Zekâtını Veren Üzerine Düşen Görevi Yapmış Olur
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
2- Zekâtını Veren Üzerine Düşen Görevi Yapmış Olur
621- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Malının Zekâtını verirsen görevini yerine getirmiş olursun.” (İbn Mâce, Zekât: 3)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Bu hadis Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den değişik yönleriyle nakledilmiş olup bir seferinde bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü Zekâttan başka üzerime düşen bir görev daha var mıdır? Diye sordu, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Hayır nafile olarak verebilirsin.”
622- Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında otururken akıllı bir kimse gelse, soru sorsa da bizde bazı şeyleri öğrenmiş olsak derdik. Yine böyle bir durumda iken bir adam geldi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in önüne diz çöküp oturdu ve; “Ya Muhammed! senin gönderdiğin kimse bize geldi ve senin Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber olduğunu söyledi.” Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: “Evet” buyurdular. O kimse dedi ki: “Göğü yükselten, yeryüzünü serip döşeyen ve dağları meydana getiren Allah mı seni gönderdi?” Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dedi. Bunun üzerine o kimse dedi ki: “Senin gönderdiğin kimse bize; bir gün ve gecede beş vakit namaz kılınması gerektiğini söyledi” deyince, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dediler. O kimse: “Seni gönderen zat hakkı için bunu Allah mı emretti?” deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dediler. Bunun üzerine o adam: “Senin gönderdiğin o görevli kimse bize senede bir ay oruç tutulmasının farz olduğunu söyledi” deyince; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Doğrudur” dedi. Bu sefer o adam: “Seni gönderen zat hakkı için bunu sana Allah mı emretti” deyince, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” buyurdu. Yine o adam: “Senin gönderdiğin kimse mallarımızdan Zekât verilmesi gerektiğini söyledi” deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Doğrudur” dedi. O adam da: “Seni gönderen zat hakkı için bunu sana Allah mı emretti” diye sorunca; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) “Evet” dediler. Yine o adam: “Senin gönderdiğin yetkili kimse bize; gücü yetenlerin Hac yapması gerektiğini söyledi” deyince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dediler. O adam da: “Seni gönderen zat hakkı için bunuda mı Allah emretti” deyince, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dediler. Bunun üzerine o kimse: “Seni hak üzere gönderen o zat için bunlardan hiç birini terk etmeyeceğim ve fazlada yapmayacağım” dedi hızlıca kalkıp gitti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Bu adam bu söylediklerinde doğru ve ciddi ise Cennete girer.” (Buhârî, İlim: 7; Müslim, İman: 3)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Enes vasıtasıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den değişik bir şekilde de rivâyet edilmiştir. Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Bazı hadisçiler bu hadisten; “Alim bir kimseye bir şeyi okuyup arz etmenin ondan dinlemek gibi caiz olduğunu çıkarmışlardır.” Bu hadisteki kimsenin Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bazı bilgileri sunması ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in de onları tasdik etmesini delil olarak göstermişlerdir.
٢ - باب مَا جَاءَ إِذَا أَدَّيْتَ الزَّكَاةَ فَقَدْ قَضَيْتَ مَا عَلَيْكَ.
٦٢١ - حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ الشَّيْبَانِيُّ الْبَصْرِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ، أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ، عَنْ دَرَّاجٍ، عَنِ ابْنِ حُجَيْرَةَ، هُوَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ حُجَيْرَةَ الْمِصْرِيُّ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( إِذَا أَدَّيْتَ زَكَاةَ مَالِكَ فَقَدْ قَضَيْتَ مَا عَلَيْكَ ). قَالَ أَبُو عِيسَى . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رُوِيَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ أَنَّهُ ذَكَرَ الزَّكَاةَ . فَقَالَ رَجَلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ عَلَىَّ غَيْرُهَا فَقَالَ ( لاَ إِلاَّ أَنْ تَتَطَوَّعَ ).
٦٢٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ الْكُوفِيُّ، حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ، عَنْ ثَابِتٍ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ كُنَّا نَتَمَنَّى أَنْ يَأْتِيَ، الأَعْرَابِيُّ الْعَاقِلُ فَيَسْأَلَ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَنَحْنُ عِنْدَهُ فَبَيْنَا نَحْنُ عَلَى ذَلِكَ إِذْ أَتَاهُ أَعْرَابِيٌّ فَجَثَا بَيْنَ يَدَىِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّ رَسُولَكَ أَتَانَا فَزَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ أَرْسَلَكَ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَبِالَّذِي رَفَعَ السَّمَاءَ وَبَسَطَ الأَرْضَ وَنَصَبَ الْجِبَالَ آللَّهُ أَرْسَلَكَ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِي الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرٍ فِي السَّنَةِ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( صَدَقَ ). قَالَ فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا فِي أَمْوَالِنَا الزَّكَاةَ . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( صَدَقَ ). قَالَ فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا الْحَجَّ إِلَى الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). قَالَ فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( نَعَمْ ). فَقَالَ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ أَدَعُ مِنْهُنَّ شَيْئًا وَلاَ أُجَاوِزُهُنَّ . ثُمَّ وَثَبَ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنْ صَدَقَ الأَعْرَابِيُّ دَخَلَ الْجَنَّةَ ). قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَقَدْ رُوِيَ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم . سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ يَقُولُ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِقْهُ هَذَا الْحَدِيثِ أَنَّ الْقِرَاءَةَ عَلَى الْعَالِمِ وَالْعَرْضَ عَلَيْهِ جَائِزٌ مِثْلُ السَّمَاعِ . وَاحْتَجَّ بِأَنَّ الأَعْرَابِيَّ عَرَضَ عَلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَقَرَّ بِهِ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم .