِالْمَدِينَةِ أَرْبَعًا وَبِذِي الْحُلَيْفَةِ الْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ .
٥٥٠ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، عَنْ مَنْصُورِ بْنِ زَاذَانَ، عَنِ ابْنِ سِيرِينَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم خَرَجَ مِنَ الْمَدِينَةِ إِلَى مَكَّةَ لاَ يَخَافُ إِلاَّ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .