Karısını Kesinlikle Boşayan Kimsenin Durumu Niyetindeki Gibidir
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
2- Karısını Kesinlikle Boşayan Kimsenin Durumu Niyetindeki Gibidir
1210- Rükâne (radıyallahü anh)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü karımı kesinlikle boşadım” dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kesinlikle demekle neyi kastettin? Buyudular. Ben de: “Tek bir talakı” dedim. “Vallahi der misin?” buyurdu. Ben de: “Vallahi” dedim. Bunun üzerine: “Niyetin ne ise o gerçekleşmiştir” buyurdular. (İbn Mâce, Talak: 19; Ebû Dâvûd, Talak: 14)
Tirmizî: Bu hadis sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum dedi ki: Bu hadiste ızdırap vardır yani pek sağlam değildir.
İkrime ve İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den: “Rükâne karısını üç talakla boşamıştır” diye rivâyet edilmiştir.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönem ilim adamları “Kesinlikle” denilerek yapılan nikah konusunda ayrı görüş ileri sürmüşlerdir. Ömer b. Hattâb’ın elbette (kesinlikle) sözcüğüyle verilen talakı bir talak olarak kabul ettiği rivâyet edildi. Ali b. ebî Tâlib’in ise üç talak kabul ettiği rivâyet ediliyor.
Bazı ilim adamları ise bu konu kişinin niyetine bağlıdır. Tek’e niyet etmişse tek üçe niyet etmişse üç sayılır. İki talak’a niyet etmişse tek talak sayılır. Sevrî ve Küfeliler bu görüştedirler.
Mâlik b. Enes: “Elbette” (Kesinlikle) denilerek verilen talakta eğer o kimse o kadınla cinsel ilişki yapmışsa o talak üç talak sayılır, diyor.
Şâfii ise: Bir’e niyet etmişse bir olup dönme hakkı vardır. İkiye niyet etmişse iki, üç’e niyet etmişse üç sayılır, demektedir.
٢ - باب مَا جَاءَ فِي الرَّجُلِ يُطَلِّقُ امْرَأَتَهُ الْبَتَّةَ
١٢١٠ - حَدَّثَنَا هَنَّادٌ، حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ، عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ، عَنِ الزُّبَيْرِ بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ بْنِ رُكَانَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، قَالَ أَتَيْتُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي طَلَّقْتُ امْرَأَتِي الْبَتَّةَ . فَقَالَ ( مَا أَرَدْتَ بِهَا ). قُلْتُ وَاحِدَةً . قَالَ ( وَاللَّهِ ). قُلْتُ وَاللَّهِ . قَالَ ( فَهُوَ مَا أَرَدْتَ ). قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ فِيهِ اضْطِرَابٌ . وَيُرْوَى عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رُكَانَةَ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ ثَلاَثًا . - وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم وَغَيْرِهِمْ فِي طَلاَقِ الْبَتَّةِ فَرُوِيَ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ أَنَّهُ جَعَلَ الْبَتَّةَ وَاحِدَةً وَرُوِيَ عَنْ عَلِيٍّ أَنَّهُ جَعَلَهَا ثَلاَثًا . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِيهِ نِيَّةُ الرَّجُلِ إِنْ نَوَى وَاحِدَةً فَوَاحِدَةٌ وَإِنْ نَوَى ثَلاَثًا فَثَلاَثٌ وَإِنْ نَوَى ثِنْتَيْنِ لَمْ تَكُنْ إِلاَّ وَاحِدَةً . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِيِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ فِي الْبَتَّةِ إِنْ كَانَ قَدْ دَخَلَ بِهَا فَهِيَ ثَلاَثُ تَطْلِيقَاتٍ . وَقَالَ الشَّافِعِيُّ إِنْ نَوَى وَاحِدَةً فَوَاحِدَةٌ يَمْلِكُ الرَّجْعَةَ وَإِنْ نَوَى ثِنْتَيْنِ فَثِنْتَانِ وَإِنْ نَوَى ثَلاَثًا فَثَلاَثٌ .